Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@berenkayabasoglu

Leyla'nın anlatımı,

 

“Doğru mu anladım diye soruyorum. Melike atıldı, Oğuz partnersiz kaldığı için onunla partner oldun ve daha önemlisi antremanlar hariç her hafta onunla görüşmek zorundasın.”

 

Kafamı sallayarak onayladım. Melih'e nerdeyse herşeyi anlatmıştım fakat Oğuz'la dans ederken hissettiklerimi gizlemeyi seçmiştim. Melih hala bunun nasıl olduğu hakkında sorular sorarken kısa cevaplar verdim. Melih'in kontrolleri için onu hastaneye bırakana kadar birsürü soru sordu. Onu hastaneye bırakıp eve geri döndüm. Okula gitmek yerine evde ders çalışmak bugün için çok daha cazip hissettiriyordu. Anahtarı girişe astıktan sonra hızlıca sıcak bir duş aldım ve üstümü giyinip yatağa uzandım. Telefonumda gezinirken Oğuz'dan bir mesaj geldiğini fark ettim. Mesaja bastım ve önüme mesaj sayfası açıldı.

 

Oğuz Atalar:Leyla selam,

Oğuz Atalar: Yarın boş musun?

Oğuz Atalar:Diana bu hafta 2 kez görüşmemizi istiyor ve Cuma yani yarın boşsan antreman sonrası görüşebiliriz.


 

Mesajı okuduktan sonra hızlıca çantamdaki ajandayı aldım. Yarın için bir işim olmadığını görünce cevap yazmaya karar verdim.

 

Ben: Olur, buluşabiliriz

 

Bir dakika, sanki randevuya gitmeyi kabul etmişim gibi oldu. Böyle olmaz. Hızlıca mesajı sildikten sonra başka bir mesaj yazmaya başladım.

 

Ben :Görüşmeyi çok isterim

 

E bu da çok istekliymişim gibi oldu. Bu mesajı sildikten sonra son kez mesaj yazdım.

 

Ben: Olabilir, yarın müsaitim.


 

Harika, soğuk ve mesafeli. Mesajı birkaç kez daha okuduktan sonra gönderdim.

 

Birkaç saniye geçmişti ki mesaj geldi.

 

Oğuz Atalar: Ne yapmak istersin?

 

Ardından bir mesaj daha.

 

Oğuz Atalar: Birşeyler yiyebiliriz?


 

Hızlıca cevap verdim.


 

Ben: Dışarda yemek programına uygun yiyecekler bulmak çok uzun sürüyor.


 

Cevap hızlıca geldi.

 

Oğuz Atalar: Sinema?

 

Ben: Bilemiyorum, belki daha az kalabalık birşey?



 

Oğuz tekrar mesaj attı.

 

Oğuz Atalar: O zaman bir kafeye gidip kahve içelim.


 

İşte bu olurdu.

 

Ben : Bana uyar, hangi kafede buluşmak istersin?

 

Oğuz Atalar: Sen seç.


 

Nereyi seçmek istediğimi bilmiyordum o yüzden seçmemi söylediğinde hızlıca normalde arkadaşlarımla gittiğim kafelerden birinin adını mesaj attım.

 

Ben: Kafenin adı Bilge Kafe. Saat kaçta orda olursun?

 

Oğuz Atalar: 5?

 

Ben :Bana uyar.

 

Oğuz Atalar: Yarın görüşürüz Kamelya

 

Ben: Görüşürüz Oğuz.


 

Telefonumu kapattığımda yüzümde büyük bir gülümseme olduğunu fark ettim. Hızlıca toparlanıp yüzümdeki gülümsemeyi sildikten sonra derslerimin başına oturdum. Birkaç saat ardından üstümü değiştirip Melih'i hastaneden almaya gittim.


 

Oğuz'un anlatımı

 

Eve geldiğimden beri aklımdan çıkaramadığım bir şey vardı: Leyla. Her ne kadar mantığım bana yapmamamı söylese de ellerim kontrolüm dışında Leyla'ya mesaj atmıştı. Ve sonuç olarak artık yarın gideceğim bir kafe, orda benimle beraber olacak sevdiğim kız vardı. Onunla yalnız kalacak, sohbet edecektim. Yıllar önce ona olan hislerimi saklamak için onunla arama mesafe koymuş, onu uzaktan sevmeye alışmıştım. Onu uzaktan seviyor, hislerimi unutmaya çalışıyordum. Tam ona olan hislerim azaldı derken onunla partner olmak o hislerin hiç gitmediğini anlamamı sağlamıştı. Her haliyle güzel olan, o çok özel kişi, benimle dans ediyordu ve ben bunun - için herşeyi yapmaya hazırdım. Leyla ile mesajlaştıktan sonra masanın üstüne koyduğum telefonu yanıma alıp odama girdim. Soğuk bir duş aldıktan sonra belime sardığım havluyla odama gittim. Yalnız yaşadığım evde kimsenin olmadığını bildiğim için çok rahatça evde geziyordum. Odama girdiğimde üstümü değiştirip telefonumu elime aldım. Biraz sosyal medya zamanı sonrasında derse başladım. Satler sonra dersten kalktığımda saat daha 9a geliyordu ama hava kapkaranlıktı. Bir süre internette gezindikten sonra en iyi arkadaşımdan gelen bildirimle mesaj sayfama girdim.

 

Kaan: Kanka yarın öğlene doğru o girmenin çok zor olduğu klüp var ya! Bil bakalım kimin 2 bileti var. Saat 5te orda ol!

 

Ben: Bir dakika,bir dakika yarın mı? Emin misin?

 

Kaan: Evet. Mükemmel olduğumu biliyorum yani övmene gerek yok.

 

Ben: Kanka, yarın pekte müsait değilim ya

 

Kaan: Kanka ne yazdığının farkında mısın? Bu klub'a girmek için haftalardır uğraşıyoruz. Bu kadar önemli ne olabilir ki!

 

Ben: Leyla ile kahve içmeye gideceğim

 

Kaan: Bir dakika, bir dakika

 

Kaan:Bu bahsettiğin Leyla Danstaki ve okuldaki Leyla mı? Hani yıllardır hoşlandığın plotoniğin olan o kız.

 

Ben: Evet Kaan o kız. Yıllardır hoşlandığım kız.

 

Kaan: Şaka yapıyorsun. Bu tam olarak nasıl oldu?

 

Ben: Melike'yi biliyorsun değil mi?

 

Kaan: Evet, danstaki partnerin değil mi?

 

Ben: Evet o. İşte o kız atıldı ve hem Leyla hem de benim partnerimiz olmadığı için beraber bir deneme yaptık. Diana da uyumumuzu beğendi ama iyi anlaşamadığımız için her hafta en az 2 gün birbirimizi birkaç saatliğine görmemizi istiyor.


 

Kaan: Tahmin edeyim. Sen de onu kahve içmeye davet ettin?

 

Oğuz: Aynen

 

Kaan: Sen bu kızdan hoşlanmıyor muydun? Nasıl ona belli etmemeyi başaracaksın?

 

Oğuz: Hiç bir fikrim yok ama onu sevdiğimi bilmeyecek. Bugünkü grup provası nasıldı?

 

Kaan: İyiydi, gruba yeni bir solist arıyorduk ya, bugün seçmeler vardı. Bir kız kazandı.

 

Oğuz: Nasıl biri peki?

 

Kaan: İyi, kemanda da şarkı söylemekte olduğu kadar yetenekli ve komik bir kız. Aynı zamanda güzel bir kız xnghjdf. Eğer erkeklerden oluşan bir grupta dayanabilirse, grup onu kesin çok sevecektir.

 

Oğuz: O kızın size dayanmasına imkan yok. 5 kocaman adamın yanında küçük bir kızın dayanması imkansız.

 

Kaan: Büyük ihtimal çok dayanamayacak. Eğer başaramazsa o zaman yeni birini arayabilirim ama o zamana kadar ona bir şans vereceğim.

 

Oğuz: Dikkat ette kadını korkutma

 

Kaan: Çok komiksin! 😡 Sen asıl kendi buluşacağın kızla ilgilen. Daha ilk buluşmanızda kızın senden nefret etmesini istemezsin.

 

Oğuz: Zaten benden nefret eden birinin nasıl daha fazla edeceğinden emin değilim

 

Kaan: O kıza ne yaptın?

 

Oğuz: Onu çok sevdim. Onunla beraber olmak istedim. Ama ona açılamadım. Sonra birgün onu başka biriyle gördüm. Samimi olduğu biriyle. Ondan vazgeçmeye çalıştım, yapamadım. Uzaktan sevdim. Ona zarar verenlerden onu uzaktan sakladım. Ama sonra birgün birşey oldu. O zamanlar arkadaştık. Sonra birgün aramıza sanki buzul gelmiş gibi benle iletişimi kesti. Ne olduğunu bilmiyorum ve bana hiç birşey söylemedi. O zamandan beri benden nefret ediyor ve nefretini yıllarıdır yüzüme vuruyor.

 

Kaan: Ona ne yaptığını bilmiyor musun? Hiç söylemedi mi?

 

Oğuz: Hiç

 

Kaan: Bu ne zaman oldu peki?

 

Oğuz: Bilemiyorum... 2 yıl önce? O zamanlar Melih kız arkadaşından ayrılmıştı bu nedenle pek takılamıyorduk, Leyla onu teselli etmeye uğraşırken benimle çok zaman geçiremiyordu.

 

Kaan: Oğuz, sen bilirsin ama bence bu Melih'e dikkat et. Bu çocukta birşey var çünkü

 

Oğuz: Kaan saçmalama, Melih yıllardır arkadaş. Biz Leyla'yla arkadaşken bile arkadaştılar

 

Kaan: Evet ama siz en yakın sarkadaşlardınız. Üçlü bir takımdınız. Sonra ikiside bir anda iletişimi kest.


 

Oğuz: Saçmalama Kaan, aramızdaki sorunun Melih'le bir alakası yok.

 

Kaan: Sen öyle diyorsan öyledir

 

Kaan: Gitmem lazım. Görüşürüz

 

Oğuz: Bb




 

Birkaç dakika daha sosyal medyaya baktıktan sonra çalışma masama oturdum ve ders kitabımı açtım. Antremanlar nedeniyle derslerimi boşlamak zorunda kalıyordum ve bunun sonucu geceleri fazlaca ders çalışıyordum.




 

Birkaç saat önce oturduğum masadan hala kalkmamıştım. Tüm derslere aynanda yüklenmeye çalışıyor, kaybetttiğim derslerin konularını öğreniyordum. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Her ne kadar uykum olsa da iki saatte içtiğim 6. Kahveyle ayılmaya çalışıyordum. Yorgundum ve gerçekten de uyuyakalmak üzereydim. O sırada telefonuma gelen bildirimle telefonumu elime aldım.


 

Kamelya: Ela, konuşmak ister misin?


 

Ne? Leyla bana mesaj mı attı? Ela mı? Ela onun Almanya da yaşayan arkadaşı değil mi? Neden bana Ela diyor?


 

Kamelya: Gerçekten kötü hissediyorum. Konuşabilir miyiz?

 

Sanırım beni Ela sanıyordu. Ona tam Ela olmadığımı söyleyecektim ki bir mesaj daha geldi.

 

Kamelya: Babam mesaj attı. Görüşmek istediğini söylüyor.

 

Babası mı? Leyla'nın annesi ile babası daha o çok küçükken boşanmıştı. Babası tam bir alkolikti.Ben daha küçükken Leyla'nın annesinin anneme kocasını yani Leyla'nın babasını neden boşamak istediğini anlatırken onları gizlice dinlemiştim. Leyla'nın annesi ve babası çok şiddetli kavgalar ediyorlardı. Küçükken Leyla’nın vücudunda morluklar olduğunu gördüğümde ona bu morlukların nereden geldiğini sormuştum. İlk başta söylemese de sonrasında ısrarlarım sonucu babasının yaptığını söylediğini çok net hatırlıyordum. Bizim eve geldiklerinde Leyla'nın annesi boşanacağını söylemiş ve öyle de yapmıştı. Leyla'nın babasından nefret ettiğini ve onunla iletişimi kesmeye çalıştığını biliyordum. Ne olduğunu gerçekten merak etmiştim. Öğrenmek için Ela gibi davranmaya karar verdim.

 

Oğuz: Baban mı? Sana nasıl ulaşmış?

 

Kamelya: Bilmiyorum, telefon numaramı bulmuş. Sanırım numarasını da değiştirmiş.

 

Oğuz: İyisin değil mi? Babanı sevmediğini biliyorum.

 

Kamelya: Sana geçen söylediğim şeyi hatırlıyor musun?

 

Oğuz: Hangisi?

 

Kamelya: Oğuz hakkında olan


 

Ben mi? Benim hakkımda birşey mi söylemişti? Şimdi ona ne cevap verecektim? Bildirim sesiyle tekrar ekrana döndüm.

 

Kamelya: Hatırlamıyor musun?

 

Kamelya: Hani onunla neden konuşmadığımı sormuştun?

 

Kamelya : Hatırladın mı?

 

Bu aramızı bozan şeyi öğrenmemi sağlayabilirdi. Yalanımı devam ettirdim.

 

Oğuz: Doğru, şimdi hatırladım!

 

Kamelya: Şimdi Oğuz'la herzaman konuşmam gerekecek ve olanların tekrarlanmasından korkuyorum...

 

Neyden bahsediyordu? Bir önceki zaman ne olmuştu!!! Birşeyler sormak istesem de benim Ela olmadığımı anlamasından korkuyordum.

 

Oğuz: Birşey olmayacağına eminim, merak etme...

 

Kamelya: Umarım

 

Şansımı zorlayarak birşey denemeye karar verdim.

 

Oğuz: Bugün farklı birşey mi oldu? Bir anda Oğuz hakkında konuşmaya başladın?

 

Kamelya: Aslında evet, birşey oldu. Dans partnerim Melih var ya? Bıçaklandı! Benim de yeni bir partnere ihtiyacım oldu. Antrenörüm de beni Oğuz'la eşleştirdi. Beraber dans ettik, o kadar güzeldi ki!!! Şimdi her hafta en az 2 kez zaman geçirmemiz gerekiyor.


 

'' O kadar güzeldi ki '' mi? O da mı benim gibi hissetmişti? Onun da karnında havai fişekler patlamış mıydı?

 

Oğuz: Dans ederken nasıl hissettin? Güzel miydi?

 

Kamelya: Biliyorum saçma gelecek ama...

 

Kamelya: Garipti, karnımda kelebekler vardı... Bana değdiği an heyecandan nefesimi tuttum. Çok güzeldi. Rahat hissettiriyordu. İlk dans mükemmeldi ama ikinci dans fiyaskoydu. İlk dans bittiği an aklıma ona kızma sebebim geldi. Sinirle doldum! Bir sonraki dansımda aynı hisler olmadı, içimde birtek sinir vardı.

 

Oğuz: Peki, onunla buluşmak için heyecanlı mısın?

 

Kamelya: Heyecanlı ama gerginim

 

Kamelya: Birşeylerin önceki gibi olmasından korkuyorum.

 

Kamelya: Aynı hisleri tekrar yaşamak istemiyorum.

 

Oğuz: Yarın hiçbir sorun çıkmayacağına eminim Leyla, merak etme.

 

Kamelya: Umarım çıkmaz.

 

Artık bu yalan fazla ileri gitmişti, Leyla'nın benim Ela olmadığımı anlaması an meselesiydi. O yüzden bu oyunu bitirmeye karar verdim.

 

Oğuz: Leyla benim gitmem gerek, sonra konuşuruz.

 

Kamelya: Pekiiiii, görüşürüzzzz

 

Mesaj sayfasından çıkmadan önce Leyla'nın mesaj sayfasından çıkmasını bekledim. O çıkınca ayarlar düğmesine basıp, kırmızı mesajı sil düğmesine dokundum ve bugün ki tüm mesajları herkesten sildim. Daha sonra tekrar ders çalışmaya çalıştım fakat kendi kafamı toplayamıyordum. Aklıma Leyla'nın neden bana sinirlendiği sorusu hariç hiçbirşey gelmiyordu. Bana neden kızdığını, ona ne yaptığımı, beni neden sevmediğini bilmeyi çok istiyordum. Artık dikkatimi topllayamayacağımdan emin olduğumda sıkıntılı bir nefes verdim. Daha sonra masamın başından kalkıp yatağa girdim ve yarın için endişeli bir hisle uykuya daldım.


 

Loading...
0%