ZAMANSIZ ZAMAN / ALP

''Elbette. Sevgili varislerim öncelikle varis portalı'nı kullandığınıza göre ne olduğu hakkında bir fikriniz vardır. Sizinle minik bir oyun oynayacağız. Zamansız zamandasınız, kurtarmanız gereken bir halk var. Halkı kurtarırsanız oyunu kazanırsınız yani çok basit bir oyun ama birkaç kuralı var. Kurallar;

Kaybeden takımdaki varislerin hepsi ölür. Kendi takımınızdaki bir varisi öldürürseniz ölürsünüz. Size verilen silah dışında bir silahı kullanırsanız ölürsünüz. Krallık tarafından yakalanırsanız ölürsünüz. Koyun, inek ve tavuk dışındaki hayvanlara zarar verirseniz ölürsünüz. Sebze yada meyve toplamak dışında bitkilere zarar verirseniz ölürsünüz. Masum halktan bilerek bir insanı öldürürseniz ölürsünüz. Kendinize zarar vermeye çalışırsanız ölmezsiniz ve işkence görürsünüz. Buradan kaçmaya çalışırsanız -ki tek bir yolu var ve bu yolu bulmanız nerdeyse imkansız ama buldunuz diyelim- ölürsünüz. Bir hafta içinde kimse kazanamazsa tüm varisler ölür.

Şimdi baştan toparlıyorum. Bir krallık var, bu krallığın zalim bir kral ve kraliçesi var. Sizin göreviniz onları öldürüp halkı kurtarmak. İki takımsınız 1037 ve 3019, hangi takım kazanırsa bir dilek hakları var, istediğiniz her şey olabilir bir şey hariç; ölüleri diriltmek. Onun dışında kazanırsanız istediğiniz gerçekleşir ama bu isteği beş varisinde imza ile onaylaması gerekir. Kazananlar aynı zamanda oyun bittikten sonra kendi zamanlarına dönecekler. Kaybedenler ise işkence görerek ölür. Hepinizin bir silah seçme hakkı var. Yarış başlamadan önce etrafı dolaşmak ve incelemek için 24 saatiniz var. 24 saatin sonunda isimleriniz ve resimleriniz krallığa gider. Krallık tarafından isyancı olarak biliniyorsunuz yani sizi yakalarlarsa öldürürler. Her takımın kendine özel bir evi ve küçük bir bahçesi var saraya uzak bir yerde. Orada kendi yaşama şartlarınız kendiniz oluşturacaksınız. Evlerde yemek yok, su yok. Unutmayın yarışın bir hafta süresi var yani bir haftada halledemeseniz ölürsünüz. Şimdi önünüze gelecek kağıda hepiniz imza attığında yarış başlayacak eğer imza atmazsanız burada kalır ve ölürsünüz. Yaşamak için savaşmanız gereken minik oyunuma hoş geldiniz. İyi eğlenceler.'' dedi ve kahkaha attı.

Herkes şok içinde birbirine bakıyordu. Ne yaşıyorduk biz, çok saçmaydı. Ben ne olduğunu kavramaya çalışırken Elizan konuştu.

''Acaba bu takım isimlerimiz neye göre belirlendi?''

''Bu kadar saçmalık ve dehşetin içinde buna mı takıldın cidden, biz öleceğiz diyoruz bu isim diyor?'' Diye bağırdı Astrid.

''Bağırmayın lütfen, bağırmak hiçbir şeyi çözmüyor.'' dedi Sam.

Elizan kendi sorusunu kendi cevaplamaya başladı.

''3019 bizim olduğumuz yıl yani bizim takımımızın adı. Bundan yola çıkarsak 1037 de sizin geldiğiniz yıl oluyor çünkü sizin takımınız adı.''

Haklıydı. Biz 1037 yılındaydık.

''Yani biz şimdi zamanda yolculuk mu yaptık, siz bizden neredeyse 2000 sene sonrası mısınız?'' Dedi Luka.

''Öyle görünüyor.'' diye cevap verdi Katerina.

Biz tam ne olduğunu yeni kavrarken gökten bize doğru bir kağıt süzülmeye başladı. İmzalayacağımız kağıttı bu ama yanında bir kalem yoktu.

''Ses bey burada kalem yok biz bu kağıdı nasıl imzalayacağız?'' Diye sordu Elenor.

O sırada gözüm Marcus'a takıldı. Cesetlere bakıyordu önce neye baktığını anlayamadım. Sonradan jeton düştü, burada yazı yazılabilecek tek şey vardı; Kan.

''Kan.'' dedi Marcus benim iç sesimle birlikte.

Herkesin gözü Marcus'a döndü ona delirmiş gibi bakıyorlardı. O sırada ses cevap verdi.

''Aferin benim zeki varisim.''

Kai bir an tereddüt etti ama geri çekilmedi kan birikintisine doğru yürümeye devam etti. Parmağını birikintiye daldırıp kağıdı imzaladı. Ondan sonra hepimiz teker teker çaresiz, tiksinerek ve korku içinde imzaladık. O tanıdık gül kokusu tekrardan etrafa yayılmaya başladı.