@betyy01
|
Kulaklarıma dolan çan sesi ile gözlerimi açtım. Gözlerimi açmam ile de yatağımdan fırladım. Gerçekten de kelimenin tam anlamı ile fırlamıştım yerimden. Acıyla çalan bu çan sesinin nedenini düşünmek dahi tüylerimi ürpertmeye yetti. Bu tüyleri diken diken eden çanın tek bir sebebi olabilirdi. Ve bu sebep de halkımın ve sarayın tehlikede olmasıydı. Yıllardır duymamıştım bu sesi. " Prensesim... " Telaşla içeriye dalan yardımcım Sohae'ye çevirdim gözlerimi. Normalde yapsa ölümü ile sonuçlanacak olan bu hareketini görmezden gelip ona doğru yaklaştım. " Sakin olun lütfen. " Kolundan tutup kenara çektim onu. İşte şimdi gerçekleri görmeye bir adım kaldı. Kapıdan çıktığımda duyduğum sesin nedenini görmüş olacağım. Ama delicesine korkuyorum. Sahi korktuğum şey ne? Göreceklerim mi? Yoksa yaşayacaklarım mı? Bir cesaretle çıktım dışarı. Çıkmamla da olduğum yere çakılmam bir oldu. Kanım donmuştu resmen. Bana doğru elinde kanla kaplı kılıcı ile koşan adamı görmem ile bir adım geri attım. Ama buna gerek bile kalmadan yere serildi adam. Ve onun hemen arkasında ölümüne sebep olan adam ile göz göze geldim. Her yeri kan lekesi olmuş yüzünden terler akıyordu. Sarayın baş komutanı Yusang. Genç yaşta kendini kanıtlayıp baş komutan olmayı başardı. İyi olduğumdan emin olduktan sonra yanımdan ayrıldı. Sarayın içerisinde hâlâ düşmanlar vardı. Dikkatlice baktığımda anladım ki onlar insan formundaki ejderha askerleriydi. Kızıla çalan gözleri ve saçları ile onların ejderha askerleri olduğunu anlamamış olmam dahi saçmaydı. Gözlerim tedirginlikle ailemi aradı. Ve çok geçmeden de görmem ile yere yıkıldım. Kanlar içinde yerde yatan insanların içinde ailemi görmek beni kahretti. Koskoca insan halkının hükümdarı Kral Wang Yu, ejderha askerlerine yenilmiş... Ve bu yenilme onun canına mal olmuştu. Kral, zevceleri, Kraliçe annem ve abilerim... Hepsi yerde kanlar içerisinde yatıyor. Bu nasıl bir katliam böyle. Babamın elindeki ufak bir hareketlilik ile eteğimi toplayıp yerimden fırladım. Ellerini avucumun içine alıp söyleyeceklerine kendimi hazırladım. " Yeosin... Güzel prensesim. Kraliçe ile ismine karar verirken... Bunların olacağını tahmin etmemiştik... Senin bir gün... Halkını koruyan bir tanrıça gibi parlayacağını... Tahmin etmemiştik. " Sözlerini yarıda bırakıp öksürmeye başladığında ona destek olmaya çalıştım. Kan kusmaya başlamıştı bile. " Ve şimdi güzel kızım... Bir Kraliçe olarak... Halkını ve sarayı korumak... Sana düşüyor... Sana güveniyorum prensesim... Harika bir Kraliçe olacağına inanıyorum. " Son nefeslerini verdiğinde ellerimden kayıp gitti. Babam kollarımda can verdi. Gözlerimden akan yaşı silip babamın hemen yanında olan kana bulanmış kılıcı aldım. Ağlamanın ve üzülmenin sırası değil. Sıkıca kavradığım kılıç ile düşmanlarımıza koşmaya başladım. İlk önüme gelene sapladım ve yere düşmesine izin verdim. Bugün tüm canavarlar ve insan ırkının barış içinde yaşamasını sağlayan hükümdar Wang Yu ve onun ailesi vahşice katledildi. Ve bu ailede kalan tek kişi ben oldum. Ve zorunlu bir şekilde de Kraliçe ilan edileceğim. Ama sana yemin ederim ki baba intikamını alacağım. Yıllardır süre gelen bu anlaşmayı bozan ejderha ırkından intikamınızı alacağım. Ne yapmam gerekiyorsa yapacağım ve intikam alacağım. |
0% |