Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.BÖLÜM - YÜZLEŞME

@betulokssuz

Kasım.

 

Kendimi bildim bileli zamanla hiç derdim olmadı. Sanki herkes elimden tutunca her şey zamanında olmuş gibi geldi. Oysa şimdi akşamlar hiç geçmiyordu. Evde tek başıma yapacak hiçbir şeyim yoktu. Eve gelmeyen bir kocanın yollarını beklerken yorgun düşüyordum. Her gün bilfiil pişman oluyordum.

Eve gitmeyi canım hiç istemedi. Akşam dersleri almaya başladım. Müzik kulübünde piyano derslerime devam etmeye karar verdim. Zaten öğrendim bunu üniversiteye başladığımdan beri. Biraz daha iyi olmak için zor besteler çalışıyorduk.

"Daha iyi" dedi hocam Yeşim Hocam. "Üstüne çalışmaya devam edeceğiz. Evinde piyanon var mı?"

"Yok hocam."

"Olsa iyi olurdu, evinde pratik yapardın. Bu sene evlendin üstelik, piyano almanı öneririm."

"Düşünürüm hocam."

"Hadi bakalım artık paydos."

Saate baktım, dokuz oldu. Tufan için erken bir saat. Eşyalarımı alarak okuldan ayrıldım. Eve doğru yürümeye başladım. İki ay daha geçti evliliğimde. Hiçbir şey değişmedi. Tufan gün sayıyordu. Eve geç gelerek zamanı öldürüyordu. Beni hiç görmediği için, halimden haberi yoktu. Mutsuzluk ördü tırtıllarım etrafıma. İyi değilim, hemde hiç. Okulu seviyordum bu seneye kadar ama hiçbir şey iyi gelmiyordu artık. Canıma ağır gelen bir hata yaptım. Onları duyar duymaz oradan kaçmalıydım. Kalarak kendime haksızlık ettim belki de.

Telefonum çalmaya başladı. Çantamdan çıkardığım telefonumda Tufan'ın adı vardı.

"Efendim."

"Nerdesin sen?"

"Evde misin?"

"Nerde olacağım Deniz. Sen nerdesin?"

"Okuldan çıktım, geliyorum."

"Alayım mı seni?"

"Beş dakikaya oradayım."

"İyi" deyip telefonu kapattı. Adımlarımı hızlandırarak eve vardım. Apartmana girip merdivenleri çıktım. Evin kapısından girdiğimde elleri belinde beni bekliyordu.

"Bu saate kadar okulda ne yapıyorsun?"

"Piyano dersim vardı Tufan, neyi soruyorsun. Seninle evlenmeden önce ben böyle yaşıyordum."

"Tamam. Evde yemek yok."

"Aa çok garip" diyerek yanından geçtim. "Yemek yaptığım zamanlarda da sen yoktun. Ne oldu da erken gelesin geldi?"

"İşim yoktu."

"Hım" diyerek mutfağa geçtim. "Yaparım bir şeyler şimdi."

"Uğraşma, bir kıymeti kalmadı. Yatacağım ben."

Bu kadar...

Aralık.

Bir camın buğusuna kalp çizip etrafını boş bıraktığım bir akşamdı. Yalnızlık üzerime geçirdiğim bir pelerindi. Kar yağıyordu eteklerinin üstüne. Annesi olmayınca insanın, kimsesi olmuyormuş.

Beni bir apartman dairesine kapattılar sanki. Evliyim diye artık geceleri de eve gelmeyen bir adamın yollarını bekliyordum. Gündüz geçiyordu da, akşamlar ve o uzun geceler işte onlar hiç geçmiyordu.

Sabrımın iliğini kemiğini kuruttum. Ben eve gelmeyen bir adamdan şikayetçiydim. Evden çıktım bir hışımla. Beş aydır yalnız başıma yaşamak canıma tak etti. Yüzleşelim artık.

Çağırdığım taksi geldiğinde Sürmene'ye doğru yola koyuldum. Nereye gittiğimi, onu nerde bulacağımı bilmiyordum ama bir tahminim vardı.

Ve çok istedim yanılmayı.

Onun arabasını gördüm önce. Kuytuda bir yerde ama onun evinin yakınında. Taksiden indiğimde evin kapısı açıldı. Gün henüz doğuyordu. Elbette bu saatte çıkacaktı evden. Peşinden çıkan kadın gördü beni.

"Tufan!" dedi beni göstererek. Tufan ayakkabısını giyip doğruldu ve bana döndü.

"Deniz!" diyerek bana doğru geldi. Put gibi duruyordum. Duygularım birden bindi omuzlarıma. Ben hayatım boyunca ilk defa o gün anladım yorulduğumu. Hayatımdan yorgundum, gidenlerden, dışlanmaktan, babam zengin olmasına rağmen fakirlikten ama inatla yaşamaktan yoruldum. Beş ay değildi canıma batan. Ben kendimden yorgunum, kendimden.

"Senden hiç şeref yok mu?" diye sordum. "Sende haysiyet yok mu Tufan?"

"Deniz, ben sadece -"

"Hı hı. Uğradın mı? Öylesine mi? Salağa yatmak canıma yetti Tufan. Sizi duydum, o nikah salonun orada sizi duydum. Ona rağmen evet dedim, hani belki... Beş aydır yollarını bekliyorum her akşam bana günah değil mi? Neden yaptın bunu? Ben sana ne yaptım? Bir hayatım vardı Tufan. Öyle ya da böyle yaşadığım güzel bir hayatım vardı. Beni aptal yerine koymak hoş muydu? Böyle bir adam mısın sen? "

" Bağırma, açıklayabilirim. "

" Hiçbir şey duymak istemiyorum. Benden boşanmak istersin ama sebebi ben olmayacağım. Şimdi babanla konuşmaya gidiyorum. "

" Hayır, yapma "diyerek kollarımı tuttu." Özür dilerim Deniz, yapma lütfen konuşalım. "

" Bırak beni. "

" Her şeyi mahvedeceksin, yapma. "

" Sana ne olacağı umurumda bile değil. Onu bana bunu yapmadan önce düşünecektin. Bırak beni avaz avaz bağırırım. Rezil ederim sizi."

"Deniz, dinle beni."

Kollarımı kurtardım. Hızla yürümeye başladığımda meraklı gözler pencerelerdeydi.

"Yapma Allah aşkına." Başımı iki yana sallayarak gidiyordum. O kadar hızlı gidiyordum ki soğuk yanaklarımı kesiyordu. Kar yağıyordu bir yandan. Gözyaşlarımdan önümü göremiyordum adeta. İki viraj, bir bayır çıktım.

Evin bahçesine girdim. Kapıya alacaklı gibi vururken göğsüm titriyordu ağlamaktan. Tufan korkuyordu. Elbette korkardı. Kapı açıldı. Uykudan kalkmıştı ev haklı.

"Deniz!" dedi annesi. Babası çıktı peşinden.

"Ne bu haliniz?"

"Oğlundan haberin yok mu Mehmet Bey? Bizi bir eve atıp peşini bıraktığın oğlundan haberin yok mu?" Gözlerini oğluna sürükledi. "Şuracıkta ya, metresinin evinden her gece haberin yok mu?"

"Hiy" dedi annesi. "Senin Allah cezanı versin emi."

"Oğlunun sevdiği varmış, nasıl kıydınız bana? Ben size ne yaptım ya? Beş aydır yapayalnız yaşıyorum. Eve gelmiyor, yüzüme bakmıyor. İstemiyorum bu şuursuz oğlunuzu. Boşanma davasını açacak, beni boşayacak. Bu rezilliği bir gün daha çekmeyeceğim."

Kalbim kırıktır benim. Babamdan sonra, annemden sonra, ne bileyim birilerinden sonra işte. Kendi ailemi kurmak istedim ama sevdiğimle. Olmayınca olmuyormuş meğer. Ben evet derken hata yaptım ama beni oraya götürenin hiç mi suçu yoktu.

Hakkımı helal etmiyorum beni yarım bırakan kimseye. Yüreğimi paramparça edenlerin evi viran olsun. O kadar...

 

 

 

Loading...
0%