@berceste2310
|
DÜNYA 3019 - KATE
Varisler uyuyordu. Ortalık çok karışıktı, varislere ilk müdahale yapılmıştı, kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Varislere özel odalar hazırlanmış orada devamlı izleniyorlardı. Aileleri de gelmişti, çocuklarını gezegenlerine evlerine götürmek istemişlerdi ama doktorlar izin vermemişlerdi hatta onları da kovmuşlardı. Şu anda Dünya yaşam üssünün içinde uyuyan beş varis, doktorlar, önemli görevliler ve ben, Nate, Nathan vardı. Nate ve Nathan abilerinin yattığı odanın önünde yan yana gözleri kızarmış bir şekilde oturuyorlardı. Ben o kadar üzgün değildim, ablam ve Marcus'dan kurtulmuştum. Amacıma çok hızlı bir şekilde ulaşmıştım. Nate bence çok saçma davranıyordu, elime Dünya'nın şansı geçmişti. Kendisi tahta çıkabilirdi ama o salya sümük ağlayıp abisini bekliyordu. Merakım ağır basınca dayanamadım ve yanlarına gittim. Beni görünce yana kaydılar ve yanlarına oturdum ve Nate'e ilk sorumu sordum.
''Nasıl hissediyorsun?''
''Sence, içeride abim ve aylar sonra evlenmeyi düşündüğüm kadın uyuyor.''
''Abine neden bu kadar bağlısın?''
''Biz anne ve babamızı kaybettiğimizde ben 13 yaşındaydım, Nathan 11 ve Marcus 15. Herkes ağlıyor ve bize acıyan gözlerle bakıyorlardı, benim zaten yeme bozukluğum vardı ama tedavi oluyordum oldukça da iyiye gidiyordu. Annem ve babamın kaybettikten sonra tekrar nüksetti ve hiçbir şey yiyememeye, yediğim zaman ise hemen çıkartmaya başladım. Bir ayda 7 kilo verdim, yattığım yerden kalkmıyordum. Nathan ise daha ölüm kavramını bile yeni anlamışken anne ve babamızı kaybettiğimizi kabullenemiyordu. Marcus sessizce bir hafta kadar etrafı inceledi nerdeyse hiç konuşmadı. Sonra tüm sarayı ayağa kaldırdı ve kendini hemen kral ilan ettirdi önce halkı toparladı sonra bizi ağladıysa da kimseye göstermedi ben beş senedir abimin bir defa ağladığını görmedim. Duygularını kaybetmiş gibiydi, ülkeyi yönetmeye kendini adadı. Benle ve Nathan ile dikkatli bir şekilde ilgilendi, eğitimlerimizi asla aksattırmadı. Nathan'a kabullenmeyi öğretti benim ise yeme bozukluğundan tamamen kurtulmamı sağladı. Annem bize her gün yatmadan önce kitap okurdu, abim bunu devam ettirdi bize kitap okudu. Babam bizi at sürmeye çıkarırdı abim bunu da devam ettirdi. Annem ve babam vefat ettikten sonra bize onların yokluğunu hiç hissettirmemeye çalıştı. Biz kendimizi hiç eksik hissetmedik ama Marcus gittikçe duygusuzlaşmaya başladı. Bizi eksik bırakamadı ama kendini kaybetti. Abim çok küçük yaşta anne ve baba olmayı öğrendi. O yüzden abim bizim için hep çok ayrıdır. Abim, annem ve babam öldüğünden beri ilk defa bizi yalnız bıraktı o yüzden bir garip hissediyordum.''
''Anladım.''
Sadece bunu söyleyebildim. Bağlılık böyle bir şeydi demek ki. Ben babama bile bağlı değildim ama zaten bağlılık fedakarlık ile oluyordu. Babam benim için hiç fedakarlık yapmadı ki. Elime her türlü imkanı verdi verdi ama bir gün işlerinin biraz aksatıp bizimle at sürmeye çıktığını hatırlamıyorum ya da bize hikaye okuduğunu, bırak bunları bizimle birlikte yemek yediğini bile hatırlamam. Annem benim doğumumda ölmüş. Annemi kaybettiğinde ablam da 3 yaşında olduğu için benimle pek ilgilenemedi. Ben hep hırslarım için yetiştirilmiştim. Ablam duygularını koruyabilmişti ama ben kaybetmiştim. Şuanda aklıma gelen bir soruyu Nate'e yönelttim.
''Ablam ile nasıl tanıştınız?''
''Ben ablandan çok daha önceden hoşlanıyordum, eğitim aldığımız ikinci yılda ablanın başarıları artmaya başlamıştı ve benim dersleri oldukça beterdi. Hocalar ise bizi Dünya'da insan ilişkileri dersindeki proje için eşleştirdi. Birlikte proje yapmaya başladıktan sonra arkadaş olmaya başladık. Ablanda benden hoşlanmaya başlamış, projeyi teslim ettikten sonra benim derslerimde oldukça iyi bir ilerlemeye görüldü bende teşekkür etmek için onu tatlı yemeğe götürdüm. Orada bana benden hoşlandığı söyledi bende ona söyledim ve öyle gelişmeye başladı ve yakında evlenmeyi düşünüyorduk.''
Bunları anlatırken gülümsüyordu. Yanına baktığımda ise Nathan'ın ağlayarak uyuyakaldığını gördüm.
Nate 'ın böyle olması çok zoruma gidiyordu, onun anne ve babası ölmüşken benim ise babam yaşıyor iken benden nasıl daha mutlu olabiliyordu. Hayattan nasıl böyle zevk alabiliyordu, çok sinirlendim ve onu sinirlendirmek ve huzursuz etmek istedim. En kin dolu sesimle konuşmaya başladım.
''Çok güzel yalan söylüyorsun Nate. Ben senin annem ve baban öldükten sonra tahta geçmek istediğini ama abin geçince hırslandığını, gidip Katerina ile sevgili olduğunu, ondan hoşlanıyormuş gibi davranıp aslında o tahta geçince kral olmak için numara yaptığını biliyorum. Şuanda abin uyanmadığı için aslında çok mutlu olduğunu, içinde sevinç kutlaması yaptığını biliyorum. Ablam uyanırsa onunla evlenip iki gezegeni birden yönetmek istediğini ve ablamın uyanmasını burada bu yüzden beklediğini biliyorum. Senin iğrenç bir insan olduğunu biliyorum.''
Fark etmeden bağırmaya başlamıştım. Sinirle ayağa kalkıp Nate'e baktım. O ise sadece benim gözlerimin içine bakıyordum gözlerinin içindeki o duyguyu biliyordum ben, bana acıyordu. Sinirle ona baktım ve benim kalmam için ayrılan odaya gittim. Duşa suyun altına girdim ve ağlamaya başladım. Nate bakışları beni çok sinirlendirmişti. Bana acıyarak bakmıştı, babam gibi bakmıştı. Babam bana hep acıyarak bakardı.
|
0% |