2 gün sonra...

O katliam gününün hemen ertesi günü halkımdan haber alabildim. Çok fazla can kaybı yaşamamış olsalar da maddi açıdan oldukça sıkıntıya düşmüşlerdi.

Dün ise Majesteleri Kralın ölüm töreni yapıldı. Ve tüm halka maddi hasarları hızlıca kapatabilmeleri adına saray görevlileri yardım etmek için atandı. Ayrıca da hepsine gıda desteği sağlandı.

Kralın ve ailesinin yasının 40 gün tutulmasına karar verildi. Ve bu 40 gün boyunca geçici Kraliçe ilan edilmem ön görüldü. Yas bitiminde yeni Kraliçe, yani benim için kutlama yapılacak.

Ben ise komutan Yusang ve yardımcım Sohae ve güvendiğim diğer bir kaç adamım ile planımı enine boyuna tekrardan konuştuk. Plan ise basit ve bir o kadar da zordu.

7 canavar ırkının hükümdarları ile konuşup onları ejderha kralına karşı koymaya ikna etmem gerekiyordu. Bunun kolay olmayacağı kesindi. Bu zamana kadar hiçbir canavar ve insan ırkı birbirine yardım etmeyi geçtim karşı karşıya bile gelmiş değillerdi.

" Majesteleri... "

Düşüncelere o kadar dalmışım ki Sohae'nin içeri girdiğini dahi fark etmedim.

" Affedin majesteleri, korkuttum. "

" Bir sorun mu var Sohae? "

" Hayır majesteleri. Baş Komutan Yusang geldi. "

Derin bir nefes alıp verdim. Hemen ardından da içeri girmesini söyledim. Baş komutan Yusang odaya girer girmez beni selamlayıp oturmak için izin bekledi.

" Otur lütfen. "

Yusang hemen karşıma geçip oturduğunda hızlıca söze girdi.

" Majest... Yani Yeosin... Dün planladığımız yol çok tehlikeli. Rica ediyorum seninle gelmeme izin ver. "

Yusang'ın sarayı ve halkı korumasını istedim dün plan hakkında konuşurken. O zaman da itiraz etmişti. Ve şimdi yine itiraz etmek için yanıma gelmiş. Karşı çıkacağım anda konuşmama izin vermeden kendisi devam etti.

" Majesteleri Kral, babam öldükten sonra bana çok sahip çıktı. Çoğu zaman bana bir baba gibi davrandı. Ve şimdi... Yeosin, seni de kaybetmeye dayanamam. Bu benim için çok fazla. O yüzden izin ver seni korumak için yanında geleyim. "

" Halkımı kime emanet edebilirim? Söyler misin bana buna uygun kim var bu sarayda? Tüm bakanların gözü tahtdayken... Tahtı kime emanet edebilirim söyler misin bana? Sen benim kardeşim gibisin Yusang. Senin dışında kime güvenebilirim? "

Yusang yerinden kalkıp yanıma geldi. Tam olarak yanıma oturup ellerimi avucunun içine aldı.

" Yeosin... Halkının da sarayın da çok iyi korunacağına yemin ederim. Ama unutma ki bu halkın bir kraliçeye ihtiyacı var. Yaptığın bu tehlikeli plana karşı çıkmadım ancak yanında benim olmadığım bir plana kesinlikle karşı çıkarım. Bir kez daha düşün lütfen. Endişelerini anlıyorum. Ama sen de beni anlamalısın. "

Ne yapacağımı bilemez halde öylece kaldığımda Yusang sarıldı. Çocukluğumuz birlikte geçti. Hem kötü hem de iyi günlerimizde hep birlikteydik. Onun dostluğuna ve desteğine inancım tam.

" Teşekkür ederim Yusang. "

Sadece teşekkür etmekle yetinip başımı omuzuna koydum. Gerçekten bu güven hissine ihtiyacım vardı.

Düşünmem gereken o kadar çok şey var ki... Hangisine kafa yoracağımı şaşırmış durumdayım. Çok uzun ve bir o kadar da tehlikeli bir yolculuk planı yaptım. Evet ama bu uzun yolculuğa değecek mi? Bundan emin olamıyorum bir türlü. Yolun tehlikesi bir yana canavarların yanına gitmek çok daha büyük bir tehlike oluşturuyor.

Ama bunu halkım için yapmak zorundayım. Ejderha ırkı ile tek başımıza mücadele edemeyiz. Bizler basit birer insanız. Elimizden kılıçlarımız düştüğü anda ölümün soğuk nefesini hissedebiliyoruz. Bu yüzden de canavarlarla işbirliği yapabilmek zorundayız.

Uzun bir süre Yusang'ın omuzunda dinlendikten sonra doğruldum. Yusang doğrudan gözlerime bakıp güzel bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne.

" Daha iyi misin? "

Başımı aşağı yukarı sallayıp üzerimi başımı düzelttim. O da hemen karşımdaki yerini geri aldı.

" Yola bu gece çıkmak istediğine emin misin Yeosin? Gece biraz tehlikeli olmaz mı? "

" Halkın haberi olmamalı. Başlarında bir kraliçe olmadığını duyduklarında isyan çıkacaktır. O yüzden gece sessizce yola koyulmalıyız. Vakit gelene kadar güvenliği artırdığından emin ol. Yolculuğa gidecek olan ekibin de hazırlanmasını sağla. Ben de saray hanımlarını kontrol edeceğim. Yolculuğa çıkmadan her şeyin eksiksiz olduğundan emin olalım. "

" Siz merak etmeyin majesteleri. "

Dalga geçerek güldüğünde ben de sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

" Dalga geçme. "

" Tamam tamam. Çok şirin bir kraliçe oldun ama. "

Bir kez daha kahkahayı bastığında kolumun altındaki yastığı Yusang'a fırlattım. Yastığı eline alıp tam bana atıyordu ki...

" Muhafızlar... " Diyerek ben de bir kahkaha patlattım. O da hemen yastığı yere atıp gülmeye devam etti.

Zar zor kahkahalarımızı durdurabildiğimizde boğazını temizleyerek pozisyonunu düzeltti.

" Tamam ciddileşelim artık. Ben söylediğin bütün her şeyi yapacağım. Gözün arkada kalmasın. Sen de işlerini hallet. Gece yolculuktan önce görüşürüz. "

Son kez gelip sıkıca sarıldı bana. Daha sonra da konutumdan çıktı. Ve işte yine kaldım kendi başıma. Bu sırada ben de boş durmak yerine saray hanımlarını kontrol etmeye gideyim.

Ben ve arkamdan gelen ordum ile sarayı kontrole başladık. Yemeklerin yapıldığı yere gittik ilk önce. Gören tüm görevliler eğilerek beni selamlıyordu. Baş aşçıyı görmem ile gülümsedim. Çocukken Yusang ile gizlice mutfağa gelir yapılan yemeklerden yerdik. Baş aşçı Sung da bizi her gördüğünde daha fazla tatlı yememizi sağlardı.

" Majesteleri... Sizi görmek ne büyük bir şeref. "

Baş aşçı Sung'un yüzüne yayılan o güzel gülümsemesi ile içim daha da ferahladı.

" Sizi gördüğüme çok sevindim Baş Aşçı Sung. İşler nasıl gidiyor? "

Aşçı Sung bir yandan bana anlatırken bir yandan da etrafı gösteriyordu.

" Her şey gayet yolunda majesteleri. Yolculuğunuz için yemekler hazırlıyoruz. Hepsi sizi tok tutacak ve sağlığınızı koruyacak yiyecekler. "

Gülümseyerek yanlarından ayrıldım.

Akşama kadar bütün saray hanımlarının kontrolünü bitirdim. Bu sırada Sohae yolculuk için hazırlanacaklarla ilgilenmişti.

Ve işte o zaman geldi. Yolculuğa çıkmak için her şey hazır. Yusang gülümseyerek yanıma geldiğinde her şeyin yolunda olduğunu anlayarak rahatladım.

" Majesteleri, yolculuğa çıkmak için her şey hazır. "

Yusang'ın arkasından ilerledim. Bizimle yolculuğa çıkacak olan saray görevlileri çoktan yerlerini almış bizi bekliyordu. Yusang'ın yardımı ile atıma bindim. Yüzümü de yeterince saklayacak olan örtüyü başıma geçirdikten sonra hazırdım. Yusang ve Sohae de atlarına bindiler.

Ve işte yolculuk başlıyor....