Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Ay ve Yıldız Tutulması

@beyazmelek1901

İki gün sonra, gece...

 

Taner ve Dilek beşiğinde yatırmış oldukları oğullarını hayran hayran seyrediyordu. Taner, Dilek'e baktı. Başını Taner'in omzuna yaslamıştı. Yüzünde hiç görmediği bir ifade vardı. Bu, iki gün önce doğum yapmış bir kadının ifadesi değildi. Aksine, huzurlu bir gülümseme ile onu hayata bağlayan kıymetlilerini süzüyordu.

 

"Gülüm, bu his... İçimde bi his var Öretmen Gızı... Ali'yi kucağıma verdiklerinden beri gitmiyor da... Bütün kelimeler tarifi için eksik kalan bir his. Sende de oluyor mu, adı ne bu duygunun Dilek?"

 

Manalı bir gülümseme ile Taner'e bakan Dilek,

 

"Kalbin yerinden çıkıyormuş gibi, değil mi? Taner, onu ben doğurdum. Bu, nasıl bir soru? Tabii ki oluyor. Cemile'ye sordum, "analık" dedi. Sendeki de "babalık" oluyordur."

 

"Ömrümüzün sonuna kadar yaşayacağız bu hissi, desene."

 

"Şikayetiniz mi var, Taner Bey?"

 

"Yok gülüm ya, ne demekmiş o? Benim canım ikinize de feda olsun. Çok güzel değil mi Dilek? Bazen yaşadıklarımızın gerçek olduğuna inanamıyorum bile. Sen benim için hayaldin, bir gün çıkıp tekrar geldin. Biz evlendik, şimdi de ikimizin kanından canından bir parça, ikimizin yatak odasında yanımızda yatıyor."

 

"Öyle Taner, öyle."

 

"Sen de çok yoruldun bu dönem, doğal olarak. Hadi uyu artık."

 

"Uyumak istemiyorum ki, her anını aklıma kazımak istiyorum."

 

"Biraz daha yorgun düşersen, en özel anlarını kaçıracaksın ama."

 

"Haklısın."

 

Usulca başını Taner'in omzundan kaldıran Dilek, yavaşça uzandı.

 

Bir dakika kadar bir süre onun saçlarını okşayan Taner de Dilek'in yanına yattı.

 

****

Bir buçuk saat kadar sonra...

 

Dilek, babasının adını verdikleri evladının ağlamalarıyla uyandı.

Beşikten kucağına aldığı bebeğe baktı, içinden "Neden ağlıyor ki şimdi?" diye geçirdi. Annesinin kucağında olduğunu anladığı an susan bebek, onu şoka soktu.

 

"Neyse ki Taner uyanmadı, Ali'mi yerine yatırayım da ben de yatayım."

 

Ali'nin üzerinden elini çektiği zaman tekrar aynı şey oldu. Birkaç kez daha aynı döngü tekrarlandı.

 

Pes eden Dilek,

 

"Anlaşıldı annecim, sen kucakta durmadığın sürece bana da babana da rahat vermeyeceksin. Peki, kabul o zaman sen kucağımdayken yatarım. "

 

Taner'le aralarına koysa belki yine dururdu ama Taner, Ali'ye istemeden zarar verebilirdi. Çünkü aralarına gireceğini bilmiyordu. Bu, ikisinin de en son istediği şey bile olamazdı.

 

Ali'yi kucağına aldı ve sırtını yatağın başına yasladı.

 

****

Sabah...

 

Taner, sabah uyandığında Dilek'i kucağında Ali'yle oturur pozisyonda buldu.

 

Usulca Ali'yi annesinden aldı. Oğlunun yüzüne merhametle bakarak,

 

"Niye üzüyorsun oğlum, anneni."

 

Oğlunu beşiğe bıraktı, Dilek'e baktı. Sakince saçlarından öpmeye yeltendi.

Sonra durdu, ya uyanırsa, diye sordu kendine. Başını yastığa yerleştirmeye bile korktu. İki bebeğini de uyandırmamaya çalışarak parmak uçlarında odadan çıktı.

 

Elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçti ve kahvaltı hazırlamaya başladı. Bir yandan da alçak bir sesle türkü söylüyordu.

 

"Bağa gel bostana gel, vay, vay, vay, vay yandım. Gülleri destele gel..."

 

Böyle böyle kahvaltı hazırlamayı bitirdi. Dilek'i uyandırmak için odaya gitti.

 

"Dünyanın en güzel annesi, uyan hadi."

 

"Beş dakka daha yaa..."

 

"Kahvaltı hazır, Öretmen Gızı."

 

"Kahvaltı mı, Taner sen... Kahvaltıyı sen mi hazırladın?"

 

"Hee, ne olmuş yani? Dün gece bu arkadaş seni uyutmamış, belli. Hem, Taner Kaya kahvaltı hazırlayamaz diye bi kural mı var, hayır var da ben mi bilmiyom?"

 

"Sen çok güzel bi baba oldun."

 

"Gülüm benim, sen de dünyanın en güzel annesi oldun."

 

Kapının çalmasıyla irkildiler.

 

-Taner kapı çalıyo!

-Dur gülüm, dur. Bizimkilerdir. Yeğenlerini görmeye gelmişlerdir.

Ben açarım şimdi.

Taner, kapıyı açar açmaz,

 

-Amcolu, Ramazan Ali nerede?

 

-Olum, kaç kere dedik sana çocuğun adı Ramazan Ali değil diye.

 

-Durun la, durun sonra kavga edersiniz. Çocuk uyuyor.

 

Yüzü düşen Asuman,

-Yaa, ben onu mıncırcaktım amaaa.

 

Dilek'e sarılan Cemile,

 

-Gel, güzel gardeşim benim, çocuk olunca analar hep ikinci plana düşüyo. Yağmur doğunca da böyle yapmışlardı.

 

Ohh, iyi ki varsın Cemile'm ya yoksa kimsenin beni sorduğu yok, dedi alıngan bir tavırla Dilek.

 

Hadi kahvaltı hazır, soğutmayın dedi Taner.

 

Asuman, Dilek sen ne ara yaptın bu kadar hazırlığı diye sordu.

 

-Ben yapma...

Dilek'in sözünü kesen Taner,

Benim karım sabah erkenden kalkıp her şeyi sizin için hazırladı.

Dilek, Taner'in ince düşüncesine hayran kalmıştı. Sesini çıkarmadı.

Sofrada herkes yiyeceklere korkarak bakmaya başlamıştı.

Yesenize, dedi Dilek.

Korkarak ilk lokmayı alan Cemile,

şok olmuştu.

-Gülüm bu çok güzel olmuş.

Cemile'nin bu yorumun ardından herkes yemeye başladı.

-Hakikaten Dilek ya, çok güzel olmuş eline sağlık.

Utanan Dilek belli etmemeye çalışarak,

-Sağ ol Asuman.

Bu bölümü biraz kısa kesiyorum, çok bekle

diniz biliyorum çünkü. Bundan sonra biraz daha icatlara yönelmeyi planlıyorum. Güzel yorumlarınızı bekliyorum. 🤍

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%