Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@begumdeniz

Odamda aynanın karşısına geçmiş saçımı tarıyordum çok uzun değildi ancak kısada değildi orta boyluydu saçımın rengi koyu kahverengiydi saçımı taradıktan sonra üstüme birşeyler giymek için dolabımı açtım orta boylu biriydim gözüme siyah uzun elbisem çarptı askısından çıkarıp yatağa fırlattım askılı bir elbiseydi bu nedenle üşüye bilirdim onun için uzun kollu birşeyler bakıyordum siyah deri ceket gözüme çarptı onu elime alıp dolabı kapattım ve giyinme kabinine girdim elbise üstüme tam oturmuştu ayakkabı olarak siyah ayak bileğimin biraz üstü az topuklu bir bot giydim.Kolyemi takarken odamın kapısı tıklandı,

-"gir!'diyerek seslendim içeri giren evimizin çalışanı benimde çok sevdiğim Sevde ablaydı,

 

-"Umay'ım seni Turan bey çağırıyor aşağıda çabuk gelsin dedi"bunları söyledikten sonra beni süzüp,

 

-"ne kadar güzel olmuşsun"dedi,

 

-"Teşekkürler abla o senin güzelliğin neyse ben aşağı iniyimde babam kızmasın"dedim ve kapıya ilerledim Sevde abla geçemem için kenara çekildi ona gülümseyip aşağıya indim

Babam her zamanki tekli koltuğuna geçmiş oturuyordu benim geldiğimi görünce,

 

-"gel kızım gel"

 

Karşısına geçip oturdum babam ellerini dizine koyup konuşmaya başladı,

 

-"kızım biliyorsun ki bizim bazı düşmanlarımız var"

evet,vardı çünkü babam bilinen biriydi ve pek çok sayıda şirketide vardı ve bazı şirketler ile düşmandı sebebini pek bilmiyorum,

 

-"evet baba bunu biliyorum"diyerek cevap verdim.

 

-"kızım şirketler arası bir yarışma var ve buna bizde katıldık ancak düşman olduğumuz şirketlerden biride katıldı Sancakların şirketi biliyorsun ki onlarda reklam tasarımı konusunda iyi bir şirket senden birşey isteyeceğim biliyorsun ki yarışmadan sonra şirket sana kalacak"

 

Evet bunuda biliyordum babamın benden başka çocuğu yoktu tek çocuktum üniversitem daha yeni bitmiş iki yıl olmuştu reklamcılıkla ilgi bölümü bitireli ancak babam ısrar etmesine rağmen biraz dinlendikten sonra şirketin başına geçmek istediğimi söylemiştim,

 

-"kızım senden Sancakların şirketinde çalışmanı ve bana oradaki reklam filmi fikirlerini getirmeni istiyorum"

 

-"Ne baba saçmalama biz yeterince iyi bir şirketiz hileye gerek yok!"

 

-"kızım senin bilmediğin şeyler var ancak şunu bil bunu haksız yere yapmıyorum"

 

Dedi kararsızdım,

 

-"peki ben bunu kabul etsem onlar beni tanımayacaklar mı? "

 

-"onların şirketinin başına bu yıl Sancakların veliyahtı geçti yani tek oğulları o da seni hiç görmedi ayrıca seni tanıyan kişileri biz çoktan parayla susturduk bile,ha olurda tanırlarsa benle kavga edip evi terk ettiğini küstüğünü söylersin "

 

-"ya beni işe almazlarsa o zaman ne olacak baba"

 

-"onu biz halledeceğiz sen bunları düşünme sen sadece yapmak isteyip istemediğini söyle bana "

 

 

-"baba ben ...."

 

-"kızım sana onların hileyi ilk başlatanlar olduğunu söylüyorum"

 

-"tamam baba kabul!"

 

-"tamam o zaman sana birazdan konum atarım artık o evde yaşayacaksın eşyalarınıda adamlarımdan gönderirim"

 

-"peki"

 

Babam herşeyi düşünmüş benim fikrimi sormamış sorduysada formaliteden sormuştu.Ayağa kalkıp kapıya yöneldim ayakabılarımdan çıkan tok ses evi dolduruyordu,dışarı çıktığımda şahsi korumam yanıma gelip ruhsatlı silahımı verdi silah kullanmamın sebebi babamın düşmanlarının çok olmasıydı.Siyah aracıma binip gaza bastım çiftliğe gidecektim yarın büyük gündü aslında çünkü babamın planın işe yarayıp yaramayacağı belirsizdi .

 

°°°°°°°°°°°°

Çitftliğe gelmiş baytarla ahırdaki atımı almaya gidiyoduk gecenin bulunduğu kısma geldiğimizde elimle hemen onun kafasını sevdim baytar onu çıkarıp açık alana götürürken bende hemen arkalarındaydım.At sürmek için çitin üzerinden atladım ve gece'nin yani atımın yanına geçtim önce onu sevdim sonra binmem için eğilmesini bekledim artık alışmıştı binmemi istediğinde eğiliyordu üstüne bindim buraya geldiğimde elbisenin altına burada bıraktığım pantalonumu giyip elbiseyi onun içine koymuştum cropmuş gibi duruyordu ve beni rahatsız etmiyordu gece yürümeye başlamıştı gece ile aramızda garip bir bağ vardı onu ilk gördüğümde altı yaşındaydım ve o günden beri onu hiç tek bırakmadım o da benimle birlikte büyümüştü ilk gördüğüm küçücük bir taydı kahverengi bir attı yeleleri siyahtı o koşarken bende onunla koşuyordum hayatta özgürlüğü en derinden hissetiğim an bu andı .

 

°°°°°°°°°°°

 

Babamın attığı konuma varmıştım şirketin önünde duruyordum dün akşam babam bana yeni evimin konumunu atmıştı güzel bir evdi tam sevdiğim gibi beyaz yeşil ve kahverengi ağırlıklı eşyalar vardı bugün dün ki kombinin aynısıylaydım çalan telefonumla gözlerimi karşımdaki büyük binadan ayırdım arayan korumamdı,

 

-"Ne var?"

 

-"Umay hanım arabanızı taramışlar siz nerdesiniz?"

 

-"ya nerdeysem nerdeyim sana ne ayrıca ben kendimi koruyabilirim size gerek yok daha karşınızdaki hedefi vuramıyorsunuz !"

 

Benim korunmaya ihtiyacım yoktu kendimi koruyabilirim aklıma silahım geldi ve belimi yokladım evet orada duruyordu ancak bu dikkat çekerdi "niye silah kullanıyorsun" diye sorarlarsa bocalardım bu nedenle silahımı kaybetmeliydim silahı alıp ızgaralıkların arasına attım ve kendimden emin birşekilde ilerlemeye başladım.Güvenlik kapıdan girerken üstümü aradı ve sonrasında geçmeme izin verdi her tarafta insanlar vardı müdürün odasının üst katta olduğunu tahmin ettiğim için asansöre bindim asansörde birkaç kişi daha vardı . Asansör durunca çıktım herkes bana bakıyordu yürümeye devam ederken geçen birine,

 

-"müdür odası nerde?"diyerek soru sordum

 

-"az ileride sağda"dedi ve bende o tarafa yürümeye başladım kapısını tıklattım ses gelmeyince içeri girdim boştu gördüğüm koltuklardan birine oturup beklemeye başladım.

 

Adım sesleri kapının önünde durdu ve kapı kolu aşağıya doğru yol aldı kapı açıldı gelen deri ceketli siyah pantolonlu beyaz tişörtlü uzun boylu kumral bir erkekti,

 

-"siz burada napıyorsunuz?"diyerek soru sordu,ayağa kalktım ve karşısına geçtim aramızda çok az mesafe vardı kokusunu...alabiliyordum,

 

-"siz kimsiniz"diyerek soru sordum

 

-"ben buranın sahibiyim."

 

-"iyi o zaman ben iş başvurusu yapmıştım kabul edildi görevim nedir?"

 

 

-"sekreterim sensin"

 

-"peki masam nerde?"

 

-"burada oda da" dedi arkama baktım evet iki tane masa vardı sekreter yazan masaya doğru ilerledim kotuğuma geçip oturdum ve telefonumu masaya koydum,

 

-"ha bu arada adım Umay KAYA"dedim ve masadaki dosyalara göz atmaya başladım herhangi bir cevap vermedi onun adını ilk geldiğimde görmüştüm adı Miran SANCAK idi

Oda masasına geçmişti tek bir farkla o bana bakıyordu bense ona hiç bakmıyordum.

 

Kahve almak için aşağı kata inmiştim kahveler hazır olurken bende bu işi nasıl yapacağımı düşünüyordum ben onunla aynı odadaydım gözlerini benden bir saniye bile ayırmazken ben nasıl fotoğrafını çekecektim veya bilgileri gönderecektim tabi bir yandanda babamın ne kadar doğru söylediğini araştırmam gerekiyordu. Kahvelerle birlikte odaya girdim Miran birileriyle konuşuyordu onun masasına doğru gidip kahvesini koydum Miran bana teşekkür ettikten sonra adamlara döndü,

 

-"bakın bize güvene bilirsiniz"dedi adamlardan biri bana bakmaya başladı Miranı dinlemiyordu bile Miran bunu fark edince öksürdü ancak tepki alamayınca,

 

-"Umay dışarı çık"dedi dediğini normalde yapmazdım ancak şuan birileri vardı ve bende onu küçük düşürmek istemedim.

 

 

 

Hava kararmaya başlamış adamlar çoktan gitmişti Miran çıkabileceğimi söylemişti ancak çıkmamıştım ancak bir süre sonra o çıkınca bende çıkmak zorunda kalmıştım şuan aynı asansördeydik kapıya kadar süren bu birliktelik benim telefonumu çıkarıp babamın adamlarını ararken o arabasına binmiş öylece duruyordu birlikteliğimiz hâlâ devam ediyordu

 

-"alo çabuk gelip beni alın "

 

-"peki Umay hanım" dedi ve kapattım bekliyordum Miran hâlâ gitmemişti sanırım birini bekliyordu koyu kahve saçlarımı geriye doğru attım o sırada siyah bir araç geldi bizimkiler değildi bir adam araçtan indi ve kapıya doğru yol aldı güvenlik silahı buldu ve almak istedi,

 

-"vermiyorum kardeşim sana mı sorucam"

 

-"beyefendi bakın silahınız siz gelinceye kadar bende kalacak sonra alacaksınız zaten " adam bu sözlerin ardından adam yumruk attı dayanamayıp yanlarına gittim,

 

 

-"napıyorsunuz?!"

 

-"sanane güzellik"dediğinde telefonumu yere fırlattım ve suratına yumruk attım.

adam sersemlerken ben yumruk atmaya devam ediyordum en sonunda adam bana yumruk atarken kenara çekildim arkadan biri adamın elini tutmuştu ben doğrulup bakarken adamın yumruğunu tutan Miran'dı gözlerimiz birbirine deydiği anda adama bir yumruk attı ve sonra adamın üstüne çıktı adama bağrıyordu o an kulaklarım uğulduyordu öten korna ile bizimkilerin geldiğini anladım ve araca doğru koştum araca binerken Miran'la göz göze geldik eve vardığımda yaşadıklarımın şokundaydım.

 

Miran beni korumuştu gerçi kim olsa aynısını yapardı yani yapardı dimi? Yarın giyeceklerimi ayarlamak için yatak odama geçtim dolabımı açtım siyah bir kot ve siyah badi giyecekdim altına siyah botum,üstüne deri ceketim takı olarak boynuma yuvarlak tasma benzeri birşey takacaktım güneş gözlüğü seçtim siyah bir güneş gözlüğü . Ben ne yapıyordum hayatımda ilk defa önceden kombin yapıyordum.

 

sonbaharın hakim olduğu bir hava vardı yapraklar sararmış ağaçları terk ediyordu rüzgar dört dönüyordu elimdeki sıcak kahvemle L tipi koltuğun boydan boya cam tarafında olan kısmında oturuyordum.Aynı zaman da bilgisayardan Sancak reklam şirketini araştırıyordum ancak kayda değer birşey yoktu babamla bu adamın alıp vermediği ne vardı? Anlaşılan o ki bunuda araştırmam gerekiyordu saat geç olmaya başlamıştı yarın işe gidecektim bu yüzden yatmam gerekiyordu.

 

°°°°°°°°°°

 

Üstümü giymiş saçımı da at kuyruğu yapıp evden çıkmıştım aracım kapının önündeydi sabah isteğim üzerine yeni bir araç getirmişlerdi yine siyah bir araçtı trafiğe çıkmıştım yolda ilerlerken yanımdan geçen hızlı bir araçla ne yapacağımı şaşırdım neyseki hakimiyetimi kaybetmedim.

 

 

Şirketin önüne geldiğimde hız yapan araç burada duruyordu trafikte bu kadar hız yapması hiç iyi birşey değildi birisine çarpa bilirdi aracımdan inip o gri spor araca ilerledim ve camını kırmak için yerden taş aldım taşı cama fıtlattım ön camında çatlak oluşmuştu bile devam etmedim bence ne demek istediğimi anlayacaktı.

 

Güvenlikle selamlaşıp odama çıktım henüz burada arkadaş çevresi yapamamıştım kapıyı tıklamadan içeri girdim Miran oradaydı ve yanında dünki adamlardan bir tanesi vardı,

 

-"diğer arkaş gelemeyecek maalesef birisi yolunu kesmiş çok feci dövmüş hastanede şuan kimin dövdüğünü bilmiyoruz"dedi bana bakan adam yoktu.

 

 

-"ya öyle mi ? çok geçmiş olsun"dedi ve ayağa kalktılar Miran'la beraber dışarı çıktılar masaya geçtim ve oturdum bazı evrakların o yokken fotoğrafını çektim gördüğüm kadarıyla kamera bu odada yoktu.

 

Miran içeri girdi masasına geçecekken,

 

-"adamı sen dövdün değil mi?"dedim kendimden emindim,

 

 

-"bunu nerden çıkardın"

 

 

-"dün adama olan bakışlarından"

 

 

-"bende o adamın sana olan bakışlarından rahatsız oldum "

 

 

-"ne?"

 

-"ne ne görmedin mi adam sana nasıl bakıyordu"

 

 

-"pardon ama sen kimsin de beni koruyorsun"

 

-"ben senin yerinde kim olsa aynısını yapardım ama sen bir teşekkür ederim bile demedin Umay "

 

 

-"ben senin o yerine koyduğun kızlardan değilim kendimi koruya bilirim " ayağa kalktım karşılıklı duruyorduk

 

~bir nefes kadar yakın bir ömür kadar uzak kişilerdik biz~

 

 

Bu sözlerin ardından Miran'ın yanından geçip odadan çıktım beni korumaya kalkması iyi birşeydi ancak ben kendimi koruya bilirdim kim oluyorduda bir kişinin benim üstümdeki bakışlarından benim yerime rahatsız oluyordu.

 

Adımlarımı hızlandırdım ve kaferterya'ya indim,

 

-"bir tane sütlü türk kahvesi"dedim kısa boylu tatlı bir kız vardı,

 

-"tâbi hemen geliyor"diyerek cevap verdi,

 

Biz kadınlar artık alışmıştık sanki sokakta çıplak geziyormuşuz gibi bize sürekli bakmalarına,bazıları kötü niyetli değildi tâbi ancak son zamanda artan bu durumlardan dolayı bizde artık herkesi öyle zannediyorduk biz böyle diyince bize kızıyorlar ancak biz onların içindeki iyiliği görsek böyle davranmayız yine erkeklerin hepsi öyle olmadığı için birşey diyemiyorum,

 

-"sen işe yeni mi başladın?"diyerek bana soru yöneltti arkası dönüktü ,

 

-"Umay"dedim,

 

Cevap vermedi,

 

-"ismim Umay ya senin?"döndü ve gülümsedikten sonra,

 

-"İrem "

 

-"evet,yeni başladım Miran'ın sekreteriyim"

 

-"bir bağınız falan mı var?"

 

-"yok,hayır neden sordun ki" kahvemi önüme koyup karşıma oturdu,

 

-"yani biz ondan patron diye bahsederken sen Miran diyerek hitap ediyorsun aynı zamanda o sana çok farklı bakıyor"diyerek durumu açıkladı,

 

-"ben geneldede böyleyimdir herkese ismi ile hitap ederim,bana farklı bakmıyor ayrıca kin dolu gözlerle bakıyor"diyerek cevap verdim

 

-"ben o bir kin değil senin kin zannetmek istediğin birşey " güldüm,

 

-"sen tüm bunları nereden biliyorsun?"

 

-"Miran benim abim gibidir küçüklükten beri tanışırız son zamanlarda işlerinden dolayı fazla görüşemiyorduk ayrıca ben bu şirketin herşeyini bilirim"dedi,ve gülümsedi gülünce gamzesi ortaya çıkıyordu,

 

 

-"belli oldu bundan sonra seninleyim"dedim,

 

-"her zaman bekleriz"gülümsedi o gülümsemesi hep onunla kalır diye geçirdim içimden,

 

 

-"bence Miran abinin gözlerindeki duyguyu daha derin yorumlamalısın "

 

Derin bir of çektim kafeteryanın karşısında mankenler vardı reklam çekimi içindi büyük ihtimalle o sırada hoparlörden ses gelmeye başladı,

 

 

-"sayın Umay Kaya Miran beyin odasına!"

 

 

-"deli mi ya bu?"

 

-"biraz delilik vardır sen boşver git bakalım ne istiyormuş" kahvemide alıp ayağa kalktım ve asansöre ilerledim 3.katın tuşuna bastım asansör durunca indim ve ilerlemeye başladım çalan telefonumla durdum babam arıyordu hemen sessiz bir yer bulup girdim,

 

 

-"Ne var Sevde abla " tedbiri elden bırakmak istemedim,

 

-"nasıl gidiyor kızım bilgi topladın mı?"

 

-"eh işte abla iyi gidiyor sayılır "dedim ve kapattım aramanın sırasımıydı şimdi.

 

 

Arkamı dönüp nerede olduğuma baktım sanırım giyinme odasıydı dolaplardan birinin kapağı açıktı ve arkasında biri vardı açık olan dolap kapağı kapanınca arkasından Miran çıktı üstünde hiçbirşey yoktu elin beyaz tişörtü vardı.o bana bakınca göz göze geldik ,

 

-"ben özür dilerim hemen çıkıyorum"dedim ve arkamı dönüp kapıya ilerledim ancak kapı kitliydi,

 

-"kapı kitli"

 

-"olabilir Umay "

 

-"saçmalamayı kes biri beni burda böyle görse yanlış anlaşılır"

 

-"açabiliyorsan aç o zaman"dedi kafamı salladım ve kapıya döndüm,

 

Tekme atıp kıramayı deneyecektim iki elimi yandaki dolablara sabitliyip ayağımı kapıya sert bir şekilde çarptım ilkinde olmadı üst üstüne tekme atınca kapı dayanamadı zaten eski bir kapıydı arkamı dönüp Miran'a baktım,

 

-"sana demiştim ben senin tanıdığın kızlara benzemem!"dedim ve,

 

Kapı kulpunu aşağıya indirip kapıyı açtım herkes bu tarafa bakıyordu daha fazla dayanamayıp hiçbirşey olmamış gibi odama girdim masa oturdum dışarıdan Miran'nın sesi geliyordu ardından kapı açıldı ve içeri girdi masasına geçip oturdu,

 

-"bana reklam tekliflerinin bir listesini yaparsan iyi olur"dedi dediğini yapmak için bilgisayarı açtım ve yapmaya başladım

 

 

Listeyi hazırladıktan sonra,

 

-"çıktısını almama gerek yok diye düşünüyorum " dedim ve ayağa kalkıp flaşı ona uzattım,

 

-"bu devirde bencede gerek yok"

 

O sırada içeri güvenlik girdi ,

 

-"Miran bey aracınıza çarpmışlar!"

 

-"sen ne dediğinin farkında mısın?"dedi ve ayağa kalktı .

 

 

-"sende geliyorsun" dedi bana itiraz etmiyordum çünkü o eser benimdi

 

Hep birlikte aşağıya inmiştik güneş gözlüğümü kafama takmıştım aşağı indiğimizde aracına baktı ,

 

-"bunu kimin yaptığını buluyorsun"dedi güvenliğe,

 

 

-"gerek yok !"dedim ve ekledim,

 

-"ben yaptım" Miran yanıma geldi ve ,

 

-"neden?"

 

-"bu kadar hızlı kullanmamalısın sana zarar bak aracına ne olmuş"

 

-"teklifin üzerine teşekkür ederim tabiki senin beni evime bırakmanı kabul ediyorum"dedi ,

 

-"Ne!"

 

​​​​​​Umarım iyi geçmiştir🫀

 

 

Loading...
0%