@beren_simay39
|
Mektup 2 ----------------------------------------------------------------------- *Bilim ile çıkılan her labirentte bir yol vardır.* Winter’ın Ungol’a cevap Mektubu (4 Gün sonra) Selam Ungol, Ben Winter. Sana dönüş mektubunu ben yazdım. Bize ulaşan yazında bir savaşı kast ettiğin apaçık ortadaydı. Savaşa hazırım ve kabul ediyorum. Sen yazında oradaki güncel haberlerden bahsetmişsin biraz da ben sana bahsedeyim. İlk olarak Ln Ars’a yazdığın mektubu bende okudum. Adromeda olayına üzülmedi… Ben ondan biraz daha etkilensem de pek bir olay olmadı. Beklenen de oydu aslımda. Ölüm… Ne kadar korkunç değil mi? Evet, imse üzülmedi kısmında kalmıştı. Yazıda istemediğin bir söylentiden de bahsetmiştin. Hatırladın değil mi? Kızının ölümü… Evet, buna gelince çatı katında Benim tarafımdan öldürüldü. Krallığımın en önünde bulunan direğe bedeni saplandı. Benden ne almak istiyorsun? Mektubta intikamı sevdiğini altını çizerek söylemişsin. Fakat öldürdüğün insanlar bilim ile çürüyor. Benim öldürdüklerim sebeplerden dolayı. Bilim ile çıkılan bir labirente de bir yol vardır. Beni kızının ölümü ile tehdit edebilirsin. Fakat sende bilim ile bir ölüme yol açtın. Şu an ne kadar canın yanıyorsa bende o kadar acı hissediyorum. İntikamın Her çağrının geri dönüşü bir çığlığa dönüşmesi ve çığlığın boş bir odada yankılanması gibi bir olayı temsil diyor. Bir konuşma yapıyorsun. Ama bu konuşman boş bir odada onlar çığlığa dönüşüyor ve o çığlıklar yankı yapıp sana geri dönüyor. Bu boş bir gürültü. Senin yazdığın yazı bu da bir boş bir gürültü. İntikamı istiyorsan yaşamak isteyen birini yaşatmayacaksın öldüreceksin. Ölmek isteyen birini yaşatacaksın. Bu asıl intikamın kendisidir. Savaşta önemli olan bilim değil iyi bir eğitimdir. Küçüklüğümden beri illa duymuşsundur. İyi bir temelim var. Buna ilaveten duyduğun başka saçma sapan söylentilere önem vermiyorum. Eğer oradaki gezegende bizimle guru duyuyorsa bu iyi bir ola. İyi bir temelimiz vardır. Yaptığın hastalık elbet biri tarafından kurtarılır. Winter… Ln Ars’ın bize salon bölümünde yüksek ses ile okuduğu mektuba bizzat ben bir mesaj vermek istedim. Ungol kendi için intikam demişti. Fakat bana bunun için bir şey demedi. Elbet bir labirentin içinde de oklar vardır. Takip eden çıkış için kendine bilet ayırır. Mektupta aslında her şeyi özetledim. Kısa ve en iyi bir öz şeklinde. Bir mektup daha beklemiyorum. Buna bir ihtiyaç olmadığını ve savaş için hazırladığı bizi belki de en önemlisi beni yenebileceğini sandığı o deneyini gözden geçiriyor olsa gerek. Yalan kullanmadan her şeyi ifade ettim. Beni şikâyet etse bile kendi de bir ölüme yol açtı. Bende onu söyleyebilirdim. Ayrıca yasal olmayan deneyleri ortama sunuyordu Bunu artık halkıma da açtım. Gerektiği önlemleri alıp bu savaşa galip geleceğiz. Daha ortada duran bir neden veya bir sebep yokken. Kızı kendi yaptığı suçtan dolayı öldürüldü. Bunun için bir intikam almak gerekmezdi. Ln babasının ölümü sonrasında daha fazla sessizleşti. Onun bu şekilde olması beni de üzüyordu. Ungol saçma bir hareket yapmıştı. Bize acı karşılığında acı sunmuştu. Aradan geçen dört gün odamda duvarları izleyerek ve bu mektubu yazarak bitti. Şimdi tek başıma oturmuş mektubun yanlışlarını düzeltiyordum. Bu düşünce olayı artık benim içimde organlarım gibi bir parça olmuştu. Birde varlığı yokluğu bilinmeyen iç sesim. Şu zamana kadar tek bir kelime etmedi. Ondan kurtulduğumu ummuyorum. Sonunda oturduğum masadan kalkıp biraz balkona çıktım. Halkım olduğundan çalışkan hale gelmiş krallığı koruma fikirleri yapıyorlardı. Dün gece bir değişiklik olsun diye krallı ve evren tarihinin anlatıldığı bir kitap aldım. Kitaplığımın sol alt bölmesinde dikkatimi çekmişti. Biraz inceleme yaparken bir bilgide şok oldum. Ayrıca az önce dedim ya düşünce olayı artık benim bir yerimi saran bir parça diye tam o zaman o soru le oluştu o organ. Bu kadar merak ettiğim bir şey yoktu. Hatta bir ara gidip bunu yaşlı eski zamanlarda tanıştığım ihtiyar varise sormak bile içimden geçti. Bu bilgi bir varis kızın benim gibi kendi krallığını kurası ile başlamış ve toplam on krallığı yönetmesiyle de son bulmuştu. Aklımda bu bilgiden yola çıkarak şu soru belirdi; O zaman birden fazla krallık yönetme yetkisine sahip miydik? Kız bunu kolay bir şekilde tamamlayarak tarihe adını yazdırmıştı. Eğer böyleyse Wlardn krallığındaki ihtiyar için orayı alıp bir krallık kurabilirdim. İhtiyar Wlardn krallığının topraklarını seviyordu. Kendisini değil. O zamana kadar zaten birçok kez yönetim şekli değişmişti. O ö günkü izdiham anından beri aklımın bir köşesindeydi. Balkondaki halkıma biraz daha baktıktan sonra içeriye doğru ilerledim. Ln Ars’ın halen odasından çıkmadığının farkına vardım. Geçmişin den biraz bahsettiği zaman annesinin ölümünden de bahsetmişti. Ara ara aklına gediğinde bana bir şeyler anlatıyordu. Ona anlatma demeden bende onu dinliyordum. Keşif sadece araştırarak ve yazarak olmazdı. Elbet keşfedeceğimiz olayı dinlemek ve izlemekte gerekliydi. Konuşkan biri sayılmazdı. Fakat pek de suskun değildi. O günden beri odasında kendini majör depresyonuna bağlamıştı. Onun bu şekilde olması benim geçmişimdeki karanlık korkusu ve o depresyon korkularına çekiyordu. Denizin üzerinde hava alırken bari bir yosuna takılıp tekrar batmasaydım. Bunun için şu an odamdan çıkıp onunla yapacak bir şeyler bulmalıydım. Buradaki herkes bana güveniyordu. Orada o mektup başında onlara korkmamalarını söylemiştik. Söyledim demiyorum Wolf ile söyledik bunu. Lyra Tom Bellick Ln Ars Wolf Tek bunlar kalmıştı eskiden. Ailemin b savaştan bir haberi yoktu. Olsa olsa haber ve ya gazetelerden olurdu. Fakat isteseler de ellerinden bir şey gelmezdi. Diğer krallıklar en fazla gezegen savaşlarında bize yardım edebilirdi. Ayrıca buradaki başka varisler diğer krallıklara sığınamazdı. Bu bir yasa ve kanundu. Bunları çiğnemek idam edilmek ile sonuçlanıyordu. Odamın kapsına yavaş yavaş ilerledim. Ayaklarım bile beni geri döndürüp yatağıma yatırmak istiyordu. Fakat aşağıda gurupta savaşa en ılımlı bakan Wolf ile bir savaş toplantım vardı. Gitmem gerek ve bu yorucu dönemin kapağını kapatmam ardıma bakmadan kaçmam gerekliyi. Bir de bu diğer cepheme sakladığım fikirler ve çalışmalar vardı. Yaptığımız yani ürettiğimiz ürünleri yeni başlayan bir krallığa yardım olarak verebilirdik. Olabildiğinden fazla üretim yapıyorduk. Bunlar şimdilik yeterliydi. Sonunda bu yorgunluğu yenerek merdivenleri de atlattım. Toplantımızı bahçe katında bulunan üstü kapalı bir bankta oturarak yapacaktık. Bu benim yönettiğim krallıkta ilk savaşımdı. Elbet devamı gelecekti. Bu krallıktan çıkan elbet birçok cansız beden olacaktı. Halkım her konuda beni belirledim fikirlere boyun eğiyordu. Ln Ars’ıda çağırmaya karar verip geri döndüm. Aklım düşünce organım ile iletişimde olduğum için bir şeyleri algılamam veya hatırlamam zorlaşıyordu. Odasının kapısına geldiğimde aklıma Runha’nın ölümünün haberini vermek için geldiğim gün geldi. Ateş çoktan buz kesilmiş, ölüm yok olmuştu. Başka bir evrende tekrar yüz yüze gelirdik. Ln Ars geldiğimi anlamış olsa ki kapıyı üç saniye sonra açtı. Bu odasına kapandığı günden beri onu ara ara yürüyüşe davet ediyordum. Neredeyse on beş dakika sonra tekrar odasına çıkıyor ve tekrar geliyordu. Akşam, öğle ve sabah gibi öğünleri yemek için aşağı geldiğinde donuk bir biçimde yüzümüze dahil bakmadan yemeğini yiyordu. Odasına çıkınca bir kere onu balkonda görmüştüm. Şu an benimle yürüyüşe gel demek yerine: “ Toplantıya benimle gelmeye ne dersin?” Dün akşam zaten bir toplantı olduğunu açıklamıştım. “ Olur” Kısık bir ses tonuyla sorumu cevapladı ve odanın kapısını hafifçe aralık bırakıp içeride bir şeyler yapmaya başladı. Bende o sırda onu kapıda bekliyordum. Bir ya da iki dakika sonra dışarı çıktı. Hemen de Wolf’un olduğu yere doğru ilerledik. Ln Ars’ı gören Wolf biraz şaşkın bir biçimde bana bakarak kaldı. Ln ile ben oturduğumda bir planı hemen açtık. Aslında çok basitti. “ Halkı bilgilendirdik. Sıra iyi bir ok ve kılıçları hazırlamak kaldı. Zaten arka düzlüğe doğru çıkan patikanın sonunda demirci var oradan halka ait birkaç kılıç yaptıracağız.” “ B planı hazırlamalı-“ “ Gerek yok” Bunu diyen Ln Ars’a döndük. Wolf B planı derken emin bir şekilde ilk defa konuşmaya katılmıştı. Buna bir yıldız veriyorum. Daha aşmak için dokuz yıldızımız var. Aşama bir bitmişti. Planlar hazırlanmış. Bütün her şey tamamlanmıştı. Geriye yokuşlu bir kaldırım kalmıştı. Ayağını sağlam basanlar kaymayarak diğer yokuşa geçecek ve o şekilde de devam edecekti. Ama hazırlanmayanlar yan ayağını sağlam basmayanlar kayıp çukur kısma kapaklanacaktı. Bu savaşı yenmeliydi. Bunu yapmalı ve krallığımızı geliştirmeliydik. Sonra belki burası gelişince kasaya koyduğum fikirlere yer kalırdı. Bu da belki üç belki dört demekti… ----------------------------------------------------------------------------- İyi Okmalar!!
|
0% |