@beyazmelek
|
Zülfikar ablasını eve birakmıştı. 2 saat önce çay bahçesinde komutanlarıyla karşılaşmışlardı. Ablası ve komutanı tanışıyor muydu. Ablasına sorduğunda kem küm etmiş en sonunda Ankara'da tesadüfen karşılaştıklarını söylemişti. Yanlarında durmak istememiş bu yüzden aceleyle eve gelmişlerdi. Zaten o Ayıboğan komutan Zülküf 'ü hiç sevmemişti her gördüğünde tip tip bakıyordu. Sonunda ablasını bırakmış karargaha dönmüştü. Aslında Osman'ıda götürmek istemişti ablasının yanına ama ailesi ziyarete geldiği için goturememisti . Neyse bir dahakine götürürdü. Hem biraz babasına bakıp imana gelsindi kafir belki Sübhaneke yi öğrenirdi.
Özgür 'un önündeki çay soğumuştu bir yudum bile almamıştı. O kadını burda gördüğüne şaşırmıştı ama o Zülküf denen zirzopla görünce daha da şaşırmıştı. Acaba sevgililer miydi ? Ama onun için Ankara'dan buraya geldiğine göre nişanlıda olabilirlerdi ama parmağında yüzük görmemişti. Ayrıca o at hırsızının dosyasında bekar olduğu yazıyordu. Aman ona neydiki neden umursuyordu.
Özgür sonunda karargaha gelmişti. Akşam yemeği vaktiydi ama hiç keyfi yoktu. Yemekhaneye doğru yürüdü önünden geçtiği her asker hazır ola geçip ona tekmil veriyordu. Yemekhaneye geldiğinde tüm askerler ayağa kalktı ama onun varlığını fark etmeyen biri vardı. Elindeki tabağı Osman' ın kafasına geçirmeye çalışan bir adet Zülküf. Özgür Zülküf ' ün tam arkasında durup ensesine silleli bir tokat çaktı. Tokadın etkisiyle Zülküf öne doğru sendeledi ve Osman'ın kucağına düştü. İkiside yere kapaklandılar. Şimdi çok tuhaf bir pozisyondalardı Osman altta Zülküf onun üzerinde elleri Osman'ın göğüsündeydi. Başı ise tam omuz hizasındaydı. Kalkmaya çalışırken tekrar kaymış ve imamın kafir oğlunun malum yerlerine vurmuştu. Bu acıyla Osman böğürmüştü:
✏️✏️✏️
Rüya yatağında dönüp duruyor ama bir türlü uyuyamıyordu. Aklı sabah olanlardaydı demekki o asker burda görev yapıyordu. Hemde kardeşinin komutanıydı acaba rütbesi neydi? Hem Rüya 'yı görünce neden öyle tuhaf tuhaf bakmıştı. Zaten bir anlık panikle saçmalamıştı kesin rezil olmuştu. Neden öyle tepki vermiştiki . Neden bunları düşünüyordu ki kimin umrundaydı. Hem niye rezil olcaktı ki bir an utanmış öyle tepki vermişti. İnsanlık haliydi . Bunları düşünürken uykuya dalmıştı.
Sabah erkenden kalkıp okula gelmişti.buraya geleli tam iki hafta olmuştu ve çok mutluydu öğrencileriyle çok iyi anlaşıyordu. Tek bir sıkıntısı vardı oda kürtçe anlamıyordu. Onun içinde yakınında kurtçe bilenlerden çevirmelerini istiyordu. Şimdi tenefüstelerdi ve meslek taşi olan melihle çay içiyorlardı. Melih tam bir İstanbul beyfendisiydi. Kibar ve tatliydı.
Böreğini almış ve karargaha gelmişti karargahta sıkı bir aramadan sonra nihayet onu içeri almışlardı şimdi masalardan birinde oturup kardeşini bekliyordu. Burası büyük bir piknik alanı gibiydi. Etrafı incelerken biraz sonra üzerinde bir karaltı hissetti başını kaldırıp bakınca Özgür 'ü gördü.
Özgür bişey demeden tip tip baktı Zülküf 'e bu zirzopa ayar oluyordu. Ağzını burnunu kırıp eline veresi vardı. Demek sevgiliydiler ne bulmuştu acep bu zirzopta. Bide kıymalı börek yapıp getirmişti mis gibide kokmuştu. Özgür 'de çok severdi kıymalı böreği. İnşallah boğazında kalırdı o itin nasılda börekleri ağzına tıkıştırıyordu demesine kalmadan Zülküf boğulma sesleri çıkarmaya başlamıştı. Yediği börekler boğazında kalmıştı. Oh iyi olmuştu bok yesindi. Rüya aceleyle yanındaki suyun kapağını açıp suyu kardeşine uzattı. Sonra sırtını sıvazladı. Tabiki bunları yaparken Özgür 'ün onları izlediğinden habersizdi. Rüya neredeyse bir saat kardeşinin yanında kalmıştı ama bir türlü tam anlamıyla sohbet edememişlerdi . Çünkü Özgür her seferinde bir bahaneyle Zülküf 'ü kaldırıyor yada bir iş veriyordu. Sonunda vedalaşıp kalkmaya karar vermişti. Zülfikar ablasına sarılmış ve ayrılmışlardı. Zülküf mutlu bir şekilde bölüğüne dönerken Özgür 'ün onun için hazırladığı işkence planlarından habersizdi. Az ilerde Osman' ı gördü ve koşup sırtına atladı.
|
0% |