@bellmali
|
"ne alaka, bizimkini de beğeniyor?" dedi beren. su ve seray aynı anda cırladı, "SEN Bİ KES AMK" su ve serayın bağırmasıyla haznadeyle beren olduğu yerde sıçradı. "sıçtığımın bokuna bak aynı şey sanki" enes hala elinde tepsisiyle olduğu yerde dikilirken seray'ın kulağına eğildi. "suriye seni görse biz bomba görmemişiz diyip kaçar" seray gözlerini büyütüp yüzünü ekşitirken su duyduğu şey ile bağırdı. "BAĞIRTMAAAAAAA" hanzadeler de çoktan uzamışlardı.
201 No'lu oda: Pars Levraz, Baran Bahtiyar, Ekin Koper. 205 No'lu oda: Hanzade Zümrüt Taş, Beren Sağlam, Zeynep Naz Kaya. 211 No'lu oda: İrem Aden, Su Akyol, Seray Kamer. 212 No'lu oda: Enes Yılmaz, Ata Kayar, Yavuz Genç. *Daha fazlasını oku...*
"hacı bu düzen ne" dedi enes telefonundan gruba atılan listeye bakarken. "yalnız biz bu odaya 3 kişi girer 2 kişi çıkarız" dedi enes. ardından ataya omuz attı. "dimi lan" ata bir şey düşünüyor gibiydi. "odaya 3 kişi gireceğimizi kim söyledi?" "ne" dedik hep bir ağızdan.
5li odalarına bavullarını bıraktıktan sonra 212 No'lu odaya fırladı. "amk burda da niye kova varsa" dedi enes kovanın dolmasını beklerken. "az konuş elin iş yapsın" seray ata'nın kafasına vurdu. "sende sadece konuş ama sakın iş yapma çelek ayna" enes kovaya doğru eğilmişken gururla gülümsedi. "sağolasın ağam..." "geliyo lan hadii" dedi su. "ay ben bakamicam" dedi irem. "sıçma amk en çok senin hakkın gel buraya" enes doldurduğu kovayı kapının üzerine yerleştirdikten sonra hep birlikte o anı beklediler. kartın onaylanma sesi geldiğinde kapı açılır açılmaz kova berenin üstüne düştü. "LA BI YERDEN DE CIKMA AMK" dedi irem bağırarak. beren kafasını tutarken bir anda yavuz geldi ve gördüğü görüntüyle gözleri büyüdü. "beren!" dedi ve koşarak berenin yanına gitti. "siz şaka mı yapıyorsunuz?" dedi yavuz berenin yanındayken "anaaa" dedi irem. "nerden çıktı şimdi bu" "yok kasten koyduk kovayı ama şaka olsun diye" dedi enes. yavuz tam söze girecekken odaları kontrol eden hoca açık olan kapıyı fark etti. "noluyor burda çocuklar!" dedi. seray olayı toparlamak adına "yerler pisti hocam bi temizliyelim dedik" serayın sözüne irem atladı "sonra bir anda beren bizim odamıza daldı burda olmaması hocanın gözleri bir anda berenin üstünde belirlendi "ne işiniz var sizin burda hemen odanıza" yavuz ve berenin dışarı çıkmasıyla hoca sesli şekilde kapıyı kapattı. "sizi fark etmedi amk" dedi su ata ve enese bakarak. ardından ata söylene söylene yaslandığı yerden doğruldu "boş işleri bırakın artık ya" irem atanı bu hallerine sinir olmuşcasına onu itti. "sende bi boktan memnun ol" ata iremi takmadan odadan çıkmıştı seray, "noluyo buna kaç haftadır" hepimiz atayı ima ettiğini biliyorduk. enes kafasını olumsuzca sağlayıp yataktan kalktı. "bilemiyorum gençlik iki kızı odaya atalımda düzelir o" dedi pişkin pişkin ve odadan çıktı. öğretmenlerimiz bugün serviste akşam eğlence olacağını söylemişti saat 9'a yaklaşırken kızlar hazırlanmaya başlamıştı. ---212 NOlu oda--- ata ve enesin odaya gelmesinden 15 dakika sonra yavuzda odaya gelmişti. yavuz çocukları gördüğünde "odayı sadece uyumak için kullanıcaz lütfen bi sıkıntı yaşamayalım" dedi ve elindeki valizi yatacağı yatağın kenarına bıraktı ata elindeki su bardağını komidine koyarak koltuğa oturdu "bir karın ağrın olmazsa sıkıntı çıkmaz" dedi ve elindeki telefonla kaydırmaya başladı. yavuz valizini açırken arkasını döndü. "o karın ağrısı sizden çıkıyor genelde" dedi ve güldü. ata lafa atlarken enes tuvaletten üstsüz ve boxerla çıkmıştı "beyler hooopp, kavga yok" dedi. "iğrenç misin amk şortun nerde" dedi ata iğrenerek bakarken. "ne amk sanki bende olan sende yok sadece benimki bi tık daha uzun" diyerek valizini at üst etmeye başladı. ata ise onu takmadan telefonu aldı "dikkat et de kesmiyim o pipini" dedi ata. yavuz ise onları takmadan akşam giyeceklerini ayarlamış ve giyinmeye başlamıştı.
---201 NOlu oda---
pars elinde ütüyle giyeceği gömleği ütülüyordu ve diğerlerinin de. pars söze atıldı "oğlum şu 209 nolu sarışın kız ilik gibiydi amk" baran parsın sözünden sonra kahkaha attı "oğlum orda kız bile yok amk" pars mahcup olmuşcasına ütüsüne devam etti. ekin bir anda telefonunu bırakarak "şu yavuza söyleyin beren ve hanzadeyi uyarsın bu gece tatsızlık çıkmasın amk sonra sürekli bizim odamıza geliyorlar olayı çözmek için." baran yattığı yastığı ekine fırlatarak "ooo ekin bey ilk defa bi kızdan rahatsız oldu" ekin yastığı havada tutarak tekrar barana atıcaktı ama baran çoktan parsın arkasına saklanmıştı. pars tam ütüyü park etmişken yastık barana değil ütüye gelmişti ve ütü parsın ayağına düşmüştü. "ANANİ SİKİMMMMM OROSPU ÇOCUKLARI YANIYORUM" parsın bağırışıyla ikiside altına sıçarmışcasına gülüyordu. ikisine kollarına atarak arasına girip tek ayak üstünde sürtüne kapıya geldiler. kapıyı açtıklarında karşısında olan odanın kapısıda açılmıştı. kızlar hazırlanmış mekana gideceklerdi. seray parsın ayağını fark ettiğinde "beter olun dicemde bu canı Allah veriyor maalesef" ve ardından gelen kıkırdamalar. "insanlık kalmamış yemin ederim" dedi pars ve çocuklarla ilerlediler.
"bu gece Allah kulaklarınızı merhamet etsin çünkü ben etmiyeceğim" dedi su mekana girer girmez. "rezil edicek bizi amk" dedi seray söylene söylene. kızlar masalardan bir yere geçtiklerinde mekan çoktan dolmuştu. "içecek bir şeyler alalım dilim damağım kurudu" dedi seray. irem ayaklanıp içecek almaya gitti çünkü aralarından en deneyimlisi oydu:):):) irem bara doğru ilerlerken kapıdan gelen pars baran ve ekini gördü. irem hepsine teker teker baktığında son olarak gözleri ekinde buluşmuştu irem gözünü kısarak baktı ve gözlerini devirdi ardından bara doğru yürüdü. irem isteklerini söyledikten sonra kulağında nefes hissetti ve "gözlerine sahip çık istersen" bu ekindi. irem ekinin sesini duyduğunda hemen ekini itip geri çekildi "istersen hiç gözümü görmemen için senin gözlerini deşebilirim nasıl fikir?" "yok, bir daha bana göz devirirsen göz devirecek gözün kalmıyacak" dedi ekin ağzı beş karış havada. "şuan medeni bir ortamda olmasak senin gözlerin olmayacaktı o yüzden ikile" barista çoktan içecekleri vermişti ama onları uyarmak için yalandan öksürmüştü. irem, ekinin gözlerinin içine bakarak içecekleri alıp kızların masasına çoktan yürümeye başlamıştı. çocuklarda masaya oturmuş şarkıya eşlik ediyorlardı. enes, iremin elindeki üç tane içeceğe bakarak "insan bizene alır be kızım" "kalk kendin al be" "ne bu gerginlik irem hanım" dedi enes "ekin malı işte" iremin sözünden sonra ata iç çekti "elimde kalacak şu lavuk" dedi ekine bakarak. ardından enes ayaklanarak atanin sırtına hafifçe vurdu "ne istiyorsun bebek" dedi. "al kafana göre" irem mekanda kim var kim yok diye bakarken kafasına içkiyi dikmiş dik dik ona bakan ekinle göz göze geldi. ikiside gözlerini birbirinden çekmiyordu. irem, ekinin gözlerine bakarak "siktir git" dedi ve ekin ağzını okuyacak olmalıki sinirli gözlerle ona baktı. ve canın sağ olsun çalmaya başladı. "anani sikim" dedi su. "CANIN SAĞ OLLSSYUUNNNN CANIN SAĞ OLSUN BEN ÇEKKEERİMM" neredeyse suyu tüm mekan duyabiliyordu ve kafası baya güzelleşmişti. "OLDU MU BÖYLE ÇEKİP GİDERKEN CANIN ACIMADI MI BİR KEREDE BU ŞEHRİN SENSİZ TADI TUZU YOK CANIMI AL AMA BANA BAKMA ÖYLE" pars, barana bakarak "bu şarkıyı senden başka dinleyen yok sanıyodum amk" baran sırıtarak suya bakıyordu. "çatlak amk" slow şarkılardan sonra pop şarkılar çalmaya başlamıştı ve su gruptaki herkesi ayağa kaldırmıştı irem kalkarken garsonun elindeki dört içkiyide sırasıyla kafasına dikti. "yavaş olsana kızım" dedi ata iremi belinden tutarken. ve imkansizim çalmaya başlamıştı. şarkı çalar çalmaz pars, serayın gözlerine bakıyordu. tüm şarkıyı seraya bakarak söylemişti ama seray ona sadece arada bakıyordu. durumu fark eden enes garsonun elindeki tespiden iki içki aldı birisini kafasına dikti, birisine parsın kafasında kırdı. ve çığlıklarla müzik durdu. "pardon REİS" dedi enes ayakta duramıyorken. o kadar içmiştiki her halinden belliydi. baran hemen enesi iteklemişti bunu gören atan sessiz kalmayım baranın yakasına yapışmıştı ve ata yüzüne yumruğu yemişti. enesle ise pars kavga ediyordu seray ise "durun" demekten başka bir şey yapmıyordu. enes, parsın yakasına yapıştığında ağzından şunlar döküldü "dua et o gözlerini şuan paramparça yapmıyorum" pars enesten kurtularak "şimdi yanıklığın belli oldu oğluşum" dedi ve seraya baktı. serayın kolundan tutup gidecekken enes son gücüyle yumruğu burnuna yapıştırdı. baranı ve atayı ayırmışlardı fakat parsa yumruk attığını görünce baran, enesin boynuna yapıştı. tüm kargaşanın durmasına sebep olan tek şey öğretmenlerin dışardan içeriye gelmeriydi. "siz rahat edin diye biz çıkıyoruz sizin yaptıklarınıza bakın daha büyüyememişsiniz." hoca erkekleri azarlarken korkudan elele utuşmuş su ve seray hocayı dinliyordu. su, seraya eğilerek "irem nerde amk" ikiside telaş içinde etrafa bakınırken kızların eli daha çok titremeye başladı. seray ani sinirle hocaların konuşmasını dinleyen enesi bir anda itti "hepsi senin yüzün sikik beyinli şimdi iremi bulamıyoruz" serayın sinirinden gözleri dönmüştü. su ise olayın şokundan gözlerinden yaş dökülüyor elleri zangır zangır titriyordu. seray, enesi azarlarken enes hiç bir şey demiyordu. hocalar ise onları ayırmaya çalışıyordu. baran, ekinin yokluğunu fark ettiğinde "hocam ekinde yok" hoca, güvenlik görevlilerine haber verdiğinde çocukların otele gitmesini istemişlerdi ama seray, su, enes, ata, pars ve baranın itirazlarına karşı koyamayıp onları aramaya başlayacaklardı. çok bir yok sadece otelin içiydi.
"abi bana aynısından" dedi ve bu gece sayısız içkisinden biri oldu. irem, içkiyi alır almaz hemen kafasına dikti. biraz ortamdan uzaklaşmak istiyordu çünkü kafası ağrımaya başlamıştı. barın biraz gerisinden olan müziğin zar zor geldiği kırmızı koltuğa oturdu ve kafasını geriye attı. ortamın loş ışığı onun daha çok uykusunu getiriyordu. irem, yanındaki sıcaklığı fark ederek kafasını o yöne çevirdi. "ekin?" irem anlamsız gözlerle yanındaki bedene bakıyordu. "sen neden böylesin" dedi ekin anlamsız gözlere, anlamlı şekilde bakarken. "nasılım ben?" dedi irem ve ardından uzun bir sessizlik "ayrıca sana ne? nasılsam nasılım?" iremin uykulu sesi ekini güldürmüştü. irem ağzını tekrar açıcaktı ama konuşmasını engelleyen bir çift dudak vardı. ekin, ireme dönmüş dudaklarını son kez öpüyormuş gibi tutkulu öpüyordu. ekin boştaki elini iremin beline atınca irem öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı. eliyle belini okşarken, irem tek hamlede ekinin kucağına çıkmıştı. ikisi birbirini sanki hep bu anı bekliyormuş gibi öpüyordu. ekinin iki eli, iremin eteğinin altından girdi. ekin, ellerini her sıkışında irem onun dudaklarında sessizce inliyordu. ekin dudaklarını, iremin dudaklarından çektiğinde irem anlamsız gözlerle ona bakarken ekinin dudakları boynuna yapışmıştı. ekin dudaklarını daha çok aşağıda gezdirmek istiyordu ama irem buna izin vermedi. "kafam pek yerinde değil" dedi irem. ekin ellerini beline doladığında "nasıl bu kadar kusursuz olabilirsun" dedi ve dudaklarına tekrar yapıştı. belki gelecekte yaptıklarından pişman olacaktı ama şuan ikiside birbirini arzuluyordu. ve ikiside orda uyuya kaldı.
seray, suya bakarak "su Allah aşkına az otur şurda." bu lafın ardından baran atladı "kim bilir hangi cehennemin dibinde sevişiyolardır" dedi ve havuzun başındaki koltuklardan birine oturdu. ata sinirli şekilde "ağzını toplamazsan kırıcam o ağzını" dedi yumruğunu sıkarak. "sen bi bok yapamazsın" dedi baran pişkin pişkin. "sizin kavganızdan daha önemli bi sorun var ortada" dedi seray pars, "sikik kavganız bittiyse ben devam edicim" dedi ve kalabalığın arasından ayrıldı hemen ardından seray onu takip etti. seray ve pars gözden kaybolunca ata ve eneste arkalarında gitti |
0% |