@bellmali
|
“ya enes oçluk yapma ver şunu” su enesin elinden çantasını almak için sırtına atladığında okulun bahçesini tamamen biz dolduruyoduk “oğlum ver şu kızın çantasını ya” dedi ata. “of ben hala bizim okulun bizi tatile götüreceğine inanamıyorum. ya kaçırırlarsa?” seray valizine oturmuş kara kara düşünüyordu. güneşten dolayı şapkayı kafama geçirerek seray’a eğildim, “sıçmaaaa” “yanınıza bakın arkadaşlarınızın hepsi burada mı, eksik olan mı var mı?!” bünyamin hocanın sesiyle beşimiz de birbirimize baktık. enes hepimizi kolunun altına almaya çalışarak; “bizim ekip tam hocam” bünyamin hoca elindeki listeden kafasını kaldırdı, “görebiliyorum oğlum.” ata enesin ensesinden tuttu ve otobüsün içine sürüklemeye çalıştı, “enes hadi oğlum çok boş yaptın sen” “valizlerinizi necdet abinize verin gençler.” kızlarla valizlerimize baktık, seray; “ata siz alsanıza bizimkileri de.” enesle iç çeke çeke valizleri aldıklarında necdet abiye uzattılar. enes öküz gibi suyun bavulunu bi bavulun üstüne bıraktığında arkadan gelen bi ses onlara dönmemizi sağladı. “hoop, babanın malı mı?” bu ses parsdan gelmişti. üçlü erkek grubu atayla enesin üstüne yürüdüğünde bizimkiler de boş kalmamış aynı şekilde karşılık vermişlerdi. “necdet abinin eli burda armut mu topluyor, sen niye koyuyorsun kral?” dedi baran. enes sırıttı, ellerini beline koyarak; “iyi niyet diyoruz biz buna abicim, yardımseverlik falan..” ekin eliyle enes’in omzunu tuttu, “iyiysen indireyim kafana, cennete git ‘abicim’” ata ekin’in elini tutarak yere indirdi, “temas karıştırmayalım istersen dostum. zararlı çıkarsın.” ekin güldü, “nasıl korktum şimdi, ne yapsak ki?” durumun uzayacağını anladığımızda yanlarına gittik. “of ata bırak şu ucubeyi ya, tipinde meymenet yok.” dediğim şeyle hepsi bana dönmüştü. ekin sinirle sırıttı, “ucube mucube, kaşınma istersen kızım” “korkunç falan göründüğünü mü sanıyon?” serayın sorusuyla su kahkaha attı; “kaçak siteden çekilmiş daltonlar gibisiniz” baran suya bi adım attı, o adım attığı gibi enes baranın göğsüne elini koyarak onu durdurdu, “sakın.” ardından necdet abi geçte olsa müdahale etti, “hadi gençler uzatmayın, ben hallederim burayı.” ata ekin’e kitlenmişti. “ata duymuyor musun?!” diye bağırdığımda onu kolundan tutup sürüklemeye çalıştım. “hadi kırma güzeller güzeli kardeşini.” ekinin bu dediği şey atanın daha çok sinirlenmesine sebep olmuştu ama biz onu çoktan otobüsün içine sürüklemiştik. beşinin bu denli anlaşamamasının sebebi biraz eskiye dayanıyordu. ekinin sevgilisi, aynı zamanda baranın kuzeni ekini ata ile aldatmıştı. bu konuda enes hep atanın yanında oldu çünkü atanın bir suçu olmadığını biliyorduk. kız ikisini de parmağında oynatmıştı. ama gururlu ekinimiz bunu kendine yediremiyordu iki yıl boyunca atayı suçladılar. kız unutuldu gitti, ama beşlinin aralarında soğukluk asla geçmedi. asla bitmeyen kavgaları yüzünden çok kez disiplinlik oldular.
“of irem toparlan az her yerim uyuştu.” dedi seray. “kanka beni araba tutuyo ya.” su göbeğime vurdu, “bahaneye bak amk. hayat sana güzel.” “az kıpırdatmayın şunu.” dedi enes. bacaklarımın üstüne telefonunu koymuş oyun oynuyodu. “kes be!” ataya baktığımda bacaklarımdan hiç şikayetçi değil gibi başını cama yaslamış, uyukluyodu. “eee hocam siz başka okul da gelicek diyodunuz, kim onlar?” en önde oturan kız hareket halindeki araba yüzünden koltuğa tutunan hocaya soru yöneltmişti. “düşünsenize yavuz diyomuşamkahwhquhshq” seray kafasını bana eğdi. “irem bi daha yavuz dersen seni bu anayola atarım, anladın mı?” “bağırtmayın amkkkkk.” dedi su. “mesem okulları gelecek gençler.” duyduğum şeyle aniden dört insanın üstünden fırladım. o kadar ani bir fırlayıştı ki bu sanırım ayağım yanlısıkla enesin ŞEYİNE çarpmıştı. enes SEYİNİ tutarak acı içinde inledi. “YA İREM MAL MISIN AMK YA” enes umrumda bile değildi, “ne dediniz hocam?” kargaşa yüzünden ata uyanmış, gözlerini aralamıştı. olayı çözmeye çalışıyordu. su ise yanındaki enese baktı acıyarak, “kanka, iyi misin? gitti cavus amk. ben daha teyze olacaktım.” enesin gozleri doldu, “ya sen de bi sus su ya” “sizden utanıyorum amk.” dedi seray. “HOCAM NE DEDİNİZ?!” “cırlama be. mesem dedi işte.” seray başını ovalıyodu susmam için. ardından ayağa kalktım. “irem düşüceksin otur şuraya.” su kolumu tutuyodu. otobüs koltuğuna tutunarak çocuklara döndüm. “mesem diyor, yavuz diyor. gelmiyorum ben amk.” “irem saçmalama istersen.” seray telefonunu açtı ve onla ilgilenmeye başladı. “ne oluyor?” ata sonunda konuştu. “ata, ata yavuzun okulu da geliyormuş geziye.” ata gözlerini devirdi. “enese diyorum, niye oranı tutuyorsun amk?” enesin tuttuğu yere baktı otobüsteki herkes. şoför de dahil. enes utanarak, “herkes niye orama bakıyor amk”
☀️ •-ERTESİ SABAH-• ☀️
“enes uyan geldik” enesin horlamasını seray bölmüştü. ataya baktığımızda zaten uyanmıştı. “diğer otobüsümüz gitmiş, 20 dakikalık yolumuz kaldı gençler. arabanın içinde eşyanız var mı kontrol edin.” “tamam hocamm” sırt çantama kulaklığımı attım. diğerleri de hazırlanıyodu. enes en son başını öne eğerek tekrardan uyukladığında su kafasına vurdu. “la uyansana DANA” enes acıyla kafasını tuttu. “ya kızım mal mısınamk” “bi susmadınız geceden beri anasını satayım ya.” ata söylene söylene cama yaslanmıştı. BİZ GELDİK ALACATI BEKLE BİZİ unutmayın bi şehir sizi çekiyorsa, o şehirde bir şeyler bizi bekliyormuş.
“bi daha şortla yolculuk yapmicam, götüme yapıştı hep.” otobüsten inerken söyleniyordum. “herkes indi mi?” arabanın içi bomboştu. “yess hocam.” dedi ayberk. “tamam valizleriniz otobüste kalsın, ilk kahvaltı yapacağız. diğer okul gelmiş bekletmeyelim.” suyun gözleri büyüdü, “onlarla mı kahvaltı yapıcaz hocam? zaten bizim iki otobüsün toplamı 27 kişi.” “evet kızım.” “vay amk.” dedi seray. “hadi gidelim kurt gibi açım ben.” dedi enes. “dana amk danaaa.” su bağırıyordu. “seray az telefonunu versene” enes elini uzattı. seray kaşlarını çatmıştı, “yanımda bak neye bakcaksan.” “töm tmmm ver sen.” seray enese telefonunu uzattığı gibi enes telefonu kaptı ve restoranın içine koşmaya başladı. “ENES SENŞN BEN AMK” seray da peşinden koşmuştu. “bunun kadar özürlü bir çocuk görmedim ben amk.” ata yavaş yavaş yürümeye başladı. su boyu yetmese de kolunu ataya attı, “kral bi neşelen ya…” “harbiden amk, izmire getirdik olum seni.” dedim. “sağolasanız…” dedi ata gülerek. “ne demek yavrum sen hep gül” üçümüz de kahkaha atarak restorana girdik. her an yavuzu görecekmişiö gibi hissediyodum. geziye o kadar parayı verip gelir miydi bilmem ama korkunç yani. serayla enesi ararken çokta tepsileri almış yemek almaya gitmişlerdi. “orospu evlatlarına bakın aç köpekler.” dedi su. ardından koşarak yanlarına gitti. atayla başbaşa kalmış yavaş bi şekilde onlarına yanına yürürken ata boğazını temizledi, “senin bu lavuk, burda mıymış?” “benim lavuk?” “yavuz işte amk.” “he bilmiyorum, görmedim.” bir gürültü,, “AYYY! çok pardon, bir daha kesinlikle olur.” seray elindeki gevreği tanıdık bi kızın üstüne dökmüştü. “iki dk boş bırakmaya gelmiyor şunları.” dedi ata. “kızım sen gerizekalı mısın?” cırtlak sesiyle konuştuğunda bunun beren olduğunu anladım. “he ya birazcık.” dedi seray. berenin sinirden gözü dolmuş, hanzade üstündeki sütü peçeteyle silmeye çalışıyordu. “canım süt lekesi çıkmaz, çıksa da kokusu kalır. yazık oldu yani. bi bakıyım…” su berenin tişörtüne parmak ucuyla dokundu, “zaten pazar malıymış, at gitsin biz sana yenisini alırız.” enes tepsisine her şeyi doldururken aynı zamanda gülüyodu. ata ise bir süre karışmadı. “hep bunun doldurmalarına geldiniz di mi?” dedi beren beni gördüğünde. tiksinir gibi bakıyordu. “üf ne anlatıyosun be.” iç çektim. “aynen canım, biz malız, kıtız. kendi irademizle karar veremiyoruz.” seray sinirle güldü hanzade “yazık size o zaman.” diyip elindeki peçeteyi suyun tepsisine attı. yaptığı hareket atanın bile gözlerinin büyümesine sebep oldu. “ben şimdi o peçeteyi alır ağzına sokardım da dişlerin parmağımı keser diye korkuyorum.” dedim tiksinerek baktığımda. bu dediğim şey arka masada oturan kişilerin bile gülmesine sebep olmuştu. “bana baksana kızım sen!” hanzade üstüme yürüdü. o üstüme yürüdüğünde su ve seray da karşılık verdi. su tepsisini masaya bırakmıştı. “yarım saattir bakıyoruz zaten.” dedi. “tamam dağılın hadi.” demişti ata. ardından enes tabaklarını doldururken konuştu, “oğlum bi dur kız kavgası işte, kırk yılda bir bulursun bunu.” ata enesini itti, “ya sen de bi sus amk.” “ne oluyor?” duyduğum ses kulağımın kasılmasına sebep oldu. anlık felç geçirdim sanki. yavuzdu bu amk. hayatta bu kavgaya karışmazdı, ne oldu da gelmişti şimdi? arkamı dönmeden o zaten bizim yanımıza geldi. “kanka şu köpeğini ve onun köpeklerini al yanımızdan ya.” berenin dediği şey serayın gözlerine seyrelmesine sebep oldu. “kızım bana bak.” ata serayın elini tuttu. “tamam sakin ol.” ardından seray yavuza döndü, “sen de yüzsüz gibi ne olduğunu mu soruyorsun. amiplik seviyen kaç oğlum senin?” “yavuzun ne suçu var?” dedi hanzade ZÜMRÜT TAŞ. su güldü, “evet suç yavuzda değil. senin arkadaşın sevgilisi olan birine sarıldı. üstüne çocuk onu çıkardığında yüzsüz gibi neden çıkardığını sordu. neden çıkardı acaba amk?” seray suya döndü, “suç yavuzda mı değil? bu götü bokluyu geri ekleyen kimdi?” unutmuşum der gibi gözlerini kaldırdı ve tiksinç bakışlar attı su yavuza. “siz fesatsanız ben ne yapayım.” dedi beren, ardından enes; “evet, yavut gavatsa kızlar ne yapsın.” seray enesin karnına dirseğini geçirdi. ardında enes elindeki tepsi yüzünden karnına tutamayarak inledi. “ben miyim gavat?” dedi yavuz. “biz senin ne cins olduğunu biliyoruz dostum, hadi uzatma da ikile.” atanın dediği şey yavuzun gülmesine sebep oldu, “allah allah, sana mı sorucam amk?” ata sırıttı ve başını eğdi, “ben sana uzatma derim.” “yavuz git burdan.” dediğim şey hepsinin bana bakmasına sebep oldu. yavuz ne der gibi bakıyordu. “ne bakıyorsun, gitsene?” “irem” dedi. “ne irem amk? saldım işte seni. bunu istemiyor muydun? takıl işte berenlerinle, kimi istiyorsan onu ekle. hadi.” oha irem, bu sen mısın amk yavuz şok olmuştu. “duydun kızı.” dedi enes. yavuz yumrugunu sıktı. “ha bu arada,” dedi enes; “iremin videolarını beğendiğini ben görüyom hala. ata sinirlenmesin diye bi şey demedim ama, yapma bence.” berenle hanzade şaşkınlıkla yavuza bakıyordu. “ne alaka, bizimkini de beğeniyor?” dedi beren. su ve seray aynıanda cırladı, “SEN Bİ KES AMK” |
0% |