>>Ares<<

Mekanda olanlardan sonra Taner ve Caner'le mezarlığa gitmiştik. Üçünün mezarı yan yanaydı, orda yaklaşık 2 saat boyunca sessizce oturduktan sonra havalimanına gitmek için kalktık Caner ve Taner önden giderken ben onların biraz uzaklaşmasını bekledikten sonra onlara veda etmiş ve; "Andım olsun ki hesap sormadan ölmek yok bana. Sizi benden alanları diri diri gömmeden yanınıza gelmeyeceğim." demiştim.

Yeni bir hayata başlıyordum. İntikam üzerine kurulmuş bir hayata başlıyordum. Bu yolun karşıma neler çıkaracağını bilmiyordum, sonu nasıl olacak bilmiyordum ama sonunda bana ölüm olsa bile tek gitmeyeceğim kesindi. Ve intikam... Bir zamanlar aptalca bir duygu gibi gelirken şuanda yaşama sebebimdi.

Şuan ise ekiple, pardon timle birlikte uçaktaydık. Caner ve Taner'de bizimleydi. Bize yardımcı olmak için onlarda Hakkâri-Yüksekova ilçe emniyet müdürlüğünde görev yapacaklardı. Bizim görev yapacağımız karargah ise yine Yüksekova'da bulunan eski bir karargahtı. Bu görev için özel olarak yenilenmişti. Hiçbirimiz oranın dışına gerek olmadıkça çıkmayacaktık. Mekanda verdikleri bilgiye göre karşılıklı iki odası yatakhane olarak ayarlanmıştı. Bir diğer oda ise yemekhane görevi görecek fakat daha çok bir evin mutfağı gibi ayarlanmıştı. İçinde 20 kişilik bir yemek masası ve mutfak varmış.

Yemek masasının 5 kişilik fazlası vardı. Turan timi, Demir timi ve ikizlerle beraber 15 kişinin karargahla işi olduğunu düşürsek 5 boş yer gereksiz kalabalık oluşturacaktı. Gerçi üstlerimiz hiç güven vermediği için ileride ne olur pek bilemiyorum. Uçakta boş boş oturmaktan sıkıldığım için uyumaya karar verdim. Uçağa binmeden önce nöbetçi eczaneden aldığım uyku ilacından iki tane alarak kendimi derin bir karanlığa teslim ettim.

>>İlahi Bakış Açısı<<

Ekip yeni karargaha gitmek için yola çıkmışken geride kalanlar şimdiden yaşanan kaoslara bakarak ileride yaşanacak kaosun büyüklüğünü tahmin edebiliyorlardı. Zira hepsi Ares'in merakı ile Toprağın şüphesini ve bu merak ile şüphenin onlardan sakladıkları her şeyi ortaya çıkaracağını farkındaydılar.

Onlar sadece Ares ve toprağa odaklanmıştılar fakat en büyük darbe en beklenmeyenden gelecekti...

Şu anlık tek temennileri Toprak ve Ares'in zıtlaşmasıydı. Onlar birlik olursa her şeyi ortaya çıkarırlardı ama görev bitene kadar kimsenin gerçekleri öğrenmemesi lazımdı. Zaten görev bittikten sonra onlar herkese her şeyi anlatacaklardı. Ama unuttukları ufak bir detay vardı;

Hayat kimseyi beklemiyordu.

Kimsenin bir saniye sonra nerede ne halde olacağını yada olayların nasıl gelişeceğini bilmiyorlardı. Onlar her şeyi görevin olumlu sonucuna göre belirlemişlerdi fakat ihtimalleri unutmuştular. İhtimalleri ve her şeyin, her zaman planlandığı gibi gitmediğini unutmuşlardı. Buda onların en büyük hatası olmuştu.

İstanbulda bunlar yaşanırken Hakkâride Aslı ve Demir timi iki farklı bekleyiş içindeydi; Demir timi, Turan timini beklerken, Aslı, sabahtan beri ilçe sağlık müdürlüğünden gelecek olan haberi bekliyordu. Hastaneyle ilgili konuşmak için randevu talep etmişti fakat hâlâ kesin bir dönüş alamamıştı. Konuşması gereken iki önemli konu vardı; Hakkâri'ye her departmandan en az 1 doktorun zorunlu görev için gelmesi ve çevre köylerden gelemeyen hastalara evde sağlık hizmeti verilmesi için dilekçe yazmıştı ve bunun hakkında ikna etmek için görüşme yapması gerekiyordu.

Aslında bu ikinci görüşme olacaktı, ilk görüşmede evde sağlık hizmeti için onay almıştı onun için sadece uygun araç ve koşulların bir araya getirilmesi ve net bir hizmete başlama tarihi alması gerekiyordu. Aslında evde sağlık hizmeti uygulanıyordu fakat tüm köyleri, özellikle sınıra en yakın olanları, kapsamıyordu ama artık tüm köylere gidilmeye başlanacaktı. Zorunlu görev içinse ilk görüşmede onay çıkmamış daha sonra konuşmak üzere ertelenmişti.

Müdür ve yetkililer direkt Hakkâri'ye zorunlu görev getirmenin tepki çekeceğini düşünüyordu. Aslı ise görev başında olan doktorlar yerine atama bekleyen doktorlar tercih edilirse onların bunu sorun etmeyeceğini zorunlu görev süresinin az tutulursa o doktorların bunu seve seve kabul edeceğini hatta görev süresi dolduktan sonra birçoğunun hemen tayinini istemek yerine burada kalmaya devam edeceğini savunuyordu.

Fakat kurul bu sefrede o doktorların deneyimsiz olduğu gerekçesini öne sürüyordu. Saçmalıktı. O insanlar yıllarca bu işin eğitimini almış daha sonra ise staj görmüşlerdi belli bir tecrübeleri vardı ayrıca kuruldaki kişiler bir zamanlar kendilerininde deneyimsiz olduğunu unutuyordu.

Şans verilmeden deneyim kazanılmasının beklenmesi ise daha büyük bir saçmalıktı.

Aslı günün yorgunluğuna daha fazla dayanamayıp uyumaya giderken demir timi karargahın son işlerinide halletmiş, Turan timi için atıştırmalık hazırlamışlardı. Eski bir karargah olarak bilinen bina dışarıdan bakıldığı zaman yeni yapılmış bir ev gibi duruyordu. Bina ufak bir inşaat sürecinden geçmişti. Binanın içi ve dışı komple boyanmış, camlar ve dış kapısı kurşun geçirmez türleriyle değiştirilmişti. Etrafı ise 2 metrelik duvarlara örülmüştü. Duvarlar dümdüzdü ve en üst kısımlarda dikenli teller vardı. Bahçe kapısı ise yine kurşun geçirmez ve duvarlarla aynı boydu.

Bu kadar fazla önlem alınmıştı çünkü bu karargah sınıra en yakın karargahlardandı ve uzun süredir kullanılmamasının sebebi buraya düzenlenen büyük bir saldırıydı. Maalesef şehit düşen askerler olmuştu. O günden beri kullanılmıyordu burası ama şimdi ekibin gizliliği için kullanmak zorundaydılar.

Tim son hazırlıklarını yaparken bir yandan da olacakları düşünüyorlardı. Toprağı çok iyi tanıyorlardı ve üstlerin haberi olmasa bu ekip konusunda Toprakla ufak bir istişare yapmışlardı.

Netti Toprak. Bu ekibe seçilen herkesin o dosyada yazandan daha fazlası olduğunu biliyordu. Aynı örgüt size tuzak kurdu bahanesi yalandı ve belki de bunu tek fark eden Topraktı. Bu düşüncelerini tim ile paylaştığı zaman tim gizli bir araştırma yapmış ama birşey bulamamıştı.

Ekip göreve o kadar odaklanmışdı ki gözlerinin önünde olan detayları fark etmemişlerdi. Mesela bu konu daha önce basına tanışınmıştı, örgütün varlığı gizli değildi bir sürü operasyon düzenlenmişti ama şimdi örgüt için özel tim kuruluyordu ve sanki bu örgüte karşı ilk hamleymiş gibi gösteriliyordu.

Birde Ares detayı vardı; Ekip başı yapmışlardı ama çoğu şeyi herkesten sonra öğrenmişti. Ekip üyeleri en başından belliyken ve herkesin neredeyse 1 aydır bu durumdan haberi varken Ares mekanda durumu birkaç gün önce öğrendiğini ima etmişti. Toprağın bu konuda bir düşüncesi vardı fakat oda demir timide bu durumun gerçek olmamasını diliyordu. Bu kadarı çok fazla olurdu.

Evet belki hiçbiri onu henüz tanımıyordu ama sırt sırta mücadele edecekleri kişinin böyle bir amaç için kullanılacak olması hepsini geriyordu. Şah gibi görülen bir piyon... Bu çok büyük bir ihaneti Toprağa göre. O adamın birçok şeyi kaybettiğini farkındaydı ve her ne kadar onu tanımasada bu durumu engellemek için elinden geleni yapacaktı. Hem aynı durum yıllarca aynı ekipte görev yaptığı Pars içinde geçerliydi. Kendini ikisini de korumak zorunda hissediyordu.

Toprak doğru yoldaydı fakat çıkarımı yanlıştı... Bunu öğrendiği zaman hem üzerinden büyük bir yük kalkacak hem de eş değer bir yükün altında kalacaktı...

Ekibi taşıyan uçak inişe hazırlanırken birçok kişinin hayatında yeni sayfalar açılıyordu. Yeni yollar vardı hepsinin önünde, yeni acılar, yeni yaralar... Ama sonu güzeldi bu hikayenin...

Yani en azından bazıları için sonu güzeldi bu hikâyenin...

​​​​​​4.Bölüm Sonu

Bölüm hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi buraya yazarsanız sevinirim.

İstek sahneleride şöyle alalım lütfen.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumlar.

Öhö öhö diğer bölüm biraz kaoslu olabilir nasıl bir şey ortaya çıkacak bende bilmiyorum çünkü zaman atlamalı olacak. Şu ilk bölümde bahsi geçen eğitim sürecini atlayacağız ama merak etmeyin gerekli yerlerde flashback olarak karşımıza çıkacak.

Yeni bölümde görüşmek üzere 👋