Etraflarına bakınarak hızla hareket etmeye başladılar. Draco Nina’nın peşindeydi, ve kısa bir süre sonra Nina’nın evine vardılar. Kapıyı açıp içeri girdiklerinde evde kimse yoktu. Nina’nın annesi o sırada işte olmalıydı, bu da Nina ve Draco'ya biraz zaman tanıyordu.

Nina, Draco’yu hızla odasına yönlendirdi. Odasına girdiklerinde nefes nefese kalmışlardı. İçeride, bir süre sessiz kaldılar. Draco, Nina’nın yüzündeki karmaşayı fark etti ve onu sakinleştirmeye çalıştı. “Nina, bu durumu çözebiliriz. Her şey yoluna girecek, birlikteyiz, değil mi?”

Nina, Draco’nun sözleriyle biraz sakinleşti ama aklındaki sorular gitmek bilmiyordu. "Bir dakika," dedi Nina, asasını daha sıkı kavrayarak. "Asalarımız burada çalışıyor olabilir mi? Bunu test etmem lazım."

Draco sessizce izlerken Nina asasıyla bir büyü yapmaya karar verdi. Gözleri odasında dolandı ve odanın köşesindeki kitaplığına baktı. “Accio okuma kitabı!” diye fısıldadı Nina, asasını hafifçe sallayarak.

Anında kitap havalandı ve Nina’nın eline doğru uçtu. Kitabın ona doğru gelişini izlerken gözleri hayretle açıldı. Kitap tam avucuna indiğinde, derin bir nefes aldı. Bu olamazdı.

Draco’nun gözleri de şok içinde büyümüştü. “İşe yaradı... sihir burada da çalışıyor!”

Nina panikle yerinde duramıyordu. “Bu imkânsız, Draco! Gerçek dünyada sihir yoktu! Peki şimdi ne yapacağız? Eğer sihir burada da çalışıyorsa... ne anlama geliyor? Bu dünya gerçekten benim mi?”

Draco, Nina’nın yanına geçti ve ellerini omuzlarına koyarak ona baktı. “Nina, sakin ol. Belki de bu sadece bir tesadüf. Belki asalarımızla geçtik diye... ya da... bilmiyorum ama bunun bir açıklaması olmalı. Bir çözüm bulacağız.”

Nina, Draco'nun gözlerinin içine baktı, onun sakinleştirici sesi biraz da olsa içini rahatlatmıştı. Fakat hâlâ kafasındaki soruların yanıtlarını bulamıyordu. “Ya buraya sıkışırsak, Draco? Ya bu bizim dünyalarımız arasında bir kopuşa neden olursa? Asalarımız... bu dünyada var olmamalıydı.”

Draco derin bir nefes aldı ve ciddiyetle, “Nina, ne olursa olsun, senin yanındayım. Bir çözüm bulana kadar birlikteyiz. Eğer bu dünyada bir şeyler ters gidiyorsa, o zaman bunu birlikte düzelteceğiz.”

Nina, Draco’nun kararlı ses tonunu duyunca, biraz daha toparlandı. Ama kalbinin derinliklerinde hâlâ bir korku vardı. Bu dünyada işler nasıl ilerleyecekti? Asalar çalışıyordu, ama bu sihrin gerçek dünyaya nasıl etki edeceği, belirsizdi.

Bundan sonra ne yapacakları konusunda kafaları karışmıştı, fakat tek bildikleri şey; birlikte olmak, bu karmaşık durumla başa çıkmak için yeterli olacaktı.