Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Satır Başı

@beren_simay39

*Neden hep iyiler ölür?”

Sabaha kadar Winter’ın uyuyan yüzünü izledim. Başına yeniden bir yaralanma olayı gelsin istemiyordum.

Yeniden başlıyordu kitap satır başına geçmişti yazar. Birini öldürüyor mutlu ediyordu kalbinde. Şafak sökmeden önce hava almak içi dışarı çıktım.

Soğuk hava yüzüme vururken ben ise ruhumdaki ateşi söndürmeye çalışıyordum.

Acı artık yerini bırakmıştı mutluluğa… Ağzımda dâhil olmayacaktı bundan sonra.

Nedenleri de artık bir köşeye bırakmak gerekliydi. Ağlamaktansa o yüzümüzü güldürmeli hayata bir satır başından…

 

* * *

( Winter’ın Anlatımıyla)

2 Ay sonra

Bulunduğum odanın içinden alkışlar kopuyor. İçimdeki ses ilk defa benim ile gurur duyuyor. Yıkılan binamı kendi ellerim ile yeniden inşa ettim.

Fakat düşüncem şu ki bir türlü intikamın peşini bırakmayacağım.

Orduyu dağıtana bütün o varis olarak umduğum şahısların kanını yere dökmeden bırakmayacaktım.

Bu gün tarih 11/06/1456 ben bu tarihte ayaklarımın üstünde kendi başıma durabiliyor ve yürüyebiliyorum. Aradan aylar geçse de iyileştim diyemezdim.

Hala sırtımda bulunan dikiş yürümemi zorlaştırıyordu.

Ama şunu da iyi bir şekilde seziyordum ki ben bir gün şimdi dik durmakta zorlandığı ayaklarımın üstünde duracak ve o beni bu hale getiren şahsın kanını yere damlatacaktım.

Tek birinin olsa daha iyiydi… Fakat ben hepsini kökünden yakacaktım. Bana verilen acının katbekatının hissetmelerini sağlayacaktım.

Benim çevreme gireceklerinde fark ettiler sanırım benim içimdeki ateşi…

Elime geçen ilk kılıcım ile bitirecektim beni yataklara düşüren bu orduyu.

“ Tebrik ederim artık ilaç kullanmak zorunda kalmayacaksın. Fakat şimdiki süreçte bol bol dinlenmelisin. Bedenin seni yeniden güçlü yapacak Winter..”

“ Krallığım ne olacak?”

“ Sakin ona şimdilik Lyra bakıyor. Hemze Bellick ile. Bu arada Abin senin krallıkta biraz kalmak istemiş sanırım.”

“ Tanrım Bellick sevdalısı”

“ Yakında bence evlensinler”

Wolf’un bu sözüne tiksinerek baktığımda Ln, İhtiyar ve karşımda beni hayata geri döndüren iki doktor kahkahalar ile gülüyordu.

Aklıma krallığı başkası yönetmeye başlayınca biri geldi…

Runha

Adını almak beni tiksindirtiyor. Babası da onun gibi seviyesizce toprağa gömüldü.

Bu savaş sonrası tabutların yetmediğine adım gibi eminim.

Geçmişin yaraları yeniden kanıyor…

Hemde o kan akan kalbimden umulmadık bir biçimde kan litrelerce boşalıyor.

Ama beni o yaralandığım anda kucaklayıp burada doktor çağıran başta Ln Ars ardından da Wolf sayesinde o akan kanın delindiği yerde kocaman bir yara bandı vardı.

Sabah etrafı kolaçan ettiğimde Ln Ars’ın bana iyileşme hediyesi bahanesiyle aldığı çiçek dürbününe biraz baktığımda o şekillerin içinde bir yerlerde bile kendimi buluyordum.

Özellikle mavılerin bulunduğu şekillerde. Tıpkı bizz diyen klbime baynim bu sefer onay veriyordu.

Biziz bu biziz diye yanıtlarken bu şekillerin ihtişamına çoktan hayan kalmıştı.

Özenle dizilmiş bu aya parçalarında bile bir şeyler anlamaya çalışıyordum.

Hani böyle degi, gazet ve kitap yazanlar olur ya ha işte onlar gibi her yapıda icat eden kişi bir şey anltmaya çalışmıştır.

Elbe bazı yazarlar kelimelerinden önce karakterlerine satır başı yaparak bitirir.

Eğer kalbi benim gibi kırıan, zedelenen biri varsa elbet satır başı ile ölür.

Acı çekme her şahsın doğasında var.

Bu arada benim yeni düzenimide size açklamadaım.

Hani diyordum ya her gün yeni sayfa falan filan dye. O defteri yırtıp yaktım ben.

Sonum glcek gibi yaşamayı tercih ediyorum.

Her günün bir yarını var değil mi? Ee o zaman bu günler dünlerin yarını deği miydi?

Ölümüne bulunduğum dünyada sayfa yazmak için zaman harcamayacakım.

Kendimi gçer kelimesine lıştırmayacaktım…

“ Ee o zaman Winter’da iyiyse? Biz kalkalım daha çok varislere bakacağız.”

Doktor varis ve Profesör Sutse aynı anda ayaklandıklarında ben ayakta durmaktan yorulmuştum. Derin bir nfes alarak ilk sol ayağımı önüme atığımda Ln benim haraketlendiğimi fak etmitiki yürümemde yardımcı oldu.

Hafifçe yattığm yatağa doğru uzanırken bir yandanda kapıdan iki doktorunda çıkmasını izliyordum.

Yavaşça karşı koltuğa oturdğunu fark ettiğimde Ln d bana bakıyodu.

Bir şeyler düşünüyor gibi düşündüğüm aklında neler olduğnu sormak için herkesin odadan çıkmaı-sını bekledim.

Sonunda beni en çok şu odada mutlu eden ses duyuldu. Kapı kapnma sesi..

Anında Ln Ars ile göz göze geldik..

“ Ne düşünüyorsun”

“ Neden hep iyile ölür?”

Dediğinde yüzümde ufak bir sırıtış oluştu.

“ Se hangi çiçeği koparırsın?”

Sorusunu gözlerinin en içine bakarak yanıtladığım sırada Ln’nın gözlerindeki yıkışı fark ettim.

“ Aklındakiler her neyse ki üzülme!”

Onu emreder gibi uyardıktan sonr kapı iki kez art arda çalındı.

“ Ne var?”

Ln Ars’ın sorusuyla bunun kim olduğunu tahmin çoktan etmiştim ki tadaaa bu KİMMMİŞ BİLİYOR MUSUNUZ?

Wolf..

“Romantik anlar mı yaşıyordunuz ya siz?”

Ln Ars büyük bir kahkah patlatırken ben sadece sırtımak ile kalmıştım.

“ Misafirimiz var!”

Dediğinde Wolf’a soran gözler ile bakarken o bana ışıl ışıl enerjisini korumaya dvam eden bir gülümseme hatta yüz ile karşılık veriyordu.

Ln benim bu merakımı anlamış ki ben soru ormaya niyetlenmemişken o hemen soruyu yapıştırmıştı.

“ Kim?”

“ Buyrunuz!!”

Diyen Wolf sesi ile kapıya çevirdiğim gözlerim ile bekle iken kapıda kumral saçlar, koyu kahverengi gözler ( Benim gözlerim ile aynı), kum saati bir vücud ile içeriye giren kadına dha doğrusu anneme baktığımda o ise kıpkırmızı şişmiş gözleri ile bakıyordu.

“ Anne!”

Ağzımdan o gün tek bir kelime çıkmıştı. Derken bil pozitif hissettiğim benim doktorun verdiği ilaçlardan dha iyi iyleştiren o kelime anne…

“ Winter!”

Sonunda ise bedenimin her yaında hissettiğim o sıcaklık..

Küçüklüğümden beri alışkın olduğum ve burnuma geldiği anda ağzıma annemi andığım avantalı orkide kokusu.

Kulağına taktığı kurdeleyi andıran meal küpeler. Göğüsünün hemen altında bulunan siyah korse. Korsenin altında bulunan beyaz elbise

En altında ise siyah deri botlar.. Adımı duyarken bile iyileştiğimi hssetim.

Sarılma faslımız bittiğinde herkesin odandan çıkmasını uyaran annem Ln Ars’ın koltuğunu hemen yanı başıma çektiğinde uzanır bir pozisyonda gözlerim ile yaptıklarını izliyodum.

Yanıma çektiği koltuğa oturup ona doğru sarkan sol elimi avcunun içine aldı.

“ İyi misin? Ne oldu sana? Anlat bana hadi güzel kızım. Kahraman hükümdar varisim”

Desiğinde gözlerim dolu dolu sözlerinin bitmesii dinliyordum.

Yarım saate yaklaşık bir zamandır annem ile konuşup onu dinliyorum.

Kalbim, ruhum, bedenim, düşüncelerim, fikirlerim bir bir iyilşiyordu.

Satır başından başladım yniden bu haytımın hikayesine..

Sırtım ve vücudumun belli yerinde bulunan zedelenmiş, yaralanmış ve morarmış yerler her ne kadar bir üstteki satırdan kalığımı hatirlatsada asla ama asla pes etmeyecektim.

Fakat ilk dediğim gibi intikamın yakasındanda düşmeyecektim.

İstediğimi elde etmek benim büyümemi sağlayarak hayata tutunduğum o aşamadaki doğamda vardı.

Annem her zaman iyi olmamı desteklerdi. Yanlışın bir telfisi olmayacağını söyleyerek bana yapılan bir yanlışta kızardı ki iyi kide kızarmış…

Ben artık o seki Barbie bebekleri ile oynayan, kurslara giderek aldığı rozet ve ya madalya gibi boş şyleri biriyktirmiyorum. Ben artık bir ölü beden bir cesed biriktiriyorum.

Hata kabul eilemezdi.

Bir yanlışın nasıl bir telafisi yoksa hayattan ölüme doğru ilrlediğimiz bölümdede telafi yoktu.

Uzaklara bakınca hayal ettiğim Winter yoktu karımda.

Tek bir kez olacak diyen değil neredeyse üç kere hayata tutunma bölümünden geçen Winter olmuştu..

İlk yasal kuralımı kendime göre çiğnemiştim. Ama bundan sonra her çiğnediğim ir yasakta bir çalışma terarı yapmam gerekecekti.

Krallığıma en gerekecek ve lazım olak şey şimdiye kadar tabuttu..

Ölü varisleri toprağa gömen halk bunun için tabut kullanıyordu.

Kokan ve çürüyen bedenlr her varisi rahatsız edecekti.

Toprak bazı telafsi olmayan yanlışları kapatırd. Korkuları, heyecan sevinç gibi duyguları ve cansız bedebleri kapaabildiği gibi.

Krallığımda savaşt kalan izlerin yanı sır birde baş belası vardı. Anlamıyordum sanki neden gittiğini.

Benden on beş yaş büyük abim diğer terim ile başımın tam olark bir belası benim seviyemdeki okuldan arkadaşım ile flört ediyordu.

Tabii te abimin hoşlandığı söylenemez. Vardı Bellick’de birkaç aşk yaprağı..

İçinde bir yerlerde saklıyordu o yapraklardan… Gözleri ilk abimi gördüğünde parıltıya kaplanmıştı. Abimin k de öye.

Ağızdan çıkmayan kelimelere bazen beden ve ya haraketler ile bildirilir. Her aşık illa ki “ senden hoşlanıyorum …”

Demez. Biliyoruznuz ki bazı itraflar hatta bazı demem bile gerek duymadan bütün yaptığımız itiraflr zordur.

Çünkü itiraf deniince akla gelen suç ibi sorunlar da “ evet, karşı taraftan … haklı ben yanlış yaptım özür dilerim” demek ve y işte az önceki gibi holandığnız kişiye “seni seviyorum” demek doğrudur.

Evet, yanlış okumadınız ve ya hissetmediniz. Doğrudur bu…

Yalanlar bunlara itiraaz etmeye giriyor ki asıl itiraaz aşk konusunda başlıyor.

Siz sevdiğiniz aklınızdak o’na seni seviyorum demek yerine bazen bedeniniz ile bazende haraketleriniz ile anlatmaya çalışırsınız.

Annem ile saatlerce bunu konuşduk. Tabii krllığa akşam olmadan geri dönmeliydi. Yoksa suç olarak kabul edilirdi. Uzaktan duyduğum nemli toprağa karrışan ve duyunca da aklıma kırmızı rengini, ateşi hatırlatan bu at anneme aitmiş.

Size önceden nal seslerindn ahsetmiştim.

“ Baban da gelmek seni dilemek istedi ama…”

“ Anne…”

Sözünün devamını dinlemeden kesmek zorunda kaldım.

Sitem eden bir nefes ile soluğumu tükürürcesine havaya bıraktım. Dolan gözlerim ile ona dönüğümde yüzüme bakmaktan çekinir gibi yerdeki parkeleri izliyordu. Çünkü nerede yanlış olduğunu biliyordu..

Gözlri adeta benim le köşe apmaca oynarken bu gergin ortama açıklama yapark daha gergin bir hale aldım.

“ Ben hiç baba ile dertleşmedim… Ona bir şey anlatmadım. Nednini biliyorsun değil mi? Katı kurallarınız, cezalarınız… HEPSİ BU YÜZDEN… BANA ONUN GELDİĞİNİ SÖYLEMEM İNANDIĞIMIMI DÜŞÜNÜYORSUN ANNE…”

Bu cmeler sonunda soluk soluğa kaldığımda yatağın üstünde bedenim sarmalayan örtü annemin bulunduğu kısma doğru sarkmıştı.

Tam bu örtüün sarkan kısmına baktığımda yukarıdan aşağıya bir damal göz yaşı aktı.

Gözümü örtünün tek bir köşaesine sabitlemiştim.

Sanki bulunduğu ortamdai vrsiler silikleşmiş ve kendei karanlığımda bir deliğinde kayboluyorum.

Aşağıya çeken bir deliğe düştüğümü ve hapi edilmek zorunda kaldığım bu gezegeni düşünüyordum.

Neden? Nede? Demek istiyordum. Benim burada bulunuş amacım ne? Niçin ve ya Neden?

Milyon adet varise ev olacak bir krallık kurmak mı? Ben bir robot muyum? Neden esiri olduğum Ailemi bırakamıyorum?

“ Neden ben A-aşık olamıyorum!?”

Annemin kafasının kaltığını gördüğüde onun burada olduğunu unutmuştum. Bir ruhsal hal olarak iyi değildim.

Bir zamanlar esiri olduğum ailemin geçmişinden ne zaman aşk konusuna gelmiştim?

Kapıdan ufak bir tıkırtı geldğinde aklımdan tek bir şey geçiyordu.Tanrım lütfen Ln Ars ben dinlemiyor olsuun!!

Annem şaşkın ve kızarmış gözler ile bana bakarken ne yaptığın farknda değildim.

“ Winter güzel kızım iyi misin? Delirdin mi?”

Kafamı onaylarak salladığımda ne yaptğımı bende bilmiyordum.

Buydu işte buluştum. Ben gerçekten bunlr sonunda delirmiştim. Tanrım ben iyi değilim!

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%