Yeni Üyelik
11.
Bölüm
@berilyavuz_

Öpüştük.

 

Öpüşmüştük!

 

Ben, Harza Karalar ile öpüşmüştüm!

 

Hem de konserde!

 

Arel ve Lara'da görmüştü.

 

"Öpüştük." Duymadığımı sandığı için tek kelime, 3 hece, 7 harfi tekrar söylemişti Hazar.

 

"Buna nasıl izin verirsin?" Yumruğumu sıkarak ona döndüm.

 

"Hoşuna gitti sanmıştım." Dedi arsız arsız sırıtarak.

 

"Hoşuma gitmedi tabiki. Bayıldım."

 

Allah'ım ne yaptım ben?

 

Cidden bunu mu demiştim?

 

İnanamıyordum.

 

Hazar Karalar'a, bayıldım, demiştim.

 

Lanet olsun Efsun.

 

Lanet olsun.

 

Allah'ım yardım et!

 

Bok çukurundan çıkar beni.

 

İçimden milyonlarca kez Allah'a isyan edip, dualar ettikten sonra Arel ortaya laf attı.

 

"Yalnız, Berk konusunda harikaydın." Bana dediğini sanarak ona döndüm fakat o Hazar'a bakıyordu. Yanaklarım utanç içinde kızarırken Lara elini omzuma koydu.

 

"Bunun için utanmana gerek yok. Eğer yanlışlıkla olduysa da bana söylemen yeterli. Her zaman arkandayım." Dedi kulağıma fısıldayarak. Sesi güven doluydu.

 

Sınıfa geçtiğimizde ders Ceyda Hoca'yaydı. Ceyda Hoca gelmeden Arel'i istediğim kadar azarlayabilirdim.

 

"Okul çıkışı saat 15:00'dan 23:00'a kadar stüdyo'da olacağız." Ama o benden hızlı davranmıştı. Ve tehdit edercesine parmağını bana doğru sallıyordu.

 

"15:00'dan 08:00'a kadar." Diye düzelttim kendimden emin bir şekilde.

 

Kollarını göğsünde birleştirdi.

 

"Bu çalışma azmi nereden geliyor Efsun Hanım?" Kendimden emin duruşumu baştan aşağı süzerken Ceyda Hoca sınıfa girdi. Ayağa kalkıp onun selamlerken Arel'e doğru fısıldadım. "Bizden." Yani ikimizdendi. Buna senin de katkın var demek istiyordum.

 

Sıraya oturduğumuzda elektro gitarımı çıkardım. Ceyda Hoca yanına bir kaç öğrenci çağırdı. Tabii onlar gitar üzerinden gidiyordu. Sadece Arel ve ben elektro gitara sahiptik. İnci, Asya, Berk derken sıra bana gelmişti. Elektro gitarımı kapıp Ceyda Hoca'nın yanına ilerledim.

 

Mor ve Ötesi - Sevda Çiçeği çalacaktım.

 

Şimdi artık seni koklar yalnızlığım,

 

Seni arar, seni sorar sevda çiçeğim.

 

Şarkı bittiğinde Ceyda Hoca beni gülümseyerek tebrik etti. Gururla gülümsedim. Ceyda Hoca hemen başka bir fotokopide yazan bir akor verdiğinde sırama geçtim. Benden sonra Arel'i çağırdı. Konuşma fırsatımız bile olmamıştı. O gittiğinde Berk arkasını dönüp bana baktı.

 

"Sevgilini ya benden uzak tut. Ya da..." Dedi ve telefonunun galerisini açıp bana gösterdi. "Okul itiraf sayfasına düş." Otuz iki diş sırıttığında yumruğumu yüzüne geçirmemek için kendimi zor tuttum. "Bunu yapamazsın." Dedim dişlerimin arasından.

 

"İzle ve gör tatlım." Beni açıkça tehdit ederken Arel geldi ve hemen önüne döndü.

 

"Ne yaptı?" Arel bana sorgulayan bakışlar atıyordu.

 

"Hiçbir şey. Aynı şeyler." Diye geçiştirdim onu. Tatmin olmasa da daha fazla uzatmadı. Ders bittiğinde kantinde buluştuk. Acı, şekersiz bir kahve alıp yanlarına oturdum.

 

Arel ve Hazar kendi aralarında konuşurken Lara sandalyesini bana doğru yaklaştırdı.

 

"Ondan hoşlanıyor musun?"

 

"Emin değilim." Diye yanıtladım onu.

 

"Dün geceyi hatırlıyor musun?"

 

"O öptü."

 

"Sen?" Dedi gözlerimin içine bakarak. Vücudum yanarken cevapladım.

 

"Geri çekildim ama..."

 

"Ama?" Diye sordu anlatmaya devam etmem için.

 

"Geri çekilemedim." Diye yanıtladım Lara'yı.

 

"Neden?"

 

"Beni..."

 

"Seni?"

 

Allah'ım kurtar beni!

 

"Baskı uyguladı. Ben de zevk aldım bundan." Lara memnun olmuş gibi gülümsediğinde zafer kazandığını sanıyordu.

 

Arel'in telefonu çaldığında ardından bir kaç bildirim üst üste yağdı.

 

"Annem arıyor." Dedi ve masadan uzaklaştı.

 

Vücudum yanarken Arel sayesinde az da olsa rahatlamıştı. Lara'nın dikkatini çeken şey artık ben değilim. Arel'di. Arel telefonu kapatıp yanımıza geldiğinde kolunu Lara'nın beline sararak dudağını öptü ve yanına oturdu. Onlara kusarmış gibi baktım ama kimse fark etmediği için fazla üzerinde durmadım.

 

"Ay Işığı krize girmiş." Dedi alnını ovuşturarak. "Annem zapt edemiyormuş." Nefes alıp söyleyeceklerine devam etti.

 

"Koltukları mahvetmiş." Dediğinde korku bütün vücudumda geziniyordu.

 

"Annene bir şey olmuş mu?" Bu soru Hazar'dan çıkmıştı. Benim yerime o sorduğu için içten içe ona teşekkürler ettim. Çünkü ben konuşacak ve kımıldayacak halde değildim. Bacaklarım titriyordu ve olduğum yere çivilenmiştim.

 

"Annem iyi. Konuşabildiğine göre."

 

"Doğru, kedi iyi ki diline zarar vermemiş." Dedi Lara.

 

Bu iki sevgili ne yaşıyordu?

 

Onlara göz devirdim ve dirseklerimi masaya sertçe koyarak ayağa kalktım.

 

Kendim masadan kalkmasaydım kimse kaldırmayacaktı. Konunun masa ile alakası yok.

 

"Nereye?" Arel peşimden gelirken onu duymazlıktan geldim. Bir kez daha, nereye? dediğinde kolumdan tutup beni duvara sertçe yapıştırdı. Canım ne kadar yansa da belli ettirmedim. Canımın yandığını ona altın tepside sunmayacaktım.

 

Arel'in omzunun üzerinden baktığımda Berk'in orada olduğunu görmüştüm. Canımın yandığını gizlediğim için çabucak geçmişti sırtımdaki acı. "Cehennemin dibine." Cevabını verdim. Suratıma mal mal bakmaya devam ettiğinde dişlerimin arasından konuştum. "Sadece bir kediydi. Nesine sahip çıkamadın?" Dedim onu azarlayarak.

 

Başını önüne eğip geri çekildiğinde zevkle gülümsedim.

 

İstediğimi almıştım.

 

Okuldan hızla çıktım. Önce biraz koşarak taksi durağına vardım. Bir tane taksi durduğunda hızla binip ücreti ödedim.

 

"Hanfendi öğrenci misiniz?"

 

"Evet." Diye yanıtladım.

 

"150 TL. Ama siz bana 20 TL verdiniz."

 

"Ah, çok pardon." Cebimden son paramı da çıkartıp ona uzattım. Yolu tarif ettiğimde yarım saat sonra Arel'in evine varmıştık. Kapı'nın şifresini girip asansörle 3. kata çıktım. Asansör vardığında koşarak daireye vardım. Zile bastığımda İpek Teyze kapıyı açtı. Saçı başı dağılmış haldeydi. O Arel ile ilgili bans milyonlarca soru sorarken ben oturma odasında Ay Işığı'nı buldum. Tüyleri kabarmış haldeydi. Koltuklar gerçekten de mahvolmuştu.

 

"Ne kadar?" Diye sordum.

 

"Ne, ne kadar? Dedi.

 

"Ne kadar koltuklar?" Ay Işığı'nı kucağıma aldım.

 

"Parasız."

 

"Ne?" Bu sefer şaşırma nidasi benim dudaklarımdan dökülmüştü.

 

"Paranı istemiyorum. Kedini al yeter kızım. Sahibinden ayrı kalınca fazla özlemden oldu sanırım." Kadın gayet nazik konuşuyordu ama baya yorgundu. Acaba kaç saattir sürüyordu bu olay? diye düşünmeden edemedim.

 

Ay Işığı başını dizime koyup uyuya kalmıştı. İpek Teyze'ye kısaca veda edip evden çıkıyordum ki param olup olmadığını sordu. Küçüklükten hep birbirimize destek olup sahip çıktığımız için yalan söylesem de o bana para verecekti zaten. Bunu artık alışkanlık olarak benimsemiş, beni ilk ve son kızı olarak görüyordu.

 

Ağzımdan kelimeler dökülemeden odasına girdi. Elinde 300 TL ile gelip elime tutuşturdu ve beni evden çıkardı. Evet, kendisi çıkarmıştı çünkü parayı red etmemi istemiyordu. Ona içten içe teşekkür ederken sokağa çıktım. Az ilerideki taksi durağına geldiğimde beklemeye başladım. Taksi gelene kadar Lara'nın söyledikleri kafamın içinde yankılanıyordu.

 

"Bunun için utanmana gerek yok. Eğer yanlışlıkla olduysa da bana söylemen yeterli. Her zaman arkandayım."

 

"Ondan hoşlanıyor musun?"

 

Ondan hoşlanıyor muyum?

 

Ben, Hazar Karalar'dan hoşlanıyor muydum?

 

Yanlışlıkla mıydı?

 

De... Hadi kızım söyle şu kelimeyi.

 

De... 3 hece, bir kelime söyleyeceksin sadece.

 

Değildi.

 

Yanlışlıkla değildi.

 

Yanlışlıkla öpüşmemiştik.

 

Hadi diğer soruyu da yanıtla!

 

Taksi geldiğinde düşüncelerimden arınıp taksiye bindim. 150 TL ödeyerek okulu tarif ettim. Okulun önüne vardığımda Ay Işığı sakinleşmiş ve uyanmıştı. Onu bahçeye bırakıp kantine vardım. Teneffüs olduğunu dışarıda olan öğrencilerden anlamıştım. Ve bizimkileri kantinde bulduğumda yanlarına gittim. Arel bana şaşkınca bakarken ona gülümsedim. Elimi Hazar'ın sandalyesinin arkasına koydum. Herkes ayakta dikilen bana bakarken Hazar'ın kalbinin hızlandığını hissedebiliyordum. Çünkü benimki de hızlanmıştı. Boşta kalan elimi omzuna koyup başımı ona doğru eğdim ve dudaklarını öpüp karşılık bile vermesini beklemeden yanına oturdum.

 

Ben, Hazar Karalar'ı herkesin içinde öpmüştüm.

 

Berk'e istediğini vermiştim.

 

"Senin gibi bir kıza yakışıyor mu hiç? Aşk peşinde koşup kariyerini siktir boktan bir konuma getirdiğine inanamıyorum. Beni her geçen gün şaşırtıyorsun Efsun Arslan."

 

Bu derslerimi etkilemeyecekti. İzin vermeyecektim.

 

Diğer sorunun cevabı: Ben Hazar Karalar'dan hoşlanıyordum.

 

 

Loading...
0%