Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@berrasarfaklarli

Sabah otobüsteyken en son olan cinayet haberlerini incelemeye başladım. Birden otobüs aniden durdu. Neden durduğumuzu anlamak için baktığımda Ahsen'in tam önümüzde durduğunu gördüm. Keskin ve sinirli bakışlarla doğrudan bana bakıyordu. Bir kaç saniye birbirimize baktık. Şoför kornaya basıyordu. Ahsen çevik bir hareketle kapının önüne geldi. Şimdi şoför de ona bakıyordu. Her halde' bu kırmızı gözlü ve saçında kırmızılılar olan kızın burada ne işi var' diyordur.

 

Ahsen otobüsün içinden rahatça duyulabilecek bir sesle:

 

-Karmen hemen yanıma gel! Konuşmalıyız!

 

Daha fazla gerginlik olmasın diye hızlı adımlarla kapıya yaklaştım. Şoför kapıyı açtı. Kapı açılır açılmaz Ahsen kolumdan tutup beni yanına çekti. Otobüs ise hızla uzaklaşıp gitti.

 

Ben:

 

-Ne oldu?

 

Ahsen:

 

-Açıklayacak zamanım yok. Ceyda ablanın evinde her şeyi anlatacağız.

 

Ben hafif sinirle:

 

-Bu gün benim okulum var. Ayrıca mezarlığa gitmem gerekiyor!

 

Ahsen bir şey demeden sağ el bileğimi kavradı ve vampir hızıyla koşmaya başladı. Bu saatte etrafta tek tük insan olduğu için şansıydık. Kurt kız olduğum için Ahsen'in koşma hızına yetişebiliyordum. Tam yorulmaya başladığım sırada durduk. Geldiğimiz yer o tanıdık iki katlı, bahçesi olmayan, beyaz boyalı evdi. Ceyda hanımın evi yıllara meydan okuyordu. Asya ile arkadaşlığımız boyunca bu ev hiç değişmedi. Ahsen'den önce davranıp zile bastım.

 

Zil çalar çalmaz kapı açıldı ve Ceyda hanım gözüktü. Bizi içeri buyur etti. Beyazlı grili misafir odasına geçtik.

 

Ceyda hanım çok ciddi bir şekilde:

 

-Hoş geldin Karmen. Seni buraya çağırmamın sebebi bizim kolonimizden birinin öldürülmesi. Bunu bir kurt adamın yaptığını düşünüyoruz.

 

Ben hayretle:

 

-Bu nasıl olur? Bizim sürüden kimse böyle bir şey yapmaz ki.

 

Ahsen:

 

-İnan bana bizde böyle düşünmek istemezdik ama cesedin üzerinde bol miktarda kurt pençesi vardı. Ayrıca kalbi çıkarılmıştı.

 

Ben:

 

-Olamaz! Kim böyle vahşice öldürüldü?

 

Ahsen:

 

-Kübra. Hani Asya'nın arkadaşı.

 

o an çok üzüldüm. Aklıma gelen düşünce ile sinirlerim daha çok bozuldu. Dün kapımın önündeki yeni çıkartılmış kalp Kübra'ya mı aitti? Emir'in döndüğü hakkındaki şüphelerimi Ceyda hanım ve Ahsen'e anlatmalı mıydım? Ya da Demir amcanın şüpheli davranışları? En sonunda Demir amcanın olduğu kısım hariç her şeyi anlattım.

 

Ceyda hanım:

 

-O alfanın yardımcıları diriltme taşını nerden bulmuş olabilir ki?

 

Ben:

 

-Bilmiyorum ama o taşı geri alıp sevdiklerimizi diriltme şansımız var. Ben bizim sınıftan birinin Emir olduğunu düşünüyorum.

 

Ahsen:

 

-Bunu nasıl fark ettin?

 

Ben:

 

-Çünkü onun gibi kokuyordu.

 

Ceyda hanım:

 

-Peki bunu kendi sürüne anlattın mı?

 

Ben:

 

-Anlattım ama bana pek inanmadılar.

 

Ceyda hanım:

 

-O zaman bu işte birlikteyiz. Sizin sınıftaki öğrenciden gözlerini ayırma ve kimseye şimdilik bir şey söyleme. Gidebilirsin ama tekrar görüşeceğiz.

 

'Tamam' anlamında başımı salladım. Evden çıkınca doğruca mezarlığa gittim. Bu gün okula gitmemeye karar verdim. Berke'nin mezarını ziyaret ettikten sonra sırayla anne - babam ve Asya'nın mezarına da uğradım. Normalde daha uzun kalırdım ama her yere sis çöktü. Bende evime döndüm ve kendime bir fincan sıcak çikolata yaptım.

 

                                                              ***

 

Ertesi gün okul çıkışı Sadi'yi takip etmeye başladım. Şüphelerimin doğru olduğunu kanıtlamak için delil bulmalıydım. Saklanarak takibi sürdürdüm. Sadi tenha sokaklardan ormana geçti. Bir süre yürüdükten sonra durdu ve benim olduğum tarafa baktı. Tam zamanında bir ağacın arkasına saklandım. Kafamı uzatmadan sadece sesleri dinlemeye başladım. Bir kaç dakika sonra Sadi'nin yanına biri geldi.

 

Sadi:

 

-Karmen bu halimi de sevmedi! Sen seveceğini söylemiştin Demir!

 

İkinci ses:

 

-Daha üç gün oldu efendim. Bu iş biraz zaman alabilir.

 

Olamaz! Bu ses... Bu ses Demir amcaya ait. Şaşırmayı daha sonraya bırakıp konuşmaları dinlemeye devam etmeye karar verdim.

 

Sadi:

 

-Ama benim bekleyecek sabrım yok! Karmen için görüntümü ve adımı değiştirip insanların çoğuna göre uyan 'normal insan' tanımına uymaya çalıştım. Fakat işe yaramadı! Sevseydi şu ana kadar severdi!

 

Demir amca:

 

-Sakin ol Emir. Biri duyacak!

 

Emir mi? O ismi duyar duymaz nefesim kesilmeye ve kalbim hızla atmaya başladı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki Demir amca ve Emir'in duyduğundan emindim. Konuşma sesleri kesildi. Kafamı uzatıp bakacağım sırada bir şey kafama sertçe çarptı. Sonrası ise karanlık...

 

 

Loading...
0%