@betulbasndrglu
|
'Hiçbir şey senin suçun değildi.'
Kulağına fısıldadıklarım bunlardı.
Karşımdaki ufaklık ağlıyordu. Küçükken ne yaptığını bilmiyordu tabii. Ya da ona ne yapıldığını. Yaşananları normalleştiriyordu. Sütü yere döktüğü için bağırıyorlardı ona. 'Durun!' diye bağırıyordum ama beni duymuyorlardı. Sanki bir tablonun içinden izliyordum onları. Hani boş bir duvara asarsınız da, yıllarca orada durur ya bir tablo. Ben o tablonun içindeydim. Küçük kızın büyümesini izledim. Bağırıyorlardı yine. Bu sefer süt dökmemişti. İlk defa kendi başına kek yapmak istemiş ve unu biraz fazla kaçırmıştı. Ona öyle çok bağırdılar ki; küçük kız tek bir damla yaş akıtmazken ben ağladım. Onun yerine de ağladım. Sırtım gittikçe eğiliyordu. Tabloda gözleri olmadığı için göremezlerdi. Küçük kız da büyüyordu. Bedeni küçük kalıbından çıkmıştı. Ezilmiş ruhu hala çocuk olsa da bedeni genç bir kıza evrilmişti. Onu izlediğim yerden gördüm. Yirmili yaşlarına ulaşmıştı. Arkadaşları onu sevsin diye 'iyi bir kız' olmaya çalışıyordu. Sesini duyurmak onun için çok zordu. Her ne olursa olsun; en ufak olay da bile kendini savunmak, onun için bir savaş demekti. Savaşı kendisiyle, karşısındakiyle, herkesle... Hiçbir zaman anlaşılmadığı için şimdi de anlaşılmayı beklemiyordu. Onu anlamaya çalışan arkadaşları vardı. Onlara da engel oluyordu. Zaman geçti. Artık kimse onu anlamak için uğraşmıyordu. Ah! Tam da anlatmaya başlamıştı oysa ki! Hevesle, hayatta kendisinin de olduğunu fark etmişti. Yalnız kalmış bile olsa... Bir akşam, tablonun önüne geldi genç kız. Gözlerini kırpmadan tabloya bakmaya başladı. Titriyordu. Bir yaprak gibi titriyordu. Elini kaldırdı. Saçlarını arkaya alarak tarağı daldırdı. Yavaşça aşağı çekti tarağı. Kısa saçlarını taradı. Bittiğinde, şöyle bir baktı tabloya. Bir saniye bile kırpmadığı gözleri kapandı. Aynı anda biriken damlalar akmaya başladı. Ağlıyordu. Küçükken ağlayamadığı kadar çok ağlıyordu şimdi. Küçükken ağlayamadıklarına da ağlıyordu. Onca zaman katlandığı, yapılmasına izin verdiği kötülüğü görüyordu artık. En çok da, kendisine yaptığı kötülüğü görüyordu.
Ağlıyordu. Ağlayamadığı kadar çok ağlıyordu.
(devam edecek...)
|
0% |