@bevinkcicek
|
Ozan'ın kocaman bedeni önümdeydi fakat bu sefer onu burada bırakmayacaktım. Ozan'ın atan nabzı durmasın diye kalbinin üzerine bir yumruk attım ve bu manevra onu yaşama döndürmüştü. Onu vuran adamı görememiştim çünkü vurduğu gibi kaçmıştı. "Ozan yaşıyorsun, buradasın ve bir daha beni bırakmayacaksın. “dedim fısıltıyla. "Yaşıyorum, buradayım ve seni asla bırakmaya niyetim yok. “diyerek yanıt verdiğinde bakışlarım ona döndü. "Ozan! “dedim sevinç içinde haykırırken. "Benim sevdiğim kadın buraya mı gelmiş? Ben rüyadayım galiba. “dedi Ozan. "Bir daha benim için canını feda etme, Ozan. Ben senden ne zaman uzak kalsam sen bir delilik yapıyorsun ve sırf bu yüzden bundan sonra benim denetimimde kalacaksın. “dediğimde yüzünde memnun bir ifade vardı. "Beni yanında götüreceksin yani. Hoşuma gitti beni korumaya çalışman Hera ama benim bir görevim var zaten. “dedi itiraz ederek. "Ozan işin varsa neden bu zamana gelip benin için kendini feda ettin? Kalıp görevini yapsaydın. François'e sana izin verdiği için bir ceza veriyorum ve onu arkadaşsız bırakıyorum. Ozan bundan sonra benimle olacaksın. “dediğimde filmlerdeki kıskanç erkeklere döndüğümün farkındaydım. "Tamam, hatun kızma ya. “dediğinde sırıttım. "Seni korumak için senden uzak durdum ama sen hiç takmadın beni. Gidip kendine benimkinin aynısı bir saat mi yaptın? Vay sen ne kopyacıymışsın ya. “dedim ama neyseki sağ bileğindeki o saati çoktan çıkarmıştım. "Bilirsin işte Ozan prensibi. “derken bana göz kırptı. "Ozan prensibi benim yaptığımı kopyalamak mı? Bence öyle çünkü bunun başka açıklaması yok. “dedikten sonra bileğinden tutup kendime çektim. Gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra 2024 yılına geri döndüm ama bu sefer tek başıma değil Ozanla dönmüştüm. "Hera! “dedi Sara beni görür görmez enerji patlaması yaşarken. "Beni idare ettiğin için teşekkür ederim, Sara. Bu benim yaramaz arkadaşım Ozan. “dedim yanımdaki kocaman adamı gösterirken. "Bir şey değil. Bu çok merak ettiğin o Ozan mı? “diye sordu ama keşke sormaz olaydı. "Evet, “dedim sert bakışlarım Sara'nın üzerinde gezinirken. Yutkundum ve devam ettim. "Profesörümüze uygun bir pozisyon var mı Sara? Çünkü kendisi burada kalacak bundan sonra. “dedim. "Bir görev tablosuna bakmam gerek yok. ”dedikten sonra çantasındaki görev tablosuna baktı ve bana döndü. "Bir yerimiz boş ve profesörümüz bu alanda görev yapabilir. “dediğinde rahatlamıştım çünkü bir an görev yok diyecek zannetmiştim. "Görevim nedir? “diye sordu Ozan. "Görevin bizim topladığımız parçaları mikroskopta inceledikten sonra gerekli testleri yapmak ve bu testlerin sonucunu bize bildirmek. “dedi Sara. Ozan görevini anlamış gibi görünüyordu. "Sara bir tane daha odamız var mı? “diye sordum. "Var ama bu dev gibi adam sığmaz oraya ama denemekte fayda var. “dediğinde sırıttım çünkü bu dev gibi adam değildi. Dev bir öküzdü Ozan. "Pek gönlüm razı gelmiyor Ozan ama ne yazık ki o odada kalacaksın. “dedikten sonra Sara'nın tarif ettiği gibi ona odayı gösterdim. "Bütün sıkıntılar bitti, Hera ve ben yaşıyorum. Benden kolay kolay kurtulamazsın çünkü sen ateş olsan ben seni söndürürüm ve ateş ile su birbirinden ayrı olmayan iyi bir ikilidirler. “dedikten sonra bana özlemle sarıldı. "Birbirlerine çok zıt iki elementtir ateş ve su... Ateş benim çünkü yakmayı tercih ederim ama sen susun diyemem çünkü söz konusu sevdiklerin ve bilim olunca kimseyi umursamadan ateş gibi yakabiliyorsun. “dedikten sonra onun kokusunu derince soludum çünkü birkaç aydır göremiyordum onu. "Seni çok özledim,Hera."dedi sesi baya özlem doluydu. "Bende. “demekle yetindim sadece. "Kokun benim evim lütfen yanımda kal, “dedikten sonra gözleri gözlerimi buldu ve devam etti. "Seninle olduktan sonra bütün paradoksları çözerim ben. Sen onun tehlikesini sıfıra yakın bir sayıya getirmiş olabilirsin ama ben onu sıfıra indiren o şahıs olacağım ve belkide bu paradoksu sıfıra indirdiğimiz için bu yılın fizik ödülünü alırız. “dedi Ozan. "Yine bana güzel hayaller kurduruyorsun, Ozan ve her seferinde bu hayalleri gerçekleştirirken buluyoruz. Bana hayal kurmayı sen sevdirdin. “dediğimde yüzünde oluşan tebessümü gördüm. "Ben sana güzel vaatler vereceğim ve hepsini teker teker gerçekleştireceğiz. “dedi yemin edercesine. "Vaatler insanı öldürür. “dediğimde kafasını onaylamaz biçimde salladı. "Vaatler doğru kişi tarafından verildiğinde insanı öldürmez. “dedi hemen son cümleme ithafen. "Paris şehrinde bana verdiğin dans sözünü tuttun. Sen bana unutulmaz anılar verdin Ozan ve birdenbire arkamdan işler çevirdin. Bunun için sana çok kızgınım ama şu an bunu konuşmayalım. “dedim sakince nefesimi verirken. "Ben her zaman verdiğim sözleri tutarım, Hera. Sen istiyorsan bu soğuk yerde bile kalırım ben ama yeterki sen yanımda ol. “dedi dudakları muzipçe yukarı kıvrılarak. "Peki, bu benimde işime gelir çünkü senin sağın solun pek belli olmuyor. “dedim. Sanki yaramaz çocuklara bakarmışım gibi ona bakmıştım. "Grönland suyu güzel mi Hera? “diye sordu. Sormakta haklıydı malum mevsim hala yazdı. "Suyu güzel ama biraz donabilirsin." "Peki, bu saatte girilir mi? “dedi Ozan. Sarayla konuşma yaptığım zaman dilimine geri dönmüştüm ve bu sayede yokluğum anlaşılmamıştı. "Farklı farklı evrenler gözümüzün önüne geliyor Hera. Çok garip değil mi sence? “dediğinde birkaç saniye düşündüm. Harbiden farklı evrenlere ışınlanıyormuş gibi oluyorduk ve bu benim kafamdaki soru işaretlerine yenisinin eklenmesi demekti. "Farklı evrenler nasıl gözümüzün önüne gelsin Ozan? Bilmiyorum ama bu sorunun bir cevabı vardır. Aslında her sorunun bir cevabı var fakat biz bunu bilmiyoruz ve bunu yok zannediyoruz. “dediğimde kafasını onaylar biçimde salladı. "Zaman bir bilmece gibi karışık ama bir o kadarda önemli bir kavram Hera. Zaman yolculuğu için bir saat yaptın ve gelecekteki Hera ‘ya mesaj gönderebiliyoruz. Bunun dışında başka bir şeyler olabilir diye düşündün mü hiç? “dedi Ozan sorgulayıcı bir biçimde. "Düşündüm ama bunun için çok kafa patlatmamız gerekiyor. Ondan önce şu Grönland araştırmalarını bitirmemiz gerek ve bu kısa vadede pek mümkün değil. “dedim bunun uzun vadede olabileceğini dile getirmek için. "Peki, bizde bunu uzun vadede yaparız,Hera."dedikten sonra biraz düşündü ve devam etti. "Nobel ödülü bekleyebilir çünkü biz eninde sonunda o ödülü alacağız Hera. Yine birbirimize söz verelim mi? "diye sordu Ozan. "Ne sözü vereceğiz?" "Eninde sonunda o ödülü ne olursa olsun alacağımıza dair. "dedikten sonra hafifçe nefesini verdi ve devam etti. "Söz veriyorum. "dedi Ozan. "Kariyerim için gerekli bir şey o yüzden söz verebilirim Ozan. Söz veriyorum. dediğimde yüzünde minik bir tebessüm oluştu. "Bunu gerçekleştireceğiz. "dedi Ozan. "İkimizde yaşamaya çalışacağız o zaman bu paradoksu sıfıra indirmek için ve bu imkansızı imkanlı hale getireceğiz Ozan. "dedikten sonra hafifçe yutkundum ve derin bir nefes verdim. "Bunu yalnız kendimiz için değil insanlık için yapmalıyız. "dediğimde onaylar biçimde kafa salladı. Biz bunu başarabilirdik. -Sara Stuart Bugün Hera ile güzel bir gün geçirmiştik ama akşam korkuyla uyandı ve bir şeyleri düzeltmek için gitti. Geldiğinde ise bahsettiği kişiyi kurtardığını anlamıştım. Hera Ozan'ı kurtarmıştı ve bunu hiç tereddüt etmeden yapmıştı. Aynı şeyi acaba ben Nikolas için yapabilir miydim? Birkaç dakika sonra Nikolas beni aramıştı. "İyi misin Sara? “dedi beni merak eden sesiyle. "İyiyim,Nikolas."dedim daha fazla meraklandırmamak için. "Görevin nasıl gidiyor Sara? Araştırmalarınızı merkezde yaptınız mı? “diye sordu Nikolas. "Araştırmayı yaptık ve kalan zamanda Grönland suyuna girdik. "dediğimde birkaç dakika hiç konuşmadı. "Eğlendim mi Sara? “diye sordu Nikolas. "Çok eğlendim. “dedim hemen. "Sara birkaç gün sonra Grönland görevimiz bitiyor. "dediğinde şaşkınlık içindeydim. "Bunun yerine yeni bir operasyon yapacağız fakat ekip yine aynı olacak. Görev bitmeden önceki gün bir eğlence düzenleyeceğiz. dedi Nikolas. "Tamam, görüşürüz Nikolas. “diyerek telefonu kapadım. Hera ve Ozan'a haber vermeliydim bunu. Kapıyı çaldıktan sonra gel sesini duyunca içeri girdim. "Hera sana çok güzel haberim var. Birkaç gün sonra görevimiz bitiyor ve biz bunun şerefine görev bitiminden bir gün önce parti düzenleyeceğiz. "dediğimde her ikisinin yüzünde minik bir tebessüm oluştuğunu gördüm. "Harika bir haber. “dedi Ozan. "Tüh, sen ekibe yeni dahil olmuştun ya! “dedi alayla Hera. "Bundan sonra aynı grupla bir operasyon yapacağız. "dediğimde Hera şaşırmış ifadesiyle dönüp bana baktı. "Bak gördün mü Hera? “dedi alayla Ozan. "Partiye bekliyorum ikinizi. “dedim hemen. İkisi önce bir afallasada sonra bunu kabul ettiler. Partiden bir gün öncesinde Hera ve Ozan'ı Grönland suyuna girmek için ikna ettim. Hera siyah etekli mayosunun üzerine pembe çiçekli elbisesini giymişti ve bu ona çok yakışmıştı. Benim arkadaşım çok iyi yürek yakardı. Ozan altına siyah şort üstüne ise siyah bir tişört giymişti ve bu onu çok havalı göstermişti. Hera'nın bakışları dakikalarca Ozan'ın üzerindeydi. "Ne oldu Hera? Bana çok bakıyorsun. "dedi Ozan bakışları Heradayken. "Bugün izinde sayılırım, Ozan. İstediğim şeylere bakabilirim ve ben seni izlemeyi seçtim. "dediğinde Ozan şaşırmamıştı ama ben afallamıştım. "Heracığım hadi çıkalım. "dedi Ozan. Ozan, Hera ve ben birlikte evden çıkıp Hera ile yüzdüğümüz göle gittik. Ozan suya bizden önce girdi. "Su dediğin kadar güzelmiş,Hera."dedi Ozan. Hera ardından suya daldığında buz gibi suyu Hera ‘ya doğru attı. Hera bunun intikamını almak için daha sert bir şekilde suyu ona attı ve Ozan sırılsıklam oldu. Suya girmek üzereyken ikisi bir olup bana şu attılar ama bugün şu savaşı yapacak havada değildim. "Çocuk musunuz siz? “diyerek onları azarladım. "Çocuk olan yetişkinlerde var, Sara. Yanında kendini çocuk gibi hissettiğin insanların yanında çocuklaşırsın ve bu kişi benim için Ozan. “dedi Hera. Bu suya son bir kez daldım. Aslında planımız tüm ekiple dalış yapmaktı ama zaman bize bir oyun oynamıştı ve bunu kazanmıştı. Suya girdiğim gibi bedenim huzura kavuşmuştu. Hera ile yüzmeden önce en son Nikolas ile Türkiye’deyken yüzmüştük. Muğla suyu en güzellerinden biriydi diyebilirim. Datça'nın gizemli yapısı ve doğallığı Nikolas ile beni çok etkilemişti. Görev bittikten sonra toplanan bilim konferansında yaptığımız araştırmaları ve buna bağlı olan olası tehlikeleri açıklayacaktık. Bunu açıklamak bizi yoracağı için eğlence düzenlemeye karar vermiştik. "Neredeyiz biz Nikolas? “diye sordum etrafıma ilgiyle bakarken. "Datça’dayız. “dedi gözleri ilgiyle burayı incelemekle meşguldü. "Burayı dibine kadar gezelim ve bütün gizemleri bulalım. “dedim çocuksu bir neşeyle. "Peki, Sara gezelim. “dedi onaylar biçimde göz kırpıştırarak. Datça’yı gezerken bir gölet gördük. "Bu gölete girelim mi Nick?"dedim istekle. "Gölet’e mi girmek istiyorsun? Gezecek çok yer var daha."dedi Nikolas. "Ben gideceğimiz yerde suya gireriz diye mayomu getirmiştim."dedim suratımı asarken. "Tamam."dedi bıkkınlıkla. Bir kabinde mor mayomu giydikten sonra üzerime çiçekli elbise giydim. Suya girmeden önce bu elbisemi çıkararak bu gölete girdim ve ardımdan Nikolas geldi. "Seni üzdüysem özür dilerim,Sara. Ben seni asla incitmem ve saçının bir damlasına zarar gelmesine izin vermem."dedi gözleri gözlerimdeyken. "Sorun değil,Nikolas."dedim suyun içindeki ellerim kocaman ellerini tutarken. "Senin gibi katı bir insanın bana kedi olması beni şok ediyor. “dedim şakasına. "Her aşık aşkına kedi olur ve ben şu an kediyim,Sara."dedi yüzünde oluşan tebessümü ile. Nikolas'ın kocaman tebessümü bile çok güzeldi. Onun hep böyle sırıtmasını istiyordum ama yapamıyordu. Biz bir ekipteydik ve bu ekibin yanında böyle olamazdık. Gülümseyemezdi ve hayatını işine karıştıramazdı. En mantıklı her zaman buydu. "Sen benim kedimsin. “dedim tebessümü ile dudaklarının kenarında gamze oluşmuştu. Gamzelerinden öptüm onu. "Gamzelerin çok güzel. “dediğimde kedi gibi miyavlamıştı. "Sadece senin kedin. “dedi suyun içine dalmadan önce. Daha derine doğru yüzmeye başladım. Vücudum çok rahat hissediyordu kendini çünkü su her zaman kendimi iyi hissettiriyordu. Su seni delirtirdi, su seni dinlerdi ve şu vücudunun sağlığıdır. Nikolas ile sudan çıktıktan sonra bir tura çıktık Datça etrafında. Ağaçlar,kuşlar,su ve bir tutam huzur vardı. "Sara! “diye bağırdı endişeyle Hera. Anılara daldığım için derine geldiğimin farkında değildim. "İyiyim,Hera."dedim suyun yüzeyine çıkarak. Hera ile birlikte sudan çıktık. Hera çantasını açtı ve bana bir adet pet şişe içinde su verdi. Hera ile oturduk iki kansız genç gibi. Grönland soğuktu ama biz burada güneşleniyorduk. Ozan birkaç dakika sonra sudan çıktı. Hera'nın dikkati bendeyken ona doğru kaydı. "Şimdi ne yapacağız? “diye sordu Hera. "Ekip ile buluşacağız. “dedim hemen. "Ben bu ekiple hiç tanışmadım nedense. “dedi Ozan alayla. "Tanıştın ama bizimle. “dedi Hera. "Hera kendine yakın bir görev verince kimseyle tanışamadın dolayısıyla. “dediğimde Hera tuhaf baktı bana. Ozan, Hera ve ben kuruduktan sonra bir güzel eve gittik. Eve girdiğimde soğuk bir duş alma ihtiyacı duymuştum. Soğuk su burada bile işe yarıyordu. Hera ekiple buluşmak için koyu yeşil bir mini elbise seçmişti. Takı olarak ise bir yıldızlı kolye ve yıldızlı küpelerini takmıştı. Siyah kabanını giydikten sonra onun kombini tamamdı. Ben ise bel dekolteli pembe bir elbise giydikten sonra üzerime siyah kabanımı giydim ve son olarak doğal bir makyaj yaptım. Hera ile ben odadan çıktığımızda bizi bekleyen Ozan'ı gördüm. Ozan bütün heybetiyle Heracığımın karşısındaydı. "Çok güzel olmuşsun. “dedi Ozan Hera ‘ya yutkunarak baktı. "Sen de çok yakışıklı olmuşsun. “dedi Hera Ozan'a büyülenmiş bir şekilde bakarken. "Ekiple buluşmaya biraz süslü mü gidiyoruz sizce?" "Birazcık. “dedi ikisi aynı anda. Hera, Ozan ve ben birkaç saatlik yolculuktan sonra ekibin yanındaydık. Hera ve Ozan içerideki ekiple tanışmaya giderken ben ile Nikolas yalnız kaldık. "Nasılsın,Sara?"dedi özlem dolu sesiyle. "İyiyim kedicim. “dediğimde kıkırdadı. "Kedin değilim ben senin. “dedi hemen. Ona sarıldığımda hemen sarılışıma sıkıca karşılık verdi ve saçlarıma minik bir öpücük bıraktı. "Nick özlemişim seni. “dedim özlem ile. "Sen sadece bir haftadır yanımda değilsin ama seni deli gibi özledim. “dedi Nikolas. "Bizim kalbimiz beynimiz gibidir,Nick. Beynimizde karışık bağlantılar vardır ama aynı karışık bağlantı kalptede vardır."dediğimde onaylar biçimde kafa salladı. Boynunu omzuma gömdü ve kokumu içine çekti. "Seni asla bırakmayacağım,Sara."dedi Nikolas. "Söz mü? “diye sordum. "Söz. “dediğinde beynim ve kalbim ona güvenmem gerektiğini söyledi. Hera ile Ozan yanımıza geldiğinde Nikolas ile tanıştılar. Nikolas Ozan ile iyi anlaşmıştılar. Nikolas ile Ozan derin muhabbetlere dalarken ben ile Hera oturup bir kahve içtik. "Ozan ile barıştınız mı?"diye sordum Hera'ya. "Onu kaybetmektense onun yanında olup onu korumayı tercih ederim,Sara."dedi durgunca. "Sen ile Nikolas arasında su sızmıyor gibi."dediğinde afallamıştım. "Nereden biliyorsun?"dedim şaşkınlıkla. "Birbirinize olan bakışlarınızdan belli oluyor."dedi Hera. Biz duygularımızı kimseye göstermezdik ama ben Hera'ya göstermiştim. Hera'nın iyi niyetli olduğunu sezmiştim belkide. "Uyku zamanı geldi,Hera."dediğimde ikimizde odamıza gittik ve yatağımıza uzandık. "İyi geceler,Sara."dedi gözlerini kapatmadan önce. ❤️🔥💣 -Hera Altındağ Gün ışığının odamı aydınlatmasıyla gözlerimi açtım. Bugün bizim buraya veda etme günümüzdü. Valizimden çıkarıp buradaki gardıroba koyduğum kırmızı elbisemi çıkardım. "Bunu mu giyeceksin?"diye sordu Sara. "Evet,bugünlerin geleceğini bildiğim için hazırlık yapmıştım."dediğimde ışıldayan gözleri ile bana baktı. "Sen insanları aydınlatan bir kraliçesin,Hera ve bugünde öyle olacak."dedi Sara. Ozan ile takılmak iyi gelmemişti demek. Adam ona resmen benim kraliçe olduğumu ezberletmişti. "Tacımı getirmemişim yanımda."dedim gülümseyerek. "İnci kolyeleri sevdiğini bildiğim için sana bunu vereceğim."diyerek bir adet kalpli inci kolye verdi. "Senin zevkin mi Sara?"diye sordum. "Evet."demekle yetindi. Ben kırmızı elbisemi giydikten sonra odadan çıktım. Yeşil elbisesini giydikten sonra odadan çıkmıştı Sara. "Ateş perisi burada."dedi Sara gülümseyerek. "Doğa perisi burada ve benimle."dedim gülümseyerek. Koridorda Ozan ve Nikolası gördük. Sara gözlerini siyah takım elbiseyi giyen Nikolastan ayırmadı. Ozan'a baktığımda ise gözlerinin üzerimde olduğunu hissettim. "Hera ateş kırmızısı elbiseleri giymeyi bırakmalısın."dedi birkaç adımıyla yanıma gelirken. Kıskançlık sezmedim desem yalan olurdu. "Siyah seni ayrı karizmatik gösteriyor."dediğimde kolunu tutmam için uzattı. Kibarca uzattığı koluna girdim. Sara ve Nikolas birden yok olmuşlardı. Ozan davet yerinin olduğu yere kadar kollarımızı ayırmadı. "Biz her şehirde dans mı edeceğiz Ozan?"diye sordum. "Sanırım."dedi bundan zevk alırmışcasına sırıtırken. Sara,Nikolas,Helia,ben,Ozan ve ekibin diğer üyeleri de buradaydı. Ekip ile sofraya oturduk. Uzun bir sohbetten sonra eğlenceye geçtik. Elime bir adet kadeh aldım. "Benimle dans eder misin,Hera?"dedi Ozan. "Bunun cevabını biliyorsun bence."dedim göz kırparak. Ellerini tutmam için uzattı. "Her zaman ederim,Ozan."dedikten sonra uzattığı ellerini tuttum. Nikolas Sarayı dansa kaldırmıştı. "Baksana biri benden sonra birileri sevdiği kadını dansa kaldırmış."dedi Ozan Nikolas'a gururla bakarken. "Sen gerçekten beni seviyor musun?"dedim sorgulayıcı bir sesle. "Şüphen mi var Hera?" "Yok,"dedim ve duraksadım. "Sen benim için hiç düşünmeden kendini feda ettin,Ozan ve bu senin bana olan sevgini gösteriyor."dedim minicik bir tebessümle. Başını biraz bana doğru eğdi. Cebindeki kırmızı gülü çıkardıktan sonra kırmızı gülü saçıma taç gibi taktı. "Kırmızı gül seni hatırlatıyor bana."dedi dans şarkısı bitmeden önce beni etrafında döndürürken. Dans müziğinden sonra biraz klasik müzik dinledik. "Mozart mı dinliyoruz?"diye sordu Ozan. "Evet,Mozart dinliyoruz."dedim onaylayan bir sesle. "Seninle birkaç ay ayrı kalmak çok zordu,Hera. Seni görerek senden yıllarca uzak kalabilmişim ben."dedi hüzünlü bir sesle. "Geçmiş geride kaldı. Ben sana her ne kadar kızgın olursam olayım hiçbir zaman senden vazgeçmedim,Ozan."dedim onun hüzün dolu gözlerine bakarken. "Vazgeçmeyelim birbirimizden. Her şeyi beraber yapalım,Hera. Benimle evlenir misin?"dedi cebinden yüzük çıkararak. 14 yıl sonra bugün bana evlilik teklifi ediyordu. "Görevlerimizden biri tehlikeli olsa bile mi benimle olmak istiyorsun?"dedim önüme diz çöken Ozan'a bakarken. "Beraber olursak bütün tehlikeleri aşarız. Her türlü yolu buluruz,Hera. Şu ana kadar biz sürekli bir yol bulmadık mı? Sen beni kurtardın ve ben seni kurtardım."dedi Ozan. "Evet,Ozan."dediğimde doğruldu ve yüzük parmağıma güneş temalı bir yüzük taktı.
|
0% |