"bana bir tabak pilav koy"dedim,

"Hemen geliyor ablam" pilavcı tabağa pilavı koyarken bende etrafı gözden geçiyordum,pek tekin bir yer değildi zaten amacım burayı tekin bir yer yapmayan insanları bulmaktı."buyur ablam" diyen pilavcının tok sesi dolmuştu kulaklarıma "ne kadar?"dedim,"olur mu ablam bizden olsun"dedi,elimdeki pilavı yavaşça yere koydum,"AA olmaz öyle söyle fiyatını "

-ablam ısrar ettin madem sana 50 TL olur

-adam mı kandırıyorsun sen o uyuşturucularıda mı bedava satıyorsun he?!

-ablam tövbe vallah Allah düşürmesin ne diyon ablam sen

-salağa yatma bak sende yorulma bende söyle! nerde?

Deri,siyah cektimin belimdeki silahı kapattığı yeri açtım ve görünmesini sağladım,

-ablam vallah beni zorladılar aha şurdaki bölmede vallah ben yapmadım ya !

Bir silahım etkisi bu kadar yüksekmiydi bence silahın etkisi değil silahın onu vurabileceği yetkisi korkutuyordu onu.

Bahsettiği yerdeki torbaları aldıktan sonra,"iyi afferin fazla yormadın bak ne diyeceğim benim tanıdığım bir yer var,böyle özel pansiyonu falanda bulunuyor sen bunları bana bedava ver bende seni oraya eletiyim bu mesele burada kalsın."dedim,

_"olur ablam sen nasıl istersen ,hiç gerek yoktu vallah sağolasın"dedi, beni ciddiyemi aldı?

"Tamam sen bekle burda buradan ayrılma siyah bir araç gelip alacak seni "

Dedim ve ilerlemeye başladım arkamdan"sağolasın ablam!" Diyerek bağıran pilavcının sesi geldi.Dudaklarım hafif bir şekilde yurkarı kıvrılırken,cebimdeki telefonumu alıp karakoldaki ekibe haber verecektim,

-"alo Eftalya , nasıl buldun mu adamı ?"

-"buldum gelin alın otele gideceğini sanıyor torbalar bende"

Dedim,ve telefon direk olarak kapandı.Bizde de böyleydi ,konuşma gereğinden fazla sürmezdi.

Adam kaçarsa diye yakınlarda dolanırken bizimkilerin yani ekibin geldiğini ve adamı aldıklarını gördüm adam gelen polisleri görünce hızlı denilmeyecek kadar koşarak kaçmaya çalışmıştı neyseki buna alışıktık ve hemen yakaladık.

"Sen gelmeyecek misin " dedi,iş arkadaşlarımdan Korel

"Yok, siz gidin ben eve döneceğim bizimkiler aradı açamadım eve gidince onları ararım."

Dedim ve yolun kenarında bulunan siyah yüksek , jipime bindim .

Gaza bastım ve o sokaktan ayrıldım ,sıkıcı bir havası vardı içimi bunaltıyordu .

Kırmızı ışık yanınca durdum ve parmaklarımı ritimli bir şekilde direksiyona vurmaya başladım,kafamda çalan şarkıya engel olmazken arkadan gelen korna sesiyle ilerlemeye başladım.Apartmana geldiğimde Asansöre binip 4.kat tuşuna bastım eve girdim karanlıktı sadece dışarıdan içeri süzülen sokak lambalarının ve araçların ışığı yansıyordu.Bu anları severdim L tipi olan cam kenarındaki koltuğuma geçip oturdum,babamı arayıp aramamak arasında kaldım çünkü saat gecenin ikisiydi.Belimdeki silahı çıkartıp masaya koydum. Annem önceden benim gibi ajandı ve bu yüzden bizimle ilgilenemezdi.Hep bir işi olurdu eve geç gelirdi , bir tane erkek kardeşim vardı serseri tiplerinden di işte babam ise bizimle yakından ilgilenirdi mimarlık yapardı evimizde ona özel oda vardı ve bu sayede evde işini yapabiliyordu.Babam anneme sinirliydi çünkü biz doğmamıza ve durumumuz iyi olmasına rağmen çalışmış ve bize annelik neydi hissettimemişti bile hiç acıtmadan.Oturmuş bunları düşünürken kapıdan gelen sesle kafamı o yöne döndürdüm gece bu saatinde kimdi bu belliki hırsızdı yoksa niye kapımı zorlasınki ellimle silahımı alıp kapıya doğru sessiz bir şekilde yumuşak adımlarla ilerledim planım kapıyı bir anda açıp onu tuzağa düşürmekti .Derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve silahı anahtar deliğini eğilmiş olan kişinin kafasına dayadım .

-"kalk,kalk,kalk! Kimsin ne istiyorsun !"

-"aman ağmirem ben evime geliyürdüm"

-"Rıfkı abi sen misin yine mi içintin ya !"

-"sen de istermisin ağmirim?" Derken elindeki siyah poşetten bir viski çıkarıp bana uzatacakken şişeyi yere düşürdü. Ses apartmanda yankılanırken,

-"aman be abi senin evin karşı tarafta!"

O sırada merdivenlerden gelen ayak sesiyle bakışlarımı o tarafa çevirdim,"Eftalya amirim bir sorunu var " dedi kapıcı İzzet bey de , acaba oradan bakınca yok gibi mi duruyordu?

-"ya rıfkı amca yanış kapıya gelmiş al şunu da evine bırakın İzzet bey lütfen"

-"tamam amirim hemen bırakıyorum özür dilerim "

- "senin bir suçun yok İzzet bey boşver sen iyi akşamlar" dedikten sonra kapıyı kapattım allahım bu damı beni buldu o yorgunlukla cam kırıklarını bile temizlemeden kendimi yatağa bıraktım...

•••••••

Sabahın ilk ışıklarıyla çalan telefonum beni hiç şaşırtmazken elimi telefonuma atıp gözlerimi kısark ekrana baktım arayan babamdım dün aramadım diye kızmıştı sanırım

-alo kızım

-alo baba nasılsın

-iyiyim sen kızım

- iyiyim Efe napıyor?

-ders çalışıyor sen napıyorsun orada işler nasıl senden şüphelendilermi apartmandakiler?

-baba sence nasıl şüphelene bilirler ben bir Mit ajanıyım ve polis tarafından gizleniyorum sorun yok

-peki kızım yakında geleceğiz yanına İstanbul'a

-ya baba ne gerek var hem yorulursunuz şimdi

-Neyse kızım biz geleceğizde şimdi kahvaltı yapacağız sonra görüşürüz

-bay!

Telefonu kapattıktan sonra yatakta doğruldum ve biraz öylece durduktan sonra üzerime siyah bir dar pantolon ve beyaz buluzumu giydim , siyah uzun cektimide omzuna attım ve çizmelerimi giyerken önüme gelen saçlarımı at kuyruğu yapıp sehpada durun silahımı alıp evden çıktım.Aşağıya indiğimde kapıda bekleyen ekip aracıyla biraz şaşırdım genelde ulu orta yerlerde buluşmazdık . Önemli birşey olmuş olmalıydı ki bizi ifşa edecek kadar yanıma gelmişlerdi...

Daha fazla beklemek yerine araca doğru yürüyüp,içeri girdim beni ilk karşılayan Korel oldu.

-"ooo Eftalya ablamız geldiler bakıyorum!"dedi,

-"Naber Eftalya? "dedi can abi

-"iyim iyisine ama siz gelmezdiniz böyle ulu orta ne oldu bir sorun mu var?"dedim,

-"Yok canım sen canını sıkma biz hallediriz tâbi, nasıl olsa arkanı biz topluyoruz dimi?" Dedi, Korel şakayla karışık ona kızgın bakışlar atarken can abi

-"of Korel kes zevzekliği !, Eftalya bir iyi bir kötü haberimiz var iyi olanı ekibe Amasya'dan yeni bir üye gelicek,ancak ne zaman geleceğine dair bir haber daha gelmedi.

-"kıdemli birmi ?" Dedim çünkü onla uğraşacak vaktim olduğumu sanmıyorum özelliklede şu durumda temizlenen gereken bazı pislikler varken

-"ay bir de kıdemlı mı diye soruyor korkma yormayız! Ayrıca korkma kıdemli biri " dedi Korel neyi vardı bunun neden böyle iğneleyiciydi,

-"ya sen ne istiyorsun benden?"dedim Korele sınırlı bir bakış atarak,

-"tamam kesin! yeter siz ajansınız çocukça davranmayın kötü haber ise sana eğitmen için çaylak bir ajan göndereceğiz."dedi can abi allahım hepsi bana mı denk gelir ya

-"abi yapma Allah'ını seversen biliyorsun durmumu zaten yorgunum"dedim aslında çok yorgun değildim ama yapapmam gereken şeyler vardı

-"çaylak 3 saate burda olur , emniyetin önünden alırsın"dedi can abi ve kapıyı işaret etti bende çok uzatmadan çıktım ve aracıma bindim.İstanbuldaki ara sokaklardan birine girip aracı durdurdum .Araçtan inip yürümeye başladım adım seslerim sokakta yankılanırken

tanıdık gelen kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim ev eskimiş ve dökülmüş sıvalarla çevreliydi .Kapı açılmayınca birkaç kez daha çaldım.Tanıdık demiştim.çünkü önceden torbacılıktan içeri göndermiştik.Ben kapının açılmasını beklerken camdaki perde hareketlenmiş ve bu benim dikkatimi çekmişti cama yaklaşıp ne olduğuna bakarken küçük bir oğlan çocuğunun orada olduğunu gördüm çok mazlum ve telaşlı bakıyordu

-"lütfen camı açarmısın?"

Dedim ve bekledim tam camı açacak iken içeriden gelen sesle perdeyi kapatıp içeri girdi büyük ihtimalle torbacı Asım iti seslenmişti

Normalde içeri girerdim ancak çocuk varken olmazdı yaşadıkları zaten kötüydü birde ben zorlayamazdım arabama ilerleyip beklemeye başladım saat daha yeni yeni 08 .30 olmuştu hiç bir hareketlilik yoktu o sırada çalan telefonu mu elime alıp kimin aradağına baktım can abi arıyordu bekletmeden cevap verdim

-"alo abi"

-"kızım ajan gelmiş çaylak olan nerdesin sen hemen emniyetin önüne gel"dedi ve kapattı

Telefonu yan koltuğa atıp karakola ilerlemeye başladım .Kısa bir yolculuğun ardından karakola gelmiştim,aracı park edip karakolun önüne gelmiştim can abi beni karşılamıştı beraber yeni gelen çaylağın yanına ilerledik.Yanına geldiğimizde can abi

-Evet çaylak adın ne ? Dedi

-"benim adım Alper komiserim"dedi Alper çaylak komiserim mi ?

-"birincisi ben komiserin değilim baş komiserinim bu da Eftalya onunla çalışacak emirlerini uygulayacak ve neler nasıl yapılır öğreneceksin" dedi can abi Alper çok uzun olmasada uzun boylu kumral şaçlı kahverengi gözlü siyah kot pantolonlu,ve mavi gömlek

li biriydi en azından şuan .

-"Merhaba komutanım!" Dedi Alper ve

asker selamı verdi sanırım çok işimiz var bu Alperle

~~~~~~~~