Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Açamayan Çiçek

@betulaybln

Üç saat... Dizlerim üstüne çöküp kaldığımdan beri üç saat geçmişti. Birazında ağlamıştım, birazında susmuştum, birazında bomboş duvarlara bakmıştım bu saatlerin. Telefonum ardı ardına çalıyordu.

'Şevval Abla' arıyor...

Hiçbir şey yapamıyordum. Hiçbir şey düşünemiyordum. Çöküp kaldığım bu yerden kalkacak gücüm bile yoktu. Bu denli acizdim çünkü şuan. Zaten bir taşa da bu yaraşırdı değil mi?

Bir süre daha bekledikten sonra elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve zorlanarak ayağa kalktım. Hâlâ çalan telefonuma aldırış etmeden uygulamaya girip son bir yazı bıraktım.

‘’ Açamayan çiçek toprağa karışmaya mahkûmdur.’’

Yazıyı gönderdikten sonra telefonumu olduğu yerde bırakarak montumu alıp evden çıktım. Aklımda hiçbir düşünce kırıntısı yoktu ölmekten başka. Zihnim bana öl diyordu. Toprak ol çünkü sen çiçek açamıyorsun diyordu. Bende zihnimi takip ettim. Balkonumdan çok severek baktığım o güzel maviliğe, denize, gidiyordum şimdi. Adıma gidiyordum ölmeye. Gerçek adıma… Deniz… Nerden bilebilirdim bir gün huzurla izlediğim o denize ölmeye gideceğimi.

Bütün yol bunları düşünerek kendimi sonunda sahilde bulmuştum. Kışta olduğumuz için ortalıkta çok az kişi vardı. Hepsi benden oldukça uzakta kendi hayatlarıyla ilgilenmekle meşguldüler.

‘’ Ölmek için harika bir gün ha Deniz? ‘’

Diye fısıldadım buruk bir gülümsemeyle. Kendime uzun bir süre sonra ilk kez gerçek adımla seslenmiştim. En azından ölürken kendim olmak istemiştim belki de. Üstümdeki tüm siyah kıyafetlere inat parlayan açık mavi montumu yavaşça çıkarıp yere koydum. İşte şimdi ruhum gibi simsiyahtım. Soğuk hava kapüşonlum yokmuşçasına tenime işlerken derin bir nefes aldım.

‘’ Su çok soğuk mudur?’’

Diye kendime sorduğumda cevap verir gibi ayaklarıma değen dalgalar beni irkiltmişti.

‘’Anladım çok soğukmuş’’

Dalgalar git gide artarken bende onlara doğru yürüdüm. Yürüdüm ve yürüdüm. Ayaklarımın altındaki kum tabanını hissetmeyinceye denk yürüdüm. Su bedenimi tamamen kaplamış ayaklarımsa artık yere değmiyordu. Buz gibi su tenime bıçak gibi saplanırken nefesimse git gide daralmaya başlamıştı. Nefes alamayacağımı anladığım an istemsizce çırpınmaya ve yukarı yüzmeye başlamıştım. Suyu emen kıyafetlerimin ağırlığı beni dibe çekerken ben büyük bir korkuyla yüzmeye devam ediyordum. Yüzeye çıkıp derin bir nefes aldığım anda karşımda beliren büyük dalga neye uğradığımı anlayamadan beni içine aldığında bu kez tutabilecek bir nefesim dahi yoktu ciğerlerimde. Burnuma çektiğim Sular ciğerlerime dolarken göğsümdeki inanılmaz acıyı hissediyordum. Sonrası mı? Koca bir karanlıkta buz gibi suların içinde dalgalarla mücadele etmeye çalışan acı dolu bedenim ve git gide kaybolan bilincim. Son anda suyun içinde gördüğüm bana doğru gelen bir insan bedeni.

Karanlık… Zifiri karanlık…

Loading...
0%