Moris, kendini avutmak için Dera'nın erkekleri baştan çıkaran bir kız olduğunu, bu yüzden halk karşısında cezalandırıldığını söylüyordu. O sırada rafta duran bir kitap gözüne çarptı. kitabın kalın kapağı yemyeşildi ve üzerinde inci taşlardan işlemeler vardı. Moris, kaşlarını kaldırarak kitabı raftan usulca eline aldı. kitabı evirip çevirdi ancak üzerinde hiçbir yazı yoktu. İsimsiz kitap dikkatini epey çekince kapağı açıp ilk sayfasını okumaya başladı.

"Prenses Lina, kıvırcık uzun saçlarını omuzlarının gerisini atarak gülümsüyordu. bembeyaz dişleri, dolgun dudakları oldukça etkileyiciydi. Vücuduna bana ondan gözlerini asla alamıyordu."

Moris, kitabın girişini saçma bularak rafın içerisine onu geri fırlattı. Üzerindeki yorgunluk artınca kitap dolu odadan çıkıp yatak odasına geçip kendini yumuşak yatağının üzerine attı, derin bir uykuya hızla dalmıştı.

Ertesi sabah uyandığında içeriye dolan ışıktan güneşin doğduğunu fark etti. kuşlar gökyüzünde sevinçle uçuşuyor, dallarda adeta dans ediyorlardı. Moris, çamurlu çizmelerini çıkararak hizmetliyi çağırdı. Getirilen yeni siyah çizmelerini ayağına geçirip yanına 10 askerini alarak ormana at gezisine çıkmaya karar vermişti. Atlarla şehrin pazarından geçerken o an küçük tahta tezgahların birinde durmuş ekmek satan genç kız onun gözüne çarptı. Moris, hemen atını durdurup askerine kızı işaret etti.

"Hemen saraya götürün ve ben döndüğümde odama getirin!"

Bu emri verdikten sonra ayağını atın gövdesine sertçe vurarak ormana doğru sürdü. Hava kararmaya başladığında sarayda bekleyen kız ne yapacağını bilmiyordu. kızların olduğu odaya konulmuş bekletiliyordu. Üzerindeki bileğine kadar olan siyah elbise oldukça eskimişti. Moris saraya döndüğünde kızı hemen alarak odasına getirdiler. Moris'in kalbi güm güm atıyordu. Kıza yaklaşarak onu daha yakından süzmeye başladı. Kız ise prensin karşısında olduğundan tir tir titriyor, başını yerden asla kaldırmıyordu. Moris, kızın çenesini tutarak kafasını kaldırıp gözlerinin içine baktı.

"Adın ne senin?"

"Prensimiz ismim Lina."

Prens, hemen kızın çenesini bırakarak geri çekilmişti. Onu pazarda ilk gördüğünde kitapta okuduğu Lina'nın aynısı olduğunu bildiği için kızı saraya aldırmış, merak etmişti. Kıvırcık uzun saçlı, dolgun dudaklı ve beyaz tenli Lina kitapta tasvir edilenin birebir aynısıydı. Prens Moris, kendine engel olamıyor, gözlerini Lina'nın muhteşem vücudundan alamıyordu.

Lina prens geri çekilince o da geri çekilip gözlerini aniden Moris'in gözlerine dikti. Moris, hizmetlilerini odaya çağırarak yeni kızı diğer kızların tutulduğu odaya yollattı. Lina, odadan çıkarken başı önde eğik hafifçe tebessüm etti.