@berenkayabasoglu
|
Leyla’nın anlatımı
Sabah uyandığımda Melih'in yattığı odadaki koltukta yatıyordum. Dün gece Melih'i tek başına bakmak istemediğim için koltuğa uzanmış sonra da uyuya kalmıştım. Yavaşça doğrulup Melih'in yatağına doğru gittim. Huzurlu birşekilde uyuyordu. Ses çıkarmamaya dikkat ederek odadan çıktım ve kendi odama girdim. Komodinimdeki saat 4:25i gösteriyordu yani 35 dakika içinde antremanım vardı. Gardrobumdan bir gri eşortman ve rahat beyaz bir crop alıp duşa girdim. Saçımı yıkarken aklımdaki tek soru bir partnerim olmadan ne yapacağımdı. Melih' e belli etmemek için çok uğraşsam da dans partnerim olmaması hakkında endişeliydim. Duştan çıkıp kurulandım. Hızlıca giyindikten sonra çoktan kurumuş saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım. Kendimi aynada kontrol ettikten sonra dünden hazırladığım spor çantasını da yanıma alıp aşağı kata indim. Mutfağa girip kendime kahvaltı olarak ahududu, çilek ve muzlu sağlıklı ve doyurucu bir kahvaltı içeceği hazırladım. Saat daha 4ü 38 geçiyordu. Ben içeceğimi yolda içmek için termosuma koyarken arkamdan bir ses gelmesiyle arkamı döndüm. Melih üstünde gri bir eşortman ve siyah bol bir tişörtle karşımda duruyordu. Ben daha ağzımı açmadan konuştu, " Leyla bana hızlıca bir kahve yapabilir misin? Ama acele et ki geç kalmayalım " . " Melih niye ayaktasın, yatman gerekiyor. Aynı zamanda nereye geç kalmaktan söz ediyorsun? " diye sordum. " Antremana gidiyoruz. Seni tek başına bırakacağımı mı düşünüyorsun? " dedi kararlı bir ses tonuyla. Tam karşı çıkacaktım ki hızlıca konuştu, " Leyla biliyorsun ki bana ne dersen de beni ikna edemezsin. Doktor iyi hissettiğimde yürüyüşe çıkabileceğimi ve hafif antrenmanlar yapabileceğimi söylemişti. Ben de seninle geliyorum. ". Bunları söyledikten sonra hızlıca kahve makinesini çalıştırdı ve kahve hazır olurken kendine bir elma aldı. Ona hala şaşkın bakıyor olmalıydım ki bana bakıp iç çekti. Bıkkın ama kararlı birşekilde " Bana öyle bakma, ne yaparsan yap geliyorum. Hem bugün cuma, yarın ki zorlu antreman sayesinde Diana pek zorlamaz, zamanında çıkarsın" dediğinde onu ikna edemeyeceğimi anlamıştım. Makineden kahvenin hazır olduğunu belirten ses geldiğinde makineye yaklaşıp kahveyi termosa koydu ve bana doğru döndü. Onu izlediğimi görünce gülümsedi, saatine baktı ve konuştu. " Leyla tam olarak 15 dakika sonra antrenman var ve biz daha evdeyiz, hadi. Melih bunları söyledikten sonra kapıya doğru ilerledi. Spor çantamı elime alıp ben de onu takip ettim. Ayakkabısını giymek için eğilmişti ki yüzü buruştu ve acıyla inledi. Hemen yanına gidip onu girişteki koltuğa oturttum. Morali bozulmuştu. Önünde diz çöktüm ve ayakkabılarını elime aldım. Yavaşça onun ayakkabılarını giydirdikten sonra hızlıca kendi ayakkabılarımı da giydim ve Melih'e döndüm. Ona destek olmamı beklemeden yavaşça doğruldu. Melih her zaman kendi işini kendi halletmeyi seven biri olmuştu ve şimdi desteğe ihtiyaç duymak onun canını sıkıyordu. Her ne kadar acı çekse de dışarıya göstermemeye çalışıyor, her şey normalmiş gibi davranmaya çalışıyordu. Bu çabası ona zarar verse de vazgeçmeyeceği çok belliydi. Melih arabaya ilerlerken onu takip ettim. Sürücü koltuğuna geçtiğimde Melih yanımdaki ön koltukta oturuyordu. Arabayı çalıştırıp park ettiğim garajdan çıkardığımda Melih çoktan telefonunu arabaya bağlamıştı. Her zaman dinlediğimiz şarkılardan birini açtığında ikimizde şarkıya eşlik etmeye başladık. Melih'le vakit geçirmenin en iyi yanlarından biri de buydu. Melihleyken sıkıcı diye birşey kalmıyordu. Her zaman eğleniyorduk. Şarkı söylemekle geçen kısa yolculuk sonucu dans stüdyosuna varmıştık. Melih kendi kapısını açıp beni beklemeden arabadan indiğinde canının yanmasından endişelenmiştim ama Melih canı yandığı hakkında herhangi bir ifade göstermediğini görünce endişelendiğimi belli etmeden Melih'in yanına gittim. Beraber stüdyoya girdiğimizde soyunma odasına yöneldim. Soyunma odalarına girecektim ki Oğuz erkekler soyunma odasından çıktı ve karşımızda durdu. İlk beni sonra da Melih'i baştan aşağı süzdükten sonra Melih'e döndü ve "Soyunma odaları sadece antrenman yapanlar için yani geçmiş olsun ama odalara giremezsin "dedi. Ardından bana dönüp, "Diana herkesle 10 dakika sonra konuşmak istiyor, hızlı ol bence" dedi ve gitti. Melih'in sinirlendiğini sıktığı yumruğundan anlayabiliyordum. Melih'e dönüp ona stüdyonun yanındaki kafede beklemesini söyledim. Melih başını sallayıp beni onaylarken Oğuz zafer kazanmışçasına gülümsüyordu. Melih Oğuz' un yanından geçerken ona kasten çarptı ve yürümeye devam etti. Melih stüdyodan çıkarken Oğuz'a ters bir bakış açıp soyunma odasına girdim. Soyunma odası boştu. Melike'nin burda olmamasına sevinip çantamı soyunma odasına bıraktım. Su şişemi de alıp stüdyoya girdim. Oraya vardığımda Diana herkesi ( yan stüdyodan ve stüdyodaki başka antrenörlerin öğrencileri de vardı) kendi oturduğu duvara dayalı uzun taburenin karşısına, yere oturtmuştu ve sinirli gözüküyordu. Hızlıca bende yere, Oğuz ve Melike'den oldukça uzağa oturdum. Melike gergin gözüküyordu. Diana herkesi delici bakışlarla süzüp konuşmaya başladı. '' Sportmenlik bir sporcunun en önemli özelliğidir. Sportmenlik adaletli yarışmayı sağlar. Sporcu çevik olduğu kadar ahlaklı da olmalıdır. Sportmen olmayan kişi her türlü cezayla cezalandırılacaktır. Bu sözler buraya kayıt alınırken imzaladığınız kağıtta yazıyordu. Ve bu maddeye uymayanların ceza alacağı en başından beri size söylendi.'' Diana Oğuz'un onu bölmesiyle sustu. Oğuz '' Hocam bunları bize niye söylüyorsunuz? Hepimiz yetenekli olduğumuz kadar sportmeniz. '' derken Diana ona gözünden ateş fışkırırmışçasına bakıyordu. Oğuz konuşmanın yanlış olduğunu fark edince durdu ve Diana tekrar konuşmaya başladı. '' Demek ki hepimiz o kadar sportmen değilmişiz Oğuz. Çünkü o her gün gördüğün partnerin bir rakibin sakatlanmasına yol açtı'' Ben dair herkes bir anda Melike'ye dönerken Melike'nin beti benzi atmıştı. Oğuz Melike'ye bunu yaptın mı dercesine bakarken Melike' nin ağzından kısık sesle kelimeler döküldü. '' Özür dilerim , özür dilerim, özür dilerim. Bir daha olmayacak. İstemeden oldu, bir daha olmayacak..'' . Diana Melike'yi böldü. '' Haklısın birdaha olmayacak çünkü artık burda dans etmeyeceksin.''. Bu sözler Melike'nin ağlamaya başlaması için yeterliydi. Yanaklarından yaşlar süzülürken Diana'ya bir şans için yalvarıyordu. Diana hiç duruşunu bozmadan Melike'ye baktı. ''Eşyalarını al ve stüdyodan çık'' Melike ağlayarak Oğuz'a doğru baktı. Oğuz şaşkındı. Oğuz'dan bir tepki gelmeyince soyunma odasına doğru koştu ve bir dakika içinde stüdyodan ağlayarak çıktı. Herkes şok içinde dururken Oğuz kısık bir sesle konuştu. '' Şimdi ne olacak? Melike benim partnerimdi.''. Diana ilk önce etrafı süzdü ve farklı stüdyoların öğrencilerine doğru dönüp konuştu.'' Sizi buraya sportmen olmazsanız başınıza gelecekleri görmeniz için çağırdım. Şimdi stüdyonuza dönebilirsiniz. '' Öğrenciler hızlıca bizim stüdyomuzdan çıkıp binadaki kendi stüdyolarına doğru ilerlerken Diana bize döndü. Ellerini beline koyup bizi süzdü. '' İkinizi başka yeni insanlarla eşleştirmem lazım. Şuan birkaç kişiye bakıyorum'' dedikten sonra Oğuz onun sözünü kesti. '' Hocam birkaç aya ulusal yarışmalar var. Biriyle uyum yakalamak imkansıza yakın.'' Diana ona ne önerdiğini sorduğunda Oğuz ondan hiç beklemediğim o kelimeleri söyledi. '' İkimiz partner olalım''
|
0% |