Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Korku Ve Merak

@beray_belcim.ygt

Öncelikle küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Yazdığım ilk romanım olurda tutarsa bastırmak istiyorum.Ayrıca roman için bir playlist hazırlamayı düşünüyorum. Romanın sonunu kötü son ile bitirmeyi düşünüyorum.20 bölüm yayınlamayı düşünüyorum. İyi,kötü tüm düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim.Dediğim gibi ilk yazma deneğimim bu yüzden eksikler ya da hatalar muhakkak olur. Eğer fark ettiğiniz bir hata veya eksik varsa bunları bana aktarmanızı isterim. Teşekkür ederim.

 

Keyifli okumalar...

 

*******

 

Küçüklüğümden beri hep merak etmişimdir. Hem de her şeyi evren nasıl oluştu? Ağaçlar nasıl büyüyor? Hata korkularımı bile en çok da onları merak ediyorum zaten bir insan neyden korkar? Korkuyorum ama sebebi yok çok değişik küçükken hep neyden korktuğumu merak ederdim. Bunları araştırırdım ama cevap bulamazdım. Fakat hiçbir zaman cevap aramaktan vazgeçmedim. Babaannem her zaman favori kadınım rolünü elin de tutardı. Çok çevik tecrübeli bir kadındı. Her daim yanımda 8 yaşımda ailemi kaybettim o zamandan beri bana babaannem bakıyor. Bir gün onu işiyle uğraşırken gördüm ve yanına ne iş ile uğraştığını sordum. Bana gazeteci olduğunu söyledi. İşini severek yapıyor olmalı ki baya tutkuluydu. Babaannemin bu tutkusu beni daha da meraklandırdı. Bir gün yanına gidip işi hakkında bilgi aldım. Baya dikkatimi çeken bir iş oldu. Bunu hemen babaanneme anlatım. Aşırı sevindi ve bana ne olursa olsun yardım edeceğini söyledi. Ben Berfin Yıldırım babaannesinin izinden ilerleyen bir gazeteciyim. İşimin ilk araştırmaları korkularımla başladı. Çoğunu buldum örneğin yatak altındaki canavar ve duyduğum sesler bilinç altımda yatan saçma şeylermiş fakat karanlık? Bunu hiçbir zaman çözemedim karanlıktan korkma sebebim neydi? Birden çıkacak olan canavarlar mı? Ya da görmemek? Hiçbiri benim korktuğum karanlık çok farklı bir karanlıktı ve ben bunu hala çözmüş değilim.

 

5 Mart 2023

Bugün 5 Mart depremin üstünden neredeyse 1 ay geçti bu depremde tek ailem olan babaannemi de kaybettim. Hala bunun acısını en derinden hissedebiliyorum. Acaba mutlu mudur? Bana hep ölen şey sadece bedendir,ruh değildir. O kişi ölse bile sevdiğini yalnız bırakmaz derdi. Umarım doğru söylüyordur.

 

"Berfin"

 

" Berfin daldın gene" bu Efe benim gazeteci arkadaşım. Kendisi benim gibi pek meraklı değildir. Gelen teklifleri bile "reddedelim tehlikeli olabilir" diyor. Fakat bu beni durdurmaya yetmiyor. Efe tatlı biri kumral hafif kıvırcık saçlı siyah çekik gözlü sivri çene yapısına sahip biri dışarıdan ne kadar sert görünse de asla öyle biri değil.

 

"Dalmadım. Buldun mu bir şey" yapacağımız yeni haber için bilgi arıyorduk. Söylentilere göre iş yerimizin 2 sokak aşağısında ki evde garip şeyler dönüyormuş.

 

"Yani buldum ama tehlikeli duruyor. Bunu araştırmayı bırakıp başka bir şey mi araştırsak?"

 

"Hadi ama korkaklık etme tabi ki de araştıracağız ne buldun durum bildirgesi yap kıvırcık"

 

"Bu evde sürekli kavga,cinayet aklına gelebilecek her türde pislik var ayrıca korkmuyorum" son cümlesini bana sert bakışlarını yönlendirerek söylemişti. Gülerek

 

"Tamam şampiyon bir şey demedim hadi kalk gidelim de şu eve bir bakalım" Efe istemsiz bir şekilde yerinden kalktı ve ihtiyacımız olacak şeyleri yanına almaya başladı. O sırada aklıma korkmuyorum dediği geldi. Hadi ama Befin bu aklına gelmemeli diye içimden geçirdim. Efe'nin beni fark etmeyeceği şekilde arkasına geçtim ve birden "bööö" diye bağırdım. O anın etkisi midir bilmem ama Efe bağırarak

 

"Asansör laneti geldi öleceğiz" diye bağırdı. Onun bu şekil bağışına şok olmuş bir şekilde güldüm. Bana

 

"Komik mi?" Diye sordu.

 

"Hani sen korkmuyordun?"

 

"Korkmuyorum zaten" dedi

 

"Öyle mi" diyip güldüm " o yüzden mi bu asansör laneti geldi öleceğiz çığlıkları ayrıca asansör laneti ne alaka kıvırcık?" diyip daha çok güldüm. Bana bakıp

 

"Bırakırım bak işi tek başına yapmak zorunda kalırsın " dedi. Ne yani şimdi beni tehdit mi etti? Evet baya beni tehdit etti. Fakat hala asansör olayını anlamadım

 

"Tamam be alınma şakaydı. Asansör laneti dedin ne alaka?" diye sordum.

 

"Bu olayların hepsi bu evin asansöründe oluyor haber yapmışlardı asansör laneti diye o yüzden öyle bağırdım. Tamam mı?" diyip odadan çıktı. Çok güzel Efe'den trip yiyorum. Arkasından öylece bakarken birden ağzımdan benden istemsiz bir şekilde

 

"Glosunu unuttun" diye bir kelime çıktı. Buna kendi kendime daha çok gülmeye başladım. Efe birden odaya geri geldi.

 

"Birincisi ben glos kullanmıyorum ikincisi beni korkutuyorsun Berfin" Efe'ye baktıkça daha çok gülme krizine giriyorum ama bu sefer kendimi tutmak için dudaklarımı bir birine bastırdım. Hem benden neden korkuyor yam yam mıyım ben? Ayıp ettin kıvırcık

 

"Benden niye korkuyorsun lan ben yamyam mıyım?" Diye sordum.

 

"Kendi kendine gülüyorsun Berfin"

 

"Ne var olamaz mı?" Diye sorduğumda endişeli gözlerle bana bakıp yanıma geldi ve elini alnıma koydu.

 

"Ateşin yok"

 

"Hasta değilim ki zaten"

 

"O zaman şizofrensin"

 

"Ne"

 

"Şizofrensin kendi kendine gülmenin başka hiçbir mantıklı açıklaması yok" dediğinde ona olabildiğince sert baktım.

 

"Sende otistiksin" dediğimde

 

"Sen bana engelli mi diyorsun?" diye sordu

 

"Kısmen kıvırcık" dedim

 

"Çok ayıp Berfin hiç yakıştıramadım" dediğinde kendimi tutamadım.

 

"Ne yani sen bana şizofren dedin ayıp değil ben sana otistik dedim diye mi ayıp oldu" diye bağırdığımda birden odaya Buse girdi.

 

"Arkadaşlar hayırdır bu ses ne bir şey mi oldu?" Dediğinde Efe beni işaret ederek

 

"Berfin bana otistik dedi" bende Efe'yi işaret ederek

 

"Oda bana şizofren dedi" dediğimde Buse gülmeye başladı. Burada komik olan ne oda mı benim şizofren olduğumu düşünüyor? Şuna bak arkadaş diye bağrımıza bastık bunlar bana şizofren desin. Türümün tek örneği olmak suç mu azizim.

 

"Çocuk gibisiniz" dedi birden. Ben ve Efe ona bakınca daha çok güldü.

 

"Hiç komik değil" dedi Efe. Ona destek olurcasına

 

"Katılıyorum" dedim. Buse ikimize bakarak tebessüm ederek

 

"İkinizde çok harikasınız ne kadar kavga etseniz bir noktada asla birbirinizi bırakmadınız. Kıskandım şuan" diyip odadan çıktı. Efe bana bakarak

 

"Bu kızda göz var gidip kurşun döktürelim arkadaşlığımıza yazık olmasın" dedi. Ona bakıp güldüğümde göz devirdi.

 

"Gene başladık. En son sanki bir asansör laneti araştıracaktık gitsek mı diyorum yeni bir tartışma çıkmadan" dediğinde başımla Efe'yi onayladım ve çıktık. Efe bagaja gerekli malzemeleri yerleştirirken ben ön koltuğa geçtim. 2 dakika sonra Efe' de sürücü koltuğuna binip arabayı çalıştırdı. Bende o sırada müzik arıyordum. Bana bakıp

 

"Ne yapıyorsun?" dediğinde ona bakarak

 

"Dünyayı nasıl yok edeceğimi arıyorum. Ne yapıyor gibi duruyorum Efe?"diye sordum. Hiçbir şey demedi sadece tebessüm edip tekrar yola döndü. Eğlenceli bir şey bulamayınca rastgele bir tane şarkıya tıkladım. Şarkıda bir söz çok dikkatimi çekti.

 

"Ölüm gibi iken beklemek ölmüyorsam seni beklediğimden" şarkıdan sonra aynı sözü bende tekrarladım.

 

"Ölüm gibi iken beklemek ölmüyorsam seni beklediğimden" dediğimde Efe bana küçük bir bakış atı.

 

"Ne oldu bu söz sana bir şey mi çağırıştırdı?" diye sordu.

 

"Hayır sadece hoşuma gitti" dedim ve kafamı cama çevirdim. Bana baktığını hissedebiliyordum. Beş dakika sonra bahsedilen apartmanın önünde durduk. Apartman biraz eski ve bakımsızdı ama güzeldi.

 

"Evimi burada mı alsam acaba olay yerine de yakın" dediğimde Efe bana bakıp

 

"Kafayı mı yedin sen?"

 

"Hayır yemedim baya güzel duruyor ev" dedim ve içeri girdim. Efe peşimden gelip

 

"Sen iyi değilsin asansör laneti var diyorlar sen buraya taşınırsan ben seni ziyarete gelmem haberin olsun" dedi. İnanmıyorum az önce Efe beni terk etti. Dudağımı büzüp ona baktım

 

"Ama ama ama sen gelmezsen ben ne yaparım" dedikten sonra en ciddi tavrımı takınıp " çok da dert zırto gelme" diyip asansöre doğru ilerledim. Efe arkamdan

 

"Ayıp Berfin dikkat et bari bu kadar adrenalin tutkunu olma" dedi. Efe'ye aldırış etmeden asansöre doğru ilerledim.Asansörün düğmesinde kan izleri vardı. Düğmenin fotoğrafını çektim ve karakola göndermek için birde örnek aldım. Bu örnek işimize yarayacak nede olsa,asansörü alt kata çağırdım. Açıldığında içerisinden altmışlarında bir kadın çıktı.

 

"siz kimsiniz" Birden efe kolumu tutu.

 

"Asansör laneti ay şimdi bayılacağım." dediğinde sadece ona baktım.

 

"Saçmalama Efe" dediğimde kadın yanımızda belirdi ve tekrardan

 

"kimsiniz?"diye sordu.

 

"Biz gazeteciyiz teyzecim burada söylentiler varmış onu araştırmaya geldik. Ayrıca evi çok beğendim almayı düşünüyordum" dedim ve kadın birden

 

"Sensin teyze nerem teyzeye benziyor çıtır gibiyim" dedi. Bu neydi şimdi o kadar şey içinde buna mı takıldı ayrıca yaşlı yani ne dememi bekliyor ki Süleyman mı diyeyim yani. Her neyse Berfin sen saygını koru. Ben bunları düşünürken birden Efe

 

"Maşallahınız var hanımefendi" dedi. Kadın birden Efe'ye cilveli bir şekilde gülümseyerek

 

"Sağ ol yakışıklı" dedi. Gülmem gerekiyor. Efe kulağıma eğilip

 

"Berfin bu teyze bana cilve yapıyor ben namusuma el sürdürtmem" dediğinde gülmemek için kendimi zorladım. Efe'ye bakarak

 

"sende kadının gönlünü hoş etmeseydin yapacak bir şey yok" dediğimde Efe bana ters bir bakış atı. Ben buna gülmeyeyim de kim gülsün? Kadın birden araya girerek

 

"Ne istiyorsanız yapın ve gidin" dedi.Neydi bu tavrın sebebi merak uyandırıcı

 

"Neden hemen gitmemizi istiyorsunuz yoksa bir şey mi var?" diye sorduğumda bana

 

"Sen çok konuşuyorsun gazeteci kız hiç mi korkmazsın? Yaptığın şey nedir ne değildir diye düşün derim." dedi. Neydi şimdi bu omuzlarımı dikleştirerek

 

"Korkmuyorum hanımefendi işimi yapıyorum ayrıca neden korkayım ki?"diye sorduğumda kadının gözleri parladı.

 

"Sevdim bu cesaretini küçük hanım" dediğinde teşekkür ederek önüme döndüğümde kadın bana

 

"Burada boş bir apartman var istersen dolaştırabilirim seni" dediğinde ona döndüm.

 

"Olur aslında eve ihtiyacım var bir beş dakika sonra olur mu?" dediğimde Efe bana baktı.

 

"Berfin delirdin mi kızım sen bu kadından ev mı alacaksın" ona bakıp

 

"Evet kıvırcık beğenemedin mi" dediğimde sadece bana bakınmakla yetindi. Beş dakika sonra maalesef ki bir şey bulamadık. Fakat bu bana engel değil daha çok araştırmadan sonra ila ki bir sonuca varacağım. Beş dakika sonra kadın tekrar yanıma gelip

 

"Buldunuz mu bir şey" diye sordu.

 

"Hayır bir şey bulamadık" dediğimde kadın gülüp

 

"Uğraşmayın bulamazsınız" dedi. Bu daha çok şüphe uyandırıcıydı. Şimdilik sadece kadını biraz tanımam gerek.Tanıdıktan sonra çıkar kokusu

 

"Senin yakışıklı arkadaşın nerede bakalım?"diye sordu birden. Efe'den bahsediyor. Sağ olasın arkadaşım senin yüzünden kaçtı.

 

"Bir işi çıktı gitmek zorunda kaldı." dedim kısaca

 

"Anladım"

 

"Sevindim" boğazımı temizleyip "en son boş bir daire olduğunu ve gezdireceğinizi söylemiştiniz. İşim bitti bakalım mı?" diye sorduğumda kadın unutmuş da sonradan hatırlamış gibi bir hale burundu

 

"Doğru ya ev evet gidelim" bana merdivenleri işaret etti. Ben çıkarken oda arkamdan geliyordu. İkinci katta bir kapının önünde durduk. kadın kapıyı açmak için cebinden anahtarı çıkardı. Kapı koluna uzandığında kolu hafif açıldı. Neydi o morluk mu? Gerçi zaten bu hava da kolu giymesi epey bir tuhaftı. Dayanamayıp sordum.

 

"Kolunuz da ki morluk nedir?" dediğimde hemen kolunu indirdi.

 

"Sabah duvara vurdum bir şey yok" diyip içeri girdi. gayet de bir şey vardı. Üstüne gitmemeyi tercih ettim. Neden olsa ilerde yakınlaşırsak anlatır. Evin her odasını gezdirdi ev tam bana göreydi ne çok büyük ne de çok küçük kadına alacağımı söyledim. Fiyatına kadar her şeyi konuştuk.

 

"Bu binanın sahibi siz misiniz" diye sordum bana bakıp

 

"Hayır" dedi

 

"Peki kim" diye sorduğumda

 

"Onu bizde bilmiyoruz ben sadece burada çalışanım ev almak isteyen kişiler benimle görüşüyor" dediğinde gözlerimi kısarak baktım. Neden bu kadar tuhaf olmak zorunda ki?

 

"Anladım pekala" dediğimde kadın bu sefer sıcak bir tebessüm kondurdu yüzüne ardından

 

"Güle güle otur" dedi ve gitti. Çok tuhaf bir kadın söyledikleri hareketleri şüphe uyandırıcı. Bunu da araştıracağım eve tekrardan küçük bir göz gezdirdim ve çıktım. Evi temizleyecek birini bulmam gerek işlerim yoğunken bunu ben yapamam.

 

İki gün sonra birini buldum. Bir gün içinde evin her yerini temizlemişti. Şuan ise sadece yerleşme kalmıştı. Yerleştim mi daha bir şey kalmazdı.

 

Tekrar aşağı asansöre bakmak için indim bir insan neden tüm pis işlerini bina apartmanında yapıp iz bırakır ki? Bina sahibi her kimse çok vurdum duymaz olmalı. Bir süre daha asansörün içindeki pislikleri inceleyip fotoğrafını çektim.Ardından arkamda bir ses duydum

 

"Sen kimsin ne yapıyorsun orada?" Sesin geldiği yöne döndüm. Benimle aynı yaşlarda uzun boylu esmer ela çekik gözlü yüzüne çok hafif çilleri olan bir çocuk gördüm.

 

"Hoy maşallah" dedim birden bu istemsizce ağzımdan çıkmıştı. Bana bakıp

 

"Ne diyorsun" dedi birden. Haklı ne diyorsun Berfin kendine gel. Hiç tavrımdan bozuntu vermeden yanına gittim. Onunla tanışırsam belki bu bina hakkında daha çok bilgi sahibi olurum diye düşündüm. Elimi uzatarak.

 

"Yanlışlıkla ağzımdan çıktı ben Berfin gazeteciyim ayrıca bu binaya yeni taşındım" dedim. Umursamaz bir tavırla ellime baktı ve üst kata çıktı. Ellim hava da kalmıştı çok sinir bozucu. Tamam bir dahaki karşılaşmamızda ben de aynısını yaparım zor değil. Tekrar asansöre baktım ama hevesim kalmamıştı bu sinir bozucu suratsız tüm hevesimi kaçırdı. Bende boş durmak istemediğimden eşyalarımı bu binaya getirme kararı aldım. Her şeyi 4 saat içince yerleştirdim. Tabi hala bazı eksiklikler vardı ama düzelirdi. Saate baktığımda akşam yediydi ve ben acımıştım. Kendime yemek sipariş ettim yarım saat içerisinde geldi.oturup yemeğimi yemeye başladığım sırada birden bir müzik sesi geldi. Bu neydi şimdi millet yorgun falan diye düşünür insan biraz anlayış arkadaş tam ayağa kalkacakken müzik durdu. Durması iyi oldu zaten yorgunum birde bu müzik sesini hiç çekemezdim her neyse umurumda değil şuan yemek yiyorum.

 

Beş dakika sonra tekrar aynı ses geldi bu neydi şimdi hayır dalga mı geçiyorlar. Sonra birden bu sesi duydum.

 

"Ölüm gibiyken beklemek,ölmüyorsam seni beklediğimden"

 

Pekala buna bir şey demeyeceğim bir kere görmezden gelsem sorun olmaz sanırım diye düşündüm ve yatak odama gittim. Bu dağınıklık çok sinirimi bozuyordu fakat hiç toplayacak durumda değildim. Yorgunlukla gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

İlk bölümün sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere.

 

İletişim için: Instagram-beraybelcim

Playlist: Spotify-kanlı iz

 

BERAY BELÇİM YİĞİT

 

Loading...
0%