Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Giriş

@betulokssuz

 

 

Not; Başroller Ece ve İnanç'tır ve bu kısa hikayedir. Yorumlarınıza göre uzayabilir.

Yer Trabzon ortahisar. Yine de sen kitabımdan tanıdığınız karakterler göreceksiniz..

Bt;30.10.2024

 

 

Sevdiğimizin bir dokunuşunu ararız. Tenimize değen güneşte, başımıza yağan yağmurda ve etimizi yakan ateşte. Sonra zamanı geriye almak isteriz. Hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye hayata. Bundandır ne üşüdüğüm, ne de yandığım narında. Hayatımın baharında şu kadar ömrüm var diyordu doktor. Körpecik heyecanlar yeni uyandı içimde. Şimdi ben ne yapacağım?

Takı merasimi geçiyordu üstümüzden. Görücü usulü evlendim, tamda bugün. Tamda görücü usulü denemez, çıkar evliliği. Her iki aile için. Bunu babamın güzel hatrı için yaptım. Bunca sene bana iyi bakmak için harcadığı çaba için. Annem yoktur benim, bir babam var hayatta o kadar. Babamın eşi ve ondan olan çocukları da var ama ben babamın ellerinden ölmek istemiyordum. Kırık kalbimin bir gün iflas edeceğini bile bile evlendim. En azından bu adamın yanında ölürüm de babam nasıl fark etmedim deyip kahrolmaz. Sadece babamı düşündüğüm için.

Şanlı müzik okulunda keman hocasıydım ve güzeller güzeli patronum çıktı sahneye. İki ay önce muazzam bir düğünle evlendi o da. Işık saçıyor Deniz Şanlı. Gerçekten çok şanslı bir kadındı. Biz o düğüne Şemsi'nin tarafı olarak katıldık. Çünkü biz Şemsi'nin dostlarındanız.

"Herkese merhaba, ben Deniz Şanlı Şanışer" deyip reverans yaptığında alkışladık. "Okulumun güzeller güzeli keman öğretmeni Ece için piyano çalıp şarkı söyleyeceğim."

Yanımda oturan koca efendi sesli soluyordu. Bir anda boğazını sıkıp atacağım orta yere, öyle sinir etti beni kendine.

"Ece, bana eşlik eder misin?"

"Seve seve" diyerek kalktım. Yanına çıktığımda kemanı aldım. Dümdüz bir gelinlik vardı üstümde. Hiçbir detayı olmayan bembeyaz, düz kumaş. Etekleri hafif kabarık, üstü kare yaka kalın askılı. Salaş bir ense topuzu ve sade bir makyaj o kadar. Yeni takılan bilezikler ve tuğra tek renk olabilirdi üstümde.

Deniz piyano başına oturup mikrofonu ayarladı. Ben ayaklığa takılı mikrofonun başında bir elimde yayla kemanı çenemin altına koydum.

"Saygı duruşu" dedi Deniz.

"Hazırım" dediğimde

"Üç dört" dedi ve başladık. Sanki okulumuzdaymış gibi rahat ve profesyoneldik. Hem çaldık, hem söyledik. Bizim öğrencilerimiz, bizim öğretmenlerimiz çok eğleniyordu ve taraflar oturup duruyordu.

Sahneden inip babama gittim.

"Kızın yuvadan uçuyor" diyerek ellerimi uzattım. Ellerimi tutarak ayağa kalktı.

"Tek temennim çok mutlu olman."

"Sen hiç merak etme" diyerek orta yere geçtik. Baba kız döktüre döktüre oynarken üvey cadısının haset bakışlarını gördüm. Ona nispeten daha mutlu oynadım. Arada çatla bakışları da atmayı ihmal etmedim. Birazdan ortadan ikiye ayrılır.

"Kar yolla" dedi sahneden Hami. Benim kocanın arkadaşı kendisi. Kızlar etrafımıza topladı. "Kalk lan damat" dediğinde zahmet edip kalktı. Hiç mutlu değil, hiç. Ben bayılıyorum çünkü sana. Allah'ın kazanovası.

Hami - "Ana bana bana bana kar yolla."

Biz - "Kar yolla kar yolla."

Hami - "Ana bana bana bana kar yolla."

Biz - "Kar yolla kar yolla."

Hami - "Kar bulamazsan yar yolla. Yar yolla yar yolla.Kar bulamazsan yar yolla. Yar yolla yar yolla. "

Kocamın adı İnanç. Şu an zoraki el çırparak sözde uyum sağlıyordu. Deli gibi eğleniyordum. Ömrü hayatımda bir kere düğünüm oluyordu ve oynamam lazımdı. Her ne kadar hiç haz etmediğim bir adamla evlenmiş olsam da bu benim düğünüm.

Hami - "Ana bana bana bana tuz gönder."

Biz - "Tuz gönder tuz gönder."

Hami - "Ana bana bana bana tuz gönder."

Biz - "Tuz gönder tuz gönder."

Hami - "Tuz bulmazsan kız gönder. Kız gönder kız gönder.Tuz bulmazsan kız gönder. Kız gönder kız gönder."

Deniz - "O anasına çok yalvardı çünkü kız gönder diye" deyince parçalandık gülmekten. Bulduğu ilk fırsatta onu iğneleyici bir şey söylüyordu ve bu komik oluyordu. Hami o kadar çapkındı ki, İnanç da ondan aşağı kalmasın, sonunda çapkınlığının azizliğine uğradı ve hamile bıraktığı kızla evlendi. Dünya tatlısı bir kızı var, mutlu olsun efendim oynaaa.

Düğümüz bittiğinde babamla vedalaşıyorduk. Ağladım, ben babasına aşık bir kızım. Yapacak bir şey yok. Arabaya binip giderken el salladım ardımda kalan her şeye. İçimi yiyip bitiren, sonunda beni hasta eden hayatıma en çokta. Üveyden gördüğüm zorbalığa, her şeyi içime atmaya ve günün sonunda hiçbir şey olmamış gibi babama sığınmaya. Oysa annemden sonra sığınacak bir şeyim kalmamış ve bunu anlamam zaman almış.

İnanç'ın krallığına adım attığımda babası ve annesi peşimizden geliyordu. Oğullarını dizginlemek ve şirketler arası ortalık için başı yanacak biri lazım oldu, o da beni buldu. Şu sıra müteahhitlerin birer birer iflas etmesi babaları güç birliğine itti. Ha doğru bir hamle mi? Ne yalan söyleyeyim öyle. Eteklerimi tutarak merdivenleri çıkarken İnanç peşimdeydi. Odanın yerini biliyordum canım. Gerdek için kendim hazırladım. Odanın eşyalarını ben seçtim. Binbir umutla düzdüğüm çeyizimi serdim oraya.

Odaya girdiğimde peşim sıra girip kapıyı kapattı. Kilitledi bir de sanki birlikte olacakmışız gibi. Saçlarımı açmaya başladığımda sıkıntılar içinde berjere oturdu. Öfkeyle çıkardı kravatını. Odanın ortasına attığı kravatın peşinden ceketini de attı. Bakışlarıma takıldı.

"Ne bakıyorsun ya?"

"Yatacağın yere eşyalarını atma bence."

"Pardon! Yerde mi yatacağım?"

"Nerde yatacaktın? Sen demedin mi bu gorçok bor ovlolok doğol. Kondono oloştormo diye."

Yüzünü büzdü. "Ağza bak ağza! Ben öyle mi konuşuyorum?"

"Evet."

"Saçmalık" deyip geri yaslandı. "Şu an bambaşka yerlerde olabilirdim."

"Ee def ol" dedim kapıyı göstererek. Ayağa fırladı.

"Bana bak kızım bu saçmalığa üç ay katlanırım. Üç ay sonra şiddet görüyorum deyip boşanma davası açacaksın."

Tabi tabi dedim içimden ve bu iç sesim yüzüme yansıdı alaylı bir kafa sallamayla. Saçlarımı açmaya devam ediyordum şifonyerin önünde oturmuş.

"Şiddetçi olurum ama koca olmam." Kahkaha attım. "Benimle öyle hayaller kurma yani. Ne gülüyorsun?"

"Var ya senden bir bok olmaz" dedim gülmeye devam ederek. "Bana vuracak adam anasının karnından doğmadı daha. Sen elini kaldırdığın anda kafana mermiyi yersin."

"Gerçekten dövmeyeceğim zaten."

"Dövemezsin zaten. Ayrıca şiddetçi görünmen seni adam yapmaz, rezil yapar paşası. Artık bir geri zekalı olduğuna çok iknayım."

"Benimle doğru konuş. Kağıt üstünde de olsa ben senin kocanım."

"Peki kocacım" dedim kalkarken. Dolabın önüne gidip fermuarımı açtım.

"Ne yapıyorsun kızım ya?"

"Soyunuyorum böyle yatacak değilim herhalde. Duş alacağım ben. Çık istersen."

"Nasıl çıkacağım" dedi bağırmadan bağırır gibi yaparak.

"Arkanı dön o zaman."

İşte kocam, işte hayatım ve işte öleceğim oda. Benim ömrüm bitti bitiyor. Beni iyi hatırlayacak insanlar az, üzülecek olanlar da. Tek istediğim bu sene mezun verebilmek o kadar.

Loading...
0%