Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@belydaily

"Peki Ayla Hanım, aklınızda bir renk var mı?"

Güzel giyinimli kadın, oturuşunu düzeltti.

"Yani, bilemiyorum Sare Hanım. İlk defa söz hakkına sahip olduğumdan çok heyecanlıyım kusura bakmayın."

Sare, kahverengi iri gözlerini anlayışla kırpıştırıp kadına gülümsedi.

"Evet, sizi anlayabiliyorum Ayla Hanım. Dilerseniz, kendi kafamda oluşturduğum düzeni kısaca size anlatayım. Belki istediğiniz veya aklınıza gelen bir şey olur."

Güzel giyinimli kadın, yanakları al al olarak gülümsedi ve eşinin elini tuttu.

"Çok memnun oluruz.."

Sare, hemen tabletini aldı ve geceden yapmış olduğu çizimleri karşısında oturan çifte gösterdi.

"Bu dönem, pinterest salon dedikleri minimalist salonlar moda. Ancak evinizin ölçüleri normal bir eve göre daha büyük olduğundan minimalist bir salon yaparsak, salonunuz çok boş gözükür. Bu da aslında çok istediğimiz bir durum değil."

Biraz nefes aldı ve konuşmasına devam etti.

"Mutfağa gelecek olursam, Amerikan istediğiniz için salonla uyumlu olması gerektiği kanaatindeyim. Mat bir mutfak istediğinizi söylemiştiniz fakat salonu da ferah istiyorsunuz. Bu durumda salona bohem tarz uygularsak mutfağa da uygulamak durumunda kalırız. Aksi halde evin bütünlüğü bozulur ve hoş bir görüntü olmaz."

Adam, çizimlere burun kıvırarak baktı ve daha sonrasında eşine döndü.

"Başka bir iç mimar bulmalıyız bence Ayla."

Kadın, eşine kınar bir bakış attı ve tableti alarak çizimlere baktı.

"Bence gayet güzel Agir. Ben Sare Hanım ile ilerlemek istiyorum. Gayet güzel fikirleri var."

Adam bu sefer gözlerini Sare'ye çevirdi ve aslında söylemek istediklerini acımasızca sarf etti.

"Ayla. Bunun gibi bir yobaz bizim evimizi nasıl dekore edebilir? Şu giyimine kuşamına bak! Ben evimi böyle bir kadına emanet edemem, hiç kusura bakma."

Ayla, şokla elini ağzına kapattı.

"Agir ne diyorsun?"

Adam kibirli bakışlarını Sare'nin başörtüsü ve feracesinde gezdirirken kararlılıkla konuştu.

"Diyeceğimi dedim Ayla. İlla Sare Hanım Sare Hanım diyorsan, bekar evini beraber dizersiniz."

Dedi ve ayağa kalkıp ofisten çıktı. Gerisinde mahçup olmuş bir kadın bırakarak.

"Sare Hanım.." diyerek Sare'ye döndü Ayla.

Ağlar, utanır veya sinirlenir diye bekliyordu aslında. Ama Sare, hala o ilk karşılaştıklarındaki gibi anlayışlı bir tebessümle kendisine bakıyordu.

"Sare Hanım lütfen onun kusuruna bakmayın, normalde böyle birisi değil ama.."

Sare, sorun yok dercesine başını salladı.

"Sorun değil Ayla Hanım. Ben alışığım böyle şeylere, kafanızı takmayın."

Ayla, mahçup bir şekilde ayağa kalktı ve çantasını alarak ofisten çıktı.

Çıkmadan önce, bol bol özür diledi..

Aradan geçen yarım saatin sonunda Sare'nin telefonu çaldı.

Annem Arıyor...

"Selamın aleyküm, efendim anne?" eline kalemini almış ve tabletine çizim yapmaya başlamıştı.

"Aleykümselam, naptın kuzum?"

"Ne yapayım anneciğim, ofisteyim."

"İyi iyi, maşallah benim kınalı kuzuma. Az, ben sana bir şey diyecektim."

Annesinin ses tonundan bir şeyleri sezen Sare, hafiften gerildi.

"Buyur anne?"

Kalemini aşağı doğru hareket ettirirken annesinin dediği ile eli titredi ve yamuk bir çizgi çekmiş oldu.

"Akşam bize gel kuzum olur mu? Sana görücü gelecek."

"Anne ne diyorsun Allah aşkına? Ne görücüsü?"

"Yavrum istemeye gelecekler demedim ya sakin ol. Görüşeceksiniz sadece."

"Anne, kalbini kırmak istemiyorum. Allah rızası için beni zorlama. Yok görücü falan, gelmiyorum ben."

"Kızım bir dinleseydin, bak oğlan çok iyi-"

"Oğlan iyiyse büyük kızını ver anne. Hadi Allah'a ısmarlamadık."

"Kızım.."

Sare telefonu kapattı ve sıkıntılı bir nefes verdi.

"Allah'ım kurtar beni.."

.

.

.

"Ömer'im, annem bir dinle kuzum."

Ömer, sinirle yumruğunu sıkarken derin bir nefes aldı.

"Anne, kalbini kırmak istemiyorum. Ama inatla bunu istiyorsun."

Ateş saçan gözlerini annesinin gözlerine çevirdi.

"Anne niye bana sormadan iş yapıyorsun? Niye sürekli beni evlendirme peşindesin anne bir dur Allah rızası için. Bu zamana kadar seçtiğin hiçbir kızdan hayır gelmedi. Hala akıllanmadın. Bunaldım artık anne."

Kadın, yaşından ötürü buruşmuş ellerini Ömer'in elinin üstüne koydu.

"Oğlum bir dinleseydin, bir görüşseydin kızla."

"Anne! Bilmediğim etmediğim kızla niye görüşeyim ben? Ki bunca zamandır beni hangi kızla görüştürdüysen hepsi para avcısıydı. Bunun da öyle olmadığı ne belli?"

Sonra ağzının içinde, annesinin duymayacağı şekilde, mırıldandı.

"Okumamış cahilleri, zengin koca bulma umudu ile sana iteliyorlar. Sende saf gibi gelip burada annene laf anlatmaya çalışıyorsun. Ah ulan Ömer."

Kadın son bir kez şansını denedi.

"Oğlum bu kız öncekiler gibi değil. Sen neysen kız da o annem. Eli erkek eline değmemiş, gözü harama kaymamış. Okumuş, mesleğinde bir kız. Onun da annesi çok umutlu sizden."

Ömer, elini çekti annesinin elinden. Eğer kız annesinin anlattığı gibi birisiyse böyle bir saçmalığı kabul etmezdi.

"Kızın haberi var mı yaptığınız şeyden?"

Kadın, dudaklarını büktü. Omuzlarını düşürdü ve suçlulukla oğluna bakmaya başladı.

"Ah anne ah! Kız da bilmiyor değil mi? Niye böyle şeylerle uğraşıyorsun kurban olduğum?"

Kadının gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü. Ömer, suratındaki siniri silip annesine yaklaşsa da kadın bir iki adım geriledi.

"Kötü mü ettim oğlum? Bir yuvan olsun istedim. Tüm yaşıtlarım ikinci üçüncü torunlarını seviyor ben hala toruna hasretim. Üstelik yuvanı dahi kuramadım."

Ömer, sinirle suratını sıvazladı.

"Anne. Beş tane torunun var farkındasın değil mi?"

"Oğlum ama-"

"Anne. Çıkar mısın odadan?"

Kadın, burnunu çekerek odadan çıktı.

"Allah'ım, niye? Bu kadın niye böyle Allah'ım? Sen hidayet ver.."

...

Son..

Loading...
0%