Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.Bölüm: O Gelmişti!

@befom

Bu gün tam tamına Theron gideli bir yıl altı ay olmuştu. Söz de erken gelecekti öyle demişti.


Her ne kadar kabullenmesem de yokluğunu gerçekten hissetmiştim tek ben değil herkes hissetmişti, benim hissetme sebebim kesinlikle bebek iç güdülerim yüzündendi, yoksa onu özlediğimden falan değildi.


Bunun dışında abilerimin dersleri artmıştı ve artık benle fazla ilgilenemiyorlardı özellikle Hale o artık aurasını kullanmayı öğrenmişti ve onun üzerine ders alıyordu.


İkizler de Hale'e örnek aldığı için çoğu zaman onunla pratik yapmaya gidiyorlardı.

Annem ise benimle zaman geçiriyordu arada sırada çay partileri yapıyor ve beni de oraya götürüyordu.


Açık olmak gerekirse abilerimle vakit geçirmeyi tercih ederdim, çay partileri çok gergin oluyordu özellikle yüksek rütbeli insanlar gelince.


Ne mutlu bana ki artık temel bir şekille konuşabiliyorum, tek heceli kelimeler ve basit cümleler kurabiliyorum.


Artık beşikten çoçuk yatağına geçiş yapmıştım aslında eski hayatımı bile unutmuştum açık olmak gerekirse burda ki aileme çok alışmıştım ve ne olursa olsun hepsini kurtaracaktım.

Yatağım da uzanıp tavana bakmaya başladım uzun bir süredir burdayım ve artık kendi dünyama dönmek için uğraşmıyorum ama aklıma başka şeyler kurcalıyordu ya hikayeyi ne yaparsam yapayım değiştiremezsem?


Bir şeyin olacağı varsa olur engelleyemezsin ama denemekten de zarar gelmez. Başka bir şey ise ya hikayenin sonun da kendi dünyama gidersem. İşte buna gerçekten çok üzülürüm.


Tak tak tak. Kapının çalınması ile kişisel hizmetçin Emi girmişti 15 yaşındaydı, aslın da kendisi daha çocuktu ama bu dünya da işler böyle yürüyormuş.


Tatlı tatlı gülümseyerek ona baktım

Merhaba Emi.

Emi utanarak kafasını eğmişti.

Prensesim kusuruma bakmayın ama benle bu şekilde resmi konuşmanıza gerek yok.


Bunu her gün emi den duyduğum için kıkırdadım. Evet belki bu dünya da doğsaydım böyle davranmazdım ama burada doğmamıştım ve Köle-Efendi olayı hala garibime gidiyordu buna asla alışamam galiba.


Köle dedim de aklıma geldi Iris kaçırıp köle pazarına götürülüyordu orda Alcander la karşılaşıyorlardı ve kurtarıyordu onu.


Kendi yazdığım kitabın detaylarını yavaş yavaş unutmaya başlamıştım, bu yüzden bir an önce yazmak ve okumak istiyordum, bu evren de allahtan ana dilim kullanılıyordu ona şükür etmem lazımdı.

Neyi düşünüyorsunuz prensesim?


Emi' nin meraklı sesi ile kendime gelmiştim.


Hiç, emi abime gitmek.


Bebek dilimin döndüğü kadar konuşmaya çalıştım.

Aslında cümle kurabilirim fakat daha bebeğim düzgün cümle kurarsam bu garip olmaz mıydı?


Emi önce elimi yüzümü yıkadı ardından kıyafetlerimi giydirmiştim en son ise saçlarımı yapmıştı. Aynadan kendime baktığım da baya tatlı olmuştum aslında, gerçekten de çok güzeldim. Altın sarısı saçlarım ve kırmızı gözlerim bu ikisi garip bir şekilde uyuyordu.

Abimin antrenman sahasına geldiğim de onun gerçekten yaşına göre oldukça güçlü olduğunu fark etmiştim. Yazdığım kitapta da ikinci erkek olduğu için güçlü olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.


Paytak paytak koşarak yanına gidip bacağına sarılmıştım. Antrenmana o kadar dalmıştı ki geldiğimi fark etmemişti. Normal de saha ya girdiğim gibi fark ederdi.


Hale, Elena gelmek.


Hale kurduğum cümleyi duyunca, ayağına yapışan bana baktı ardından da kıkırdadı. Sahte bir kızgınlıkla kaşlarını çattı.

Bana bak bücür bana abi diyeceksin. A-Bİ tamam mı?


Kafa mı tamam anlamın da sallamıştım Hale karşılık olarak saçlarımı karıştırmıştı. Beni kaldırıp ilk önce yanağımdan öpmüştü ardından omzuna koymuştu.


Kitapta Hale, Elena'dan nefret ediyordu. Aslında tek o değil ikizler de sevmiyordu. Theron yani babam o seviyordu fakat artık bıkmıştı. Haklılardı kitapta Elana ailesini umursamaz, kibirli ve kabaydı ama artık öyle değil.


Hale' in onuzların da dengemi sağlamak için saçlarından tutmuştum canını yakmış olacağım ki beni azarlamıştı.


Bücür bırak saçlarımı!


öyle diyince kulaklarından çekmiştim.

Bana bak bücür bilerek yapıyorsun dimi!?


Tepkisine sesli bir şekilde gülerken beni omuzlarından yere indirmişti ve gıdıklamaya başlamıştı. O kadar çok gıdıklamıştı ki yanlışlıkla altıma kaçırmıştım.


Tanrım bu çok utanç verici bir şey! Bebek bedenin den gerçekten nefret etmeye başladım. Hale altımda ki ıslaklığı hissedince hemen beni bırakıp dadıya seslenmişti.


Emi beni alıp odama götürmüştü ardından da banyoya sokmuştu bende utançtan ağlamak üzereydim.

........


Emi ile yemek salonuna yürürken ikizlerle karşılaştım. İkizler garipti. Onları seviyordum ama onlar biraz fazla yaramazdı.

Elenaaaaaaaaa!


Helios koşa koşa yanıma geldi ve kocaman sarılmıştı. bende gülümseyerek ona sarıldım. Ardından hızla Halios geldi ve Helios'u itti.


Helios çekil kenera be! Elena beni daha çok seviyor dimi elena?


Bu soruyu nerdeyse her gün soruyordu ikisi ne kadar atışsalar da birbirlerine çok bağlıydılar. Soru karşında başımı hayır anlamında sallamıştım.

Hayır. ikinizde sevmek.


Kurduğum cümle komik olacak ki gülmeye başlamışlardı. Halios, Emi ye dönüp nazik bir şekilde gitmesini söylemişti. Ardından sağ elimden Halios sol elimden de Helios tutmuştu ve kendi araların da atışarak yemek solonuna doğru yürümüştük. Daha çok ben uçmuştum.


Hizmetliler den birisi kapıyı açmıştı ve içeri girmiştik. Karşım da güzeller güzeli annemi görümce paytak paytak koşmaya başlamıştım. Annem endişeyle ikaz etmişti yavaş olayım diye.


Evet belki gerçek ailem değillerlerdi ama kendimi yanlarında gerçekten bebem gibi hissediyordum. Sofraya oturduğum da daha doğrusu annemin kucağına oturduğum da yemek yemeğe başlamıştık.

Masaya göz gezdirmeye başladım. Hale büyüyünce çok yakışıklı olacaktı, ikizler de öyle. Beni şimdi kolların da tutan annem ölecekti. Hale benden nefret edip diğerleri ile birlikte idam masasına oturacaktı kimin yüzünden tahmin edin.... benim.


Aslın da hikaye de gerçekten önemli şeyler vardı, çorak topraklar da çıkan önemli bir maden, ölmek üzereyken kurtarılan çocuğun en iyi şövalye çıkması falan da filan.


Hakikaten de o imparatorluğun kılıcı olan çocuğu iris buluyordu kenar mahallesin de ondan önce bulursam kendimi en azından koruma altına alabilirim dimi?


Kitapta bütün iyi şeyler tesadüfen İris'e denk geliyordu çünkü baş karakter oydu ama artık ben varım ondan önce davranırsam ailemin refah seviyesini daha iyi hale getirebilirim krallığı da öyle.

Hale'in sesi ile kendimi geldim.


Ufaklık yine ne düşünüyorsun?


Omuz silktim ve sadece kıkırdadım. Bana güvenin hepinizi kurtarıcam ve en güçlü krallığı kurucam.


Sarayın dışından gürültüler ve yüksek sesli konuşmalar geldiğini duyunca merakla anneme baktım. Annemin gözlerinin içi parıldayarak kucağın da ki benle birlikte hızlı sofradan kalktı ve dışarı doğru koşmaya başladı.


Ben ne olduğunu anlamadan dışarı çıkmıştık bile arkamızdan da Hale ve ikizler bize yetişmeye çalışıyordu.


Ne oluyor diye baktığım da bir çift kırmızı göz ile kesişmişti gözlerim. O gelmişti ne kadar uzun olsa da gerçekten dönmüştü!

hızla yanımıza doğru geldi ve direkt olarak karısını öptü. Ben de ortalarında kalmıştım. Ardından bana baktı ve ellerini açtı.


Prensesim ben geldim.


Anneme dönüp

Bu amca kim?


Bahçede ki o sesten eser kalmamıştı, herkes suspus olmuştu. Theron yani babam hüsrana uğramış bir şekilde ilk karısına sonra bana bakmıştı ardından kollarını indirmişti.


Kendimi tutamayıp gülmeye başladığım da ağzımdan şaka yaptım cümlesi çıkmıştı. Babam bunu duyduğunda hızla yanıma gelip öpücüklere boğmuştu beni.

Sonra Anneme dönüp sahta bir kızgınlıkla kaşlarını çattı.

" Prensesimi de kendine benzetmişsin, senin gibi kötü şakalar yapıyor"


Annem tek kaşını kaldırarak kollarını birbirine doladı.

" İtirazın mı var?"


Koskoca imparatorluğun acımasız kralı karısından korkmuş olucak ki sessiz bir şekilde

" Hayır Karıcığım" demişti.


Abilerim tam gülmek üzereyken babam onlara tek kaşını kaldırarak baktı. Bunun üzerine abilerim sadece gülmemek için kendilerini sıkmaya başlamıştı.


Mutlu aile tablomuza baktım, gerçekten çok güzel ve neşeli bir aileydik. Onları kesinlikle kurtarmam gerekiyor ve bunu yapıcağım. Oyun yeni başlıyor.


Loading...
0%