birinin saçları kızıl ikisinin saçları simsiyahti gözleri buz maviydi çok güzeldi ama biri küçüktü 6-7 yaşında anca vardı ve Mustafa hocanın elini tutuyor korkan gözlerle bizlere bakıyordu sonra Mustafa hoca konuştu "Kusura bakmayın Zara hocam bugün iki talebe geldi başka ülkelerin çocukları ama Türkçe biliyorlar Osmanlı imparatorluğu olarak onları aramıza aldık ve Osmanlı çocukları yapacağız onlara yardımcı olacağınıza eminim bir de buraları gezdirecek bir hatun lazım karsu hatun sen yardımcı olmak ister misin arkadaşlarına"dedi gülümseyerek Mustafa hocamı pek bir severdim bu yüzden hemencecik kabul ettim ders bittiğinde çocuklar yanıma geldi "Merhaba ben Karsu padişahımız Gökalp Mert'in yeğeniyimdir peki sizler kimsiniz yiğit delikanlılar bir kaç kelam edin de tanıyayım sizileri"dedim çocuklar kafa salladı be kızıl olan konuştu "Merhaba Karsu hatun ben Aslan soyumu bilmem küçüklüğümden beri ormanda yaşarız biz ormanda küçük bir köyümüz vardı orda annem ve babamla yaşardık ama macarlar herşeyi yaktı annem ve babamı da Osmanlılar kurtardı beni sonra da buraya getirdi"dedi ona üzülmüştüm beni en iyi o anlardı çünkü ailesini kaybetmişti ama henüz bahsedemezdim annemlerden sonra da siyah saçlı çocuk konuştu "Ben Vlad eflak krallığından geliyorum oranın prensiyim maalesef macarlar oraya da saldırdı babam ve abim orada savaşıyorlar Osmanlılar da yardım ediyor aileme halkıma bu da kardeşim radu pek konuşmaz hala buradan korkuyor babam ve abimi istiyor"dedi kafa salladım ve radunun önünde diz çöktüm "Merhaba radu ben Karsu hatun seni esme hatunla tanıştırmamı ister misin o padişahın kızı ve seninle arkadaş olursa çok mutlu olur aramızda kalsın o da burada sıkılıyor"dedim radu hemen kafasını salladı ve abisinin elini bırakıp benim elimi tuttu bende onu esme hatunun yanına götürdüm esme hatun beni pek severdi ablası olarak görürdü beni görünce gülümsedi "bu kimdir Karsu hatun"dedi bende gülümsemesine karşılık verdim "Bu radu esme hatun eflak krallığından gelmiş düşündüm de onunla arkadaş olmak istersin hem o da sıkılıyor"dediğim de esme hatun kafa salladı ve radu esmenin yanina oturdu konuşmaya başladılar hatta radu gülüyordu bile bende yanlarından ayrılıp aslan ve vladin yanina gectim "gelin size etrafı gezdireyim hatta belki şehzade ile de tanıştırırım sizi"dedim onlar konuşmak yerine kafa salladılar çok sessizlerdi sarayın her yanını gezdirdim en son kütüphaneye geldik ve şehzade umut da oradaydı beni görünce gülümsedi "Merhaba Şehzadem dersiniz bitti galiba bize katılmak ister misiniz?"dedim memnuniyetle kafa salladı "tabi katılmak isterim Karsu hatun fakat bu arkadaşlar kimdir saray da ilk defa görüyorum"dedi vlad ve aslana bakıyor onları süzüyor kim olduklarını anlamaya çalışıyordu umut şehzade "Şehzadem görmemeniz çok normal bugün aramıza katıldılar Mustafa hoca da onları sarayı gezdirmemi arkadaşlık etmemi söylediler bu vlad eflak krallığının prensi bu kızıl saçlı da Aslan Vlad Aslan bu da şehzademiz Umut aynı zamanda kuzenimdir 5 yıl sonra kendisi tahta geçecek bizlerle aynı yaştadir"dedim üçü de tanıştı ve samimi bir şekilde selamlasip konusmaya basladilar bu durum beni mutlu etmişti en azından şehzade ile arkadaş olmak büyük bir onurdu sonra içeri şahoi hatun geldi telaşlıydı "Karsu hatun nerelerdesin her bir yanda seni arıyorum akşama harem de bir eğlence düzenlenecek oraya katılman isteniyor"dedi şaşkınlıkla şahi hatuna baktım ben padişahın ailesindendim benim haremde eğlencelere katılmam hoş görünmezdi ki "şahi hatun doğru mu duyuyorum harem mi dediniz?fakat ben haremde ne gezerim padişahın ailesindendim bu hoş karşılanmaz padişah da asla izin vermez böyle bir şeye"dedim şaşkınlığımı yansıtarak şahi hatun cevap verecekken biri sözünü kesti bu şehzade Umut'tu "Şahi hatun kuzenim Karsu hatun doğru der o sıradan bir hatun değildir haremde işi olamaz böyle bir emri padişahımızın söylediğinden emin misin"dedi oldukça sinirli gözüküyordu "Evet eminim şehzadem zaten Karsu hatun oraya öbür hatunların yaptığı şeyleri yapmak için gitmeyecek padişahımız kontrolü Karsu hatuna verdi bu gecelik haremde ki hatunlar bu gece ona emanettir orda olup olan biteni görmeli sonrasında önemli bir konu olursa padişahımıza iletmeli böyle emredildi"dedi şahi hatun sonra anlayışla ben ve şehzade umut kafa salladı sonrasında Vlad ve Aslan'a döndüm "Benim şuan gitmem gerekiyor ama eminim ki şehzademiz sizleri halil paşa ve ali paşayla tanıştırmak ister değil mi şehzadem"dedim sonrasında şehzade konuştu "Tabi ki Karsu hatun gözün arkada kalmasın misafirlerimizi ağırlamak benim için bir şereftir"dedi ve Vlad ve Aslanla gitti bende odama gidip Şahi hatunun uygun gördüğü şekilde giyinmeye başladım

(yazarın anlatımıyla)

Karsu hatun giyinirken şehzade Umut Aslan ve Vladı Ali Paşa'nın yanına götürdü Ali Paşa at binmeden ve savaş şekillerini öğretmekten sorumluydu Aslan kılıçları gördüğünde gözleri parladı bunu gören Ali Paşa'a Aslan'a şefkatle "bir gün sende savaş için hazırlanacaksın Aslan bu kılıçlardan biri de senin olacak merak etme"dedi Aslan mutlulukla kafa salladı Umut hemen kanı kaynayan arkadaşlarının mutlu olmasından o da mutlu olmuştu ama Vlad hicbirseyden memnun olmamıştı çünkü burada olmak istemiyordu ama belli etmiyordu Şehzade Umut pek üstüne gitmemek için ses çıkarmadı Ali Paşa'dan sonra padişahın sağ koluyla tanışmaya Halil Paşa'nın yanina gittiler ve Şehzade Umut onları Halil Paşa ile de tanıştırdı sonrasında saraya geldiler çoktan akşam olmuştu bile gençler dağıldı odalarina Harem'de eğlence başlamıştı sesler neredeyse bütün sarayı kaplıyordu Karsu hatun korkarak Haremin önünde durdu ve kendini dizginledi üzerinde normalde giydiğinden daha açık lila bir kıyafet vardı kendini dizginledikten sonra Karsu Hatun içeri girdi