@berrasarfaklarli
|
Ertesi sabah, Ethan uykusunun en derin anında, odasının kapısının altından sessizce bir zarfın kaydırıldığını fark etmedi. Şafak yeni söküyordu ve yatakhanede herkes hala uyuyordu. Ethan, gözlerini açtığında odasında garip bir sessizlik hâkimdi. Kafası hâlâ dünkü olaylarla doluydu; Emris’in söyledikleri zihninde yankılanmaya devam ediyordu. Ethan, yatağında gerinirken yere düşen bir zarf dikkatini çekti. Zarf, sade beyaz bir kağıttan yapılmıştı ve üzerine sadece "Ethan" ismi zarif bir el yazısıyla yazılmıştı. İçinde bir merak ve hafif bir endişe hissederek zarfı aldı ve yavaşça açtı. İçinden tek bir not çıktı: "Bahçesinde siyah güllerin olduğu eve gel." Emris’in gizemli sözleri hâlâ aklında tazeydi, bu yüzden bu notun kimden geldiğini tahmin edebiliyordu. Emris, onu yeni bir yolculuğa davet ediyordu, ama bu yolculuğun nereye varacağını bilmek imkânsızdı. Ethan, bir an tereddüt etti. Okulun kurallarına aykırı olarak şafakta dışarı çıkmak tehlikeli olabilirdi. Ancak, Emris’in ona sunduğu fırsat ve sunduğu rehberlik, her şeyden daha önemliydi. Ethan, hızlıca giyinip, odasından sessizce çıktı. Okulun taş koridorları sabahın ilk ışıklarıyla hafifçe aydınlanmıştı, ama hala ürkütücü bir sessizlik vardı. Kimsenin onu fark etmemesi için adımlarını hafif tutarak ilerledi. Kalın ahşap kapıyı yavaşça araladı ve okulun dışındaki bahçeye adım attı. Serin sabah havası yüzüne çarptı ve Ethan, içgüdüsel olarak ellerini cebine soktu. Rothina’nın sokakları hâlâ uyuyordu. Gökyüzü, güneşin doğmak üzere olduğunun habercisi olarak pembe ve turuncu renklere boyanmıştı. Ethan, Emris’in verdiği talimatları zihninde tekrar ederek siyah güllerin olduğu evi bulmaya karar verdi. Ancak Rothina’nın sokaklarında böyle bir evi bulmak kolay olmayacaktı. Etrafındaki sessiz evlere bir göz gezdirdi; çoğu evin bahçesi ya boştu ya da renkli çiçeklerle doluydu. Ama siyah güller? Bu, çok nadir görülen bir bitkiydi ve nerede yetiştiğini tahmin etmek zordu. Ethan, kararlı adımlarla sokaklarda ilerlemeye başladı. Bir yandan, zihni sürekli Emris’in söylediklerine ve bu gizemli buluşmanın arkasındaki gerçeklere odaklanıyordu. Diğer yandan, gözleri sürekli etrafını tarıyordu. Nihayet, Rothina’nın dış mahallelerine yaklaştığında, daha eski, neredeyse terkedilmiş gibi görünen bir eve rastladı. Evin demir parmaklıklı kapısının ardında, karanlıkta bile fark edilebilecek kadar belirgin siyah güller vardı. Ethan, bir an için duraksadı. Bu ev, sanki uzun zamandır kimsenin ayak basmadığı bir yer gibiydi. Yine de, Emris’in mektubu buraya gelmesini söylemişti. Ethan, ağır adımlarla kapıya yaklaştı ve parmaklıkları iterek içeri girdi. Bahçe, her tarafı sarmaşıklarla kaplanmıştı ve siyah güllerin olduğu bölge, sanki kasvetli bir sessizliği içinde barındırıyordu. Evin kapısına ulaştığında, Ethan derin bir nefes aldı. Kapının üzerindeki işlemeler eskiydi, ama hala zarif bir görünümü vardı. Kafasındaki binbir soruyla kapıyı tıklattı. Kapı gıcırtıyla aralandı ve içeride hafif bir ışık parıltısı belirdi. Ethan, içeri adım attığında, Emris’i karşısında bulmayı bekliyordu ama oda boştu. Sadece loş bir ışık, odanın ortasındaki eski bir masayı aydınlatıyordu. Ethan dikkatle içeri girerken, masanın üzerindeki bir zarf gözüne çarptı. Zarf, aynı şekilde sade beyazdı ve üzerinde sadece "Ethan" yazılıydı. Aynı el yazısıyla. Zarfı aldı, açtı ve içindeki notu okudu: "Adaletin yolu, sadece cesurların yürüyebileceği zorlu bir yoldur. Bu eve gelmen, kararlılığının ilk adımıydı. Şimdi, kendi yolunu bulmanın zamanı geldi. Emris." Ethan, Emris’in notunu okuduğunda içinde bir karışıklık hissi belirdi. Adaletin yolu... Bu ne demek olabilirdi? Kararlılığının ilk adımı olduğunu söylemişti, ama bu sözler ne anlama geliyordu? Odanın içinde ilerledikçe, arkasındaki kapının yavaşça kapanıp kilitlendiğini duydu. Bu, Ethan’ın içini bir an için ürpertti, ancak merakı korkusunu bastırdı. Odanın içindeki detaylara dikkatlice baktı. Loş ışık altında, duvarlarda eski haritalar ve semboller asılıydı. Tabloların üzerinde ona tanıdık gelen bazı semboller ve figürler vardı; diğerleri ise tamamen yabancıydı. Eşyaların çoğu eski ama iyi korunmuş görünüyordu. Masanın üzerine baktığında, orada duran küçük bir anahtar fark etti. Anahtar, bronzdan yapılmıştı ve oldukça basit bir görünüme sahipti. Ethan, anahtarı eline aldı ve dikkatle inceledi. Ağırlığı ve soğukluğu, onun gerçek olduğunu hissettiriyordu. Etrafına bakınırken, odanın köşesinde duran büyük bir ahşap sandık dikkatini çekti. Sandık, oldukça eski görünüyordu; üzeri tozla kaplıydı, ama sağlam duruyordu. Sandığın kilidi, elindeki anahtara uygun görünüyordu. Ethan, anahtarı kilide yerleştirip çevirdi. Sandığın kapağını yavaşça kaldırdığında, içeride birkaç kitap, parşömen ruloları ve bir çift deri eldivenle karşılaştı. Parşömenlerin üzerindeki yazılar, eski bir dilde yazılmış gibi duruyordu. Kitaplardan birini eline aldığında, kapağında "Kayıp Diyar’ın Sırları" yazılı olduğunu gördü. Kitabı açıp sayfaları dikkatle çevirmeye başladı. Kitapta, eski efsaneler ve hikayeler yer alıyordu. Ancak özellikle bir bölüm dikkatini çekti: Adaletin Yolu. Adaletin Yolu, kitapta eski bir görevi tarif ediyordu. Sadece cesur ve kararlı kişilerin bu yolu yürüyebileceği, doğru ve yanlış arasındaki dengeyi bulmaları gerektiği bir yolculuktu. Bu yolculuk, kişiyi büyük zorluklar ve sınavlarla yüzleştirecek, sonunda gerçek bilgi ve anlayışa ulaşmalarını sağlayacaktı. Ethan, kitabı kapatıp derin bir nefes aldı. Bu, Emris’in ona bahsettiği görev olmalıydı. Emris’in notu, onu bu yolculuğa yönlendiren bir işaretti. Ethan, bu yolculuğun kaderinin bir parçası olabileceğini düşündü. Belki de, bu yüzden burada, bu evdeydi. Şimdi ne yapması gerektiğini biliyordu. Elindeki parşömen rulolarını ve kitabı sandığın içine geri koydu, ardından sandığın kapağını kapattı. Eldivenleri eline aldı, ancak bir an duraksadı. Eldivenler, oldukça sıradandı, fakat yolculukta işe yarayabileceğini düşündü. Odayı tekrar gözden geçirdiğinde, duvardaki haritalardan birinde küçük bir işaret fark etti. Bu işaret, Rothina’da bulunan gizli bir geçidi gösteriyordu. Harita, bu geçidin okulun hemen dışında olduğunu belirtiyordu. Ethan, odadan çıkmak için kapıya yöneldi, ancak kapı kilitliydi. Odanın köşesinde başka bir çıkış yolu ararken, dikkatini çeken bir başka şey oldu: Haritanın yanında bir tuğlanın diğerlerinden farklı durduğunu fark etti. Parmaklarıyla tuğlayı hafifçe ittirdiğinde, gizli bir mekanizma harekete geçti ve kapı kendiliğinden açıldı. Ethan, kapıdan dışarı adım attığında, sabahın serin havası yüzüne çarptı. Okulun dışındaki bahçeye çıkıp, haritadaki geçidin yerini hatırlayarak Rothina’nın sokaklarına doğru ilerledi. Gökyüzü yavaşça aydınlanmaya başlıyordu ve Ethan, bu yolculuğun hayatını nasıl değiştireceğini düşünmeye başladı. Adaletin Yolu, onu nereye götürecekti? Bu sorunun heyecanıyla dolup taşıyordu ama içindeki bir fısıltı “ilk önce Emris’in kim olduğunu öğren” diyordu. Ethan, bu sese kulak vermedi. Sonra ses gitgide büyüdü ve “İlk önce arkadaşlarıma Emris ile ilgili ne bildiklerini soracağım.” Diye düşündü. Adımlarını okula çevirdi. Bu konuyu Harry, Lidya ve Pamela ile konnuşmaya karar verdi. Okula vardığında doğruca yemek salonuna yöneldi. Saat daha çok erken olduğu için birkaç kişi vardı. Ethan sabırla arkadaşlarının gelmesini bekledi. Saatler gibi geçen 15 dakikanın ardından Arkadaşları yemek salonunun kapısından girdi. Ethan’ı heyecanlı görünce, sebebini öğrenmek için hızlıca yanına gittiler. Ethan, Emris ile ilk karşılaşmalarını ve az önce yaşadığı ufak macerayı anlattı. Harry şaşırmış ve heyecanlanmış gibiydi. Fakat Lidya ve Pamela çok korkmuşa benziyordu. Ethan “Ne oldu, kızlar” Diye dordu. Pamela ve Lidya birbirlerine baktılar. Pamela cevap vermek yerine sessizce tabağındaki zeytinlerle meşgul oldu. Lidya “Ethan, Emris’in kim olduğunu bilmiyor musun?!” dedi, dehşet içinde. Ethan “Hayır?” Deyince, Lidya anlatmak için ağzını açtı. O sırada Pamela “Dur, Lidya! Bence, Ethan bunları duymaya hazır değil!” Ethan ve Harry şaşkınlıkla kızlara bakıyordu. Harry “Benim ve Ethan’ın bilmediği ne biliyorsunuz?” diye sordu. Lidya “Ethan bunu Er ya da geç öğrenecek, Pamela. O yüzden bana öyle bakma.” Dedi. Derin bir nefes aldı. “Ethan, Emris… Ravenna’nın varisi! Dört yıl önce çok önemli bir bilgiyi başka bir krallığa aktardığı için Ravenna’dan sürüldü.” Ethan’ın bedenini şok dalgası kapladı. “HAYIR!” dedi bağırarak. “Şaka yapıyorsunuz, değil mi? Lidya? Pamela?” diye sordu çaresizce. Ama kızlar üzgünce Ethan’a bakıyorlardı.
|
0% |