Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@betty.org

Ace'le tanıştığımda altı yaşındaydım.

 

Ailemle bahamalar'a gemi seyahatine

Çıkmıştık. Ozamanlar ailemiz annem,

Babam ve benden ibaretti üvey babam Joe ve onun çocukları çok daha sonra hayatıma girecekti.

 

Mutlu olduğumu hatırlıyordum. Çok ama çok mutluydum. İlk aile tatilimiz için annemle babam uzun süre para biriktirmişti.

 

Ailemle havuz keyfi yapıyor. Gülüşüyor ve eğleniyorduk o yaz bana yüzmeyi öğretmişlerdi

 

Başta babam olmak üzere, evde olduğumuz zamanlarda hep çok meşgullerdi. Hergün okul çıkışı kreşe gider, onları ancak akşam saatlerinde görebilirdim.

 

Hafta sonlarını beraber geçiriyor olsak da hiçbir zaman tam anlamıyla ilgilendikleri söylenemezdi. Her zaman bir şey çıkardı işkolik babam eve her zaman geç saatlerde dönerdi.

 

Bu yüzden sadece benimle ilgilendikleri bu tatil benim için adeta bir rüyaydı.

 

Babam beni kucaklamış, tekrar suya atmaya hazırlanırken Ace yanımızda bitiverdi.

 

Babam bir anlığına durup orada dikilmiş bana bakan ve astım krizi geciriyormuş gibi derin nefesler alan küçük çocuğa döndü.

 

Ace çocukken bile nefes kesiciydi. onda insanı içine çeken ve durup birdaha bakmaya teşvik eden bir şey vardı.

 

Kısa kahverengi saçları, bronz teni ve mora çalan koyu mavi delici gözleri vardı.

 

Onun büyüsüne anında kapıldığımı hatırlıyordum. beni hipnotize etmiş gibi gözlerimi ondan alamamıştım.

 

Ace tek kelime etmeden kolumdan tutup beni babamdan uzaklaştırdı ona karşı koyamayacak kadar sersemlemiş haldeydim tanımadığım Birisine tek kelime etmeden beni babamdan çekip alması nedense garip gelmemişti aksine, tam olarak bunu yapması gerekiyormuş gibiydi

 

Şaşırtıcı mavi gözlerinden sonra Ace teki diğer bir gariplik kıvılcımlardı. Bana dokunduğu anda tenimin her noktasında küçük elektriklenmeler hissetmiştim.

 

Birbirine kenetlenmiş ellerimize şaşkınlıkla baktım bunu nasıl yapıyor ?

Sihirli güçleri falan mı var ?

"Hop, genç adam." Babam öne çıkıp omzumdan kavrayarak beni bir adım geri çekti Ace yinede elimi bırakmadı.

 

Hatta elimi daha sıkı tuttu.

 

"Kızımı nereye götürdüğünü sanıryorsun?" Ace koyulaşan gözlerini babama dikti net bir ses tonuyla "bırak," dedi.

 

Ace tekrar öne çekip babamın elinden aldı ace'in göğsüne çarptığımda kollarını bana dolayıp beni kendi ailemden korumak istercesine onlardan uzaklaştırdı " Benim." Sonrasında ace'ten bunu defalarca duyacaktım ama bu ilk duyuşumdu.

 

Kaşları çatılan babamın neler olup bittiği hakkında hiç bir fikri olmadığını görebiliyordum aslında benimde gerilmem gerekiyordu ama girilmemiştim karşımdaki çocuğun etkisi altındaydım.

 

Kıvılcımları yüzümde hissetmek istediğim için yanağımı omzuna dayadım onları tenimde hissettiğimde kıkırdadım tuhaf bir duyguydu

 

Ace bana baktı. Gözlerinde tam olarak okuyamadığım bir ifade vardı.

 

Tanımadığım iki kişi Ace'le önümüze geçerek annemle babamın yanına geldi.

Daha sonra onların Ace'in annesiyle babası olduğunu öğrenecektim

 

Bizimkilerle konuşmaya başlayıp annem beni almak için etraflarında dolaşmaya kalkıştığında ellerini uzatarak onu engellediler

 

Ne konuştuklarını anlamaya çalışsam da etrafımızdaki gürültüden hiçbir şey duyamıyordum. Ama her ne konuşuyorlarsa oldukça ciddi görünüyordu.

 

Ace onları görmezden gelip elimi tekrar tutarak beni sürüklemeye başladı.

 

"Hey," dedim ellerimize bakarak. Gittikçe güçlenen kıvılcımlar vücuduma garip ama aynı zamanda hoş bir sıcaklık yayıyordu. "Bunu nasıl yapıyorsun?"

 

Yakından bakmak için ellerimizi yüzüme doğru kaldırmaya çalışsam da Ace müsaade etmedi.

 

Elimi daha sıkı tuttu. "Benden uzaklaşma."

 

Yutkundum. "Uzaklaşmıyordum. Sadece tenimdeki elektriklenmenin sebebini merak ettim."

 

Havuzun diğer tarafına geçip kalabalıktan uzaklaştık. Dursa da elimi bırakmadan dönüp bana baktı.

 

"Çünkü sen benimsin," diye dedi yapılacak

 

Tatil boyunca bizimkiler de onun ailesiyle sıkça sohbet etti. Bir öğleden sonra Ace'le havuz kenarında oyun oynarken ailelerimizin de yakınlardaki bir masaya oturduğunu ve onları izlediğimi hatırlıyordum.

 

Ace'in babasının söylediği bir şey yüzünden annemin ağlamaya başladığını gördüğüme emindim.

 

Ace elini omzuma koyunca tekrar ona döndüm. "Bizim evde kocaman bir havuz var, bayılacaksın."

 

"Ama sen Colorado'da yaşıyorsun."

 

"Evet."

 

"Ben Massachusetts'te yaşıyorum." Birden üzüntü doldum. "Annem birbirimizden çok uzakta yaşadığımızı ve seni görmek için uçağa binmem gerektiğini söyledi. Bu da çok uzun sürer."

 

Ace'in ifadesi karardı. "Babam bize yakın bir eve taşınacağınızı söyledi. Tatilden sonra benimle Colorado'ya döneceksin, böylece sonsuza kadar arkadaş olabileceğiz."

 

Kaşlarımı çattım. Ace'le arkadaş kalma fikrini sevmiş olmama rağmen onun yaşadığı şehre taşınmam konusunda ciddi miydi anlayamıyordum.

 

"Doe," dedi annem arkamdan.

 

Arkamı döndüm. Yüzü ağlamaktan şişmiş annem kollarını göğsünde kavuşturmuştu. Yanındaki babamın da kaşları çatıktı.

 

"Hadi gel. Odamıza gidiyoruz."

 

Ayağa kalktım. "Ace de gelebilir mi?"

 

"Ben de geleceğim." Ace yerinden fırlayıp hemen yanıma geldi.

 

Babam, "Hayır, ailece konuşmamız gerekiyor," diye cevap verdi. Ses tonu tartışmaya yer bırakmıyordu.

 

Yanımdan bir hırlama sesi duydum. Sesin tonu tartışmaya yer bırakmıyordu.

 

Yanımdan bir hırlama sesi duydum. Sesin kaynağını görmek için döndüğümde Ace'in babasının arkasından yaklaşıp ellerini oğlunun omuzlarına koyduğunu gördüm.

 

Babası yatıştırıcı bir ses tonuyla, "Sakin ol," dedi. "Derin nefes al."

 

Ace babama dik dik bakarken yumruklarını sıkarak ona dişlerini gösterdi. Bir adım geri çekildim.

 

Babası onun omuzlarını sıkarak, "Dorothy'yi korkutuyorsun, Ace," diye devam etti.

 

Ace koyu gözlerini bana çevirdi. Korkmuş ifademi fark etmiş olacak ki sonunda babasının lafını dinledi. Derin bir nefes aldığında gerginliği gözle görülür derecede azaldı.

 

Ace'in babası annemlere, "Yaklaşık yarım saatiniz var," dedi. "Tanıştıktan sonra onları uzun süre birbirinden uzak tutamayız.

 

Oğlum şimdiden öfkelendi."

 

Babam başıyla onayladı. Ace'e temkinli gözlerle bakarken annemle beni odamıza yönlendirdi.

 

Odaya girdiğimizde beni yatağımın kenarına oturttuktan sonra karşıma geçtiler.

 

"Ne oluyor? Annem neden ağlıyor?" diye sordum.

 

Annemle babam bakıştı.

 

Babam, "Nasıl hissettiğini sormak istedik," dedi. "Tatilin güzel geçiyor mu?"

 

Başımı heyecanla yukarı aşağı salladım.

 

"Evet, gerçekten çok güzel. Bir sonraki tatilimizde de gemi yolculuğu yapalım!"

 

Annem, "Ace'le vakit geçirmek hoşuna gitti mi? Onu sevdin mi?" diye sordu.

 

Annem yeni arkadaşımdan bahsedince içim ısındı. "Onu gerçekten sevdim. O artık benim en yakın arkadaşım. Keşke aynı okula gitseydik."

 

Ace'e veda etmek zorunda kalacağımı düşünerek, "Yarın gerçekten dönmek zorunda mıyız?" diye sordum. "Birkaç gün daha uzatamaz mıyız?"

 

Babam derin bir nefes verdi. "Aslında annenle sen Massachusetts'teki evimize dönmüyorsunuz. Stoll ailesiyle Colorado'ya gidiyorsunuz."

 

Şaşkınlıkla geri çekildim. Ace de tam olarak bunu söylemişti! "Neden?"

 

Annem önümde diz çökerek ellerimi tuttu. "Açıklaması biraz zor. Biz... Sen... Ve Ace..."

 

Babam başını iki yana sallarken öksürüp annemin cümlesini kesti.

 

Annem dudaklarını birbirine bastırdı. "Daha fazlasını öğrendiğimiz zaman bunu sana daha sonra açıklayacağız tatlım."

 

"Ama bunların hepsi senin iyiliğin için, inan bana. Colorado'yu seveceksin. Orada dağlar var ve kışın çok kar yağ..."

 

"Peki ya okul ne olacak?" diye sözünü kestim. Dağlar ya da kar umurumda değildi. Okulumu seviyor ve arkadaşlarımdan ayrılmak istemiyordum.

 

"Colorado'da yeni bir okula gideceksin. Gerçekten iyi bir okula."

 

"Ama ben yeni bir okula gitmek istemiyorum!" Hayal kırıklığından gözlerim doldu.

 

"Biliyorum tatlım." Annem elimi sıktı. "Ama yeni okulunu seveceksin."

 

"Arkadaşlarım ne olacak? Marta ne olacak?"

 

Babam da karşımda diz çöktü. "Yeni arkadaşlar edineceksin. Marta'yı istediğin zaman arayabilirsin. Seni ziyarete bile gelebilir."

 

"Ve Ace senin yanında olacak," diye ekledi annem. Gülümsemesi nedense gözlerine yansımıyordu. "Onunla aynı okulda ve aynı sınıfta olacaksın. Her şeyi planladık."

 

Burnumu çektim. "Gerçekten mi?" Göğsümdeki ağırlık hafifledi.

 

"Evet," diye onayladı annem. "Ne kadar iyi anlaştığınızı gördük ve birbirinize yakın yaşamak isteyebileceğinizi düşündük. Ne dersin?"

 

Kulağa gerçekten iyi geliyordu. Ace'i diğer arkadaşlarıma göre çok daha fazla sevmiştim.

 

Birden onu görme isteğiyle dolarak, "Gidip ona haberi verebilir miyim?" diye sordum.

 

Cevaplarını beklemeden ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Ace'i kapının ardında beklerken bulunca şaşırmadım. Hem gergin görünüyordu hem de gözlerinin karanlığı korkutucuydu.

 

"Bil bakalım ne oldu?" diye ciyakladım. "Haklıymışsın! Colorado'ya taşınıyorum!"

 

Bunu duyduğu anda Ace'in gözlerinin içi parladı.

 

Ertesi gün, hayatımın Ace'le geçireceğim bölümünün ilk günüydü

 

 

Loading...
0%