@berrasarfaklarli
|
Ertelenmiş bir sabahın ilk ışıkları, yemek salonunun geniş camlarından içeri süzülürken, varisler sırayla salona girmeye başladılar. Ethan, dün akşamın heyecanı ve yorgunluğundan dolayı fark edemediği bir gerçeği şimdi net bir şekilde görüyordu. Salona giren her bir adımın yankısı, boş masalar arasında ürpertici bir şekilde dağılıyor, odanın ne kadar büyük ve boş olduğunu hissettiriyordu. Kalabalık olması gereken bir salonda, etraf neredeyse sessizdi; sadece birkaç varisin sessiz fısıldaşmaları duyulabiliyordu. Ethan gözlerini hafifçe kısmış, etrafını dikkatle inceliyordu. Fakat bu boşluk hissi onu tedirgin etmişti. Harry, Ethan'ın meraklı bakışlarını fark edince, yanındaki boş tabaktan kafasını kaldırdı ve yumuşak bir sesle konuştu: "Çok az kişiyiz, değil mi? Eskiden bu okulda daha fazla varis olurmuş. Küçük krallıklar zamanla yok olmuş ya da daha büyük krallıklar tarafından fethedilmiş. Şimdi geriye sadece bir avuç varis kaldı. Ama bu okul, o eski günlerde sayısız varisi eğitmek için kurulmuş." Ethan, Harry'nin sözlerini işitince şaşkınlığını gizleyemedi, fakat yüzüne de yansıtmak istemedi. Yeni arkadaşlarının önünde bilgisiz gibi görünmek istemiyordu. Ravenna'da geçirdiği iki-üç yıl ona birçok şey öğretmişti; bunlardan biri de sırlarını saklamayı bilmesiydi. İçinden düşünüyordu: 'Yaklaşık iki, iki buçuk yıldır prens olduğumu biliyorum. Ama bunu kimseye söylemeye niyetim yok.' Ethan'ın aklında beliren bu düşüncelerle, masanın ortasında duran altın kaplama şekerlik dikkatini çekti. Bir süre ona boş gözlerle baktıktan sonra, merakını daha fazla bastıramayıp sordu: "Peki bu okulda bir müdür yok mu? Okulun başlamasına özel bir konuşma yapması gerekmez mi?" Lidya, Ethan'ın sorusunu duyunca kaşlarını kaldırarak şaşkınlıkla cevap verdi: "Şaka mı yapıyorsun, Ethan? Bu okulda bir müdür olsaydı, kendi krallığını kayırıyor diye suçlanırdı. Bu yüzden burada bir tür yönetim kurulu var. Tarafsız olmaları gerektiği için böyle bir düzen kurulmuş." Lidya'nın sözleri Ethan'ın zihninde yankılanırken, birden yemek salonunun büyük, ahşap kapısı gıcırdayarak açıldı. Kapıdan giren üç kişi hemen dikkatlerini üzerine çekti. İçeri girenlerin hepsinin keskin, delici bakışları ve aynı zamanda kara bir gölge gibi üzerlerine düşen siyah saçları vardı. Solgun, sivri yüzleriyle sanki karanlık bir gücün temsilcileri gibi görünüyorlardı. Üçlünün bakışları odanın içinde gezindikten sonra, Ethan'a odaklandı. Ethan, kendisine doğru gelen bu tehditkar figürleri fark ettiğinde, bir an için boğazına bir yumru oturmuş gibi hissetti. Bu beklenmedik karşılaşma onu gerginleştirdi. Harry ve Lidya da tehlikeyi hissetmiş olacak ki, anında konuşmayı kesip dikkat kesildiler. Üçlü hızla onlara doğru ilerlerken, salonun uğursuz bir sessizliğe büründüğünü hissettiler. Üç kişi, Ethan, Lidya ve Harry'nin oturduğu masaya geldiklerinde, kız alaycı bir gülümseme ile başını hafifçe yana eğdi ve Ethan'a sordu: "Bizim kim olduğumuzu biliyor musun, Ravenna varisi?" Kızın sesindeki alay ve imayı fark eden Ethan, bir an için kanının çekildiğini hissetti. Derin bir nefes aldı, ama soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Ne var ki, bu tanımadığı düşmanlar karşısında bir an için ne diyeceğini bilemedi. Yanındaki iki erkekten biri, eliyle masaya vurup kahkaha atarak, "Ne oldu deniz mi tuttu, acemi korsan?" dedi. Üçü de aynı anda yüksek sesle gülmeye başladılar. Bu gülüşlerin keskinliği, Ethan'ın zihninde yankılandı, tıpkı bir denizin dalgalarının kayalara çarpması gibi. Lidya, bu alaycı tavra dayanamayarak, sert bir sesle karşılık verdi: "O bir varis, Jüpiter!" Ancak Jüpiter adındaki oğlan, daha da şiddetli bir kahkaha attı ve bu kez daha fazla alaycı bir tonla konuştu: "Duydunuz mu Kaida, Elvis? Bir varismiş(!)" Kaida ve Elvis isimli diğer iki siyah saçlı, ince yapılı genç de Jüpiter'e katıldı, aynı anda bir ağızdan cevap verdiler: "Evet, duyduk." Kaida, gözlerini Ethan'ınkilerle buluşturdu, bakışları neredeyse delici bir etkiye sahipti. Soğuk ve yavaş bir sesle konuştu: "Arkadaşlarına anlatmadın mı, Storm? En iyisi biz sizi yalnız bırakalım da konuşun. Ethan’ın size anlatması gereken şeyler vardır(!)" Bu sözler Ethan’ın omuzlarına bir yük gibi çöktü. Kaida, Jüpiter ve Elvis, aynı aniden girdikleri gibi, sessizce odadan çıktılar. Ethan, kendisine merakla bakan varisleri görünce nefesi kesilmeye başladı. Kendini kontrol etmeye çalışarak, sakin bir sesle “Benim iştahım kaçtı. Biraz dolaşayım. Derste görüşürüz.” Deyip hızlı adımlarla yemek salonundan çıkıp bir tuvalet bulma umuduyla okulda dolaşmaya başladı. 10 dakika sonra bir tuvalet kabinine girmiş nefesini düzene sokmaya çalışıyor ve gümbürdeyerek atan kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Kaida, Elvis ve Jüpiter bunu nerden bilebilirdi? Daha da önemlisi başkaları da öğrenmişti! Dersin başlama zili çalana kadar Ethan, tuvalette kaldı ve biraz sakinleşti. Tuvalet kabininden çıkıp koridordan geçen rastgele birini takip ederek büyük bir sınıfa ulaştı. Anlaşılan bu okul yılı biraz zor geçecekti.
|
0% |