Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Küçüktüm

@bennehir

Su.Sadece su.Sanki çöldeyim de hiç su yokmuş gibi susadım.Hiç su içemeyecekmişim gibi,son damlammış gibi hissediyorum.Ve sonra bir deniz...

Gördüğüm anda atladım fakat su beni acıtmaya başladı.Sanki heryerimde açık bir yara var ve yakıyor.Sudan çıkmaya çalışıyorum fakat çıkamıyorum.İçinde boğuluyorum sanki.Çırpınıyorum,yaşam mücadelesi veriyorum,üstte çıkmak istiyorum ama nafile.

Sonra bir el sanki bana bir tokat atmış gibi kalakaldım ve batmaya,en derine batmaya başladım.

Gözlerim,yüzümdeki çizikler yanmaya başladı.Gözlerim kapandı sanki sonummuş gibi,yaptığım en büyük hataymış gibi hissetmeye;beynimdeki düşünceleri dinlemeye başladım.

Bir yerden "Talya!" diye bağırma sesleri geliyor.Gidemiyorum, gidemiyorum gelen sese.

Yüzüme bir daha şiddetli bir tokat geldi ve bir anda gözlerim açıldı.Gözlerimi açmam ile kapatmam aynı anda olmuştu çünkü gözlerim yanıyordu.Bir kabus diye düşündüğüm,az önce gördüğüm olayda ki gibi.Sonra yüzüme bir su daha geldi fakat bu su yüzümün acısını biraz olsada aldı.

Gelen sudan sonra gözlerimi yavaş yavaş aralamaya başladım.Karşımda ilk gördüğüm şey anne ve babamın kızgın yüz ifadeleriydi.Ne yaptımda kızdırdım acaba.Doğru ya benim varlığım yeter.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye bir ses geldi babamdan.Duyduğum cümleyi idrak edemeden annem atladı.

"Kalk,kalk!Saat kaç oldu farkında mısın!" dedi beni sarsarak.Fakat benim gözüm hâlen yanıyordu ve acilen yüzümü,gözümü yıkamam gerekti.

Ebeveynlerimi umursamadan koşar adımlarla lavaboya gittim.Arkamda onlarında hızla geldiğini hissettim.

Lavaboyu açtığım anda ellerimi birleştirip içine su almaya başladım.Yeterince aldıktan sonra yüzüme sıçrattım,bunu 4 defa daha tekrarladım fakat geçmiyor;gözümün yanması geçmiyor.Aileme kızgın bir şekilde bakarak "Ne oldu bana?" diye sordum.

"Limon...Limonlu su attık yüzüne." dedi babam rahat bir hâlde.Ben onların yüzlerine şaşkınlıkla bakarken hâlâ idrak edememiştim.Şimdi babam benim yüzüme limonlu su attıklarını mı söyledi.Yanlış duyuyorum değil mi.İki ellerimi de yumruk yapıp kafamın yanlarına getirdim ve ovalamaya başladım.Uyanmam gerekti.Gözlerim hâlâ yanmaya devam ediyordu.Çektiğim acıyı umursamadan konuşmaya başladım.

"Ciddi..." dedim ve öksürmemle birlikte babamın söylediği cümleden beri nefesimi tuttuğumu fark ettim.Annem ve babam hâlâ tepemden bana bakıyorlardı."Ciddi olamazsınız değil mi?" dedim telaş içerisinde.

Gözümü kaybetme riskimin olduğunu bilmiyorlar mıydı?Gözlerim kaşınmaya başladı.Limonda asit olduğunu bilmiyorlar mıydı?Hem gözlerimin yanması ve gözlerimin kaşınması yüzünden zorda olsa koşarak evden çıktım.

Telefonumu almayı unutmuştum bu yüzden en yakınımızdaki evden yardım isteyecektim.

Direkt önümüzdeki tek katlı,beyaz duvarlı,hoş pencereleri olan tatlı bir ev vardı.Koşarak hızlı bir şekilde kapıyı tıklattım.Kapıyı tıklattıktan 6 saniye sonra kapı açıldı.Karşımda gördüğüm kişi karşısında dona kalmıştım ta ki gözümün acısı sayesinde kendime geri geldim.

Saçları gece kadar karanlık,gözleride bir o kadar güzeldi.Dudaklarında güzel bir pembelik vardı.Ten rengide hiç olamaycağım kadar koyu ama çok güzeldi ve ona yakışıyordu.Bana "Açıkla." der gibi bakıyordu.Bakışları o kadar güzeldi ki anlatamam.

İlk kez bu kişiyi görüyordum,zihnimi biraz zorladım fakat çıkaramadım.Yaklaşık 1-2 dakikadır onu incelediğimi fark ettiğimde onunkinin aksine apaçık olan tenimin kızardığını hissettim."Telefonunuzu kullanabilir miyim?" diye sordum.Bakışları normale dönmüştü fakat sanki hâlâ bir anlam içeriyordu bakışları.

"Bekle." der gibi işaret yapıp içeri girdi.Bende gözümdeki his yüzünden delirmek üzereydim.

Acaba gözüm nasıl görünüyordu.Önceden bir arkadaşımda limonlu su içerken yüzüne dökmüştü onda gözleri kızarmıştı ve oda saniyeler sonra hastanelik olmuştu.Evet bende hastaneliktim ama ben neden onun kadar kötü göründüğümü düşünmüyordu.Eğer gözlerim kötü görünseydi az önce gördüğüm kişi bana söylemez miydi?

Onun gelişi ile düşüncelerimden kurtuldum.Elinde telefonu bana uzattığında hızlı bir hareket ile telefonu aldım.Arama kısmına girip 112'yi aradım.Ve durumu söyledim.Karşımdaki kişi bana şaşırmış gözlerle bakıyordu.

Konuşmam bittiğinde telefonu ona uzattığımda,"Cidden yüzüne limonlu su mu döküldü?" dedi sorgulayıcı bakışlar ile."Evet,çok kötü görünüyor muyum?" diye sordum.

Oda bu söylediğimi yanlışlar gibi başını sağa sola doğru çevirdi.Bende teşekkür edip sağa doğru ilerledim.

İlerlerken ayakkabılarıma bakarak adımlarımı sayıyordum,9 adım olmuştu.Arkamdan "Bakar mısın?" diye bir sesleniş geldi.Yavaşça arkamı döndüğümde elinde bir bardak su ile bana bakıyordu.Elinde bardağı gösterip,"İstersin diye düşündüm."

Evet,isterdim.Aslında annem tanımadığım kişilerden bir şeyler almamı istemezdi.Ama nedense bu kişiye karşı içimde gereksiz-gereksiz mi bilmiyorum- bir güven oluşmuştu.Arkama tam dönüp yürümeye başladım,bu sefer 11 adım sürmüştü gittiğim yol.Önüne geçip "Teşekkür ederim,borcum olsun." diyerek göz kırpıp gülümsedim.

Hiç kimseye bu kadar içtenlikle gülümsememiştim.Gülümserken 32 dişimde görünmüştü,dişçinin bütün dişlerime tek bir haldeyken bakabileceği haldeydim.

Kızardım,gözlerimle birlikte tam bir domates olmuştum.Elimi uzatıp bardağı alarak hızlı bir şekilde içtim,öksürmeye başladığımda paniklemişti.

Bende "Sorun yok." der gibi işaret yaptım.Ambulans gelmişti.

Hastahane evimize 2 saat bir uzaklıktaydı bu yüzden ambulansı aramıştım.Yoksa yürüyerek gitmeye kalkışırsam görme yetimi kaybederdim.

Beni ambulansa aldılar,ve gözlerime bakmaya başladılar.

Hepsinin bana bakmadı biraz rahatsız ediciydi fakat gerekliydi de.Gözlerime bilmediğim şeyler yaptıklarında biraz olsada rahatlamıştım.

Hastahaneye gelmiştik.Doktorun yanına geldiğimizde gözüme ışık tutup incelemeye başladı.Muayenesi bittikten sonra gözümdeki acı geçmişti,biraz bulanık görüyordum ama doktor zamanla geçeceğini söylemişti.

Eve gittiğimde ilk karşılaştığım annemin kızgın bakışlarıydı."Sen nereye gittiğini sanıyorsun?" deyip bağırdı.Bana ilk başta gözümün durumunu sorması gerekirken...

"Bıktım artık beni düşünmemenizden.Sadece kendinizi düşünüyorsunuz.Beni raha..." diye bağırdığım anda yüzümde sert bir tokat hissettim.Büyük ihtimalle yüzümde parmak izleri vardı.

İşte buydu,insanlar sizin nasıl olduğunuz,ne yaptığınızı,nasıl davrandığınızı değil.Ne verdiğinizi önemser.Benim ailemse aynı bu kurduğum bu 3 satır gibiler.Beni değil,ne verebileceğimi önemser.Elimdeki herşeyi versem bile daha fazlasını isterler.

Benden istedikleriyse beni hayatım boyunca çalıştırıp,onlara bakmamdı.Kazandığım bütün herşeyi onlara vermemi isterlerdi.Başlarda küçük aklımla bunları doğru bulurdum...

 

11 yıl önce

"Anne,baba sizi seviyorum." deyip onlara sıkıca sarıldım.Sevindiğim şey ise annemin "İlerde bize bakmak ister misin?" diye sorması.Evet,tabikide onlara bakmak isterdim.Onlarla her zaman birlikte olmayı istiyordum.Annem bana sahte bir şekilde sarıldıktan sonra iterek,uzaklaştırdı.Dudağım düşmüştü.İşte o an onlara yenildiğim andı.Ağzım yırtılsaydıda demeseydim öyle.Kendimede kızamam ki sonuçta daha 6 yaşındaydım.

Annem elimden tutup beni kucağına aldıktan sonra sandalyeye oturttu.Önüme bir defter koymuştu."Hadi başlayalım,şimdi A harfini çiz bakalım " dediğinde heyecanlanmıştım.Annemin yanında ilk defa ders çalışacaktım,genellikle yalnız yapardım;küçük yaşımda...

 

 

Şimdi

Annem eskisine nazaran daha sert bir şekilde elimi tutup,beni sürükleyerek odama getirdi.Sandalyenin üzerine doğru oturttu.-fırlattı desem daha uygun olur-

Elimi burkmuştum,annem yanıma geçip elime sertçe cebinden çıkardığı kalemi tutuşturdu.Dudaklarımı dişlemeye başlamıştım.Babamda arkadan,"Yanındayım hayatım,en iyisini yapıyorsun." deyip anneme gaz verdi.Annem babama bakarak gülümseyip bir öpücük attı.Gözleri bana döndüğü an gülümsemesi soldu ve gözleri kızgın bakar bir hâl aldı.

Annem önüme bir defter fırlattı."Yaz." dediğinde ilk başta neyi yazmam gerektiği anlamamıştım.Fakat sonrasında aklıma gelmişti.Annem ve babam odadan çıkmıştı.Kapıyı açık bırakarak.

Defterin sayfasına ilk dokunuşumu bırakmıştım.Ailem hep bir sorun olduğunda önüme bir defter koyup o gün hakkında düşündüklerimi yazmamı isterlerdi.

Bunu ilk yaptıklarında daha 3. sınıftım.Yazdıklarım da anneme ve babama karşı nefretimi yazmıştım.Onlar bu yazdıklarımı okuduklarında ilk başlarda nerede hata yaptıklarını düşüneceklerini düşünmüştüm,onlarda aynı şekilde nerede hata yaptıklarını düşünmüşlerdi; fakat kendi yaptıklarında değil benim neden böyle olduğum hakkındaydı.

O zamandan bu zamana kadar onlar hakkında düşüncelerim gram değişmemişti.Yine aynı zamanki gibi deftere onlar hakkında nefretimi yazıyordum.Onlardan ne kadar bıktığımı,delirmek üzere olduğumu ve yorgunluktan öleceğimide yazmıştım.

Yazmam bittiğinde,"Bitirdim." diye seslendim.Bu sözü duyduğumda nedeni çok da yerinde bir şekilde üzülüyordum.Arkadaşlarımın çoğu hatta hepsi küçüklüğünde bu sözü kullanmıştı.İlk kendi başlarına ihtiyaçlarınk yaptıklarında mesela.Ama ben onların ailesinden öğrendiklerini kendimden öğrenmiştim.Aslında çok da arkadaşım yoktu,nedenini bilmediğim bir şekilde.Ama küçükken çok fazla arkadaşım vardı.

Babam içeri girip defteri alıp,hiç konuşmadan çıktı.Bende yatağıma oturup dizimi kendime çekip kendi halimde öne arkaya doğru sallanıyordum.10-15 dakika kadar süre sonra,"Talya!" diye bağırma sesi geldi.İşte eskide olduğu gibi yeniden başlıyoruz.

​​​​​

Loading...
0%