Yeni Üyelik
3.
Bölüm

ama arkadaşlar birbirinin tadını bilmezler

@bellmali

“çekemiyorlar kanka işte buradan anla.”

hanzade ve beren oturdukları koltukta akşam başına gelen olayı konuşuyorlardı. kızların onları ıslatmak istediklerini düşünmüşlerdi ama o kadar siklerinde değillerdi. asıl hedef yavuzdu.

“kanka sana ben bir şey söylicem.” hanzadeden çıktı bu laf. “söyle?” dedi beren. hanzade havuzun başındaki koltuklarından birine oturan barana baktı. “baran, sence de hoş çocuk değil mi?” beren ağzına birkaç kuruyemiş atarak hanzadenin baktığı yere baktı, “çağlayandaki (okulun ismi) baran mı?” hanzade başını salladı, “evet.”

“o gruptaki herkes kütür gibi zaten kızım da, sen baran mı hoşlanıyorsun?”

o sırada parsın peşinden gelen seray beren ve hanzadenin arkasından geçmişti. ama onlar serayı fark etmedi. duyulmaması gereken bir şey konuştuklarını fark edince sessiz bir şekilde onları dinlemeye çalıştı.

“evet, barandan hoşlanıyorum.”

seray şaşkınla ağzını kapadı. ardından içinden konuştu, ‘ay zaten niye şaşırmıyorsam, bi okul müdürüne tutulmadı bunlar da’

ardından seray muhabbetin devamını merak etmeyerek uzaklaştı.

“hadi yanına git.”

“ne?” dedi hanzade. “duydun, yanına gitsene kankaa”

ortamın rahat olduğu getirisiyle hanzade gaza geldi. üstünü başını düzelterek, “güzel miyim?”

“evet evettt, hadi git.”

ardından hanzade nefes ala ala baranın yanına gitti.

baran bi elinde viskisi, diğer elinde telefonuyla havuzun başında oturuyordu.

“selam.”

kafasını sese doğru kaldırdı.

“selam?”

hanzade titriyordu, “arkadaşların yok mu?”

“tek takılıyorum.”

“anladım…” barandan teklif gelmeyeceğini fark edince konuştu, “oturabilir miyim?” baran aceleyle başını salladı, “otur otur.”

“ee nasıl gidiyor?”

göz teması bile kurmuyordu, telefonuyla uğraşmaya devam etti.

“nasıl gitsin aynı.”

“iyii…okulunuz peki, nasıl? memnun musun?”

“yani, çok işim olduğu söylenemez.”

“var mı ilgini çeken birileri?”

hanzadenin sorduğu soru baranın gözlerinin endişeli bir şekilde arkadaşını arayan suya kaymasına sebep olmuştu. bir süre onu süzdü. su ilgisini çekiyor mu bilmiyordu ama, bir şeylerin onda farklı hissettirdiği kesindi.

“nereye daldın gittin?” hanzade baranın daldığı yere bakınca suyu fark etti. gözlerini devirdi öfkeyle. “sen de mi?”

baran kaşlarını çatarak başını salladı ‘ne var’ der gibi. “ne ben de mi?”

“ne buluyorsunuz şu kızlarda anlamıyorum. yavuz bunun en yakın arkadaşını terk ederek en doğru olanı yapmış.”

ardından hanzade öfkeyle koltuktan kaldı.

baranın kaşları çatılmıştı.

“kürt yavuza bak sen amkk”


————————

•02.00 ARKA SAHİL•

“seray sakin olur musun artık amına koyayım?” enes serayı sakinleştirmeye çalışıyordu. “ya ben babama ne dicem amk? konuşması kolay. hocalar söylemeyecek mi sanıyorsun?” enes nefes verdi, “halledicez bir şekilde sakin ol sen.”

“ne kafa ütüledin, bi tek seni şikayet edicekler sanki.”

pars elindeki izmariti denize attı.

“ne diyosun be?”

seray kumda otururken sırtında enesin ceketi vardı. enes söze girdi. “birader yediğin dayak sana yetmedi mi anasını satayım?”

pars güldü. ve otururken ellerindeki kumları sirkeledi. “kafa dinlemeye geliyoruz, yine siz çıkıyorsunuz. nasıl bir belasınız siz amına koyim?”

seray elini kaldırdı, “oğlum bi sus. zaten ecelim kapıda sana yollatmayayım!”

pars ciddiye almayarak önüne döndü. ardından seray sinirli bir şekilde ayağa kalktı. ilk önce arkasını silkedi daha sonra sırtındaki ceketi enesin kucağına fırlattı. “sen de al şunu. gidiyorum ben.”

seray otele doğru yürüdü.

“seray! nereye gidiyorsun kızım gelsene şuraya?!” enes ayaklandığında yerdeki pars konuştu. “hoşlanıyorsun di mi?” enes elindeki ceketle başını parsa eğdi, “ne diyorsun amına koyayım?”

“ondan, hoşlanıyorsun.”

“ya bi siktir git gece gece belanı bulma.”

pars başını eğerek sırıttı, “arkadaşın diye de kendine yediremiyorsun ama.”

pars ayağa kalktı. “bilmiyor muyum sanıyorsun?”

enes parsın yakasına asıldı, “oğlum, sen ne diyorsun lan! kes lan sesini!”

pars yakasındaki elleri umursamadan konuştu. “iki sene önce de böyleydi. ben seraydan hoşlandığımı söyleyince boşuna mı uzak tuttun lan ondan beni?” enes parsın boğazını sıktı, “sus lan artık! sus!”

“ama haklısın…” pars öksürdü. “benim değil de, senin ondan hoşlandığını duysa iğrenirdi senden.”

enes dayanamayıp bir yumruk indirdi. pars yalpalayarak dudağının kenarını tutmuştu. ona karşılık vermeyecekti, çünkü gerçekler enesi yeterince acıtmıştı. ama enesin yakasını tuttu.

“şanslıydın oğlum, amına koyayım ki şanslıydın! serayın bana düşman kesileceği bir sürü olay oldu ve bunu asla öğrenmedi. ama senin gerçek bir arkadaş olmadığını duyunca yüzüne bile bakmayacak.”

enes gözleri dolu bir şekilde parsı yakalarındaki bileklerinden tutarak itti, “bırak lan!”

elinin tersiyle burnunu sildi. “onu unut, duyuyor musun beni ferahını siktiğim!? hiçbir zaman olamayacaksınız. ben bu dünyada olduğum, nefes aldığım sürece seray senin yanına dahi yaklaşamayacak!”

ardından yerdeki ceketini aldı ve hızlı adımlarla gitti.

pars bir süre onu izledi ardından parmağını kanayan dudağına attı ve parmağındaki kana baktı.

“beynini siktiğim.”


————————


•02.20 LOBİ/ODA KORİDORLARI•

“bi kere dee banaaa ihtiyacınnnn olsuıunnnnn” ekin iremin ağzını tutmaya çalıştı. “millet uyuyor, saatten haberin var mı senin?”

irem kolunu ekinin omzuna atmaya çalışmıştı. ekin de iremin belini tutarak onu odasına götürmeye çalışıyordu.

neyse ki onun vücudu alkole daha dayanıklı olduğu için hızlı bir şekilde ayılmıştı. ama irem saatler geçtikçe daha boka sarıyordu.

“o piç yavuz da uyuyor di mi?” ardından bağırdı, “UYAN LANNN DAVAR YAVUZ! BAYIR DOMUZU YAVUZ!” ekin iremin ağzını kapattığında irem onun elini ısırdı, “lan! kızım deli misin amına koyayım?”

“sen konuşma, sen de erkeksin!” dedi irem kendini salmış bir vaziyette. ardından devam etti. “aŞKINDAN PARAMPARÇAAA BİR KALBİİİ TAŞIYORUMMM GİTTİĞİNNN GÜNDEN BERİİ SANMA Kİ YAŞIYORUM.” ekin iremin ağzını kapadı, “kızım sussana” fısıldayarak iremi uyarırken irem dudaklarındaki ellerle boğuk bir şekilde şarkıyı söylemeye devam etti. “SENİİİ BANAAA SORANAA HABERİM YOKK DİYORUM ŞİMDİ NERDE KİMLESİN BİLMEK İSTEMİYORUM”

ağlamaktan suratındaki tüm makyaj akmıştı, “ben bunları hak ettim mi? ha ekin, söyle ekin? BEN BUNLARI HAK EDECEK KIZ MIYDIM? EVEt hatalarım çok, fazla sevdim gereksiz sevdim. NERDEN BİLEYİM KAÇACAĞINI?”

ekin iremi dinlemiyordu bile. odalarının önüne gelince konuştu. “oda kartını ver”

“o ne be?” dedi irem. “taşşak mı geçiyorsun benimle? oda kartını ver.”

irem burnunu çekti, “SUS LAN! SENSİN ODA KARTI!”

ekin boştaki eliyle suratını sıvazladı, “allahım sabır ver.”

ardından kartın irem de olmadığını fark edince mecbur onu kendi odalarına sokmak zorunda kaldı. sağ eliyle iremin belini tuttuğu için her şeyi sol eliyle halletti. kartı cebinden çıkararak kapıyı okuttu ve içeri girdiler. ışığı yaktı, iremi yatağa oturtmuştu.

irem ağlarken elleriyle suratını kapadı, “ya o benim, ilk sevgilimdi amına koyayım.” ekin duyduğu şeyle gözlerini komidinden çekti ve ireme baktı; “ilk sevgilin mi?”

“ALLAH BELASINI VERSİN ONUN TAMAM MI…”

ekin yatağın ucunda oturan iremin karşısına geçti.

“ne yapacağız şimdi biz senle?”

irem hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

“şaka gibi amk. allahım sen aklıma mukayyet ol hasmımın kardeşine bakıyorum.”

irem bağırdı, “bakma lan! bak diyen mi var!”

ekin başını salladı, “aynen, salayım seni ortalığa. sonra git yavuzun yakasına yapış.”

“olabilir aslında he.” dedi irem.

bu kadar yavuz demesi sinirini bozmuştu.

“yavuzmuş, sikeyim senin yavuzunu.”

ardından ekin suratını sıvazlayarak yorgun bir şekilde iremin yanına oturdu.

irem başını ona çevirdi. bir an gözünde yavuz canlanmıştı. kafasının güzelliği sayesinde onu yavuz olarak gördü. biraz yaklaştı.

“irem dur.” dedi ekin.

ama çok geçti, irem onu yavuz diye bellemişti bile.

“aklın yerinde değil, pişman olacaksın.”

irem elini ekinin yanağına attı, “asıl pişman olacak kişi sensin.” dedi. bir nefes kadar yakın bir şekilde ekinin dudaklarına uzandığında oda da bir ses yankılandı.

içeri giren yavuz, ve yatağın üstünde neredeyse öpüşecek olan ekin ve irem.

ekin kendini geri çekerek kapıya baktığında doğruldu. irem ise bunun yavuz olduğunu fark edince gözleri iyice kısıldı.

yavuz ise ne yapacağını bile bilemedi. bir şey demeye hakkı yoktu. olsa bile, söyleyemezdi. onun yapısı böyleydi.

ekin ayağa kalktı, “kızlar geldi mi? iremi odaya bırakayım.”

yavuz öksürdü kendine gelmeye çalışarak, “sanırım, odadan sesler geliyordu.”

irem burnunu çekti. ardından ekin iremin bileğinden tuttu, “hadi kalk irem, odana bırakayım seni.”

yavuz girmişti sebepsiz bir şekilde söze, “ben hallederim”

ekin şaşırdı. ama bir şey söylemedi. iremle anlaşamıyor diye bilirdi herkes onları. öyleydi de zaten. bunun böyle kalmasını istedi ve iremi eski sevgilisine bıraktı.

irem kendinde bile değildi yavuz onu belinden tutarak kaldırdığında odadan çıktılar.

ekin ise sinirle arkalarından baktı.

“yavuz…”

irem kafasını göğsüne yasladığında bunun yavuz olduğuna emin olmuştu. “yavuz neden?”

yavuz suçlar bakışlarla kollarının altındaki kıza baktı, “irem..”

“yavuz ne kadar üzüldüm biliyor musun?”

yavuz geçiştirdi, “hadi irem odana bırakalım seni.”

irem onu yanından itti. “ben benden ayrıldığın geceyi tek başıma atlattım. şu an sana ihtiyacım mı var sanıyorsun?” burnunu çekti ve kapıyı çaldı.

serayla su koşarak kapıyı açtıklarında karşılarında mahvolmuş iremi gördüler.

“irem nerdesin sen kızım?” seray kollarından tutarak iremi odaya çekti. ardından kapının önündeki yavuza baktı. yavuz hissizleşmişti, suratından pişmanlık akıyordu. “ne yaptın lan kıza?!”

“bir şey yapmadım.”

su yavuzun üstüne yürüdü. “bu hali ne lan o zaman?”

yavuz; “siz onu ekine-“

irem söze girdi, “bir şey yok. kapıda karşılaştık.”

ardından ikisi de yavuza tiksinir gibi baktı.

“orospu çocuğu.” diyerek seray yavuzun suratına kapıyı kapattı.

“irem mal mısın sen? saatlerdir seni arıyoruz oe!”

irem bağırdı, “BUNDAN SONRA ADINIII KIRK YILDA BİİR ANARIM SEN DE KAYBETTİĞİMİ BAŞKASINDA ARARIM!”

“kes lan!” diye bağırdı seray. “nerdeydin sen?”

“babanızın amına baktım geldim, orda mısınız diye”

su konuştu, “biz gülüyo muyuz oe”

ardından üçümüzün telefonuna gelen bildirim azarlanmamın bölünmesine sebep oldu.

seray sesli bir şekilde mesajı okudu;

*çağanay itiraf, su akyol bekaretini baran bahtiyara bozdurdu, inanmayanlar için…*

*2 fotoğraf gönderildi*

Loading...
0%