@begumdeniz
|
Hastane yatağında oturmuş kıyafetlerimi giyiyordum Atlas hâlâ gelmemişti deri cektimide giydikten sonra ayağa kalktım doktor durumumun iyiye gittiğini söylemişti normalde iki gün daha kalmam gerekiyordu ancak ben o iki günü hastanede değil evde geçirmek istiyordum kapıya yöneldim tam o sırada kapı kolu aşağıya doğru yol aldı ve kapı açıldı içeri giren kişi Atlas idi -"Atlas" -"Eftalya"gelmişti benim için gelmişti, -"bende şimdi çıkıyordum" -"e-e iyi -iyi "beni karşısında görmeyi beklemiyormuş gibiydi hâlbuki bura beni hasta odamdı, -"çekilirsen çıkıcam" Dedim hiç birşey söylemeden kenara çekildi odadan çıkmamla babamı karşımda bulmam bir oldu, -"Eftalya kızım yapma yaran daha tam iyileşmedi"dedi tedirgin sesiyle -"baba evde dinleneceğim söz burada olmaz sıkılıyorum" -"Eftalya yaran açılsa bir seslenişimizde doktorlar müdehale edebilir ancak evdeyken öyle olmayacak ben senin iç-" -"benim için eve gideceğiz baba"dedim ve ilerlemeye başladım karımda hafif bir ağrı vardı bu nedenle yavaş yürüyordum §§§§§§§§§ Evde yatağıma uzanmış bilgisayar fiyatlarına bakıyordum benim bilgisayarım bozulmuştu o nedenle yenisi lazımdı yanımdaki tuzlu fıstıktan ağzıma attım ve fiyatlara bakmaya devam ettim pahalı olması sorun değildi sadece kaliteli olsa yeterliydi karşıma çıkan gri düz üstü bilgisayar iyiye benziyordu linke tıkladım satın al tuşuna basıp adresi mi ekledim ödemeyi elden yapacaktım ikinci el değildi bilindik bir siteden almıştım Tableti kenara koyup örtüyü üstüme çektim ancak karnıma derin bir sancının girmesiyle elimi karnıma koydum -"hay senin ben!" Tam ağrıyacak zamanı bulmuştu ayağa kalktım kapıyı açtım mutfaktan su alacaktım odadan gelen bildirim sesi kulaklarıma doldu ve geri döndüm can abi Mehmet Miran'nın ülkeye silah sokarken kullandığı tırı bulmuştu kişilere girip Emre'ye mesaj attım, -"Emre atlasa haber ver sarmaşık kafenin orda buluşalım numarasını bana göndermeyi unutma bu arada emre sakın kimseye haber vermiyorsun!"yazdım ve telefonu tamamen kapattım her zamanki gibi deri ceketimi giydim ve odadan çıkmak için harekete geçtim ancak kapıdan çıkamazdım çok ses çıkardı bu nedenle cama yöneldim zaten ilk kattaydı odam o yüzden sorun yoktu camı açıp adımı ilk attım camdan aşağa atladım üstümü düzeltirken saçlarım önüme geliyordu -"abla ?" Camdan bakan efeyle göz göze geldim ancak elinde sigara vardı bildiğim kadarıyla içmiyordu şimdi neden içiyordu ne zaman başlamıştı?, -"abla bak sakın kaçayım deme babama söylerim seni ! Hatta bak söylüyorum baba! Baba ablam kocaya kaçıyor!" Ne kocaya mı? -"efe bak sakın sus tamam sus!" -"hem senin elindeki sigara ne babam içtiğini görürse bacaklarını kırar senin " Dedim ve koşmaya başladım efe arkamdan bağırıyordu ancak umrumda değil arabaya binip gaza bastım olayın sıcağı ile hissetmesemde dikişimlerim patlamıştı sanırım , eğilip yarama baktım kanıyordu,nöbetçi eczane bulabilirsem orada pansuman yaptıra bilirdim bu nedenle çarşı içine girdim ve bir süre sonra açık bir eczane buldum ve aracımı önüne park ettim araçtan inip eczaneye doğru yol aldım kapıyı açıp içeri adımımı attım az ötedeki görevliye, -"Merhaba kolay gelsin burda yaralara pansuman yapılıyor değil mi?"diye sordum görevli tatlı sarı saçlı kısa boylu bir kızdı, -"tabiki de siz şöyle geçin ben pansuman malzemelerini alıp geliyorum hemen"dedi ve gülümseyerek içerideki odalardan birine girdi.Bende o sıra gösterdiği odaya girdim ve hasta yatağına geçtim yaranın olduğu bölgeyi açtım.Aradan çok zaman geçmeden içeri görevli geldi, Yarama bakıp, -"hanım efendi ben bu pansumanı yaparım ancak maalesef çok tutmaz hastaneye gitmenizi öneririm " -"biliyorum sağolun acil bir işim var maalesef hastaneye gidecek zamanım yok bir ara uğrarım"dedim. Pansumandan çıkmış aracıma doğru gidiyordum Atlasla buluşacağımız yer arka sokaktaydı. §§§§§§§§§ Atlas beyaz bir arabaya yaslanmış duruyordu arabamın sesini duyunca bu tarafa döndü sanki biliyormuş gibi direk gözlerimin içine baktı kızgınlık vardı kime kızmıştı ki ~bana mı kendine mi kendine niye kızabilir bir insan neden kızabilir~ Aracımı Atlasın üstüne doğru sürmeye başladım Atlas hiç yerinden kımıldamazken ben hâlâ onun üstüne sürüyordum ayağının dibine kadar gelen tekerlek hiç umrunda değildi el frenini çekip aracı durdurdum ve araçtan indim, -"beklettiğim için özür dilerim!"diyerek bağırdım bakışlarım yerdeydi onun yanına geçip arabaya yaslandım, -"sorun yok" -"niye kaçmadın ?"diyerek soru yönelttim ikimiz de asla birbirimize bakmıyorduk ben uzaktaki ay"a bakıyordum benim ay'ım uzakta ~"bilmiyor ki benim güneşim yanımda ışığını görebilmek için ay'a bakmama gerek yok"~ -"çarpmayacağını biliyordum çünkü"diyerek cevap verdi bu özgüven nerden geliyordu? -"bu özgüven nerden geliyor Atlas Miran"dedim benim sorularımdan kaçışı yoktu, ~"senin gözlerinde gördüğüm ışıktan Eftalya Çevik"~ -"niye çarpasın ki "dedi ve devam etti, -"bir sebebin mi var çarpmak için yada çarpmamak için"bu sefer oklar bana dönmüştü ama bu benim numaramdı, -"sokakta yolun ortasında duran birini görünce çarpıyormusun?,hayır çarpmıyorsun"dedim. ~"yolun ortasında gördüğün gerçek aşkınsa güvence altına alamak için çekersin hiç kullanmadığın el frenini"~ -"neyse ne yapacağız neden çağırdın"diyerek soru sordu, -"elimde Mehmet'in silahları ülkeye nasıl soktuğuna dair bazı bilgiler var tırla sınırdan geçiyorlar sonra Mehmet'in adamları silahları kontrol ediyor ve alıyorlar tırın plakası var elimde tahmin ettiğin gibi sahte bir plaka nerde yaptırdığını bulduk oraya gidip adamı alacağız"dedim, -"hangi arabayla gideceğiz" -"araban varsa gidersin"diyerek cevap verdim Ve arabama doğru ilerledim arkamdan gelen kapı açma sesiyle arabasına bindiğini anladım aracımın kapısını açıp bindim aracı çalışır vaziyette bırakmıştım direk el frenini indirdim ve gaza bastım arkamdan geliyordu. Gecenin karanlığı etrafa çökmüştü yolda sadece birkaç araç görmüştük onlar şehre girerken biz şehirden çıkıyorduk Atlas hâlâ arkamdaydı biraz yavaşladım Atlas ne olduğunu sormak için yanıma geldi sağ ön camı açıp yüzüme baktı bir yandanda araç kullanıyordu -"Eftalya iyi misin"o an gözlerinde tel şey görüyordum endişe, -"yok ... Yok hayır ben, yarışalım mı diye soracaktım" rahatlamış gibiydi sorduğu şey ben olmuştum benim nasıl olduğumdu benimle ilgileniyordu, -"olur !" Diye bağırdı tek yönlü bir yoldu gidiş yolu bu nedenle herhangi bir tehlike yoktu benim için sorun yoktu ancak diğer insanların canını düşünmek zorundaydım ama şuan uygundu insanlara herhangi birşekilde zarar veremezdik. -"üç dediğim başlıcaz hazırmısın?" -"hazırım!" -"1.." •bazen ölmüne sayar insan• -"2!..." •kimi saçını kesip avutur kendini kimi bileğini kesip kurtarır kendini• -"3..." •bazıları sadece bekler,ruhunun bedenini terk etmesini• Aynı anda gaza yüklendik eşit duruyorduk ben onun üstüne kırarmış gibi yapıyordum ancak hiç bir şekilde benim üstüme doğru gelmiyor tam tersine kendini kenara çekiyordu son hamlemden sonra hakimiyetini kaybetti ve ben öne geçtim o sırada şimşek çakmıştı aynadan kontrol ettim geliyordu ben yola odaklanmışken yanımdan hızla geçen araca gözüm takıldı aynaya baktığım Atlas arkada değildi geçenin o olmasını ümit ederek gaza yüklendim ilerideki beyaz araba onundu evet birşey olmamıştı onu yakalamak için daha fazla gaza bastım o ise yavaşlamıştı neden yapıyordu ben kadım diyeme sürekli kendini geri çekiyordu camı aşağa indirdim aynı hizaya geldiğimizde ona seslendim, -"niye yavaşlıyorsun ! Bu yarış korkma!" ~"ben hızlandıkça sen hızlanıyorsun beni geçmek için ben yavaşlıyorum sen hızlanma kaza yapma diye"~ Önüne dönüp bana bakarak birşeyler mırıldandı, -"yarış taşlık yolda biter !"diyerek camı kapattım aynı zamanda radyodan bir şarkı açtım hangisi olduğunu bilmiyordum şarkı çalmaya başladı bu şarkı benlik olan bir şarkı değildi bu yüzden geçmek için tuşa basacakken Atlas bana korna çalınca camı aşağa indirdim, -"Ne var !" -"tamam sen kazandın yavaşla artık!"birşeyler dedi ancak anlamadım ve camı kapattım arkadan gelen müzik sesi beni dahada zorluyordu, "Bas gaza aşkım bas gaza kim tutar seni baz gaza..."diyerek devam ederken şarkıyı kapattım taşlık yola çoktan girmiştik. §§§§§§§§§§§§ Eski bir fabrikanın yakınında durduk aracı durdurdum ve anahtarı alıp çıktım Atlas aracını benimkinin yanına park etti,aracımın önüne gelip üstüne oturdum gülmeye başladım, -"niye gülüyorsun " diye soran ses Atlasa aitti, -"hiç öylesine"dedim, -"bemcede araba sürerken dinlediğin şarkı çok güzeldi nasıl dı sözleri Bas gaza aşkım bas gaza kim tutar seni bas gaza"bu sefer gülen oydu oda benim gibi aracına yaslandı, -"hah hah hah! çok komik! ayrıca o benim dinlediğim bir şarkı değildi sadece o an rastgele birisine bastım o kadar" -"inşallah öyledir Eftalya yoksa seninle yıllarca bu şarkıyı dinleyemem"dedi kısık sesle söylemişti ancak ben duymuştum seninle yıllarca demişti benimle yıllarca, -"Eftalya" diyen sesle bölündü düşüncelerim -"N-ne oldu" -"bi daldın gittin" Bu karanlık ıssız yere bir araba daha geldi siyah bir araçtı bizimkilerin arkasına park etti.Atlas silahına elini atınca , -"Altas dur Alper o "dedim Alper aracından indi ve buraya doğru geldi -"bunu sen mi çağırdın"dedi -"evet ben çağırdım" "Ben senin neyine yetmiyorum Eftalya?" -"pardon" dedim, -"bu çaylağa gerek yoktu demek istedim" -"inan bana ihtiyacımız olacak ayrıca iyi biri" Atlas sinirlenmiş gibi duruyordu anlındaki damarlar belli olmaya başlamıştı -"amirim nasılsınız " dedi Alper o sırada Atlas ağzını açtı ve alperi taklit etti ikimizin de gözlerinin üstünde olduğunu fark edince toparlandı, -"eee napıyoruz "diyen Atlas oldu.
|
0% |