Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8.Bölüm: Sırlar ve Sığınak

@berrasarfaklarli


Ethan, saraydaki gergin sohbetin ardından Raidne’den uzaklaşmanın bir rahatlık olduğunu hissetti. Ancak, içindeki huzursuzluk büyüyordu. O kadın tehlikeliydi, bundan emindi. Rowena’ya zarar vermesinden korkuyor, her adımını takip etme ihtiyacı hissediyordu. Fakat, aynı zamanda kendine ait bir yer bulma arzusu da büyüyordu içinde. Rowena’yla paylaşabileceği, sadece ikisine ait, gizli bir yer.

Bir gün, saraydan uzaklaşarak ormana doğru yürümeye karar verdi. Bu, yalnız kalmak ve düşünmek için iyi bir fırsattı. Ormanın derinliklerine ilerledikçe, ağaçların arasındaki ışık giderek azaldı, çevresini yoğun bir sessizlik sardı. Her adımında ayaklarının altında çatırdayan yapraklar, yalnızca kendi nefesini duyduğu bu anı daha da yoğunlaştırıyordu. Bu sessizlikte zihninde Raidne’nin tehlikesi ve Rowena’ya duyduğu koruma isteği gidip geliyordu.

Saatler süren yürüyüşün ardından, Ethan ormanın içindeki eski bir patikaya rastladı. Bu patika, neredeyse tamamen doğanın içinde kaybolmuş, çoktan unutulmuş gibiydi. Ancak, bir şeyler onu bu patikayı takip etmeye zorluyordu. Yolun sonuna doğru ilerledikçe, karşısına terkedilmiş, eski bir ev çıktı. Evin duvarları yosunlarla kaplanmış, pencereleri kırılmıştı. Ancak, evin içi hala sağlam görünüyordu. Bu ev, Rowena ile paylaşabileceği gizli bir yer olabilirdi.

Evin kapısını dikkatlice açtığında, içeriye dolan ışık huzmeleri, yer yer toz bulutlarıyla karışarak büyülü bir hava yarattı. Evin içi, uzun zamandır kullanılmamış olmasına rağmen hala güzeldi. Ahşap zeminler gıcırdıyor, duvarlardaki eski tablolar zamanın izlerini taşıyordu. Ethan, bu evin ne kadar uzun zamandır terk edildiğini merak etti. Evin her köşesini dikkatlice inceledi. Burası, Rowena’yla paylaşabileceği özel bir yer olabilirdi. Bu düşünce onu heyecanlandırdı.

Ev, sadece Rowena ve onun için özel olacaktı. Kimsenin bilmediği, yalnızca ikisinin sığınabileceği bir yer. Hemen çalışmaya başladı. Evi temizledi, kırık camları tamir etti, zeminleri onardı. Evin her köşesini, Rowena’nın seveceği bir hale getirmeye çalıştı. Evin yanında, gürültüyle akan bir dere keşfetti. Derenin suyu berraktı, çevresinde yeşil bitkiler ve çiçekler yetişiyordu. Dere, eve daha da huzurlu bir hava katıyordu. Ethan, derenin kenarına oturup suyun sesini dinlerken, bu yeri Rowena’yla paylaşacağı anı düşündü.

Günler süren çalışma sonunda, ev tamamen hazırdı. Her şey yerli yerindeydi; eski mobilyalar onarılmış, duvarlar temizlenmiş, ortam artık sıcak ve davetkar görünüyordu. Ethan, bu evi Rowena’ya göstermek için sabırsızlanıyordu. Ona bu yeri gösterecek ve buranın sadece ikisine ait bir sır olarak kalacağına dair söz vereceklerdi.

Bir gün, Rowena’yı ormana davet etti. Rowena, Ethan’ın yüzündeki heyecanı ve gizemi fark ettiğinde merakı iyice arttı. Ormanın içindeki patikayı takip ederken, her adımda Ethan’ın bu sürprizi hakkında daha fazla meraklanıyordu. Patikanın sonuna geldiklerinde, Rowena eski evi gördü ve gözleri parladı.

"Ethan, bu yer… Bu kadar güzel bir yeri nasıl buldun?" diye sordu hayranlıkla.
Ethan, hafifçe gülümseyerek, "Burası artık bizim yerimiz, Rowena. Sadece ikimizin. Kimsenin bilmediği, sadece ikimize ait bir yer."

Evin kapısını açarak Rowena’yı içeriye davet etti. Rowena, evin içini gördüğünde, Ethan’ın ne kadar emek verdiğini anladı. Evin her köşesi, onun zevkine göre düzenlenmişti. "Burası… çok güzel," dedi Rowena, gözlerinde biriken yaşları saklamaya çalışarak. "Bunu benim için yaptığın için teşekkür ederim, Ethan."

Ethan, Rowena’nın yanına oturarak, "Bu yerin bizim için ne kadar özel olduğunu anlayacağını biliyordum," dedi. "Burada, sadece ikimiz olacağız. Hiç kimse burayı bilmeyecek. Bu bizim sırrımız."

Rowena, Ethan’a bakarak başını onaylarcasına salladı. "Bu sırrı saklayacağıma söz veriyorum. Burası sadece bizim olacak."

Ethan ve Rowena, evin yanında akan derenin kenarına gidip suyun huzur veren sesini dinleyerek ormanın derinliklerindeki bu gizli dünyalarında bir süre daha kaldılar. Bu ev, ikisi için de tehlikelerden uzak, güvenli bir sığınak olacaktı.

Ethan ve Rowena, iki gün sonra tekrar gizli sığınaklarına gitmeye karar verdiler. Burası, onları dış dünyanın kaosundan ve tehlikelerinden uzak tutan, sadece ikisine ait olan bir yerdi. Bu kez yanlarında yiyecekler ve içecekler getirdiler, bu Rowena'nın fikriydi. Rowena, Ethan’ın kafasını kurcalayan düşünceleri olduğunu fark etmişti ve bu gizli sığınakta Ethan’a anlatmak istediği önemli bir şey vardı.

Ormanın derinliklerinde, eski ve gizemli evlerine vardıklarında, Ethan kapıyı açarak Rowena’nın içeri girmesine izin verdi. Odanın ortasına küçük bir masa kurdular ve getirdikleri yiyecekleri masanın üzerine yerleştirdiler. Rowena’nın yüzünde bir ciddiyet vardı; Ethan, onun derin düşüncelere daldığını hissedebiliyordu.

Ethan, "Ne söylemek istiyorsun Rowena?" diye sordu, gözleriyle onu dikkatle izleyerek.

Rowena, kısa bir süre duraksadı, sonra derin bir nefes alarak, "Raidne hakkında konuşmak istiyorum," dedi.

Ethan, bu adı duyunca kaşlarını çattı. Raidne'den nefret ettiğini biliyordu, ama Rowena'nın böyle bir konuyu açmasının nedenini merak ediyordu. Rowena, Ethan’ın rahatsızlığını hissetti, ama devam etmeye kararlıydı.

"Raidne tehlikeli biri, biliyorum," dedi Rowena, Ethan’ın tepkisini izleyerek. "Ama onun hikayesini dinlediğimde, neden böyle biri olduğunu anlamaya başladım. Onun da bir geçmişi var, bir hikayesi var, Ethan."


Ethan, Rowena’nın söylediklerini sessizce dinledi, ama içinde büyüyen bir öfke dalgası vardı. Raidne'nin tehlikesini görmezden gelmek Rowena'nın naifliği miydi, yoksa Raidne'nin anlattığı hikaye gerçekten bu kadar etkileyici miydi? Yine de Rowena’ya kızmıyordu, sadece anlamaya çalışıyordu.

Rowena devam etti, "Raidne’nin geçmişinde çok acı var, Ethan. Onunla ilgili her şey bir trajedi. Ailesini kaybetmiş, güvendiği insanlar tarafından ihanete uğramış... O yüzden sert, o yüzden tehlikeli. Ama bu onu tamamen kötü biri yapmaz."

Ethan, Rowena’nın nasıl da Raidne’ye saygı duymaya başladığını fark etti. Bu düşünce onu bir an için afallattı. Raidne doğruyu mu söylüyordu? Ya da Rowena sadece onun manipülasyonuna mı kapılmıştı? Ancak Raidne'nin, Ethan'ın adını vermemesi, ona zarar vermemesi Ethan'ı etkilemişti. İçinde bir şeyler değişiyordu, ama ne olduğunu tam olarak anlayamıyordu.

Rowena’nın sözlerinden cesaret bulan Ethan, sessizce yerinden kalktı ve odanın içinde dolaşmaya başladı. Düşünceler kafasında birbiriyle çarpışıyordu. Nihayet, Rowena'ya döndü ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Eğer bu kadar dürüstsen ve Raidne'nin hikayesini bu kadar samimiyetle anlatıyorsan, ben de sana bir şey anlatacağım," dedi Ethan, gözlerini yere dikerek. "Benim de geçmişimde, unutmam gereken şeyler var. Ama artık saklamaktan yoruldum."

Rowena, Ethan’ın bu itirafını dikkatle dinlemeye başladı. Ethan’ın gözlerinde, yıllardır bastırdığı bir acı ve pişmanlık vardı.

"Eskiden, yani henüz bir bebekken, korsanlar tarafından bulunup gemiye alındım. Onlarla büyüdüm; tam 15 yıl onların arasında yaşadım," diye başladı Ethan. Sesi, geçmişin karanlık anılarını hatırladıkça hafifçe titriyordu.

Rowena, Ethan’ın bu kadar genç yaşta korsanların arasında bulunmasının nasıl bir şey olabileceğini hayal etmeye çalıştı. Bu, onun bugünkü sertliğini açıklıyordu. Ama Ethan devam ettikçe, Rowena onun bu sertliğin altında derin bir merhamet yattığını da fark etti.

"Eğitimimden sonra katıldığım ilk yağmada, bir esir vardı, Aiden adında. Yaşlı ve çok şey yaşamış gibi görünüyordu. Ona acıdım, merhamet gösterdim. Ona yardım etmek istedim," dedi Ethan, gözlerinde beliren yaşları saklamaya çalışarak.

Rowena, Ethan'ın bu hikayeyi anlatırken yaşadığı içinde yaşadığı fırtınaları hissetti. Ethan'ın nasıl bir durumda olduğunu anlamak zordu, ama onun içindeki iyi yanı görüyordu. Ethan, Raidne'nin de esirler arasında olduğunu anlattı. Onun gözlerine bakarak, "Raidne de o esirlerin arasındaydı," dedi. "Ve ben, Aiden’in kaçmasına yardım ettiğimde, Raidne de oradaydı."
Ethan, bir an durakladı ve Rowena’ya bakarak derin bir nefes aldı. "Ertesi gün, Esirlerden birinin kaçtığı anlaşılınca… Kaptanımız Karasakal, esirin nasıl kaçtığını sordu. Raidne ise Benim yaptığımı anlattı ve gemiden bir kayıkla atıldım” diye ekledi.

Rowena, Ethan’ın sözlerini dikkatle dinledi. Ethan’ın, Raidne’den neden nefret ettiğini şimdi anlıyordu. Ama Ethan’ın içinde, o gün yaşadığı şeylerin izleri hala tazeydi.

"Ethan," dedi Rowena, ona şefkatle bakarak, "Senin bu kadar zor bir geçmişin olduğunu bilmiyordum. Ama şunu bil ki, senin içindeki merhamet, Karasakal’ın seni gemiden atmasına rağmen hala var. Bu senin ne kadar güçlü bir insan olduğunu gösterir."

O gece, gizli sığınaklarında uzun uzun sohbet ettiler. Rowena, Ethan’ın yaşadıklarını kimseye anlatmayacağına söz verdi. Her ikisi de, geçmişin gölgelerinden kurtulmanın ve birbirlerine olan güvenlerinin daha da güçlenmesinin bir yolunu bulmuştu. Bu ev, sadece fiziksel bir sığınak değil, aynı zamanda ruhlarının da bir sığınağı haline gelmişti.

Loading...
0%