@berrasarfaklarli
|
Dersin geri kalanı boyunca Nina, Draco’nun bakışlarını sürekli üzerinde hissediyordu. Draco’nun tehditleri onu korkutmuş olmasa da, bu yoğun dikkat rahatsız ediciydi. Profesör Binns’in dersinin sonunda herkes hızla sınıftan çıkmaya başladı. Nina da toparlanıp gitmek üzereyken, Draco’nun hâlâ yerinden kıpırdamadığını fark etti. Draco, bakışlarını ondan hiç çekmeden, yavaşça ayağa kalktı. Nina’ya doğru bir adım attı. Bu sefer tehditkâr bir hava yoktu, ama garip bir şekilde aralarındaki gerginlik farklı bir boyuta evrilmiş gibiydi. Draco’nun sert duruşunun arkasında başka bir şey vardı, bu sefer biraz daha yumuşamış görünüyordu. “Nina,” dedi Draco, bu kez sesi daha sakin ve yumuşak, ama hâlâ bir üstünlük tonu taşıyordu. “Seninle ilgili bir şey var… tam çözemediğim bir şey.” Nina, onun bu değişen tutumuna şaşırmıştı. “Ne demek istiyorsun, Draco?” diye sordu, gözlerini ondan kaçırmadan. Draco, kısa bir süreliğine sustu, sanki doğru kelimeleri bulmaya çalışıyormuş gibi. “Slytherin’de pek kimse sana karşı gelmez. Ama sen… sen farklısın.” Başını hafifçe yana eğdi, gözlerinde bir parça merak vardı. “Cesursun, ama aynı zamanda... garip bir şekilde sinir bozucu.” Nina, bu sözler karşısında içten içe gülümsedi. Draco’nun bu kadar dürüst olması beklediği bir şey değildi. “Sinir bozucu olduğumu söylüyorsun, ama sana boyun eğmeyeceğimi kabul etmen gerektiğini de biliyorsun.” Draco ona daha da yaklaştı. İkisinin arasında sadece birkaç santim kalmıştı ve bu yakınlık, Nina’nın kalbini hızlandırdı. Draco’nun yüzündeki sert ifade biraz yumuşamıştı, ama gözlerindeki o tanıdık üstünlük hissi hâlâ duruyordu. “Boyun eğmeyebilirsin,” dedi Draco, sesi fısıltıya dönüşmüştü, “ama Slytherin’de işler böyle yürümez. Burada herkesin bir yeri vardır, ve senin yerin benim yanımda olabilir.” Nina, Draco’nun bu beklenmedik teklifine şaşırmıştı. “Yanında mı?” diye sordu, anlamaya çalışarak. Draco’nun ne demek istediğini tam olarak çözememişti. Draco bir an duraksadı, sanki bu cevabın çok önemli olduğunu biliyormuş gibi. “Evet. Slytherin’de güce değer verilir, ve sen de güçlüsün. Ama… yanlış kişilerle vakit geçirirsen, bu gücün bir anlamı kalmaz. Potter ve arkadaşlarıyla zaman harcamaktansa, doğru tarafta olmayı seçmelisin.” Nina, Draco’nun bu sözlerine karşı içten bir tepki vermek istedi ama onun yaklaşımı ve yakınlığı, düşüncelerini karmaşık hale getirmişti. Draco’nun gözlerinde bir samimiyet kıvılcımı gördü, ama aynı zamanda bir hesapçılık da vardı. Onun ne düşündüğünü ve bu yaklaşımın altında ne yattığını çözmeye çalışıyordu. “Yani… senin yanında olmamı mı istiyorsun?” diye sordu Nina, alaycı bir tonda. Bir yandan Draco’nun niyetini anlamaya çalışırken, diğer yandan ona meydan okumaya devam ediyordu. Draco hafifçe gülümsedi. Bu sefer gülümsemesi alaycı değil, bir tür meydan okuma gibiydi. “Belki de… evet,” dedi yavaşça. “Belki de seninle aynı tarafta olmak, ikimiz için de daha iyi olur.” Bu cümlelerin ardında, Draco’nun sadece bir ittifak önerisi değil, belki de ona bir yakınlık göstermeye başladığı gerçeği vardı. Nina, Draco’nun kendine has kibirli tarzının ardında aslında karmaşık duygular olduğunu fark etmişti. Draco her ne kadar kontrolcü görünse de, bu sefer sanki onun hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyormuş gibiydi. Nina, onun gözlerine baktı. Draco’nun neden böyle davrandığını anlamaya çalışıyordu. “Beni yanına almak mı istiyorsun, yoksa sadece beni kontrol etmeye mi çalışıyorsun, Draco?” Draco, Nina’nın bu sorusuna net bir cevap vermek yerine, ona daha da yaklaştı ve hafif bir ses tonuyla “Bu, seninle benim aramda kalacak bir şey, Nina,” dedi. Ardından, yüzünde belirsiz bir gülümsemeyle geri çekildi ve hızla sınıftan çıktı, arkasında kafası karışmış bir Nina bırakarak. Nina, Draco’nun bu ani yakınlaşmasından sonra hem şaşkın hem de kafası karışmış bir halde kalakaldı. Bu yakınlık neydi? Draco, onun hakkında gerçekten ne düşünüyordu? Tüm bu sorular, aklında dönüp dururken, kendini Hogwarts’taki bu yeni dünyada bir kez daha yalnız hissetti. Ama artık bir şeyden emindi: Draco Malfoy, düşündüğünden çok daha karmaşık biriydi, ve bu iş daha da ilginç bir hal alacaktı. benim düşündüğüm Draco...
|
0% |