Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@berenkayabasoglu

 

Leyla’nın Anlatımı

 

- Nerdeyim ben?

 

Bu ses Melekten veya benden gelmiyordu. İkimizde hızlıca ayağa kalkıp yatağın yanına vardığımızda Melih yeni yeni uyanıyordu. Gözleri kısık bir şekilde açıktı ve konuşup duyabiliyordu. Sesi sanki acı çekiyormuş gibi çıksa da onun sesini duymak bile beni mutlu ediyor, iyi olduğu için kalbimi hızlı hızlı atıyordu .Melek te ben de konuşamayacak durumdaydık. Melih konuşmaya devam etti.

 

- Nerdeyim ben, noldu bana? Melek nerde?

 

Melek en sonunda konuşmayı başarmıştı.

 

- Abi, burdayım. Sakin ol. İyi misin? Canın acıyor mu?

 

Melih en sonunda tamamen uyanmış gibiydi. O an Melek' in rahatlayışını görüp, Melih'in kardeşi için ne kadar endişelendiğini görünce birkaç adım geri çıktım. Bu an ikisinindi. Melek benim geriye gittiğimi gördüğünde, hislerimi anlamış gibi sorun olmadığını söyleyen bir bakış atıp beni kolumdan tutarak Melih'in yatağına yaklaştırdı. Melih beni gördüğünde şaşırmış gibiydi. İkimizde birşey söylemeden birkaç saniye bakıştıktan sona tereddütle sordum.

 

- İyi misin? Hemşireyi çağırayım mı?

 

- Canım yanıyor ama önemli değil.

 

Melekten önce ben atıldım.

 

- Olsun, yinede bir kontrol yaparlar. Ben hemşireyi çağırayım.


 

Odadan hızlıca çıkıp, kapıyı hızlıca kapattım. Kapıya yaslanıp nefes alışımı düzeltmeye çalıştım. Melih, güçsüzlüğünü göstermeyen sorunlarını gizleyen biriydi. İlk tanıştığımız andan itibaren benden her zaman zayıflıklarını saklamaya çalışmıştı. Şimdi onu bu halde görmek, kendimi çok kötü hissettirmişti. Nefes alışım biraz üzerinde bir hemşire bulmaya gittim.

 

- Merhaba, Melih Canyürek uyandı. Haber vermem iyi olur demiştim.

 

- Tamamdır, doktora haber verip geliyorum. 562 numara değil mi?

 

- Evet.

 

- Geliyorum birazdan



 

Odaya girdiğimde Melih ve Melek birşeyler konuşuyordu. Melih kardeşine kızıyor gibiydi. Beni fark etmediklerini anlayıp sessizce dinlemeye başladım.

 

- Leyla'yı nasıl çağırırsın? Anksiyetesi ve panik atak sorunları olduğunu biliyorsun. Ya ona birşey olsaydı? Ya kriz geçirseydi? Ona zarar gelseydi ben ne yapardım? Kim bilir beni böyle gördükten sonra benim hakkımda ne düşünecek?

 

- Abi özür dilerim. Panik oldum, birine ihtiyaç duyduğumu hissettim. Aklıma o geldi.

 

Daha fazla dayanamayıp onların beni görebileceği yere geldim ve konuştum.

 

- Sence ben böylemiyim Melih? Seni hasta görünce düşüncelerini değiştirecek biri? Hem de sen beni panik ataklarım sırasında gördükten sonra. Ben senin gözünde böyle biri miyim Melih?

 

Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Normalde kolayca ağlayan biri değildim fakat Melih'in söyledikleri ben cidden yaralamıştı. Ona olan fikirlerimi değiştireceğimi düşündüğü için saklaması bana güvenmediğini açıkça belli ediyordu. Melih tam bana birşey söyleyecekken hemşire içeri girdi ve ortamdaki hava dağıldı. Hemşire kontrolleri için Melih'ten tişörtünü çıkarmasını istediğinde odadan çıkmam gerektiğini anlamıştım. Kendimi odadan dışarı atıp odaya özel olmayan, her kattaki ortak tuvaletlerden birine girip yüzümü yıkadım. Kırılmıştım ama bunun beni kırmasına izin vermemeliydim. Şuan Melih iyi olduğu için sevinmem gerekirken öyle birşeye takılıp üzülmek istemiyorum. Yüzümü yıkayıp Melek' in yanına gittim. O da yorulmuş ve abisi ona kızdığı için üzülmüştü.

 

- Melek, sen kafeteryadan bize kahve alabilir misin? Ben de abinle konuşiyim olur mu?

 

- Olur, ben iniyorum.



 

Kapının ordaki koltuklarda oturmuş, hemşirenin gitmesini bekliyordum. Birkaç dakika sonra hemşire odadan çıkınca zorla ayağa kalkıp odaya girdim. Girdiğimde Melih ayağa kalkmaya çalışıyordu. Ona doğru birkaç adım atıştım ki dengesini kaybetti. O düşmeden önce hızlıca yanına gidip kolunun altına girdim ve ona destek oldum. Onu yavaşça odadaki koltuklardan birine oturtup karşısındaki koltuğa oturdum. Birşey söylemeden bir süre oturduktan sonra ağzını ilk açan kişi o oldu.


 

- Leyla, özür dilerim. O anda senin için endişelendim. O yüzden öyle söyledim. Melek seni aramamalıydı. Ya panik atak geçirseydin. Özür dilerim ama senin için endişelenmem normal.

 

- Melih, Melek'e kızma. Buraya gelmeyi kendim istedim. Aynı zamanda şuan beni değil kendini düşünmelisin. Ne yapmamı bekliyordun? En iyi arkadaşım bıçaklanmışken evde oturup film mi izleseydim?


 

Bir anlık durakladım. Fark etmeden çok yükselmiştim ve bunu Melih'in bakışlarından anlayabiliyordum. Tekrar konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes alıp verdim. Sakince devam ettim.

 

- Melih beni hastalıklı biri olarak görmeni istemiyorum. Dans pistinde yapabildiklerini biliyorsun, seni ne kadar önemsediğimi de biliyorsun. Benden evde olmamı bekleyemezdin. Benim yerimde olsan sende aynı şeyi yapardın. Aynı zamanda benim hakkımda öyle düşünmeni istemiyorum. Sen beni çok kez güçsüz görmüşken senin en küçük güçsüzlüğünde senin hakkındaki düşüncelerimi değiştireceğimi düşünmen üzücü birşey.



 

- Biliyorum ve çok özür dilerim. Bir an senin için endişelendim. Aynı zamanda senin benim hakkındaki düşüncelerini değiştirmeyeceğini biliyorum.Sadece bir anlık sinirle öyle söyledim. Gerçekten özür dilerim.



 

Gerçekten üzgün gözüküyordu. Özrünü kabul ettiğimi gösteren birşekilde başımı salladıktan sonra onun hiç beklemediği bir şey yapıp ona sıkıca sarıldım. Sarılmamla yerinden sıçraması bir oldu.


 

- Leyla her ne kadar seni çok sevsem de yaram daha yeniyken sarılmak iyi bir fikir değil gibi.

 

Yarasını tamamen unutmuştum. Elimle ağzımı kapayıp endişeli bir şekilde konuştum.

 

- Ayy, çok özür dilerim Melih, yaranı tamamen unutmuşum. Canını yakmak istememiştim. Özür dilerim.

 

Melih şakacı bir şekilde konuştu.

 

- Yok canım, birşey olmadı. Alt tarafı acıdan öldüm falan yani!


 

Melih ona endişeyle baktığımı fark ettiğinde bir kahkaha attı.

 

- Şaka yapıyorum, bu kadar endişelenme. Dans pistinde de canımı yaktığında bu kadar endişe etseydin dans edemezdik. Hatırlıyor musun bir kere seni havaya fırlattıktan sonra seni tekrar tutarken panik olup doğruca ayağıma iniş yapmıştın. İki gün yürümek işkence olmuştu.

 

O günü hatırladığım gibi kahkalarımı tutamadım. O gün yine bir antremandaydık ve yeni bir hareket deniyorduk. Bu harakette ilk kez havda dönecektim. Melih beni belimden tutup havaya fırlattığında hızlıca havada tam bir tur dönmeye çalıştım. İlk denemelerde yapamasam da 3 . denemede dönüşü yapmıştım. Heyecanla havada yere doğru inerken bir anda dengemi kaybetmiş ve gerilmiştim. Melih de aynı şekilde gerilmiş ve beni belimden tutmakta geç kalmış ve birkaç saniye geç tuttuğu için hızlı bir şekilde ayağına iniş yapmıştım. Bağrışını hatırladığımda gülmem 5 e katlanmıştı. Benim kahkalarıma eşlik eden Melih ve benim sohbetimiz Melek'in odaya girmesiyle bitmişti. Melek bana çay uzatıp kendi çayıyla koltuğa oturdu. Melih benim çayım nerde dercesine bakınca Melek konuştu.” Kahve sırasını beklemek istemedim o yüzden çay aldım.” “Abi sen daha yeni kalktın. Sana çay yok. Geç oldu ve yakında uyumalısın.” “ Offff, hadi yaa” diyerek söylenen Melih’e gülümsedikten sonraelim telefonuma gitti. Telefonumdan Diana' nın numarasını açtım ve an mesaj yazdım.





 

Ben: Hocam, ben yarınki antrenmana gelebileceğimi sanmıyorum. Melih'te bir süre gelemeyecek gibi

 

Diana: Ne?! Ne demek gelemiyorum? Ne oluyo açıklamak için 1 saniyen var.

 

Ben: Olaylar biraz karışık aslında

 

Diana: Leyla, hızlı ol! Ne oldu?


 

Ben: Tamam şöyle oldu. Melih bıçaklanmış, hastanede. Bugün onunla olmam lazım. O nedenle gelebileceğimi sanmıyorum.


 

Diana: Melih iyi mi?


 

Ben: Daha iyi



 

Diana : Bugün gelmeyebilirsin. Ama kendini alıştırma



 

Ben: Teşekkür ederim.






 

Melih bana ''ne yapıyorsun ''gibi bir bakış açınca konuştum.


 

“ Diana'ya antrenmana gelemeyeceğimi yazdım.”

 

Melih bana özür dilercesine bir bakış atıp konuştu.

 

“Üzgünüm Leyla. Uluslararası yarışmaya katılmayı çok istediğini biliyorum. Seni yarı yolda bırakmak istemezdim.”

 

Melih'in neyden bahsettiğini anlamıştım. Katılmak için gece gündüz alıştığımız dans yarışmasına katılamayacağını fark etmişti. Bu konu beni de üzse de Melih'in bunu bilmesini istemiyordum. “Melih, sıkıntı değil.Ayrıca bunun için endişelenme. Önemli olan senin hızlıca iyileşmen. Ben halledicem.

 

“Tamam, yine de gerçekten üzgünüm. Diana ile konuştuğunda haber ver.”

 

Başımı onaylar bir şekilde salladım. Konuyu değiştirmek istemiştim.

 

“Annen evde değilse sana kim bakacak?”

 

“Kendim hallederim. Okuldan sonra Melekte evde olur. Sorun olmaz.”

 

“ Olmaz! Sen hastasın. Dinlenmen lazım.”

 

Melek' e dönerek konuştum. “Ben birazdan geliyorum.”

Loading...
0%