Yeni Üyelik
6.
Bölüm

BÖLÜM 6: GÖLGELERİN İÇİNDEN

@benrapu

Dagon, karanlık bir odada derin düşüncelere dalmıştı. Aria’yı elinden kaçırmış olması onu çıldırtıyordu. Grubuyla birlikte bu kadar yaklaşmışken, o kızın bir şekilde kaçmayı başarması, tüm planlarını alt üst etmişti. Şimdi, Aria’nın Thanara’nın gücünü kontrol etmeye başladığını biliyordu ve bu, işleri çok daha karmaşık hale getiriyordu.

 

Aeris, Dagon'un yanına sessizce yaklaştı. "Onu tekrar bulacağız," dedi kararlı bir sesle. "Ama bu sefer daha temkinli olmalıyız. Aria, artık sıradan bir kız değil. Thanara'nın gücünü hissediyorum. Her geçen gün daha da güçleniyor."

 

Dagon, öfkesini zor da olsa dizginleyerek Aeris'e döndü. "O zaman harekete geçmeliyiz. Aria, bu gücü tam anlamıyla kontrol edemeden onu ele geçirmeliyiz. Kara, Aria’nın yerini buldu mu?"

 

Aeris, kısa bir süre tereddüt etti. "Kara hâlâ gölgeler arasında onu arıyor. Ancak Aria’yı bulmak zorlaşıyor. İçindeki güç, onun yerini tespit etmeyi zorlaştırıyor."

 

Dagon, dişlerini sıkarak yumruğunu masaya indirdi. "Daha hızlı olmalıyız. Eğer Aria, Thanara’nın gücünü tam anlamıyla kontrol etmeyi başarırsa, onu alt etmek imkânsız hale gelebilir."

 

Kara o anda gölgelerden süzülerek odanın karanlık köşesinde belirdi. Gözleri, Dagon'a odaklanmıştı. "Onu buldum," dedi sakin bir sesle. "Aria, bir kadın ile birlikte kuzeydeki ormanlarda bir mağarada saklanıyor. Ancak etrafındaki enerji, onu doğrudan ele geçirmemizi zorlaştıracak kadar yoğun."

 

Dagon, Kara’nın sözlerini duyduğunda gözlerinde bir parıltı belirdi. "O zaman harekete geçme vakti geldi. Bu sefer daha hazırlıklı olacağız."

 

Dagon, ekibe dönerek "Fenris, sen kadın ile ilgilen. Aria’yı korumak için ne yaparsa yapsın, onu durdurmalısın. Aeris, sen Aria’nın zihnine ulaşmalısın. Onu zayıf bir anında yakalarsan, savunmasız hale getirebilirsin."

 

Aeris, Dagon’un planını onaylarcasına başını salladı. "Zihnini kontrol etmeye çalışacağım. Ama onunla dikkatli olmalıyız. Thanara’nın gücü, Aria’nın zihnini koruyabilir."

 

Dagon, Lyra'ya döndü. "Lyra, sen de Kara ile birlikte hareket et. Eğer işler ters giderse, Kara ile birlikte saldırıya geçmelisin. Onun zayıf anını yakaladığınızda, işinizi bitirin."

 

Lyra, dudaklarında sinsi bir gülümsemeyle başını salladı. "Bu işi bitirmek için sabırsızlanıyorum."

 

Dagon, son olarak Hayna'ya döndü "Hayna, arkamızı kollamanı istiyorum. "

 

Dagon, grubunun kararlılığını gördüğünde içindeki öfke yerini bir nebze rahatlamaya bıraktı. "O zaman başlayalım. Aria'yı ele geçirdiğimizde, Thanara’nın gücünü yok edecek ve onu dünyadan sileceğiz."

 

Dagon, grubunu yönlendirdiği sırada, Kara ve Lyra gölgeler arasında kaybolarak ormana doğru ilerlemeye başladı. Hayna, devasa yapısıyla arka sıra da yerini almıştı. Aeris ise zihninde büyülerini hazırlarken, Aria’yı psikolojik olarak alt etmeye odaklanmıştı.

 

ORMANIN DERİNLİKLERİNDE

 

Elera, Aria’yı mağarada yalnız bırakmış, dışarıda nöbet tutuyordu. İçindeki huzursuzluk giderek artıyordu. Dagon'un yaklaştığını hissediyordu. Kılıcının kabzasını sıkıca kavradı ve beklemeye başladı.

 

Birden, ormanın derinliklerinden gelen bir ses duydu. Hızla kılıcını çekti ve çevresine bakındı. Ancak hiçbir şey göremedi. Yine de içindeki kötü his onu uyarıyordu. Bir şeyler yanlıştı. Dagon’un adamlarının peşinde olduğunu biliyordu.

 

Tam o anda, bir gölge Elera'nın üzerine atladı. Elera, hızla dönüp kılıcını savurdu, ancak Kara, gölge yeteneklerini kullanarak Elera'nın saldırısından kaçındı. Kara, Elera'nın tam karşısında belirdi. "Beni mi bekliyordunuz, Hanımefendi?" dedi alaycı bir tonla.

 

Elera, öfkeyle Kara’ya doğru atıldı. Kılıcı, Kara’nın gölgeler arasında kaybolan bedenine isabet etmiyordu. Kara, gölgelerden çıkıp Elera'nın arkasına geçtiğinde, Elera hızlı bir dönüşle onu kılıcıyla geri püskürttü. Ancak Kara’nın hızı ve çevikliği, Elera'nın ona zarar vermesini engelliyordu.

 

O sırada, Hayna ormanın diğer tarafından ağır adımlarla yaklaşıyordu. Elera, bu devasa yaratığı görünce içindeki korkuyu bastırmaya çalıştı. Hayna, bir canavar gibi kükreyerek Elera'ya doğru saldırıya geçti. Elera, kılıcını savurarak Hayna’nın devasa yumruğundan kaçındı, ancak Hayna’nın gücü karşısında geriye çekilmek zorunda kaldı.

 

Bu sırada, Aeris de Aria’nın zihnine ulaşmak için büyülerini hazırlıyordu. Aria, mağaranın içinde meditasyon yaparken, birden zihninde bir sızı hissetti. Aeris’in büyüleri, onun zihnine ulaşmaya çalışıyordu. Aria, zihnindeki bu saldırıya karşı koymaya çalışırken, Elera'nın dışarıda verdiği mücadeleyi hissediyordu.

 

Aeris’in büyüleri Aria’nın zihnini sarmaya başladığında, Aria kendini bu saldırıdan korumaya çalıştı. Ancak Thanara'nın gücü, bu noktada devreye girdi. Aria’nın zihni, Thanara’nın korumasıyla doluydu. Aeris, bu beklenmedik direniş karşısında şaşırdı ve büyülerini güçlendirdi. Ancak Aria'nın zihni, Thanara’nın kontrolüne geçerek Aeris’in saldırısını geri püskürttü.

 

Aeris, şaşkınlıkla geri çekildi. "Bu kız düşündüğümüzden çok daha güçlü," diye mırıldandı. Ancak bu, Dagon’un planlarını durdurmak için yeterli değildi. Aeris, yeni bir büyü hazırlarken, Aria’nın gücünü kırmaya kararlıydı.

 

Lyra, Kara’nın yardımıyla Elera'yı etkisiz hale getirmek için gölgeler arasında sessizce ilerliyordu. Aria, içeride kendi mücadelesini verirken, Elera dışarıda Kara ve Hayna ile aynı anda mücadele ediyordu. Ancak Aria'nın gücünü kontrol etme konusundaki kararlılığı, onun en büyük avantajıydı.

 

Aria, Thanara'nın gücünü kullanarak, zihnindeki Aeris'in saldırısını tamamen püskürtmek istedi. Ancak hesaba katmadığı bir şey olduğunun farkında değildi. Aria, Thanara'nın gücünü zapt edebilecek kadar güçlü değildi ve bu saldırı Aria'yı tamamen güçsüz ve savunmasız bıraktı. Aria, bu gücü henüz kullanamıyordu

yapmaya çalıştığı savunma için henüz çok erkendi. Aria'ya yarı baygın şekilde mağaranın soğuk taşlı zemininde yatıyordu. Aeris, büyük bir zafer kazanmışcasına Aria'nın başucunda siyah saçlarını okşayarak " Ah! Zavallı Aria, demek gücü kontrol etmek istedin" diyerek alay etti. Aeris, yerde baygın halde yatan Aria'nın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Aria, sanki bir uyurgezer misali yattığı yerden kalkarak yürümeye başladı.

 

Dışarıda ise Elera, artık kendini koruyamayacak kadar düşmüş bir vaziyette yerde yatıyordu. Baygın değildi. Ciddi şekilde yaralanmıştı. Hayna, Elera'ya sert darbeler indirmeye devam ederken, Aeris ve Aria mağaradan çıktılar.

 

Grup, artık yavaşça geri çekiliyordu. O çok arzuladıkları zafere ulaşmalarına çok az kalmıştı. Aria ve Thanara artık ellerindeydi.

Loading...
0%