🎵Müzik: Sky Mubs - When The Shadow Reveals You

Bir şekilde müzik eşliğinde okumanızı tavsiye ediyorum. Bazen ruhlar sihirli dokunuşlara ihtiyaç duyar. Sihri hissedin.

⭐️

Çok uzakta, milyonlarca kilometre ötede bilinmezliğin içinde; yaşamın ve zamanın sırrını kendinde barındıran evrenin en parlak yıldızından bir parça koparak dünyaya doğru yol aldı. Kudretli yıldızın kendi kadar ihtişamlı olan parçası üstün bir güç ile parlıyordu. Varacağı yeri bildiği yeryüzüne yaklaştığında varlığı uyması gereken bir emrin altında parçalandı. Bu çoğalma karanlığın ortasında duran dünyayı beyaz ışık ateşine boyamıştı. Sessizce, usulca dağıldı dört parçası dört bir yana...

Biri önce suya düştü. Tüm okyanuslar ve ona bağlı her damla en derinden titredi.

İkincisi toprağa düştü. Sarıp sarmaladığı bütün bitkilerle birlikte şaha kalktı.

Üçüncüsü dağlara düştü. Her birinin zirvesinden göğü yakan kara sisler yükseldi.

Dördüncüsü ise gökyüzünde asılı kaldı. Nefesi kesen fırtınalar koptu.

Dünya bunu kıyamet sandı, feryâd etti, isyan etti. Acı verenin ona şifa olacağını, içindeki büyük çağrının aslında o olduğunu anlayamadı.

Yıldız taşları tüm gizemiyle birlikte yokluğa karışmadan önce etrafa saçılan kristal yaşam tozları yeryüzünde en ırak yerlere serpişip toprağa karıştı. Acıkan toprak büyük hasretle tozları kendine hapsetti, yıkımın sancısını dindirecek olağanüstü bir bitki sundu. Bu onun armağanıydı.

Ve onun varlığını keşfeden nadir insanlar önce kokusuyla mest oldu sonra rengarenk iri yapraklarında ışıldayan tozlara hayran kaldı.

Canlılara, onu bulan ve anlayan her şeye yaşam bahşediyordu. Yok oluşların, tükenmekte olan umutların, korkuların ardından uzanan ilahi bir eldi. Bir nimetti. Yaşanılan o karanlık, korkutucu zamanın sonrasında zihinlere ve kalplere tutunan en güzel şeydi.

İlahi güçlere sahip kişiler onun aciz dallarında gezinen kudreti fark ettiklerinde anladılar, ne olduğunu ve neler olacağını.

Bilinmemeliydi.

Ona yaşam ve yok oluş arasında kurduğu köprüden ötürü saklı ismi verdiler.

Süsen, dediler.

Sırrını sakladılar.

Ancak varlığı saklanamazdı. O istediği yerde istediği zaman doğardı.

Ama sırrı doğru kişilerin himayesinde kalmalıydı.

Ve bilindi ki o her zaman varlığını sürdürecek en kutsal şeylerden biriydi.

İşte bu yüzden ardında çiçek bırakan o devasa yıldız taşının her biri yeryüzünde bulunmayı bekleyecek, seçtiği kişiyle bütünleştiğinde ona gücünü bahşedecekti. Nihayetinde sancı, şifanın diğer adıydı.

Dört parçası da aynı şekilde yazılan kaderin görevini çoktan üstlenmişti. Yaşamın seyrini değiştirecek kötülükle mücadele ederek varlığına anlam kazandırmayı bekliyordu.

Suda, toprakta, dağda, gökyüzünde. O en iyi bekleyendi ve ne için geldiğini biliyordu.

...

🪻

STİ EVRENİNE HOŞGELDİNİZ 🪻