@beyazmelek
|
Yalnızlık, yaşamda bir an, Hep yeniden başlayan.. Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan, Kovdukça kovalayan.. Paylaşılmaz..
Bir düşün'de beni sana ayıran, Yalnızlık paylaşılmaz. Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Özdemir Asaf
Dün sözleştikleri gibi bugün özgür ve timi rüyaya yardım için okula gelmişlerdi. Rüyanın çalıştığı okul çok eski ve yaşanabilecek bir durumda değildi. Allah aşkı için en son buraya ne zaman insan eli değmişti. Hiç boya yapılmamış duvarlar çok kötü bir haldeydi. Duvarlarda yer yer küfler pencerelerde ise yer yer çatlaklar vardı. Tavanı hiç söylemek bile istemiyordu. Yağmur suyundan akmış çok kötü bir görüntü oluşturuyordu. Bu zavallı çocuklar nasıl burada hasta olmuyordu. Koyulan sıralar artık hep eskimiş çizilmiş ve mahvolmuştu. Buralara gerçekten emek vermek gerekiyordu. Şimdi hepsinin işe başlaması gerekiyordu. Herkes elini taşın altına koymuş ve arada bir şeyler toplanmıştı. Okul için yeni sıralar alınmış boyalar alınmış temizlik malzemeleri alınmıştı. Önemli olan işe başlayayıp bu okulu yeniden yaşanılır bir hale getirmekte. Şimdi hepsi işbaşı yapmak için kollarını sıvıyordu. Özgür kimleri mi getirmişti. Kıdemli yüzbaşı Özgür demirkutlu, yüzbaşı Çiğdem batak, üsteğmen Ateş Yılmaz, teğmen Devrim borani, kıdemli başçavuş Mesut çevik ve kıdemli çavuş Hamza Eroğlu . Bunlar kim miydi? Tabii ki onlar Turan timiydi. Var olmayanlar, asla bilinmeyenler, duyulmayanlar, adları asla anılmayanlardı. Onlar vatanı için gözleri kapalı ölüme giden bir avuç bordo bereliydi. Tabiki bunlara ek Zülküf ve Osman da gelmişti. Rüya onların geldiğini görünce o kadar mutlu olmuştu ki. Artık yavrularına güzel bir yuva verebilecekti. İlk önce tanışma faslına geçmişlerdi. Geçen sefer büyük bir rezillik olduğu için tanışamamışlardı.Ahhh!!! O günü hatırlamak bile istemiyordu. Ne büyük rezillikti. Kafasını kaldırıp hepsine tek tek göz gezdirdi . Aman yarabbim hepsi ne kadar da iriydi . Çiğdem yüzbaşı bile kadın olmasına rağmen gözle görülür bir şekilde kasları göze çarpıyordu. Hepsi ile tanıştıktan sonra en son devrime sıra gelmişti. Hepsi iriydi ama içlerinden en irisi oydu galiba adam kaç metreydi acaba 2 metre boyu var mıydı? Birbirlerine kendilerini tanıttıktan sonra devrim:" hoş geldiniz öğretmen hanım."dedi. Ama bunu kafamı yarayacak gibi söylemişti. Bir ürkmedim değil . Asıl sen hoş geldiniz Devrim bey. Benim ne haddime hoş gelmek. Hepsi o kadar iriydi ki kendimi kurban için besiye çekilmiş tosunların arasında, en çelimsiz kalan dana gibi hissediyordum. "Sağ ol . Geldiğiniz için teşekkür ederim.dedim". Bu arada Ateşte"biz de bu vatanın evladıyız. Tabii ki yardım edeceğiz. Dedi." Çok geçmeden hepimiz işe koyulmuştuk. Erkekler masaları taşıyor. Özgür Zülküf ve Osman camları tamir ediyor. Çiğdem yüzbaşı ve rüyada camları siliyorlardı . Yerleri toparlıyorlardı. 2 saatlik bir uğraşın sonunda artık yaşanılacak bir yer haline gelmişti. Tavanları alçı çekilmiş duvarlar boyanmış camlar tamir edilmiş ve her yer tertemiz silinmişti. Sıralarda yerleştirdikten sonra artık işleri bitiyordu. Tam işleri bittiği sırada bir kamyon okulun önüne yanaşmıştı. Kamyonu gönderen kişi Hayri albaydı. Büyüklüğünü yapmış ve okul için birçok malzeme göndermişti. Çeşit çeşit kitaplar kalemler defterler okul çantaları... Bu görüntüye hüzünlenmemek mümkün değildi. Artık rüya'nın evlatlarının her şeyi vardı. Şimdi bunu sınıflara taşımaları gerekiyordu. Eşyaları taşımak için Devrim ve Ateş arabanın üstüne çıktılar. İkisi de biraz iri olduğu için birkaç eşyanın üstüne basmışlardı. Devrim:" öğretmen hanım biraz üzerine bastık ama bir sakıncası var mı? dedi. Evet bir sakıncası vardı. Ezel mahvedersiniz siz benim eşyalarımı. Biriniz Thor diğeriniz hulk gibi adamlarsınız. Ölür lan eşyalar... Diye içinden geçirmişti ki o sırada Özgür:" dikkat etsenize hayvanlar hiçbir şey ezmeyin.dedi". Evet onu dinleyin dedi içinden rüya. Basmayın yavrularımın istikakına. Onlar benim yavrularımın hakkı. İşleri bittikten sonra özgür ve arkadaşları karargaha geri dönmüşlerdi Rüya ise okulun son haline bakıp mutlu oluyordu. Acilen gidip Özgür 'e teşekkür etmesi gerekiyordu. Geçen sefer onu yemeğe çağırdığı zaman kıymalı böreği aşkla yediğini görmüştü. Belki de yine börek yapıp onu karargahta ziyaret edebilirdi. Bunu sonra düşünmeyi aklım bir köşesine not etti.
🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺
Rüyaya yardım ettikleri günün üzerinden tam 2 gün geçmişti. Bu arada Özgür artık işinin başına dönmüş ve dağlarda dolanıp vatanını korumaya devam ediyordu. Akşamdan beri bir operasyondalardı Arjin iti yine ortaya çıkmıştı. Şerefsiz yabani ot gibiydi hep bunun dibinde bitiyordu. Tam 5 yıldır bu oruspu çocuğunu yakalamaya çalışıyordu. Ama piç kurusu her seferinde yakasını kurtarmanın bir yolunu buluyordu. Ama bugün onun defterini düracak ve ondan kurtulacaktı. "Hazır olun ateşimle başlayın."dedi Özgür. Emredersiniz komutanım. Dediler hep bir ağızdan. Özgür'ün ilk kurşunu atması ile çatışma başlamıştı. Tam 2 saattir çatışıyorlardı ve artık dayanacak güçleri kalmamıştı. Şerefsizler pusu atmıştı onlara. Telsizle bağlantı kurmuşlardı ama helikopter o bölgeye yanaşamıyordu. Helikopterin onları alabilmesi için düzlük bir yere çıkmaları gerekiyordu iki dağın arasında sıkışmışlardı. "Sikerler böyle işi". Bugün özgür hiç kimseyi kaybetmeyecek hepsini sağ Salim buradan çıkartacaktı. Artık kimseyi kaybetmeye tahamülü yoktu. Bu yolda kaç şehit vermişti bir o bir Allah bilirdi. "Komutanım mermemiz az kaldı."dedi mesut "Dayanın aslanlarım ."dedi Özgür" dayanın". Tam o anda Ateş :"komutanım duyuyor musunuz?"dedi. Özgür ortalığı dinledi. Bu G4 sesiydi. Bu dağlarda G4'ü yalnızca komandolar kullanırdı. "Biraz daha dayanın aslanlarım haydi komandolar geldi." Dedi Özgür. Çok şükür diye geçirdi içinden. Komandolar gelmişti yetişmişti. Kısa bir sürede komandolar bütün herkesi dağıtmayı başarmıştı. Ateş ve Devrim etrafın güvenliğini sağlamak için öne çıktılar. Tam o anda koca bir kayanın arkasına saklanan biri kalkıp bir yere Ateş etmişti. Attığı kurşun Özgür'ün kolunu sıyırıp geçmişti. Hep bir ağızdan komutanım diyerek özgür'e koştular. 10 dakika sonra askeri helikopter oraya inmişti. Acele ile helikoptere binip telsizden anons geçtiler. Karargahta bir ambulans onları bekliyordu. Ama Özgür inat edip bir türlü o ambulansa binmedi. Sonuçta ilk defa vurulmuyordu. Bu yara onu öldürmezdi. Hem o hastane adamı değildi. Hastanede hiç sevmezdi. Aslında Özgür canına da pek kıymet vermezdi. Bu yüzden çoğu defa vurulduğunda revire bile gitmemişti. Bugün de inadını yapmış ne revire gitmiş ne de hastaneye gitmişti.
🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺
Bugün hafta sonuydu. Rüya erkenden kalkmış ve kıymalı börek yapmıştı. Çünkü bugün karargaha gidecek özgür'le görüşüp ona teşekkür edecekti. Her şeyi hazırlamış ve yola çıkmıştı. Nihayetinde Bir saat sonra karargahın önüne varmıştı. Üstünü özenli bir aramadan geçirdikten sonra onu içeriye almışlardı. Şimdi kimle görüşeceğini söylemek kalmıştı derken o arada özgür'le göz göze geldiler. Özgür hemen rüya'nın yanına gelmişti. " Hayırdır o zirzopu yani şey zülküf'ü mü görmeye geldin?" Hayy çenenin bağına diye söylendi kendi kendine özgür. Anlamayan gözlerle baktı rüya. O zirzop diye kardeşine mi demişti. Ne alıp veremediğim vardı bunun kardeşiyle. Birkaç sefer de böyle kardeşiyle uğraştığını denk gelmişti. Acaba Zülküf onu sinirlendirecek bir şeyler mi yapmışsın kardeşine pek güvenmiyordu." Hayır seni görmeye gelmiştim." dedi. Beni görmeye mi gelmiş. Evet dedi iç sesi bizi görmeye gelmiş. Hayırdır öldük de Rüya mı görüyoruz acaba. Kötü kelime şakası dedi iç sesi. Oğlum mal mal kızın suratına bakmasana kız sen de bir tuhaflık olduğunu sanacak. Şaşırmıştı Özgür Rüya onu görmeye gelmişti. " Hayırdır kötü bir şeyler yoktur inşallah." dedi. "Ha yok kötü bir şey dedi." Rüya. "Şey ben sadece işte bilirsin sana teşekkür etmek istedim." 'niçin teşekkür etmek istedin. dedi Özgür "geçen gün okulda yaptıkların için" Bunu söylerken utanmıştı hafifçe de kızarmıştı. Yaptığı börek poşetini arkasına saklamış ellerini avuçlarını birbirine sürtüyordu." Şey bu sana teşekkür babında yani."dedi . Of neden bu kadar utanıyordu ki altı üstü bir teşekkür etmişti. Rüyanın elinden aldı. "Nedir bu dedi Özgür." "Açıp baksana." dedi Rüya. Özgür poşeti açıp içine baktı. Ona kıymalı börek yapmıştı."o gün yemekte çok güzel yiyordun seversin diye düşündüm." " Teşekkür ederim dedi severim." Biraz daha oturup sohbet etmişlerdi. Özgür çay söylemiş ve böreklerin tadına bakmıştı. Acaba tadını beğenmiş miydi Rüya çok merak ediyordu bir şey söylesin diye gözünün içine bakıyordu." Ellerine sağlık dedi Özgür çok güzel olmuş." Bu rüyayı çok mutlu etmişti. Tam o sırada oradan Osman ve Zülküf geçiyordu. Osman: " Lannn Rüya abla değil mi?"dedi "Abla burada ne arıyorsun?"dedi Zülküf. Ablası neden gelmişti ki acaba onu görmeye mi gelmişti. Kardeşini gören rüya ayağa kalktı ve kardeşine sarıldı." Merhaba ablacığım bu sefer seni görmeye gelmedim Özgür bey'e okuldaki yardımları için teşekküre geldim." dedi. Yine geldi tipini siktiğim diye geçirdi içinden Özgür." İstenmeyen ot." dedi . Ama bunu tam içinden söylememiş olmalı ki Zülküf "bir şey mi dediniz komutanım." " Eğitimde olmanız gerekmiyor mu lan sizin bu saatte burada ne işiniz var". "Öğlen oldu yemeğe gidiyorduk komutanım."dedi Osman. " Siktir olup gidin lan o zaman ne bekliyorsunuz yavşaklar." Dedi Özgür. Sonra rüya'nın orada olduğunu fark edince pardon demişti. Bu tipini siktiğim zirzopunu ne zaman görse ayarları bozuluyordu. Bir türlü sevemiyordu bu piçi. Bir anda Özgür'ün başı dönmeye başlamıştı ne oluyordu acaba deprem mi oluyordu. Gözünün önü kararmış yer ayaklarının altından kaymıştı. O arada Özgür Zülküf ve Osman'ın Özgür komutanım diyen sesleri geliyordu. Ne oluyor orada acaba. Kısa bir süre sonra Özgür gözlerini açmış ve revirde olduğunu görmüştü. Neyi vardı acaba derken orada bulunan doktor yanına gelmişti. İki gün önce operasyona gitmiş ve kolundaki yaraya baktırmamıştı kurşun sıyırıp geçmişti ama onu zehirlemişti. Şimdi oradaki doktor yarısını temizlemiş ve dinlenmesi gerektiğini söylüyordu. Rüya korkmuş gözlerle ona bakıyordu. Nasıl bir insan canının kıymetini bilmezdi ki. Yaralanmasına rağmen neden hastaneye veya revire gitmemişti. Özgür'ün uyandığını görünce koştu ve bir anda özgür'e sarıldı. Özgür butut'un karşısında şok olmuştu. Yapacağını bilemedi. Bir sürelik tepkisizlikten sonra nihayet şoku üzerinden atmış ve o da tek kollu rüyanın beline sarmıştı. Sanırım Özgür'ün içinde bir şeyler değişiyordu. Ama henüz ne olduğunu o bile anlamamıştı. Neler olup bittiğini zaman gösterecekti.
Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi. Biraz bölümü aceleye getirdiğim için pek içime sinmedi ama umarım siz beğenirsiniz. Bu ara biraz hastane işlerim olduğu için bölümlere vakit ayıramıyorum bu yüzden elimden geldiği kadar hızlı yazmaya çalışıyorum. Yavaş yavaş özgür ve Rüya arasında bir şeyler olmaya başladı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Yorum yapıp oy vermeyi unutmayınız lütfen yorumlarda buluşalım. Yorumlarınızı ve beğenileriniz benim için çok kıymetli. Seni çok seviyorum kendinize iyi bakın...🌺🌺🌺
|
0% |