@benimhayaldunyam
|
Yarım saat sonra gölge gelip arabaya binmişti bile "O adamı naptın"sorduğumda soruyla biraz duraksadı "Önemli bir şey yok sadece intihar süsü verdim"dedi "Peki şimdi ne yapacağız"dememle biraz düşünür gibi bekledi ve konuşmaya başladı" "Artık benimle kalmalısın güvende olduğunu düşünmüyorum "dedi "Neden bunu yapıyorsun neden bana yardım ediyorsun Gölge kimsin sen"dememle yüzünde bir gülümseme oluştu "Ben herkesin korktuğu yüzünü görenlerin hayatta kalmak için yalvarmaya başladığı Hayaletim herkesin ölümü senin yaşamın olan Hayaletim sana neden yardım ettiğime gelirsek emin ol bir gün sana bunu kendim anlatacağım ama şuan değil" Dedikleriyle sessiz kaldım Dila'nın bana bunu yaptığıma hâlâ inanamıyordum evet Efe'yi sevdiğini biliyordum Efe'nin onu sevmediğini de ama birini öldürecek kadar ileri gitmesi ne kadar normaldi bu işte bir iş olmalıydı Dila beni sadece bir erkek için öldürmüş olamazdı en azından olmamalıydı "Gideceğimiz yol biraz uzun istersen uyuyabilirsin"kafamı salladım ve o an aklımda bir kaç düşünce canlandı Elif,ya Elif'e birşey olursa o zaman ne yapardım ben o benim her şeyimdi "Yurdun etrafında alınması gereken güvenlik önlemleri alındı merak etme kardeşime bir şey olmayacak"demesiyle sanki içimdeki o kötü his yok olmuştu ona bu kadar kısa zamanda güvenmem ne kadar doğruydu bilmiyorum ama güveniyordum "Teşekkür ederim ama Dila asla küçük bir kıza zarar vermez bu işin sadece Dila olmadığını anlayabiliyorum neler oluyor"dedim sanki bana söylememesi gereken bir şeyi söyleyecek gibi durdu ve konuşmaya başladı "Baban tanınmış bir adamdı bu şehirdeki mafyaların lideriydi büyük patron gibi birşey baban sen daha çok küçükken seni yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı çünkü sen onun yanında kalsaydın herkesin senin peşine düşeceğini biliyordu senin ismini hiçbir zaman değiştirmek istemedi ve farklı bir soy adla seni yetimhaneye bıraktı o zamanlar ben tabi 4 yaşındaymışım babanın anlattıklarından biliyorum" Duyduklarım karşısında bir şey diyemiyordum hep istenmeyen bir çocuk olduğumu düşünürken şuan öğrendiklerim... "Peki onca yıl sonra şuan niye herkes benim peşimde"diye bir soru yöneltmemle cevaplaması uzun sürmedi "Babanın ölümünden sonra bir kızının olduğu ortaya çıktı seni bulup öldüren yeni patron olacak veya sen gidip işleri devralacaksın"dedi "Peki sen neden bana yardım ediyorsun beni öldürüp yerime geçebilirsin değil mi" ufak çaplı bir gülme sesi duydum "Senin yerine geçmeye ihtiyacim olduğunu kim söyledi kim olduğumu merak ediyordun değil mi ben Alaz Alp Yiğiter herkesin korktuğu karşısında konuşmaya bile cesaret edemediği namı değer Hayalet ben yanlız çalışırım emrimde birilerinin olmasına ihtiyacım olmaz ve kimsenin emrine de girmem" "Gölgeye ne oldu herkesin korktuğu adam"dememle yüzündeki sırıtış iyice büyüdü "O sadece sana özeldi diyelim ama ismimi kullanmanı tercih ederim yalnızken" dedi "Peki o zaman ne kadar yolumuz kaldı Alaz Alp Yiğiter"dedim "10 dakikamız falan kaldı Hazan Keskin"demesiyle gülümseyip yolu izlemeye başlamıştım 10 dakika sonra küçük bir kulübenin önüne gelmiştik yaşadığımız bölge oldukça ormanlık olduğunu için böyle evlere sık rastlanırdı onun birşey demesini beklemeden arabadan inip beklemeye başladım "Bir süre burada kalacağız ve ne yapmamız gerektiğini planlayacağız ama uzun süre bir yerde kalmamız tehlikeli olabilir"bu sefer sırıtan taraf ben olmuştum "Ne o kimseden korkmayan hayalet bir kaç adamdan mı korktu"dememle bu sefer o da gülümsemeye başlamıştı "Bir evde 50 tane ölünün bulunması ve bütün ülkenin bunu haber yapıp bütün polisleri peşimize takmamız bizim için pek iyi gibi durmuyor"kaşlarımı hayretle hava kaldırdım "50 kişiyi tek başına oldurebilceğini söylüyorsun"şaşkınlığıma karşılık ufak bir kahkaha atsa da olmayan ciddiyetini tekrar topladı "Ondan daha fazlalarını öldürüldüğüm de oldu güzelim bence kapının önünde donmak yerine içerdeki şöminenin karşısında bir kahve içerek de konuşabiliriz"demesiyle bu sefer dalga geçen taraf ben olmuştum "Ne o bu bir teklif mi yoksa"dememle gülüşü iyice büyümüştü "Buna ister teklif deyin ister rica içeri buyurmaz mısınız leydim"diyip kapıyı göstermesiyle gülerek içeriye doğru adımladım kulübenin çok sıcak bir aurası vardı mutfakla oturma odasının birleşik olması da güzel bir kolaylık sağlıyordu Bı anda konuşmaya başlamış bana doğru döndü "Ay benim kıyafetlerim yokkkk" Bir anda konuşunca endişelense de cümlemi bitirince rahatlamıştı "Evindeki kıyafetleri buraya aldırdım merak etme herşeyin üst katta sağdaki odada "demesiyle rahatlamıştım "Teşekkür ederim herşey için"gülümseyip kafa sağlamıştı "O zaman ben bir duş alıp geleyim sende mutfakta almak istediğin bişey varsa al veya yapmak istediğin bişey varsa yap"diyip yukarıya doğru yürümeye başladı bende biraz telefonla ilgilendikten sonra yukarı odama çıkmaya karar verdim Hangi oda olduğunu bir türlü hatırlayamıyordum ama sağ taraftaki odalardan birine girdim ama karşımda görmeyi beklemediğim bir manzara duruyordu Alaz sadece altında bir eşofman ve elinde bir tişörtle şaşkın bir şekilde bana bakıyordu Tabii ki yüzünde ki şaşkınlığın sırıtmaya dönmesi uzun sürmemişti çünkü yüzümün şuan domatese döndüğüne emindim "Şey kusura bakma odaları karıştırmış olmalıyım"diyip birşey demesine izin vermeden çıktım ve diğer odaya girdim ve ne büyük şans burası benim odamdı kendimi yatağa atıp yastığı yüzüme bastırmaya başlamıştım bile Salak gibi niye yukarı çıkarsın ki hayır kendi odanın neresi olduğunu da bilmiyorsun bir süre aynı pozisyonda kaldıktan sonra kapımın çalmasıyla yatakta sanki uyuyacakmış gibi yatıp gelmesini söyledim "Gel hadi akşam yemeği yiyelim ama evde domates bitmiş onun yerine de seni kullanabiliriz" bu sözlerinin üstüne tekrar kizardığımı hissediyordum " Ne alakası var be hem niye kızarayım"diyerek savunmaya geçmemle sırıtmaya başladı "Şuan niye kızardıysan ondan hadi oyalanma da gel"diyip aşağıya inmeye başladı bu adam beni deli ediyordu Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya inmeye başlamıştım aşağıdan çok güzel yemek kokuları geliyordu "Bu hamaratlıklarından bana da bualştırsana"diyerek yanına gittim beni görür görmez gülümsemişti "O zaman Yarın beraber yapıyoruz yemeği"dedi "Bana uyar"dememle sofrayı kurmaya başladık herşeyin hazır olduğuna emin olduktan sonra yemek yemeye başlamıştık "Sen bana emanetsin"bı anda konuya girmesiyle duraksadım "Açık konuşur musun"dememle tekrardan konuşmaya başladı "Baban çok sevdiğim ve aslında beni yetiştiren adamdı ve ölmeden önce benden tek isteğinin kızının güvenliğini sağlamam olduğunu söylemişti benim gibi dugusuz bir adama sana değer vermemi istediğini söylemişti"demesiyle babamın son nefesinde bile beni düşünüyor olması içimi parçalıyordu "Peki sen onun isteklerini yerine getiriyor musun"dememle duraksayıp gözlerimin içine baktı "Getirmeye çalışıyorum sen benden neden seni koruduğumu öğrenmek istedin ve öğrendin lütfen bu konuyu burda kapatalım"sesinde daha önce hiç duymadığım bir sertlik vardı herkese güler yüzlü bir adam olmadığı anlaşılıyordu "Tamam şu anlık öyle olsun"diyip kalktım "bence bugün ikimizin de biraz uyumaya ihtiyacı var iyi geceler"tam gidiyordum ki kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi "Seni kırmadım değil mi?"demesiyle yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum "Neden kırılayım ki?"dememle verecek bir cevap bulamadı bende yürümeye devam edip yukarıya çıktım içimdeki ağlama isteğine engel olamıyordum içten içe bana değer vermediğini düşünmek kalbimi kırı yordu odama girip yatağıma uzandım ve düşünmemek için elimden geleni yaptım uyumalıydım uyursam geçerdi... Yorumlarınızı bekliyorummmm💖💖💖 |
0% |