@ber.enus
|
Oy+yorum ve başlama tarihinizi alabilir mi bu kız acaba? Instagram'a da davetlisiniz efendim... Instagram: ber.enust Keyifli okumalarrr ❀
†††
Belki de bazı şeylerin güzel kalabilmesi için hiç yaşanmaması gerekirdi. Bir umuda tutunur yaşanırdı. Bir amaca tutunur yaşanırdı. Bir duyguya tutunur yine yaşanırdı ama insanlar… Bazıları tutunmak için düşünülecek yaş bir dal parçası bile olmazlardı. Tanınmayı hak etmeyecek, zaman kaybı olarak anılacak, geçmiş hatası denecek yanlışlar olarak kalırlardı. Genç kız koştuğu ara sokakların birinden çıktığında, nefes nefese kalmış bir halde elini duvara yaslayıp şakağından aşağıya kaymaya başlayan ter damlasını sildi ve ardını kontrol etti. Bu yaşında sırtına saplanacak bir bıçağı beklemesi adil miydi? Verdiği mücadele, değecek bir şey için miydi? Değildi. Canıydı çünkü. Kimse önemsemezdi onun gibi. “Yeter!” diye bağırdı sesi yankı yaparken ama o da şu an peşinde kimsenin olmadığının farkındaydı. Kime ya da neyeydi bu isyanı bilmezdi. “Gelmeyin, yeter! Çok yoruldum! Yeter!” Yorulmak için çok genç değil miydi? Olduğu yerde küçüldü genç kız. Kalçasını beton zemine koydu, bacaklarını kendine çekti ve kollarını etrafına doladı. Akıtamadığı, gözlerine cam gibi batan göz yaşlarını bir kere daha geriye gönderdi. Güzel çehresini kollarının arasına saklarken karanlığa güvendi ve karanlığın onu saklayacağına inandı. Yalnızlık karanlıkla örtülür müydü? Göğsü aldığı nefeslerden kalkıp inerken kanı donmuştu adeta. İçinde yaşadığı dehşet yavaş yavaş sınırları zorlar bir seviyede dışarıya ulaşıyordu. Kendi kendine geçirmeye çalıştığı panik halini bastıramıyor, gözlerinin kayışını engelleyemiyor, anda kalamıyordu. Ölüm her zaman masuma mı yakın olurdu? Yaşamayı hak etmeyenler neden ömürlerden çalıyordu? “Neden koşuyordun, iyi misin?” diye bir ses duyduğunda genç kız, olduğu yerde sıçrayıp kalçasını kaydırdı oturduğu yerde ve kendini biraz geri itti. Yüzünü kaldırdığında karanlıktan yüzünü çok net seçemediği genç adam, “Uzaktan seçebildim seni. Çok hızlı koşuyordun. Atlı mı kovalıyor?” diye sordu alayla, yüzünde çarpık bir gülümseme varken. “Seni ilgilendirmez!” dedi ters ters. Onlardan biri olmadığına tam emin olamasa da kafasını iki yana sallayıp, “Rahat bırak beni,” diye çıkıştı karşısındaki genç adama. Genç adam karşısındaki mavi gözlü güzel genç kızın söylediğini duymazdan geldi ama onu gördüğü anda büyüleyen sarı saç tutamlarını görmezden gelemedi. “Gerçekten. Yardım gerekiyorsa ederim,” Gözlerini devirdi genç kız. “Koşman gerekiyorsa koşarsın… Bir şey olmasına gerek yok!” “Ya da…” diye devam etti genç adam. “Kaçman gerekiyorsa koşarsın. Ama bu kaçısı biliyorum sanırım. Canımın derdi kaçısı bu. Söyle. Kim canının düşmanı senin de canının derdine düştün böyle?” Oldukları yerin bu kadar karanlıkta olması ikisinin bahtsızlığı mıydı yoksa şansı mıydı? Birbirlerinin sesleri haricinde, bu karanlık neyi yutmazdı şimdi zaman da dahil? Akrep, yelkovanı biraz daha kovaladı ama bu gece vakti onu da seçemedi. Aydınlığa gizlendi ama geçmişi kıyametti. “Deliyim ben,” diyerek geçiştirdi genç kadın. “Tımarhaneden kaçıyordum. Git şimdi.” “Bir deli bile kendine bu kadar düşman olamazdı senin olduğun kadar,” “Ne biliyorsun ki? Sadece gecenin bir vakti deli gibi koşan bir kadın gördün. Ne oldu? Acıdın mı?” “Bu kadar masum olma,” Genç adam avuç içlerini dizlerine bastırıp genç kadın gibi çömeldi. Aralarında olan birkaç insanın sığabileceği mesafeyi göz ucuyla ölçtü. “Kimden kaçıyordun bilmiyorum ama beni gördüğünde benden de kaçmalıydın. Buralar tekin değildir. Bir başkası olsa şimdi nerede ne yapıyordun düşüncesi bile korkunç,” Yutkundu genç kız ama sözünü de kendine saklamadı. “Bir başkası olsa o da kendisi için aynısını söylerdi.” Genç kızın haklılığı karşısında tebessüm etmeden duramadı genç adam. Genç kızın yamacına geçmek istedi ama durdurdu kendini. “Doğru.” “Biliyorum, git artık.” “Gideceğim ama kaldırım taşları küçük kızların uyuması için uygun bir yer değil.” “Elbette,” diye onayladı genç kız onu. “Neyse ki küçük bir kız değilim.” “Kimse için uygun değil o zaman.” “Kim olduğumu bilmemem beni kimse yapar mı?” “Kendini kaybettin mi?” Kafasını iki yana salladı. “Hayır.” “Kendini kaybedene kadar herkessin o zaman.” dedi genç adam, genç kızın ona olan bakışlarını fark etmeyip ayağa kalkarak. “Yapmaz. Karanlık da yalnızca geceye mahsustur; yalnızları saklamaz.” Hayat düşmandır insana. Çünkü ölünce biter ama hatırlayanda bitmez. “Uyku tatlıdır ama ölmeyi diletmesin. En güzel şey bile olsa zarardır fazlası sana,” diye devam etti genç adam sözlerine. Uyku o kadar tatlıydı ki ölüme sürükledi… “Kimdi onlar? Tanıyor musun?” Kafasını iki yana salladı. “Bilmiyorum. Beni öldürmeyeceklerini biliyorum ama öldürseler daha iyi değil mi?” Genç adamın arkası dönüktü kıza. Sanki önüne dönüp baksa ona, tüm büyü bozulucak, uyanmaması gereken güzel bir rüyanın sonuna gelecek, çizmesi gereken satırın üzerine mürekkep damlayacaktı. Neydi bu içindeki? “Kurtar kendini,” dedi acımasızca. “İleride kurtaracak birini bulamazsan gözyaşlarına boğulma. Nasıl kurtulduğunu ve bugünü hatırla.” “Gelecekte geçmişi hatırlamak istediğimi sanmam.” “İyi. Hatırlama ama en azından oralara nasıl geldiğini unutma. Geriye dönmek istediğin zaman ya da mecbur bırakıldığında tekrardan aynı şeylere muhtaç olma.” Bir kadının kalbinden bir çığlık firar etti o an. Görmesen nasıl yaşarım bilmiyorum ama bu zamana kadar görmedin, şimdi de görme sen… Ve zaman tekerrür etti. Ve hayat tekerrür etti. Ve insanlar… tekerrür etti. Şeytan ininden çıktı. İnsanlar güven, sevgi biraz da inanç bekledi. Güvendiler, sevdiler, inandılar ama hiçbiri gerçek olmadı. Bu yüzden insanlar ateşe taptı. Ateş de onları yaktı. Yaraları denk olanlar yarıştı, yarasını unutan alevlerde yandı…Ve Şeytan, en büyük günahını, insanlara güvenerek harcadı. Olduğum yerde nefes nefese doğrulup oturduğumda anın getirisi olan endişe tüm hücrelerimi sarmıştı. Bir kuş gibi çırpınan kalbimi ve içimde kopmaya başlayan fırtınayı dizginlemek imkansızdı benim için. Nabzım damarlarımı deşmek istercesine hızla atarken yüksek bir yerden atlamak istedim ama ölmek için değildi bu isteğim özgür olmak içindi… Zihnimdeki esaretimin bitmesi içindi. Bir kadın tanıdım. Nefes almak isterken aldığı nefeste boğulmuş. Sessiz olsam acıdığını zannedecekler, boğazım yırtılırcasına çığlık atsam zaten acıdığını söyleyeceğim.
†††
Instagram: ber.enust Önemli şeyler orada bildirilecektir ❀ |
0% |