Diana, Lilith'in gözlerinin içine bakarak derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Lilith, öncelikle sana her şeyi anlatmadığım için özür dilerim. Ancak bu, seni korumak içindi."

Lilith sabırsızca beklerken, Diana devam etti. "Elizabeth'in gönderdiği notta, Kayıp Diyar'dan gelen bazı güçlerin bizim peşimizde olduğunu yazıyordu. Bu güçler, senin varlığını ve yeteneklerini fark etmişler ve seni ele geçirmek istiyorlar. Bu yüzden hemen taşınmamız gerekti."

Lilith'in aklında birçok soru vardı. "Peki, bu güçler kim ve neden beni ele geçirmek istiyorlar?"

Diana cevapladı. "Kayıp Diyar'da, senin sahip olduğun türden güçlere sahip olan biri çok nadirdir, Lilith. Senin gibi biri, o dünyada büyük bir güç dengesi oluşturabilir. Bu yüzden seni ele geçirmek istiyorlar. Seni kullanarak kendi amaçlarına ulaşmak istiyorlar."

Lilith, bu bilgileri sindirmeye çalışırken, "Peki neden bana daha önce anlatmadınız? Neden bu kadar geç kaldınız?" diye sordu.

Diana, üzgün bir ifadeyle, "Seni korumak için her şeyi gizli tutmam gerekiyordu. Kayıp Diyar'dan kaçmak ve burada normal bir hayat yaşamak istiyordum. Ama şimdi tehlike çok yakın ve seni daha fazla tehlikeye atmamak için gerçeği bilmen gerektiğini düşündüm."

Lilith, annesinin açıklamalarını dinlerken içindeki öfkenin biraz olsun dindiğini hissetti. Ancak hâlâ bazı sorular vardı. "Peki şimdi ne yapacağız? Burada güvende miyiz?"

Diana, "New York'ta, Elizabeth'in bize sağladığı bazı koruma büyüleriyle güvendeyiz. Ama dikkatli olmalıyız ve sihir kullanmaktan kaçınmalıyız. Bu büyüler, iz bırakmamızı engelliyor. Senin yeteneklerin çok güçlü ve iz bırakabilir. Bu yüzden sihir kullanmamız tehlikeli olabilir," dedi.

Lilith, annesinin söylediklerini anladı ama hâlâ kendini huzursuz hissediyordu. "Peki, Elizabeth neden bize yardım ediyor?"

Diana, gülümseyerek, "Elizabeth, eski bir dostum ve senin koruyucun. O, Kayıp Diyar'dan kaçmamıza yardım eden kişiydi. Şimdi de bizi korumak için elinden geleni yapıyor."

Lilith, bu açıklamaların ardından annesine sarıldı. "Teşekkür ederim anne, her şeyi anlattığın için."

Diana, Lilith'i kucaklayarak, "Seni korumak için her şeyi yapacağım, Lilith. Birlikte güçlü olacağız ve bu tehlikeyi atlatacağız," dedi.

Lilith, annesiyle bu samimi anın ardından kendini daha rahatlamış hissediyordu. Ancak, Kayıp Diyar'dan gelen tehlike hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyordu. Bu yüzden annesiyle daha fazla konuşarak, bu tehlikeye karşı nasıl hazırlanmaları gerektiğini öğrenmeye karar verdi.

Evde, annesiyle birlikte koruma büyüleri ve Kayıp Diyar hakkında daha fazla bilgi edinmek için çalışmaya başladı. Diana, Lilith'e bazı eski kitaplar ve el yazmaları gösterdi. Bu kitaplarda, Kayıp Diyar'ın tarihi, güçleri ve tehlikeleri hakkında önemli bilgiler vardı.

Bir gece, Lilith odasında bu kitapları okurken, annesinin ona verdiği bir el yazması dikkatini çekti. El yazmasında, Kayıp Diyar'daki güç dengesini anlatan bir bölüm vardı. Bu bölümde, Lilith'in sahip olduğu türden güçlerin nasıl kullanılması gerektiği ve bu güçlerin nasıl kontrol edileceği hakkında önemli bilgiler yer alıyordu.

Lilith, bu bilgileri öğrenmenin hem kendisi hem de ailesi için çok önemli olduğunu anladı. Annesinin yardımıyla, bu güçleri daha iyi anlamak ve kontrol etmek için çalışmaya başladı. Artık, sadece kendisini değil, aynı zamanda ailesini ve sevdiklerini de koruyabilecek kadar güçlü olmalıydı.

Bu süreçte, Lilith'in hem okul hem de sihirli dünyayla ilgili zorluklarla başa çıkması gerekecekti. Ancak, annesi ve Elizabeth'in desteğiyle, karşılaştığı engelleri aşarak kendi yolunu bulmaya kararlıydı.

***

Ertesi gün, yeni haftanın ilk gününde Lilith hazırlanıp okula gitti.

Arkadaşları Lina, Mabel ve Gloria onu bahçede bekliyordu.

Lina'nın parlak siyah saçları ve gizemli kehribar rengi gözleri vardı. O gözlerle sanki insanın içini okuyordu. Bu özellik ile Lilith'in aklına Kayıp Diyar'daki Tedros geliyordu.

Mabel' ın diş telleri ve solgun sivri bir yüzü vardı. Oldukça dost canlısıydı fakat diş telleri yüzünden okuldaki bazı insanlar onunla dalga geçerdi.

Gloria ise sarı örgülü uzun saçları ve mavi gözleriyle sevimli gözükse de aslında karate de siyah kuşağı vardı.

Birbirlerinden bu kadar farklı olan 4 kızın ortak özelliği farklı ve güçlü arkadaşlık bağları idi.

Lilith koşarak arkadaşlarının yanına gitti. Hâlâ bu kadar kısa sürede kızların grubuna dahil olmayı tuhaf bulsa da iyi arkadaşlara sahip olduğu için mutluydu.

Yanlarına varır varmaz Mabel kocaman gülümseyip Lilith'e sarıldı. Sonra sarılmayı bırakıp " gelmen niye bu kadar uzun sürdü?" Diye sordu.

Lilith bir önceki gece annesinin verdiği kitapları okurken uykusuz kaldığı için geç kalmıştı. O yüzden "Sabah uyanamadım." Dedi. Eh yalan da sayılmazdı. Kızlar kendi aralarında konuşarak sınıflarına doğru yürürken onları uzaktan izleyen bir çift siyah gözü fark etmediler...

İlk iki ders Bay Carter ile felsefe dersleri vardı. Bay Carter çenesine gelen koyu kahverengi saçlara ve çılgın-neşeli bakan açık kahverengi gözlere sahipti.

Öğrencilerin favori öğretmeniydi. Onun dersi varken zaman hızlı ilerlerdi. Sanki birileri zamanı hızlandırma sihri yapmış gibi.

Fakat Lilith'in gerçekten uykusu vardı. Kendini uyumamak için zor tuttu çünkü uyursa Bay Carter onu bir kenara çekip ne olduğunu sorardı.

Öğle arası olduğunda okulun popüler ve zengin grubundan olan Michael, Lilith ile arkadaşlarının yanına geldi. Kızlar şaşırdı çünkü Michael grubundan ayrı dolaşmak şöyle dursun doğru dürüst kimseyle konuşmazdı bile.

Tek tek Lilith, Lina, Gloria ve Mabel'ı tartarcasına süzdükten sonra nihayet konuşmaya başladı " Yarınki doğum günü partimde sizi de görmek isterim." Dedi, sanki biri onu bu daveti yapması için zorlamıştı.

Mabel sevinçle "Tabi ki geliriz! Değil mi, kızlar?"

Fakat Lilith, Gloria ve Lina şüpheyle Micheal'a bakıyordu. Okulda bir kere bile konuşmamışken neden şimdi doğum gününe davet ediliyorlardı?

Gloria "Peki geliriz" dedi ve Michael hiçte ikna edici olmayan bir gülümsemeyle yanlarından gitti.