Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@begumdeniz

Koltuğa oturmuş Emre'nin sevgilisinin yanağına tuttuğu buza bakıyordum,

 

-"bu nasıl oldu?"

 

-"kuzenin olduğunu bilmiyordum bilsem yaparmıydım Emre ya!"

 

-"hayatım kızın kafasına vazoyla vurmuşsun!"

 

-"oda bana yumruk attı ama!"

 

-ben iyiyim ayrıca benim bir savcı olduğum ortada ve daha bugün saldıra uğramışken seni terörist zannetmem gayet normal ayrıca mızmızlanmayı kessen iyi olur o kadar sert vurmadım , dedim bu kadar abartmamalılardı

 

-"albayım savcım silahınız ve anahtarınız"diyerek bana doğru geldi ve silahımı,anahtarımı uzattı

 

Ayağa kalktım

 

-"sağolun yüzbaşım,ben gidiyorum Emre ve narin sevgilisi ayrıca.."derken dönen başımla durdum gözümü kırpıştırdım

 

-"Eftalya?!"diyen ses kulaklarıma buğumlu geliyordu ardıma baktığımda Emre'nin bana doğru geldini gördüm elimle durmasını işaret ettim ancak durmadı ,

 

"Eftalya sana ambulans çağıralım demiştim!"

 

Dedi az da olsa düzelen gözlerimle elimi belime atıp silahımı çıkardım ve havaya bir el ateş ettim

 

-ben iyiyim ve şimdi gidiyorum baybay narin ve sevgilisi!,derken çıkan yüksek sesten dolayı çığlık atan narin bana şaşkın bir şekilde bakıyordu,

 

-"savcım bu halde eve gitmeyin albayımda kalın "

 

Dedi yüzbaşı adını yarın öğrenecektim

 

-"bana bişey olmaz yüzbaşı"dedim ve ilerlemeye başladım arkamdan kapı kapanma sesi geldi ve ardından tok adım sesleri tam o anda ayağım takıldı ve düşecekken kalın kollar bedenime dolandı ardından kadrajıma yüzbaşı girdi yüz hatları belirginleşmiş damarlarıyla beni kendine çekiyordu kokusu , öyle güzeldiki yakından ben ne düşünuyordum böyle

 

Doğrulmaya çalıştım bırakmadı suratına yeniden bakınca beni bıraktı,

 

-"afedersiniz savcım"

 

-sorun yok yüzbaşı iyi günler , diyerek geldiğim yönden eve yürümeye başladım

 

*******

 

Eve girdiğimde üstü örtülü eşyalarla boydan boya bir cam vardı,camın yanında ise kılıç çiçeği kahverengi saksında duruyordu koltuklara doğru ilerleyip üstündeki örtüyü kaldırdım gri renkliydi üstümdeki ceketimi çıkarıp yere fırlattım ve kendimi koltuğa bıraktım...

 

Gözlerimi açtığımda içeri süzülen ışık gözlerimi alıyordu olduğum yerde doğrulup saate baktım geç kalmıştım hemen ceketimi giydim bavulum arabadaydı ve bugün gidip alacaktım

 

Dün ki kombinimle merdivenlerden iniyordum aynı anda saçımı birazda olsa düzeltmeye çalışıyordum apartmandan çıktığımda ıssızlığın sesizliği vardı yürümeye devam ettim askeriyeye gidecektim bugün onlarla tanışacaktım kulaklarıma birtek benim adımlarımın tok sesi geliyordu .

 

Bir süre sonra askeriyenin kapısının önündeydim

 

Görevli askere selam verdikten sonra içeri girdim

 

Merdivenlerden çıkıtım ve karargâh odasına girdim herkes beni bekliyordu ve beni görünce ayağa kalktılar ,

 

-"geç kaldığım için özür dilerim" diyerek söze girdim

 

-"ne demek savcım sorun yok bizde geç geldik zaten"

 

Dedi albay

 

-"lafı çok uzatmayacağım herkes sırayla ismini söylesin ve tanışalım ben Eftalya çevik"sıradan isimlerini söylemeye başladılar,

 

-"emir"

 

-"sevim"

 

-Atlas,diyen sesle o kişiye döndüm Atlas dilanın yeğenin olan Atlas mıydı?

 

-"soy adınıda söyler misin yüzbaşım"

 

-"Miran savcım"

 

Evet bu oydu duvarlar üstüme geliyor , kulaklarım.uğulduyordu sandalyeden kalktım ve dışarı çıktım gördüğüm su sedirinden soğuk su doldurdum ardımdan gelen adım seslerini duydum ve geri döndüm

 

-"iyimisiniz savcım"

 

Belimdeki silahı çıkarıp jarzörü yenilerken

 

-"Atlas Miran " diyerek ona yöneldim silahı mı doğrultum ve

 

"Sen benim annemi öldürdün" dedim

 

-savcım ne yapıyorsunuz?,diyen albayı duymak içimden bile gelmiyordu

 

-"savcım sizin anneniz kim?"

 

O değilmiydi annemi öldüren

 

Üstüne doğru yürümeye başladım beni engellemeye çalışmıyordu ona engel olan bir şey vardı ama neydi bilmiyorum gözlerini gözlerimden ayırmazken niye bana engel olmuyordu?

 

 

 

-"neden engel olmuyorsun? Suçsuzsan beni niye engellemiyorsun yüzbaşı!"biraz daha araştırmam gerekirdi ben ne yapıyordu ki

 

Diyerek silahımı indirdim,

 

-"ben kendimi biliyorum savcım" diyen ses kalın ve kendinden emindi,

 

-"kusuruma bakma yüzbaşı yanlış anlaşılma

 

olmuş"dedim ve albaya dönüp,

 

-"tekrar sizdende özür dilerim albayım bu günlük bu kadar yeter benim halletmem gereken işler var "

 

-"tabi savcım sorun yok"dedi albay emre

 

Adımlarım hiç olmadığı kadar sert diyemezdim,çünkü öyle değildim hayatan silinmiş bir bebek gibiydim böyle olmak istemezdim.

 

Bunu yapmak sorgusuz sualsiz yüzbaşını dara sokmak hiç yapmam gereken birşeydi evet sanırım rezil oldum ama sorun bu değil yüzbaşının bana olan tavırları daha kaç gün oldu bana bu kadar güveniyordu onu vurmayacağıma nasıl güveniyordu ki .

 

 

Adımlarımı hızlandırıp hava alanına kadar yürümeye başladım arabamı alıp babamın yanına gidecektim haberleri yoktu , annemin ölümünde yanlızdılar şimdi gitsem neye yarar bilmiyorum ....

 

****

 

Arabadaydım ayağımı gazdan hiç çekmiyordum, yanan ışıklar , hayatıma ışık tuttan kim var ?

 

İşimi zorlaştırmayan mesela , annem... Babam ve efe en çok bunlar beni ayakta tutuyor annem nadir ilgilenirdi benimle aslında kulağıma dolan korna sesiyle gaza bastım

 

~geçmiş~

 

Evde oturmuş yemek yiyordum kardeşim efeyle oyunlar hakında konuşuyorduk o daha hareketli biriydi evde bir tek ikimiz vardım annem ve babam iştelerdi anahtar sesi duyunca ikimiz birden kapıya döndük belki annem veya babam gelir diye, ilk defa o gün annemi uyku sersemi değil gerçek canlı gözlerle gördüm bizi görür görmez efenin yanına gitti öptü kokladı sonra benim yanıma geldi sarıldım ellerim soğukmu diye bakmak için aldığında ellerimdeki izleri gördü annem ,

 

 

 

-"kızım bunlar ne ? Biri birşey mi yaptı?"

 

-"anne...."

 

 

 

Okuldaydık ben sınıftaydım üzerimde güzel kıyafetler vardı saçım güzeldi yüzüme krem sürmüştüm belki geldiler severler beni aralarına alırlar diye ama olmuyordu beni ne yapsam aralarına almıyorlardı yine beni aralarına alsınlar diye süslendiğim günlerden di ders bitti tenefüs başladı ama hiç kimse yanıma gelmedi sadece dil çıkarttılar her okulda olduğu gibi bizim okulda da cam kenarında petek vardı elimi ara koyar ağırlığımı oraya verir, onların top oynayışını izlerdim

 

Her gün her hafta her ay ve her tenefüste bazen seni güzeliğinden bazen seni ezmek hoşlarına gittiğinden bazen seni kıskandığından yaptıklarını şimdi anlıyorum,

 

 

 

"Düştüm anne sorun yok bak acımıyor"

 

 

 

 

 

~Şimdiki Zaman~

 

Kapının önünde durmuş bir eve bakıyordum daha doğrusu cenaze evine ama sanırım.sözde cenaze evi çünkü hiç kimse yoktu ışıklar kapalıydı kapının önünde iki çift ayakkabı vardı hiç kimse gelmemişti

Annem öldü diye hiç kimse gelmemişti biz hep tektik şimdi de tekiz sadece üçümüz ama o sadece bugün için geçerliymiş sonrası için tek kalacağımı bilemezdim...

 

Loading...
0%