@beren.1234
|
Size o süzme salakların işime yarayacağını söylemiştim.Dün koşup,kaybolup izimi kaybettirdikten sonra etrafta boş boş gezip ne yapacağımı nerede kalacağımı düşündüm.En son bir banka oturdum.Lacivert çantamın(nasıl kaybolmadı bilmiyorum.)içine baktım.Telefonum içindeydi.Parmak izimi okuttum.İlk iş banka hesaplarıma girmek olmuştu.Neyse ki birinde 10.000 TL değerinde para vardı.Öbüründe ise 7.500 lita vardı.Banka hesaplarımdan çıktık ve galerime girdim.Genelde benim fotoğafları vardı ve 17,18 yaşında olduğum fotoğraflardı.Kendimin bir iki fotoğrafını daha çektim.Sonra telefonumu kapatıp çantamın içine koydum. Boş boş etrafı izledim.Nerde kalacağım hakkında bir fikrim yoktu.Otelde kalabilirdim eğer bir otel varsa. Tam kalkıp gidecekken sokağın girişinde bir araba belirdi.Bir Nissan Qashqai ydi.Kim diye endişe ettim.İlk önce Savaş ve ya Altay(eğer yaşıyorsa)olabileceğini düşündüm.Araba tam önümde durdu.Neyse ki içinden arenadaki çocuklardan biri çıktı.Sanırım Emir olandı.Yanıma zıplıya zıplıya geldi. Neşeli bir sesle beni evine davet etti.Kalacak bir yerim olmadığı için onun teklifini kabul ettim.Hem banyo yapma hemde üstümü değiştirme fırsatı bulmuştum.Lacivert bir pantolonla,lacivert bir sweatshirt giydim. Ve bu sabah evinden ayrıldım.Şimdi ise bir iskele gördüm.Tahtaları eski gibi gözüküyo.Ona doğru yürüdüm.Kenarına oturdum.Ve suya doğru ayaklarımı uzattım.Başıma ne gelecek hiç bir fikrim yoktu. Bekleyip denizi izlemek en iyisiydi. SAVAŞ SANCAKTAR DÜN AKŞAM VAKİTLERİ Önümdeki viskiye uzandım ve kafama diktim.Kaçıncı olduğunu bilmiyordum.6 ya da 7.8'de olabilir.Hala kafamdaki düşünceler yok olmamıştı.İçip bitirdim.Tarığ'a dönerek "Bir tane beyaz şeytan doldur."dedim.Yüzüme garip garip bakışlar attı.Karşımdaki sandalyeyi çekti.Viski bardağımı alırken"Oğlum daha ne kadar içeceksin?7 tane viski içmemiş gibi şimdi de beyaz şeytan mı istiyorsun?Oğlum ne yaşadıkça kendini alkol komosına sokuyon la?".Sorusunun haklı olduğunun farkındaydım.Beyaz şeytan çok keskin bir rakıydı.Ve biraz daha içersem bu sefer düşüncelerimi değil tüm beynimi yok edebilirdim.Ama yine de "Sen koy."dedim."Sen bilirsin."diyerek masadan kalktı ve bir beyaz şeytan doldurup geri geldi.Masaya koyup bana doğru itti.Sandelyeye geri çıkarak oturdu.Bardağımı ellerimle sertçe kavradım.Karşıma geçti."Hadi la ne yaşadın anlat." Gözlerimi kapadım.Alkol aklımdaki hiç bir düşünceyi çıkarmamıştı. O kızın arenadan kaçıp,kaybolmasından sonra buraya gelmiştim.Onun peşinden gitmiştim.Ama sanki tuzla buz olmuştu.Aklımda bir sürü soru vardı.Eğer o kişiyse...Hayatım takla atabilirdi.Gözlerimi açmadan Tarığ'a "Dün bir kız gördüm."dedim.Hemen"Aşık mı oldun lan yoksa?"dedi.Bu konu olunca gözleri faltaşı gibi açılıyordu.Başımı iki yana sallayarak"Hayır, saçmalama."dedim."Yaa"dedi kelimesi uzatarak."Güzel miydi bari?".Klasik Tarık diye düşündüm."Niye soruyon la?"dedim.Ayaklarını sallayarak"Hiç öylesine.Ama güzel miydi merak ettim."dedi.Sanırım on sevgilisinden biri aldatmıştı."Güzeldi.Baya güzeldi." Turuncumsu uzun saçları.Büyük badem kahverengi gözleri.Yuvarlağımsı bir yüz şekli tatlı küçük bir burnu olduğunu hatırlıyorum. Ve çok güzel gözüküyordu.Tahminimce 22,23 ünde olmalıydı.Çoğu erkeği mıknatıs gibi kendisine çektiğini fark etmiştim.Boyu 1.65 'ten uzun du.1.70'den de kısa olmalıydı.Dik bir duruşu ve korkusuz bir görünümü vardı.Zaten öyle de konuşmuştu. Tarık bir anda"Anlatsana bu kadar alkol içmeni sağlayan kız kimmiş,nemiş?"dedi.Derin bir nefes aldım."Sana bahsetmiştim.Benim koruyuculuk görevim,elimden kaybettiğim bir kız vardı.Hani herkesin peşine düştüğü büyücülerin kendilerinden biri yapmaya çalıştıkları kız.Araftakilerin yok etmeye çalıştığı kız.Zorluklarla koruduğum ama en sonunda öldüğünü düşündüğüm kız.O cesur,dikbaşlı,umursamaz kız."Durdum.Bardaktan hafifçe içtim.Boğazımdan geçerken ne kadar keskin bir tadı olduğunu hissettim.Tarık"Hani şu iki yıl boyunca benim yüzümden öldü,onu koruyamadım diye vicdan azabı çektiğin ve benim seni o kadar büyücüye ve araftakiler karşı yine de iyi korudun başkası yapamazdı diye avuttuğum ölen koruyuculuğunu yaptığın kız mı?Nolmuş ona?.dedi.Derin bir nefes aldım.Ve diyeceğim şeye hazırlandım."Bugün gördüğüm kız oydu." Bir sessizlik oluştu.Tarık bir anda gülerek"Güzel şaka."dedi.Gözlerimi ona doğru döndürdüm."Şaka yaptığımı mı düşünüyorsun?"Güldü tam bir şey diyecekken ona nasıl baktığımı gördü."Şaka yapmıyor musun yani?"dedi.Başımı iki yana salladım."Kesinlikle yapmıyorum.".Durdu önümdeki bardağa baktı."O zaman alkolun etkisi."dedi. Bu beni sinirlendirdi."Bak alkolun etkisinde değilim.Ve kesinlike onu gördüm.Aynısıydı.Aynı saç,aynı göz,aynı burun, boyu da hiç uzamamış.Duruşu,o dikbaşlılığı söylediği sözler cesareti aynı.Sadece biraz büyümüş hali."Nefesimi sertçe bıraktım.Sakinleşmem gerekiyordu. "Oğlum sen bu kıza öldü demedin mı?" "Dedim." "O zaman nası görmüş olabilirsin?" Derin bir nefes aldım.Alkol yüzünden kolay sinirleniyordum. Bağırarak"Bak,oydu tamam mı?Eminim her şey uyuyordu.22,23 yaşında gibiydi.Onu kaybettiğinde 18 yaşındaydı.Ve dört yıldır kayıp.Sesi aynı.Duruşu aynı,gene dikbaşlı kendini koruyabiliyor.Sadece ismini sormam gerek eğer oysa..." Yarım kalmış sözümü tamamladı."Hayatın takla atar."Başımı iki yana salladım.Tarık"Ya o değilse bide düşün Savaş öldüğünü düşündüğün,vicdan azabı çektiğin o kız senin karşında.Nasıl mümkün bu?"Onu dinledim.Haklıydı.Ama o olduğuna (nasıl o olduğunu bilmesemde) emindim."Altay yanındaydı."dedim.Durdu."Altay mı?Geri mi dönmüş?"Başımı salladım."Evet yanında da o vardı." Gözlerini kapattı."Altay geri gelmeye cesaret mi etmiş?Ya da dur oğlum ne yaşadın baştan anlat."Tüm içkimi kafama diktikten sonra her şeyi Tarığ'a anlattım.Anlatırken sözümü kesip "Baya cesur kızmış."dedi."Öyle."dedim.Dünya da olduğu gibi. Sonra ona düelloyu ve sebebini anlattım.Durdu"Altayla aralarında bir şey mı var sence?"dedi.Dondum.Ellerim bardağın çevresini sıkıca kavradı.Bu ihtimali düşündüm."Hayır."dedim.Kendimi buna inandırmaya çalıştım.Öbür ihtimal olamaz.Olmamalı."Sanmıyorum.Oradaki erkeklerin çoğu ona yavşama derdindeydi. "Durdu ve tane tane"Ama senin onu yeneceğini ve acı çekeceğini bilmesine rağmen neden kabul etti?"Sorusu boğazımda tıkanmaya yol açtı."Bilmiyorum.Ama aralarında bir şey olsa onun kabul etmesine karşı çıkmaz mıydı?Daha çok enayi geberecek gibi göründü." Tarık önümdeki bardağı aldı.Ve kafasına dikti."Bilmem.Zaten o mu kesin değil.Oğlum yakalayıp sorsaydın ya."Hafifçe güldüm."Zaten peşinden gidecektim.Ama peşinden geleceğımi anladı.Ben arenadan inmeden kaçıp,kayboldu.," Tarık sırıtarak"Zeki ha?"dedi. "Öyle"diye cevap verdim. "Onu arayacak mısın?".Durdum.Cevabım belliydi. "Kesinlikle,tüm evrenin altını üstünü getirsem de bulacağım." "Kararlısın yani.İyi neyse beni uğraştırmada."Sonra durdu ve ekledi."Bu olaylara ben de katılacağım demi?"Sırıttım."Kesinlikle".Oflayıp, püfledi."Ya en fazla başımıza ne gelebilir?" Saymaya başladım."Açıkçası Dünya da peşine düşen bu kadar büyücü varsa burda kaç kişi düşer,araftakiler var,sonra bu büyük ihtimal 20,30 kişiye düello teklif eder onla uğraşırız,büyücüler bunu kendi taraflarında istiyo,zaten bir savaş çıkacak gibi.Altay'dan korumalıyım. Türlü türlü varlık var burada feyler,bizonlar,zekarşiler,ve buna yavşayacak bir sürü yavşak." Ahanda böyle dedim.Boş boş baktıktan sonra"Bence sen kalbine sahip çık yeter." Kaşlarım otomatikmen çatıldı. "Ne demek istiyorsun?."Omuz silkti."Boş ver."dedi.Beni sinirlendiriyordu."Ne anlatmak istedin."dedim sertçe .Durdu."Her şey hallolur demek istedim."dedi. Böyle demek istemediğini biliyordum.Ama daha fazla üstüne gitmedim. Masadan indim."Gidelim,yarın aramamız gereken biri var." Hızlıca içkilerin parasını ödedim.Barın dışındaki arabama bindim.Tarık sarhoşken araba sürmemden mutlu değildi.Ama onu takmadım. Bugün Sabah Vakitleri Arabayı ben sürüyordum.Ve Tarığ'a etrafa bakması için görev vermiştim.Onu bulmam gerekiyordu.Yolda gördüğüm herkese soruyordum.Kimileri hiç görmemişti.Bazıları ise dün koşan turuncu saçlı bir kız gördüklerini söylüyordu.Ama nerede olduğunu bilen yoktu.En son bir çocuğa denk geldik.23,24 lerinde kumral,zıplıya zıplıya yürüyen bir çocuk.Arabayı yanına doğru çektim camı açtım ve sordum."Şışt,sen bir şey sorcam." Çocuk neşelen döndü.Bu kadar neşe fazla değil miydi?"Hiç buralarda turuncu şaçlı,boyu kısa,yuvarlak yüzlü,22,23 ünde bir kız gördüm mü?" Çocuğun sırıtışı biraz daha büyüdü."Gördüm."dedi neşeyle.Kaşlarım çatıldı."Gördün mü?"dedim."Evet."dedi."Hatta benim evimde kaldı bu gece.O kadar güzel ki.Çok iyi bir kızdı bence keşke gitmeseydi." Çocuk farklı dünyalara dalarken düşündüm.Bu çocukta mı kalmıştı ama neden?Sonra aklıma geldi.Çünkü kalacak bir yeri yoktu.Ve bu kız manyağı salak direkman evini ona açmıştı.Sırıttım.Zeki kız.Ona tekrar döndüm."Peki nerede biliyor musun?" Neşeylen"Tabi ki."dedi ."Evimden çıktı.Denize doğru ilerliyordu."Nerede olduğunu öğrendikten sonra çocuğa teşekkür bile etmeden arabayı hızlıca denize doğru sürdüm.Denize falan atlamazdı inşallah.Arabayı sürebileceğim kadar hızlı sürerek denize ulaştım.Tarık yanımda bir şeyler geveliyordu ama duymuyormuş gibi davrandım.Çünkü anlamıyordum. Arabayı hızlıca yolun ortasına bıraktım.Arabadan çıktım ve etrafı taramaya başladım.Ve gördüm. Onu. Ordaydı. İskelenin orda.En ucunda ayaklarını denize uzatmıştı.Sırtı bize doğru dönüktü.Turuncu saçlarını geriye doğru atmıştı.Küçük lacivert çantası yanındaydı.Denize dalmıştı.Tarık yanıma geldi."O mu?"diye sordu.Başımı yukarı aşağı salladım.Iskeleye doğru ona doğru yürüdüm.İskeleye adımımı atacakken Tarığ'a döndüm ve onu sessiz olması için uyardım.Derin bir nefes alıp,iskelenin üzerinde yürümeye başladım.Nedense benim geldiğimi bilmesini istemiyordum.Tarık ses çıkarmazdı umarım.Yavaşça onun arkasına geldim.Üsten ona bakıyordum.Üsten bakınca bile ne kadar mükemmeldi.Öylece durmuş denizi izliyordu.Sesini çıkarmadan. Acaba ne düşünüyordu?.Ben öylece izledim onu sesimi çıkarmadım. Tarık 'ta benim yanımda öylece izliyordu.Gözleri büyülenmiş gibi miydi?Umarım öyle değildir. Onu tepeden izlemeye devam ettim.Zekin kızdı o salağı kendi çıkarına kolayca kullanabilmişti.Şimdi ise birşeyler düşündüğüne emindim.Denize doğru dalıp gitmişti.Sonunun nerde bittiğini düşünüyor olabilirdi.Bilmiyordum.Kimse de merak etmemişti. Onu öylece izledim.Tarık yanımda öyle boş boş duruyordu.Canının sıkıldığının farkındaydım.Ama takmadım.Ama en sonunda o derin bir iç çekti ve arkasına bakmadan ayağa kalktı.Kalkmasıyla beraber nefesim duracak gibi oldu.Sakinliğimi korumalıydım.Aramızda bir insanın sıkışarak girebileceği bir mesafe vardı.Boyunun boynumun bitiminin biraz aşağısında kaldığını fark ettim.Yutkundum.Onla konuşacak olmak benim içimde garip bir his uyandırmıştı.Ayağı kalmıştı ve denizi izlemeye devam etti.Bir adım daha atsa denize düşerdi.Ama intihar etmeye niyetli gözükmüyordu.Denizi biraz daha inceledi.Ve sonra gitmek üzere arkasına döndü. Döndüğü an gözgöze geldik. Döndüğü gibi arkasında birini bulması veye beni bulması onu bir anlığına şaşırttı.Ve geriye bir adım attırdı.Geriye... Denize... Ayağı iskeleye basmadığı gibi gözlerini arkaya çevirdi.Ayağını bir iki kere boşlukta hareket ettirdi.Bu daha da dengesini bozdu.O arkaya doğru düşmeye başladığı gibi reflekslerim harekete geçti.Elim bir anda uzandı.Ve sağ(veya sol)kolundan tuttum. Kolundan sıkıca kavrayıp kendime doğru çektim.Refkleslerim iyi çalışıyordu. Tekrar iskeleye bastığında ilk önce ne yaşadığını anlamadı.İskeleye,denize ve en son bana baktı.Tarığ'ada göz gezdirdi.Ne yaşadığını algıladığında hızlıca kolunu benden çekti.Gözleri sanki az önce denize düşmüyormuş gibi öfkeyle doluydu."Sen..."dedi.Sinirli olduğu her hâlinden anlaşılıyordu.O da dün onu restoranda gördüğümde ona birşeyler derken aramızda oluşan garip çekimi anlamıştı.Onunla konuşacağını bilmiyordu ve kaçmıştı.Onunla konuşma şeklimi de sevmediğine emindim.Ama sevmemesi umurumda değildi.Onunla bir çatışmaya girmemek için yapmıştım.Ve Altay'ı kolayca halletmek için. "Senin ne işin var burda!"diye bağırdı.Resmen gözleriyle ateş ediyordu.Ona baktım sesimi sakin tutmaya çalışarak"Seninle konuşmamız gerekenler var."dedim. Bir kaç saniye gözlerime baktı.O baktıkça göğsünün daraldığını hissettim.Sonra bir anda yanımdan geçti. Geçerken de"Seninle konuşacak hiç bir şeyim yok.!" Böyle yapmasını bekliyordum da konuşurken yüzüme tükürüp gitmese iyiydi. Hızlıca kolumla yüzündeki tükürüğünü sildim.Ve hızlı adımlarla onu kolundan yakaladım.Hızlıca kendime doğru çevirdim. Kolunu benden çekiştirdi."Bırak lan kolumu"diye haykırdı.Bırakmadım. Bu sefer koluma tükürdü. Tükürüğü kolumdan akarken ona baktım.Tükürüğü beni tiksindirmiyordu.Bir kaç daha tükürse bir şey olmazdı.Ama yine de hoş değildi.Kolunu daha sıkı kavradım. "Bir daha tükürme.Ve seninle kesinlikle konuşacağız." Bunu onu daha da sinirlendirdi."Kesinlikle konuşmıyacağız!"diye bağırdı.Ayakkabısının tabanıyla diz kapağına geçirdi.Acısa da komik oynatmadım. Kolundan çekip onunla aramızda sadece bir kaç santim bıraktım.Konuşmdan bir kaç saniye gözlerine odaklandım.Gözleri kahverengi miydi?Biraz turuncuya mı kaçıyordu?Gözlerinin irisinden bile ne kadar sinirli olduğu belliydi.Bu kadar sinirli olması iyi değildi.Sakinliğimi korumaya çalıştım. "Konuşmamız gerektiğini sende biliyorsun.Beni gördüğünde anladın bunu.Beni tanıdığını düşünüyorsun ama nerden tanıdığını bilmiyorsun.Bu yüzden dün o arenadan kaçtın.Ama merak etme sana sadece bir soru soracağım eğer düşündüğüm kişi değilsen seni rahat bırakacağım ve karşına çıkmayacağım." Öbür ihtimali ondan önce Tarık sordu."Ya düşündüğün kişiyse?"İkimizde aynı anda ona döndüm ben ona sus gerizekalı diye bakarken o tiksintiyle baktı."Sen de kimsin be?"Yüzünden ondan ne kadar tiksindiği belli oluyordu.Ama Tarık kendisine hayran kaldığını düşünerek kibirli bir sesle"Adım Tarık Önalan hanfendi.Sizin gibi güzel bir hanfeydiyle tanışmak benim için büyük bir şereftir." Ona elini uzattı.Arkadaşımın beyin seviyesini baya bi sorguluyordum.O da sorguluyordu.Ona garip garip baktıktan sonra"Gerizekalı"diyip bana geri döndü.Dediğinde haklıydı. Kolumu benden çekti ve bir kaç adım uzaklaşarak aramızda mesafe açtı.Durdu beni inceledi.Ne yapacağına karar vermeye çalışıyo gibiydi.Uzun süre sonra"Evet,ya düşündüğün kişiysem?"dedi.Derin bir nefes aldım''O zaman sana anlatmam gereken şeyler var demektir." Beni incelemeye devam etti.Ellerinin yumruk halini aldığını görebiliyordum.Lacivert küçük çantası hala elindeydi.Sonra sert ve kararlı bir sesle"Sor sorunu"dedi. Sanki piyango kartı alıyormuş gibi beni daralıyordu.Her bir cümlesi her bir bakışı...Derin bir nefes aldım."Adın ne?" Tek bir nefeste söyledim.Sorumun bu olduğunu beklemedeğinin farkındaydım.Biraz arkamdaki boşluğa gözlerini odakladı.Sonra gözlerini gözlerime tekrar sabitledi.Piyangoyu elime aldığımdaki bekleyiş gibi."Adım mı?Adımı mı soruyorsun?" Piyangoyu açmadan önce bunu seçmekte emin misin sorusu gibi."Evet,adını soruyorum."Piyango kartından emin olduğunu söylemek gibiydi.Yutkundum.Düşündüğüm kişiyse hayatım takla atacaktı.Ama o olmasını istiyordum.Sebepsizce bir istekdi.Ama o olduğuna ihtimal vermiştim.O olacağını düşünmüştüm.O olmasa böyle tedirgin olur muydu veya o çekimi hisseder miydim?Bilmiyordum.Bana bakmaya devam etti.Bana baktığı her salise kalp atışın yükseldi.Ağzını açtığında ellerim buz kesildi. "Alev adım Alev soyadım ise Yıkış" Durdum.Etraf durdu.Nefesim durdu.O isim kafamda yankılandı.Alev... Oydu... Bundan dört yıl önce öldüğünü sandığım hatta emin olduğum 2 yıl önce Altay'ın öldürdüğünü sanıp Altay'dan o düelledo intikamını almaya çalıştığım... Oydu tam karşımda canlı canlı duruyordu.6 yıl...6 yıl boyunca onu takip etmiştim.O on iki yaşındayken ben on altı yaşındayken.O zaman onu ve gücünü fark etmişlerdi.6 yıl onu korumuştum.Koruyucusuydum ben onun.Korumam gerekiyordu.Araftakilerden,büyücülerden...Hep onu elde etmeye çalışmışlardı.Bir kaç kere ona gözükmek zorunda kalmıştım.Konuşmuştum.Kim olduğumu,ne olduğumu bilmiyordu.Bilmese bile insanlar farklı olduğunu insan olmadığını anlamıştı.O büyürken bende onla büyümüştüm.Yeteneklerimi onu korurken keşfetmiştim.Kendimi onu korurken geliştirmiştim.Onun yaptıkları bazen garibime gitmişti bazen hoşuma gitmişti.Okulundaki çocukların ona yavşaması sinirimi bozmuştu.İnsanlara hep ters cevap verirdi.Hepsinin yedi sülalesine söverdi. Bunların ardında cesurdu da.Baya cesurdu.O gün ona sapıklık yapmak isteyen serserileri öldürürken görmüştüm.Onu izliyordum.17 sindeydi o zaman.Son derece güzeldi .Ve yavşak sarhoşlarla karşılaşmıştı.Müdahele etmeyi düşündüm.Hepsini doğrayacaktım.Yerimden çıkmadan bir anda harekete geçmiş ve bana kalmadan hepsini halletmişti.Cesurdu baya cesurdu.Onu korumak hoştu.Arada evrene dönmeyip onun evinin yakınlarında sabahladığım oluyordu.O da hoştu.Her okul sabahı küfürle uyanıyordu okula giderken araftakilerden biri illa onu görüyor ve peşine düşüyordu onu çıkmaz bir sokakta hallediyordum.Büyücüler genelde grupça saldırıyorlardı.Onlar öldürmek değil kendilerine katmak istiyorlardı ve demişlerdi."Eğer burda değilse evrenimizde o bizim olucak"takmışlardı ona.Onu korumuştum.Beni görmüştü bir kaç kere.Hiç bi zaman neden onu koruduğumu neden garip güçlerin olduğumu ne olduğumu sormamıştı.Bir şeyleri çözmüştü çünkü.6 yıl böyle geçmişti işte takı o geceye kadar... 13 Nisan Saat 02.07'diydi.Geceleyin birdenbire sokağa çıkası gelmişti.Gene evinin yakınlarında sabahladığım gecelerden biriydi.O zaman 18 yaşındaydı.Birden bire evinden fırlamış sokakta elleri cebinde hızlıca yürümeye başlamıştı.Otomatikmen onun uyanmasına uyanmıştım.Gözlerimi hızlıca ovuşturmuştum.Sadece bir yere gideceğini varsaymıştım.Birinin evine veya biriyle kavga etmeye o yüzden yanıma sadece küçük bir bıçak almıştım.Esneyerek uykulu gözlerle sokakta onu takip etmeye başlamıştım.Birine sövdüğünü duyabiliyordum.Kesin biriyle kavga etti diye düşündüm ve fazla takmadan uzaktan yürüdüm.Yürümeye devam ederken bir anda durdu ve etrafa bakmaya başladı.Bir sorun olduğunu anlamıştım.Bir anda durup bakması normal değildi.Bende etrafı incelemeye başladım.Ikimizde bir şey göremedik sonra gölgelerin arasından yaklaşık 7 8 kişi çıktı hepsi tanıdık suratlar Araftakiler... Aramızda uzun bir mesafe vardı.Etrafındaki kişilere bakıyor ve ne yapacağını düşünüyordu.Hızlıca ona doğru yürüyordum ki yan tarafımdan biri üzerime hücum etmişti.Yere doğru yuvarlanırken bu kişinin Altay olduğunu fark etmiştim.Onunla yerde ellerimizle boğuşurken beni izledi.Tehlikedeydi.Onu öldürürlerdi.Altay'ı halletmem gerekiyordu ama.Yanımda sadece bir bıçak vardı.Onunsa belinde duran uzun bir kılıç ben daha ne olduğunu anlamadan o kılıç belinden ayrıldı.Ve benim karnıma girdi.Kılıç karnımı deşerken acıyla inmediğini hatırlıyorum.Kılıcın soğukluğunu karnımın içinde hissediyordum.Kanımın her yerden süzüldüğünü hissedebiliyordum.Kılıç karnımda hangi organım varsa delerek ilerledi.En sonunda tekrar derimi delerek öbür taraftan çıktı.O anki acım dayanılmazdı.Kılıç karnımdaydı, kanım her yerde.O bana bakıyordu.Altay gülümseyerek bir iki adım geriye çekilmişti.Onunla o an ezeli düşman olmuştuk.Ama bunun bir önemi yoktu.O baktı.Kılıca,süzülen kana,Altay'a,etrafındakilere gözü gene bende durdu.Gözlerim sulanıyor onu tam göremiyordum.Baktı bana.İdrak etmeye çalıştı.Sonra koşar adım yanıma geldi.Hızlıca diz çöktü üstüme eğildi.Ne yapacağını bilmiyordu.Altay ona sırıtan bir ifadeyle bakıyordu Lanet olsun onu öldürecekti.Elleri karnıma uzandı.Akan kanı gördü.Elleri,pantolonu hep benim kanımla ıslandı.Ellerindeki kana baktı.Sonra bana.Acı çekiyordum.Ne yapacağını bilmiyordu.Tam karnımın ortasından girmiş ve öbür taraftan çıkmış bir kılıç ne yapabilirdi ki.Hızlı idrak etmeye çalıştı.Hırkasını çıkardı.Kılıcın girdiği yerin etrafını sardı.Bastırdı.Kanı durdurmaya çalıştı.Hırkası tamamen kanımla ıslandı.Bastırdı.Yapabileceği her şeyi deniyordu.Acıyla inliyordum.Araftakilerin ona yaklaştığının farkındaydım."Kaç"dedim ona "Kaç."Yüzüme baktı.Sanki devlet sırrı vermişim gibi."Hayır"dedi.Sert bir biçimde.Içimden küfrettim ona mı acıya mı bilmiyorum."Kaç"dedim tekrar."Lütfen kaç.Öldürecekler seni." Baktı yüzüme."Kaç."dedim tekrar."Lütfen"Gözleri arafakilere kaydı.Üzerine geldiklerini fark etti."Tamam."dedi.O an bir rahatlama hissettim.Belki kendini kurtarırdı.Ama sonra farkettim.Onlardan asla koşarak kurtulamazdı.Içim endişeyle doldu.Ya onu öldürürlerse?"Hızlı koş"dedim.Tekrar başını salladı.Acele etmedi ama.O an anladım.Zaten yakalanıcaktı.Acele etmedi.Elini pantolonun cebine uzattı ve beyaz bir şey çıkardı paketli bir şey ne olduğunu ilk önce anlamadım.Paketini açtı.Yavaşça ağzıma doğru getirdi.O an ne olduğunu anladım. Uyuşturucu... Karşı koymadım ona uyuşturucuyu yavaşça dudaklarının arasından ağzıma soktu.Uyuşturucu ağzımda garip bir tat hissettirdi.Etkisini de hemen göstermeye başladı.Parmaklarım hissisleşmeye başladı.Beynim yavaşlamaya.Aklımdaki düşündüler uçmuya. Ona odaklandım.Uyuşturucu karnımdaki dayanılmaz acıyı hafiflemişti.Ayağa kaktı.Bana baktı sonra üzerine doğru gelen araftakilere. Tekrar bana döndü gözleri.Uzunca inceledi.Hiç acele etmedi.Ona baktım.Beynim uçuşurken acı hissizleşirken. Güçlü bir uyuşturucuydu. Beni inceledi.Yukardan baktı.Yarama,kana,bana.Durdu.Ve o kelimeleri söyledi. "Hayatta kal" Sonra koştu.Koşabildiği kadar hızlı.Onun peşinden koştular.Öylece izledim arkasından uyuşurken bilincim giderken.İzledim öyle arkasından.Tüm benliğim.Kalk onu koru gerizekalı diye bağırırken kalkamadım.Akan kanımın içinde kaldım.Üzerimde onun hırkası öylece kalakaldım.O gözden kayboldu.Ben öyle bakakaldım.Bir ara uyuşturucu beni bayılttı.Ne olduğunu bilmiyordum.Geri ayıldığımda saat tahimimce beş buçuktu.Sokaklar gene boştu.Buranın insanı yediden önce uyanmıyordu.Kanım kurumuştu.Hırkası kanımı emmişti.Kılıç hala karnımdaydı.Ne yapacağımı bilemedim.Arka cebimdeki telefonu hissettim.Uyuşturucu etkisini kaybetmişti.Zorlanarak telefonumu çıkardım.Hızlıca Tarığ'ın numarasını çevirdim.Ona durumu anlatmadan yerimi söyledim.Geldiğinde beni böyle bulmayı beklemiyordu tabi.İlk önce şok geçirsede hızlı kabullendi.Beni zorla kaldırdı.Bir sokak arasına geçtik.Karnımdaki kılıcın çıkması gerekiyordu.Kendim çıkardım.Acı versede aklım onla doluydu.Hissedemedim bile.Onu aramam gerekti.Tarığ'ın yardımıyla sokaklarda karnımı tuta tuta gezmeye başladım.Ölmüş olduğunu düşünüyordum ama bu ihtimali kabullenemiyordum.Karnımdaki yaraya dikiş atılması gerekiyordu.Ama umurumda değildi. Tek umurumda olan oydu.Bana hayatta kal demişti ve kalmıştım peki o.O hayatta mıydı?Düşüncesi bile beni yıkıyordu.Her yerde aradım onu her sokakta.Karnımdaki yaraya aldırmadan.Kan tekrar akmaya başlamıştı.Bu engel değildi devam ettim.En son bir sokakta kan izleri gördüm.Yüreğim gördüğü gibi resmen yerinden fırladı.O yoktu ama kan izleri...Taze izlerdi.Yere kendimi bıraktım.Ölmüş müydü?Tarık arkamdan bir şeyler diyordu.Duyamıyordum.Uyuşturucu beni bu kadar uyuşturmamıştı.Kan izlerine bakakaldım.Gözümden bir damla yaş düştü.Sadece bir damla daha fazla değil.Bir damla düşüp kan izlerine karıştı.Binlerce parçaya ayrıldığım andı.Tarığ'ın ne dediğini duymuyordum.Öylece bakıyordum.O asfalta.Acaba hayattaki son sözü"Hayatta kal" mıydı?Bu düşünce nefessiz kalmamı sağladı.Tarık bana destek oldu.Tam iki yıl vicdan azabı çektim.Bazen öylesine dalıyor.Onu düşünüyordum.Tarık hep benim bir hatam olmadığını söyledi.Ben inanmadım ama Altay'dan intikam aldım.Ama bu onu geri getirmedi.Zamanla onu daha az düşünsemde o benim bu hayatta yaşadığım tek pişmanlığımdı. 13 Nisandan hep nefret ettim.Yıl içinde o gün geldiğinde sinirlenip kim olduğunu bilmediğim kişileri öldürdüm.Duvar yumrukladım.Her 13 Nisan bana onu hatırlattı. 13 Nisan onu kaybettiğim gündü. 22 Eylül ise tekrar bulduğum gün... Ona bakıyordum şimdi dört yıl sonra .Tekrar karşımdaydı.O restorantta ona öyle davranmamım sebebi gıcıklık değildi.Onun ona benzeyen başka bir kız olduğunu düşünmüştüm.Bana onu hatırlattığı için sinirlenmiştim.Onu ortadan kaldırmak istemiştim.Çünkü ona kimse benzeyemezdi.Ama ona yaklaşınca ona benzemediğini tamamen aynısı olduğunu anladım.Bu beni yalpalattı.Konuşmama verdiği cevaplar ise sadece onun vereceği cevaplardı.Altay bileğinden yakaladığında ise onun Altay'la gelmesinde de bir şey olduğunu anladım.Sonra birşeyler çaktı.O olabilir miydi?Ona uzun süre baktım.Gerçek olamazdı demi?Ama oydu.Aynısıydı. Biraz büyümüş haliydi sadece.Buda uyuyordu.4 yıl geçmişti ve eğer yaşıyorsa 22 yaşında olması lazımdı.Ve öyle gözüküyordu.Altay'lan düelloyu tabi ki kabul edecektim.Onu tekrar küçük düşürmek istiyordum.Ama arenada onu gördüğüm an dikkatim dağılmıştı.Yaralanmıştım da ama bu umurumda değildi.Onunla konuşmak istiyordum.O kaçtı.Bulamadım onu.O olabilir miydi?Dün içmiştim kafamı dağıtmak için.Bugünse onu bulmuştum ve o olduğunu öğrenmiştim. Ona baktım.Gözlerine bir şeyler anlamıştı o da resmen fısıldadım."Sen osun." Baktı bana"Sen kimsin?"dedi. Yutkundum.Adımı söylemedim.Açıklama yapmadım.Sadece tek bir kelime söyledim. "Koruyucun..." Kalbim bir kaç katı hızla atmaya başladı.Ellerim buz kesti.Dilim tutuldu.Saat durdu.Baktı,baktı,baktı.Hayatımın en gergin saniyelerini yaşadım.Bir şeyler hatırlıyo gibiydi.Düşündü,düşündü bi ara gözleri sulandı.Ağlayacak mıydı?Ağlamadı.Yutkundu.O bana bakarken bin kere ölüp dirildim.Dizlerimin üzerine çökecek gibiydim.Bir adım yaklaştım.Kalbim tekledi.Ağzını açtı.Durdu ve konuştu. "Anlat her şeyi"
|
0% |