Yeni Üyelik
5.
Bölüm

BÖLÜM 5: ARİA’NIN UYANIŞI

@benrapu

Aria, Elera'nın yanında ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, zihni karmakarışıktı. Thanara'nın ona bıraktığı güçle ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İçindeki bu yabancı his, hem korkutucu hem de büyüleyiciydi. Ancak Elera'nın gözlerinde gördüğü tereddüt, ona yalnız olmadığını hatırlatıyordu. İkisi de bu yolda bir şekilde kapana kısılmıştı.

 

"Buradan çok uzağa gitmemiz gerekiyor," dedi Elera, sık ağaçların arasında yol alırken. "Dagon’un adamları, izimizi bulmadan önce."

 

"Bu güç…" Aria, nihayet içindeki korkusunu dile getirdi. "Bunu kontrol edebileceğimden emin değilim. Bu bana ait değil, bu Thanara'nın gücü."

 

Elera, bir an için durdu ve ona baktı. "Bu doğru," dedi. "Ama şimdi bu güç senin içinde ve bu seni Dagon’un en büyük hedefi yapıyor. Onun bu gücü ele geçirmesine izin veremeyiz."

 

Aria, derin bir nefes aldı. "Bu gücü nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Sadece içimde bir şeyin uyandığını hissediyorum, ama onu kontrol edemiyorum."

 

Elera, elini Aria’nın omzuna koydu. "İlk adım, ona direnmemek. Bu güç sana karşı değil, seninle bir bütün olmak istiyor. Thanara, bu gücü sana emanet etti, çünkü buna layık olduğunu biliyor."

 

Aria, gözlerini kapattı ve derin bir iç çekti. Elera'nın sözleri, içindeki korkuyu bir nebze hafifletmişti. Ancak hâlâ kafasında dolaşan birçok soru vardı. Neden o seçilmişti? Neden Thanara’nın gücü ona verilmişti? Ve Tros, bu gücü ele geçirse ne olacaktı?

 

Bir süre daha sessizce ilerlediler. Aria, içinde uyuyan gücü anlamaya çalışarak, Elera'nın rehberliğinde ormanın derinliklerine doğru yol alıyordu. Nihayet, Elera onu ormanın içindeki gizli bir mağaraya getirdi. Mağara, dışarıdan görünmeyen, sadece yerel halkın bildiği bir sığınaktı.

 

"Burada güvende olacağız," dedi Elera, Aria’yı mağaraya sokarken. "En azından bir süreliğine. Burada, güçlerini keşfetmeye ve onları kontrol etmeyi öğrenmeye çalışacağız."

 

Aria, mağaranın içindeki karanlığa bakarak içindeki ürpertiyi bastırmaya çalıştı. Bu yer, Thanara'nın varlığıyla dolu gibiydi. Elera'nın rehberliğinde, mağaranın derinliklerine doğru ilerlediler. Elera, sonunda bir taşın üzerine oturdu ve Aria’ya işaret ederek ona katılmasını istedi.

 

"Şimdi, sakinleş ve içindeki gücü hisset," dedi Elera. "Onunla savaşma. Bırak, seni sarsın."

 

Aria, gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. İçindeki güç, sanki onu ele geçirmeye çalışıyormuş gibi geliyordu, ancak Elera'nın dediği gibi, ona direnmemeye karar verdi. Korkularını bir kenara bırakmaya çalışarak, bu gücü kabullenmeye başladı.

 

Bir anda, zihninde bir şeyler netleşmeye başladı. Thanara’nın sesi, uzaklardan ona fısıldıyormuş gibi duyuldu. "Seninle biriz, Aria. Bu güç, seni değil, sen onu kontrol edeceksin. Beni yok etmek isteyenlere karşı savaşmalısın."

 

Aria, bu sözlerle birlikte içindeki gücün kontrolünü yavaş yavaş hissetmeye başladı. Gözlerini açtığında, etrafındaki dünyayı farklı bir şekilde görüyordu. Sanki her şey daha canlı, daha netti. Elera, onun bu değişimini fark etti ve hafifçe gülümsedi.

 

"Bunu başardın," dedi. "Artık bu gücü kontrol etmeye başladın. Ama daha öğrenecek çok şeyin var."

 

Aria, içindeki gücün farkına vardıkça, onu nasıl kullanabileceğini de anlamaya başladı. "Bu güç… Bir tür bağışlama yeteneği gibi mi?" diye sordu.

 

Elera, başını salladı. "Bu, ölümün ve yaşamın gücü. Thanara’nın sana bıraktığı bu parçayla, hayat alabilirsin. Ancak bunu doğru kullanmayı öğrenmen gerekiyor. Yanlış bir hamle, her şeyi mahvedebilir."

 

Aria, bu bilginin ağırlığını hissetti. "Ölüm… Bu kadar büyük bir sorumluluğu nasıl taşıyacağım?"

 

Elera, ona cesaret verici bir bakışla cevap verdi. "Bunu yalnız yapmak zorunda değilsin. Ben buradayım. Seni eğitmek ve korumak için. Dagon’u durdurmak için birlikte çalışmalıyız."

 

Aria, bu sözlerle içindeki kararlılığı hissetti. Artık korkusunu bir kenara bırakmıştı. Thanara'nın gücünü kontrol etmeyi öğrenmek ve Dagon’u durdurmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı.

 

Ama aynı zamanda içindeki bir başka duygu da giderek güçleniyordu. Bu güç, sadece bir yük değil, aynı zamanda ona verilen bir görevdi. Aria, bu görevle birlikte hem kendini hem de sevdiklerini koruyacaktı. Elera'ya güvenmek zorundaydı, ancak onun içindeki çatışmayı da hissediyordu. Elera'nın niyetlerinden emin olmasa da, bu an için ona güvenmekten başka seçeneği yoktu.

 

Mağarada geçen süre boyunca, Aria ve Elera, Thanara’nın gücünü anlamaya ve onu kullanmayı öğrenmeye odaklandılar. Aria, gücün büyüklüğünün farkındaydı ama tek yapabildiği sakinleştiği zaman Thanara'nın sesini duymaktı. Ancak, Dagon ve grubu hala peşlerindeydi ve onları bulmaları an meselesiydi. Elera, Aria'nın daha çok zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Antrenman yapması ve içindeki gücü özgür bırakabileceği kadar zamana ihtiyacı vardı

Loading...
0%