Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Kurallar Ve Halk

@beren_simay39

 

Kurallar ve Halk

-----------------------------------------------------------------------

*Bazen bazı şeylere farklı baksan

da gördüğün hep aynıdır*

Sabaha kadar olan konuşmamız sonunda bitmişti. Bazen yapılması gerekenlerin arasında bu olayda yer alıyordu

Uykum gelmişti. Kahvaltıya daha üç saat vardı. Burada üç saat uyusam belki dinlenirdim. Oturduğum masa başından kalktım. Sırtım ve bacaklarım çok ağrıyordu. Kız varis arkadaşlarım konuşurken bir yandan da kurallar koymaya başlamıştım. Her krallıkta bulunduğu gibi bu krallıkta da bir okul olsun istiyordum.

Bir müddet düşüncelerimden sıyrılıp uykuya geçmem lazımdı. Bir varisi düşünmek bile yoruyordu. Bazı şeylere kafa yormayı aslında severdim. Ama çok kafa yorunca bu bana iyi gelmiyordu…

Yatağa kendimi bırakınca içim bir huzur doldu. Uykuya hazırlandı. Sonunda da üç saatlik olan uykum için gözlerimi kapattım.

Ama tahmin ettiğim gibi olmadı. Aşağıdan gelen tencere ya da tava düşme sesi ile yatağımdan sıçradım. Neredeyse iyi ve rahat ayrıca da konforlu bir uykuya dalmışken tencere düşme sesi beni uyandırmaya yetti. Sabaha kader ellerimle yazdığım otuz sayfalık kuralların bulunduğu masamdan namlusu keskin olan kılıcımı değil diğer taraftaki normal sivrilikli namluya sahip kılıcımı kaptığım gibi kabzasını sıkıca kavradım.

Keşfedilmeyen bir krallığa hırsız girmiş olması olanaksızdı. Bunu bir türlü algılayamadım. Uykumun mahkûmluğuyla ne yaptığım farkında değildim. Etrafta sarhoş gibi yürüyerek alt katta bulunan mutfağa indim Buzdolabının kapağı açıktı ve siyah tişört giymiş biri dolabı karıştırıyordu. Kılıcı arkama saklayarak yanına gittim. Bu Tom’ du.

Beni görünce bir an korkuyla yerinden sıçradı ama olsun.

“ Ne işin var burada?”

“ Ne işi mi? Ben yemek için..”

“ Sabahın beşinde mi?”

“ Evet..”

Bir işler karıştırıyordu ama şimdi çözecek halde değildim. Yatağıma yatmak ve kahvaltıya kadar uyumak istiyordum.

 

Bu krallığı hükmediyordum. Uykumun düzenini aksatmamalıydım.

Merdivenleri çıkarken Ln Ars’ın odasından gelen sesleri duydum. Bilerek dinlemedim sadece sesleri geldi. Oyunla ilgili konuşuyorlardı. Merdivenlerin sonunda da Tom tekrar görüş alanıma girdi.

Elinde bir kâse içinde bulduğu bütün atıştırmalıklar ve bir bardak su.

“ Anlaşıldı şimdi”

Diyerek odama yöneldim. Sabaha kadar oyun oynamışlar sonunda da acıkmışlardı. Umursamadan yatağa tekrar uzandım.

“ Sonunda”

Derken derin ve huzurlu bir iç çektim.

Kahvaltıya diye uyandığımda saat on olmuştu. Sanırım uykudan yeni uyandığım için böyle görüyorum diye umdum. Banyoya gidip yüzümü yıkadım.

Ama yanılmamıştım saat gerçekten on idi. Hızla hazırlanıp aşağıya katar adım indim. Tabii kahvaltı bu saate kalır mıydı?

Herkes ayrı bir köşede oturmuş muhabbet ediyordu. Fakat bizim kızların hiç biri ortada yoktu. Etrafa bakınırken Ln beni fark etti

“Günaydın”

Bunu duyan diğerleri benim bulunduğum tarafa doğru yöneldiler.

Sanırım uykuyu biraz fazla kaçırmıştım. Ama uykumu da almıştım. Tam yukarı tekrar çıkacakken bir anda neredeyse bir adım önde olan Runha ile göz göze geldim. Onu ani bir şekilde arkamda darmadağınık görmek beni korkutmaya yetmişti. Sıçrayarak bulunduğum merdiven basamağını tekrar idim. Tüm bunlar olurken ağzımdan çıkan çığlık da epey bir büyüktü.

 

Aynı şekilde diğerleri de yani salonda oturanlarda beni duymuştu. Başlarını kaldırıp bana baktıklarında “ sorun yok” gibi bir işaret yaptım.

Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Tabi o da beni korkutmanın mutluluğunu yaşıyordu.

 

Kalbim göğüs kafesimin dışına çıkacakmış gibi atıyordu. Hayıflanarak tekrar merdivenleri çıktım. Odamdan saçımı toplamak için aldığı tokayı da o korkuyla yere düşürmüştüm. Birde kaybedip yeni toka almaya gelmiştim.

Sonunda saçımı bağlayıp mutfağa geçtim. Kendime bir kahve yapıp odama yeniden çıktım.

Dün geceden beri üstünde durduğum kurallara bakmadan önce penceremden krallığın avlusuna göz gezdirdim. Tam o sırada gözüme bir şey çarptı. Evet, bunlar ellerinde çanta ile krallığıma gelen varislerdendi.

Hızlıca aşağı inip diğerlerine haber verdim. İlk salona geçtim. Benim bu halde gelmem onları endişelendirmişti.

“ Dört kişi…”

“ Ne”

“ Krallığıma gelen dört kişi var”

Bu gün kalbim çalışma konusunda istifa edecekti. Bir koltuğa oturup nefes almaya çalıştım. Ben otururken diğerleri çoktan kalkmıştı. Pencerenin önüne gelenlere bakıyorlardı.

Buradan bir ev satın almışlardı. Şimdide krallığımda kalacaklardı. Mutluluktan havalara uçacaktım. Bunu kız varis arkadaşlarıma da bildirmeyi ok isterdim ama kendileri şu an uyuyorlar.

Uyandırmak istemesem de sevinçten çığlıklarıma mutlaka uyanmışlardır diye umuyordum.

Bir an aklıma kurallar geldi. Daha kara vermemiştim. Neredeyse yüz elli kural bulunacaktı. Hepsi de bilin diklerdendi.

Zor ve katı olmayacak şekilde ayarlamıştım. Şimdi yazılacak son seksen kural kalmışlardı.

Gelen dört kişi bana krallığımın keşfedilmeye başlamış olduğunu gösteriyor du.

Bunu hatırladıkça daha mutlu oluyordum şimdiye kadar o dört kişi umut olmuştu bana. Odama dönüp tekrar işlerime başladım.

 

Birkaç saate bütün belgeler ve kurallar bitmişti. Krallık aslında yarım durumda idi. Okulun yapımına başlanmıştı. Evler teker teker yapılıyordu. Her şey tamdı aslında.

Değişen tek şey bendim…

 

Her şeyin sonu olduğu gibi elbet benimde bir sonum olacaktı. Kendime eskisi gibi sıcak ve yakın hissetmiyordum. Bazen her olaya farklı bakmayı deniyorum.

Bir bölüm oyunda öne geçtim, başardım diyerek bu soğuk algımı yitirmeye çalışıyorum. Fakat her şey öyle düşünüldüğü gibi kolay olmuyor. Maalesef ben bir türlü sıcak hissetmiyorum. Bazen nasıl bakarsam bakayım önümde aynı sahne ve aynı kurgu var. Ailem… Bunlar sınır çizgisini aşıyor…

 

Ben bu günü bir ay önceye kadar yaşadım. Her şey işlevli ve normal ilerliyor ..

Fakat şöyle ki benim burada gitmeme neredeyse üç ay kaldı.

Varislerin takvimi altı ayı temsil ediyor ve ben üç ay sonra bir yıllığına buradan uzaklaşıyorum. Ailemi görmeyi de çok istiyorum. Adını ağzına almayı bile unuttuğum Gladrien’i… Bazen ne kadar aptal olsa da seviyorum onu…

Halk burayı bulmayı başardı. Eski bu varis arkadaşlarımla kurduğum lakap “ Keşfedilmeyen krallık” Şimdi gerçek bir Eflien oldu. Okul yapıldı. Halk burada daha huzurlu ve mutlu…

Her şey tam istediğim ve hayallerim gibi. Burayı ben Runha’ya emanet etmeyi düşünüyorum. Çünkü en iyi o ilgileniyor. Burayı da yöneteceğine inancım sonsuz.

Şimdilik normal ve işlevli bir krallığa sahibim. Tek halledilmeyen mevzum ailem…

 

-----------------------------------------------------------------------------

İyi okumalar!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%