Yeni Üyelik
4.
Bölüm

BÖLÜM 4: DAGON'UN KARANLIK İMPARATORLUĞU

@benrapu

Dagon, gece çöktüğünde kendi karanlık düşüncelerine dalmıştı. Gözlerinin önünde sürekli olarak Thanara'nın güçlerini yok etme arzusu vardı. Onun için bu, sadece bir savaş değil, bir saplantıydı. İnsanlığın tanrılardan bağımsız olması gerektiğine inanan Dagon, bu yolda her şeyi göze almıştı.

 

Dagon, grubu etrafında toplandığında, her biri bu karanlık yolculukta ona eşlik eden seçkin savaşçılar ve varlıklardı. Onların hepsi özel yeteneklere sahip, sıradan insanlardan çok daha güçlüydü. Ancak Dagon'un gözünde onlar sadece birer araçtı; hedefe ulaşmak için kullanılacak piyonlar.

 

Grubun en güvenilir üyelerinden biri olan Fenris, doğal yetenekleri ve sadakatiyle öne çıkıyordu. Bir kurt adam olan Fenris, olağanüstü fiziksel gücü ve çevikliği ile biliniyordu. İnsan formunda bile savaş yetenekleri üst düzeydeydi. Dagon’a olan sadakati, onun en büyük zayıflığıydı.

 

Hayna, Grubun en korkunç üyesi olan Hayna, devasa yapısıyla göz korkutuyordu. Bir tür yarı iblis olan Hayna, sadece fiziksel gücüyle değil, aynı zamanda acımasızlığıyla da tanınıyordu. Elleriyle yeri parçalayacak kadar güçlüydü ve bu güç, Dagon’un en büyük kozlarından biriydi. Hayna, her ne kadar vahşi olsa da, Dagon'a olan sadakati tamdı. Dagon'un emirlerine sorgusuz sualsiz itaat ederdi.

 

Kara, Hayalet benzeri bir varlık olan Kara, gölgeler arasında hareket edebilme yeteneğine sahipti. Sessiz ve ölümcül olan Kara, hedeflerini izleyip onlara sinsice yaklaşarak işi bitirirdi. Onun varlığını hissetmek neredeyse imkânsızdı. Dagon için bir suikastçı ve gözetleyici olarak vazgeçilmezdi. Kara'nın geçmişi bilinmiyordu; kim olduğunu ya da nasıl bu hale geldiğini sadece Dagon biliyordu, ama asla kimseyle paylaşmadı.

 

Lyra, Grubun zeki ve stratejik aklı olan Aeris, büyüyle uğraşan bir savaşçıydı. Karanlık büyülerle, düşmanlarının zihnini kontrol edebiliyor ve illüzyonlar yaratarak onları yanıltabiliyordu. Aynı zamanda, grubu için stratejik planlar yapan ve Dagon’un kararlarında ona rehberlik eden biriydi. Aeris, Dagon’un en güvenilir danışmanıydı, ancak büyüye olan bağımlılığı onu tehlikeli kılıyordu.

 

Aeris, Grubun en hızlı ve çevik üyesi olan Lyra, bir hırsız ve suikastçı olarak tanınıyordu. Yetenekleri arasında sessizce hareket etme, hedeflerine iz bırakmadan ulaşma ve ustalıkla kullanabildiği zehirli bıçaklar yer alıyordu. Lyra, aynı zamanda gruba istihbarat sağlamakla görevliydi; köyleri izler, bilgi toplar ve Dagon'a rapor ederdi. Soğukkanlılığı ve acımasızlığı onu korkutucu kılıyordu.

 

Dagon, etrafında toplanmış olan bu yetenekli savaşçılara bakarken, onlarla gurur duyuyordu. Ancak içten içe, hepsinin yerinin kolayca doldurulabilir olduğunu biliyordu. Onun için önemli olan tek şey, Thanara’yı ve onun gücünü taşıyan Aria'yı yok etmekti.

 

“Aria kaçtı,” diye başladığında sesi sertti. “Ancak bu, onun sonu değil. Thanara’nın gücü hâlâ onun içinde. Onu bulup bu güçten kurtulmalıyız. İnsanlık için, bizim için bu şart.”

 

Grup sessizce liderlerini dinledi. Dagon’un sözleri, onları harekete geçiren bir çağrı gibiydi. Hayna, yerinde hafifçe kımıldadı. Gözlerinde şiddetli bir istek vardı. Fenris, sessizce yerinde durdu, ancak gözlerinde bir tereddüt vardı.

 

“Kara,” diye devam etti Dagon, “Gölge yeteneklerini kullanarak Aria’yı bul. Onun izini sür ve yerini belirle. Diğerleri, hazırda bekleyin. Aria’yı bulduğumuzda, saldırıya geçeceğiz. Bu sefer onu elimizden kaçırmayacağız.”

 

Kara, sessizce başını salladı ve gölgeler arasında kayboldu. Onun sessizliği, grubun diğer üyelerine ne kadar tehlikeli bir varlık olduğunu hatırlattı. Dagon, geri kalanlara dönerek, “Hazırlıklarınızı yapın. Fenris, sen de. Bu işi bir an önce bitirmeliyiz.”

 

Fenris, Dagon’un emrini kabul etti, ancak yüzündeki soğuk ifade Lyra'nın gözünden kaçmadı.

 

Lyra, kara gözlerini Fenris’e dikerek, “Bir şey mi saklıyorsun Fenris?” diye sordu alaycı bir sesle. “Son zamanlarda biraz garip davranıyorsun.”

 

Fenris, Lyra’nın gözlerine bakarak soğukkanlı bir şekilde cevap verdi. “Benim sadakatim sorgulanamaz,” dedi. “Dagon’un emri her şeyin önünde gelir.”

 

Lyra, küçük bir gülümsemeyle karşılık verdi, ancak gözlerindeki şüphe kaybolmamıştı. “Göreceğiz,” dedi sadece.

 

Dagon, grubu bir kez daha topladı ve onları görevlendirdi. Her biri, kendi yetenekleriyle bu savaşı kazanacaklarına inanıyordu. Ancak aralarındaki çatışmalar ve gizli düşünceler, Dagon’un planlarına zarar verebilecek potansiyel bir tehditti.

 

Grup, Aria’yı ve Thanara'nın gücünü bulmak için yeniden harekete geçtiğinde, herkes bir sonraki çatışmanın ne kadar ölümcül olacağını biliyordu. Ancak hiçbir şey, onları durduramayacak kadar kararlı olmalarını engelleyemezdi

Loading...
0%