@berelikraker
|
Uyandığımda başımdaki ağrı ve kulaklarımda ki uğultu beynimi zonklatıyordu.
Gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktığımda bir kaç saniye boş gözlerle odama baktım.
Savaş alanı gibiydi.
Yavaşça yataktan kalkıp gardırobun yanındaki kıyafet yığınından temiz bir sweat ve bol bir eşofman altı bulup giyindim. Bir çift siyah çorabı da ayağıma geçirdim ve gözlüklerimi de takıp odamdan çıktım.
Burnuma gelen güzel kokular sırıtmama sebep oldu. Anlaşılan Melis yine harikalar yaratıyordu. Yemek yemek en sevdiğim şeylerden biriydi ama asla yemek yapamıyordum. Melis benim askime mutfakta mükemmeldi onunla ev arkadaşı olmamın en önemli nedenlenden biri de buydu. Gerçekten mükemmel ötesi yemekler , tatlılar yapıyordu.
Mutfağa girdiğimde domates kesen Melis bana doğru döndü ve neşeyle "Günaydın!"dedi bende günaydın dedikten sonra mutfak masasına oturdum. İlk dikkatimi çeken şey patatesli börek oldu çünkü patatesli herşeye özellikle patatesli böreğe bayılırdım.
Bir kaç dakika sonra Melis'de elindeki domates tabağı ile masaya oturdu.
Tabağıma biraz patatesli börek ,domates, peynir ve yeşil zeytin alıp yemeye başladım. Kahvaltı boyunca Melsi'le saçma sapan şeylerden konuştuk. Mutfağı topladıktan sonra Melis Efe'yle buluşacağını söyleyip dışarı çıktı. Bende hazır boşken iki haftadır ellemediğim odamı toplamaya karar verip odama girdim.
Telefonumdan bu aralar taktığım şarkılardan biri olan 7 ringsi açtım saçımı dağınık bir topuz yapım daha sonra her yere dağılmış kıyafetleri topladım kirlileri kirli sepetine atıp temizleri katladım ve dolaba yerleştirdim.
Yatak örtümü düzeltip masanın üstündeki boş kahve fincanlarını mutfağa götürüp, kitaplarımı ve makyaj malzemelerimi de topladım. Yere attığım takılarıda toplayıp komodinin üstündeki takı kutusuna attım. Tozlu olan yerleri silip duvrdan düşen sahte sarmaşıkları geri yapıştırdım. Oda hâlâ tam olarak toplanmamıştı ama idare ederdi.
Bilgisayarımı salona götürüp kendime sıcak bir kahve yaptım.
Ay sonununa kadar yayın evine teslim etmem gereken bir kitap vardı. Çoğunu halletmiştim son 2 bölüm kalmıştı sadece. Yarım saat içinde o 2 bölümüde yazıp editöre gönderdiğim anda Melis aramaya başladı.
Oflayarak telefonu açtım çünkü ne diyeceğini biliyordum, "Efendim." Dedim bıkınlıkla
"Hah Gülce şey ben şey için aramıştım Efe'yi ben eve davet ettim de yani sen şey yapsan evden bir iki saatliğine çıksan."
"Ben şey yapar evden çıkarım ama bu son Melis yeter yani o salak Efe benden çok giriyor evime, yakında anneannemde evine almayacak beni sen evsiz misin diye ayrıca beni neden inatla evde istemediğini ve tüm gece o çocukla ne bok yediginide inan çok merak ediyorum!" Dedim biraz öfkeli çıkan sesimle.
Efe şuana kadar Melis'in yaptığı en kötü sevgili seçimiydi ama bunu ona asla anlatamıyorum.
Melis oflayarak "Bı bok yemiyorum film gecesi yapıyoruz sadece senide rahat edemeyiz sende rahatsız olursun diye gönderiyorum . Neyse Efe geliyor kapatmam lazım bizde yarım saate falan geliriz ona göre hazırlan." Dedikten sonra telefonu kapattı.
Nereye gidecektim şimdi anneanneme gidemezdim çünkü bu ay köye gitmişti. Biraz düşündükten sonra aklıma Melis'in zorla indirdiği kör randevu uygulaması geldi. Elimdeki telefonun açıp uygulamaya girdim kayıt yaptıktan sonra yaşadığım şehri seçip eşleşme tuşuna bastım. Bir kaç saniye içinde kriterlere uygun biri çıkmıştı ekrana ne fotoğrafı ne de ismi yazıyordu. Kullanıcı profilinin hemen altında buluşacağımız yerin adresi ve saat yazıyordu. Adres eve çok uzak olmayan bir kafeydi biliyordum orayı buluşma saatine de bir saat falan vardı. Bir bok yapmıştım ama umarım karşıma 15 yaşında biri çıkmazdı bunu temenni ederek odama geçtim. Bugün etek giyesim gelmişti. Siyah mini bir eteğin altına termal bir külotlu çorap giyip üstüme bordo bir kazak geçirdim. Saçımı iki yandan örgü yapıp ucunu kurdeleyle bağlandıktan sonra makyajımı yaptım. Çantamı ve ceketimide aldıktan sonra botlarımı giyip evden çıkmıştım ama keşke çıkmasaydım.
Çünkü tam karşımda Eda vardı. Eda bu apartmanda Didem'den sonra en nefret ettiğim kişiydi. Kendisi tam bir güzellik manyağıydı. Onunla tarzlarımız hiç benzemiyordu. Tabii tek benzemeyen yönümüz o değildi herşeyimiz birbirinden farklıydı ve o salak sürekli olarak benim hayatıma burnunu soktuğu için de hep kavga ediyorduk.
Ona baktığımıda yüzünü buruşturdu. Her zamanki gibi pembeler içindeydi. Bana doğru yürüyüp yanımda durdu sahte bir samimiyetle "Oo kimleri görüyorum Gülce nerelerdeydin ya 3 aydır özledim valla." Dedi bir yandanda rahatsız edici bakışlarını vücudumda gezdiriyordu. Lanet bir kızdı Melis bile sevmiyordu ki Melis çok saftirik olduğu için insanların hepsinin kendi gibi olduğunu düşünürdü ama Eda'yı o da dahil apartmanda ki hiç kimse sevmiyordu.
Sakin kalmaya çalışarak "Seni hiç ilgilendirmez Eda." Dedim ve merdivene yöneldim ama kolumdan tutup beni durdurdu. Şansını çok zorluyordu.
"Nereye gidiyorsun hemen ne güzel sohbet ediyoruz şurada. Bu 3 ay nereye gittiysen sana hiç yaramamış iyice agresif olmuşsun valla bu gidişle evde de kalırsın kimse istemez seni." Sanki onu çok isterlerdi. Pis yelloz.
Tam konuşacağım sırada Teoman evinden çıktı . Eda onu görünce beni bırakıp hemen Teoman'ın yanına gitti ve koluna yapışarak ona bir şeyler söylemeye başladı. Ben kurtulduğumu düşünürken bu seferde Teoman beni durdurdu. Başlardım böyle işe.
Teoman Eda'nın elini kolundan çekip benim yanıma geldi ve bir anda elini belime koyup.
"Sonunda hazırlanabilmişsin sevgilim." Dedi gözlerimi sonuna kadar açıp Teoman'a baka kaldım ne demişti o?
Sevgilim mi? Sevgilim mi!? Kız Güleç ne ara ayarttın çocuğu? Dedi içimdeki salak ses.
Bu iç sesimde hiç olmadık yerlerde ortaya çıkıyordu ayrıca bana Gülec demeyide acilen bırakmalıydı.
Güleç degilmi adın ben adınla sesleniyorum sana sövmüyüyorum ki hem iç ses bir tanedir sen nasıl bana cevap verebiliyorsun?
Nerden bileyim konuşuyorum işte ve adım da Güleç değil Gülce!
Benimki de soru senin gibi bir cahil nasıl bilsin yani ve adın benim için Güleç. Hem sen bence bunu değil de çocuğun elinin neden belinde olduğunu ve sana neden sevgilim dediğini düşün Güleçciğim.
Lan! Lan doğru ya Teoman'ı unutmuştum iç sesimle kavga ederken hay amına koyayım! Hepsi senin bokun iç ses!
Sonunda tepki verip Teoman'a "Sevgilim derken?" Dedim sorar bir tonda.
Teoman yutkunarak bir bana bir Eda' ya baktı sonra kulağıma yaklaşıp , " Lütfen ben ne yapıyorsam bana uy apartmandan çıkar çıkmaz açıklayacağım." Dedi hiç bir şey anlamamıştım anlamak için de vaktim olmamıştı zaten Teoman Eda'ya iyi günler dileyip kaçar gibi beni merdivene iteklemişti Eda arkamızdan birşeyler söylemişti ama anlayamamıştım.
Apartmandan çıktığımızda Toeman'ın elini belimden çekip çatık kaşlarımla ona döndüm ve, "Ne yapıyorsun sen geri zekalı!" Dedim öfkeyle.
"Şşt sessiz olsana kızım duyacak şimdi."
"Kim ne duyacak Allah aşkına salak mısın sen?"
"Eda tabiki kim olabilir o kız manyak buraya taşındığım günden beri taktı bana sabah akşam sürekli evime geliyor gördüğü yerde koluma yapışıyor aşkım sevgilim falan diyor piskopat. Yukarda olanlarda bir anda gelişti yani onu görünce panik yaptım kusura bakma ." Dedi mahçup bir ifade ile.
Gülmeye başladım ne diyeceğimi bilememiştim. Bu ilk değildi. İki yıl önce üst katımızda oturan Tuna abiyide kaçırtmıştı Eda . Adama öyle bir yapışmıştı ki Tuna abi daireye taşınalı bir hafta olmadan gitmişti.
Tabi mahalede de baya dedikodu olmuştu çünkü Eda en az 20-30 kişiyi bu şekilde kaçırtmıştı adamlara ne diyor ve yapıyorsa kimse iki haftadan uzun dayanmıyordu.
Ben gülmeye devam ederken Teoman kaşlarını çattı.
"Niye gülüyorsun komik mi sence!?"
"E..evet komik." Gülmekten konuşamıyordum o kadar komik bir ifadesi vardı.
"Benim neler yaşadığımı bilsen böyle gülmezsin." Dedi alınmış gibi.
Elimle yüzüme gelen saç tutmlarını kulağımın arkasına sıkıştırıp konuştum.
"Ne yapıyor bu kadar gerçekten çok merak ediyorum." Bu konuda ciddiydim en fazla ne yapıyor olabilirdi ki?
Teoman bana tip tip bakarak önüne döndü ve arabasına doğru yürümeye başladı. Telefonuma baktım buluşma saatine 15 kalmıştı. Otobüs saatlerine bakmamıştım ama ezbere biliyorudm ve en erken 10 dakika sonraya otobüs vardı kafede yürüme mesafesinde en az 25 dakikaydı. Aklıma gelen fikirle sırıttım kendimi Teoman'a götürttebilirdim sonuçta o beni oyaladığı için geç kalıyordum.
Teoman'a tekrar baktığımda çoktan arabanın yanına gitmişti bende hızlı adımlarla yanına yürümeye başlamıştım.
Teoman benim yanına yürüdüğümü görünce durdu. Yanına geldiğimde konuşmak için ağzını açmıştı ki önce ben konuştum.
"Benim bir yere yetişmem gerekiyor bence beni bırakırsın." Dedim ve arabasına bindim tamam çok yüzsüsce olmuştu ama sonuçta onun yüzünden geç kalıyordum dimi. Teoman ilk önce alık alık bana baktı ama sonra hafifçe gülüp o da arabaya bindi. "Bırakırım tabii de.. neyse nereye gideceksin?" dedi
Telefonumu açıp SS aldığım adresi gösterdim. Bir kaç dakika telefona baktıktan sonra kendisininde oraya gideceğini söyledi ve arabayı çalıştırdı.
|
0% |