Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Düğün Hazırlıkları

@beyazmelek1901

Bir yılı biraz aşkın bir süre önce, 28 Mayıs 2022'de, biz sadece Dilek'i gömmedik o mezara... İki sezondur ilmek ilmek işlenen hikayemizi, karakterlerimizin gerçek hallerini, icatları, Neşet Ertaş türkülerini... Kısacası Gönül Dağı 'nı koyduk gözyaşlarımızla toprağa... İcat konusu en son neredeydi, diye düşündüm. Bulamadım. Epeydir kendi kafamda kuruyordum, Dilek ölmese nasıl olurdu, diye. Sonra kafamda kalmasın,sizler de okuyun istedim. Bu uzun zamandır düşündüğüm bir işti ama asıl Asu'nun @guccukgardes "Kaybedilmiş Bir Oyun: VeyKen" ini okuduktan sonra DilTan da mutlu bir sonu hak ediyor, diye düşündüm. 65'i Mühendis Hanım'ın rüyası varsayalım.

Keyifli okumalar... 🤍

 

Dilek, sıçrayarak uyandı. "Aman Allah'ım, bu nasıl bir rüyaydı?!" dedi kendi kendine. Deliler gibi atan kalbini sakinleştirmeye çalıştı.

 

Etrafına baktı, Asuman'ın yatak odasındaydı. Bugün Asuman & Ramazan'ın düğünleri olduğunu hatırladı. Kendine gelmeye çalıştı, çünkü kardeşinin en mutlu gününü zehir etmeye hakkı olmadığını düşünüyordu.

 

Yerde yatan Cemile'ye baktı, gece uyumadan önce söylediklerini hatırladı. İyice analık modunu açtın gülüm, demişti. Doğum yaklaştıkça daha sık olacağını da belirtmişti. Bir de Taner ile gittikleri iğde bahçesindeki teyzenin söyledikleri...

 

İyice paranoya oldun kızım, dedi kendi kendine. Elini karnına götürdü, oğlundan güç almaya çalıştı. Onu kaybetme korkusu bütün ruhunu sardı. Evladının ufak haraketleri ona güç verdi, artık kendisini daha rahat hissediyordu.

 

Annelik böyle bir duygu olmalı, diye düşündü. Rüyasını tekrar aklından geçirince tamamen kuruntu olduğundan iyice emin oldu.

 

Bir kere, ekip arkadaşlarının onun sözünü dinlememesi söz konusu bile olamazdı. Çünkü ekipteki en kıdemli mühendis kendisiydi. Sonra, kasabalıyı uyarmaya gittiğinde hamile olmasına rağmen kimse ona yardım etmeyecek miydi?

 

İmkansız, dedi ve yanında yatan Yağmur'a baktı. Teyze, anne yarısıydı ve o, anneliğe hazırlığını yanında yatan dünyalar tatlısı, kan kardeşinin hatta Kaya ailesinin ilk göz ağrıyla yapmıştı.

 

Yerde yatan Cemile, Elif ve Asuman'a kaydı zümrüt yeşili güzel gözleri. Kızının yanında yatması gerektiğini söylemişti Cemile'ye.

 

"Aaaa, o nasıl laf öyle gülüm, sen yüklüsün. Hayatta olmaz, hem sen yabancı mısın, biz seninle gan gardeşi değil miyiz, gızım teyzesinin yanında yatacak altı üstü."

 

Cemile'yi vazgeçiremeyeceğini anlayınca Asuman'a döndü.

 

"Asuman, bari sen yat Yağmur'un yanında. Yarın düğünün olacak senin. Rahat bir uyku çek."

 

"Dilek, eğer mevzu sen olsaydın emin ol, yukarıda yatmanı teklif bile etmezdim. Ben küçücük yeğenimi yerde yatıramam, daha fazla itiraz etme."

 

Son çare Elif'e döndü. Daha ağzını bile açamadan

"Kızlar yerden göğe kadar haklı, Dilek. Şimdi yatalım, yarın yoğun bir gün bizi bekliyor."

 

"Alacağınız olsun kızlar. Hadi hayırlı geceler ama ben bunu yanınıza bırakmam."

 

Kardeşlerinin sevgisinden güç alarak ayağa kalktı. Kızları ve Yağmur'u uyandırmamaya dikkat ederek odadan çıktı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kendisini daha iyi hissediyordu.

 

Odaya döndü, kızları uyandırmadan dolabı açtı, elbisesini ve eşyalarını dolaptan aldı.

Boş bir odaya geçip üzerini değiştirdi. Saçlarını taradı. Bir kez daha elini karnına götürdü.

 

"Bence hazırız, di mi oğlum?"

 

Cevap olarak ufak bir tekme aldı ve bunun, evet anlamına geldiğini hissetti.

 

Yatak odasına döndü, kızlar hâlâ uyanmamıştı. Uyandırmaya kıyamasa da bunu yapmak zorundaydı, Asuman'ın, kendi düğününe geciken ilk gelin olmasına göz yumacak değildi ya.

 

Acaba Tanerler uyandı mı, diye geçirdi içinden. Anlamanın tek bir yolu vardı, o da Taner'i aramaktı.

 

Telefonunu eline aldığı gibi telefon titremeye başladı. Arayan, Taner'di.

Gülümsedi. Kızları uyandırmamak için mutfağa geçip telefonu açtı.

 

" Uyandın mı, öretmen gızı?"

 

"Uyandık evet, babası. Biz de tam seni arayacaktık."

 

"Ne güzel işte, kalp kalbe karşıymış gülüm."

 

Gülümsedi tekrar. Sonra asıl sorusuna geldi.

 

"Eee, uyandı mı sizinkiler?"

 

"Yok Dilek yaaa, dün de Kenan abi tuvalet sırası bekledi, biliyon mu?"

 

Gülmesine engel olamadı Dilek.

 

"Biliyorum, biliyorum. Elif'e mesaj attı, tuvalete gidiyorum diye."

 

"Gülüm..."

 

"Efendim..."

 

"Sen ne güzel gülüyon yaa, bi daha gülsene..."

 

Güldü.

 

"Bakıyorum da romantiklikte yine zirvedesiniz Taner Bey."

 

"Kalbimin sözleri bunlar Mühendis Hanım."

 

Konuyu değiştirdi sonra.

"Bu bizim Ramço var ya, yemin ediyom kendi düğününe geç kalan ilk damat olacak, valla bak."

 

"Al benden de o kadar, Asuman Hanım da uyanamadı daha. Ben onu kaldırayım, sen de şu Ramazan'ı kaldır artık.".

 

"Tamam öretmen gızı, dikkat et kendine."

 

"Sen de..."

 

****

"Ramazan, galk, galk, galk."

 

"Nörüyon amcolu yaa?"

 

"Oğlum, la damat olacan bi de... Valla sanki ben damat oluyom. Galksana la..."

 

"Oldu mu yani, cidden bugün evleniyom mu ben?"

 

"Normalde evet ama az daha kalkmazsan düğününe geç kalmış ilk damat olarak Gedelli tarihine geçecen."

 

"Tamam, tamam galktım."

 

****

"Asuman, uyansana gülüm."

Dilek, odaya girdiğinde Cemile ve Elif de uyanmıştı. Asuman'ı kaldırma görevini de Cemile üstlenmişti.

 

"Noluyo Cemile yaaa?"

 

"Bi şey olduğu yok gülüm, alt tarafı uyuyan güzelimiz gelin oluyo..."

 

"Hiii, eyvaaaah! Kızlar, biz geç kaldık. Kendi düğününe geç kalan ilk gelin olarak tarihe geçicem."

 

"Asuman dur bi, sakin ol. Taner'le konuştum, Ramazan da daha uyanmamış."

 

Dilek'in sözleri belediye hoparlöründen yapılan anonsla kesildi.

 

" Dikkat, dikkat... Değerli Gedelli halkı... Kasabamız belediye başkanı Münir Korkmaz'ın kızı Asuman Korkmaz ile kasabamız eşrafından Hüseyin Kaya'nın oğlu Ramazan Kaya'nın düğünleri bugün saat 14.00'da eski düğün salonunda gerçekleştirilecektir. Gelin alması 13.00'da Münir Başkan 'ın evinde gerçekleştirilecektir. Düğünümüz yemeklidir. Tüm halkımız davetlidir."

 

"Hiçbir şey yetişmeyecek, kızlar hadi, hadi..."

 

"Yetişcek gülüm, sakin ol ecik."

 

"Cemile haklı Asuman."

 

İlk defa elti gecesine katıldığı için sudan çıkmış balık gibi olan Elif'ti, Cemile'yi doğrulayan.

     

Nihayet konuşabilmişti. O da ilk defa elti gecesine katıldığı için çok heyecanlıydı.

 

"Hadi, hadi kalkın. Geç kalıcaz."

 

"Dilek haklı."

 

"Eee napıcaz şimdi? Önce kuaföre gidelim, yok yok önce gelinliğimi alalım, yok önce Ramazan'ı arayayım... Offf, kızlar ben ne yapayım?"

 

"Önce bi sakin ol, sonra git elini yüzünü yıka. Hazırlan da gidip gelinliğini alalım."

 

"Tamam, geliyorum hemen."

 

****

"Asuman, dön bakayım şöyle... Peri gibi oldun, maşallah gülüm."

 

"Sağ ol Cemile..."

 

"Cemile az bile söyledi Asuman. Ayy, ben de evleneceğim zaman senin kadar güzel olayım, başka bi şey istemem."

 

"O nasıl söz Elif, sen benden de güzel olucan, eminim."

 

Dilek'e döndüler. Dudakları kıpır kıpırdı.

 

"Dilek, ne yapıyorsun sen?"

 

"Gelin Hanım'a nazar duası okuyorum. Dün bile Ramazan Asuman'ı görünce dili tutuldu. Bugün bayılır kesin."

 

"Yaa Dilek yaa, çok teşekkür ederim."

 

"Rica ederim de kuaför bizi bekliyor."

 

****

 

"Damat kopek, seni bıyıklı damat kopek seni, seni yakışıklı damat kopek seni."

 

"Amcolu durun artık, valla omzumu çürüttünüz."

 

"Oğlum, rahat bıraksanıza çocuğu."

 

"Hay yaşa Kenan abi."

 

"Valla hiç kusura bakma abi, birkaç aya kalmaz sıra sana da gelir. O zaman da seni görürüz, alışsan iyi olur."

 

"Heç!"

 

"Görüyon di mi Kenan abi, cani bunlar cani.

 

****

"Mustafa abii!"

 

"Ne var Ramazan?"

 

"Beni damat tıraşı yapabilecen mi?"

 

"Sıra var, görmüyon mu Ramazan?"

 

"Görüyom da kızlar bizi bekliyor."

 

"Amcolu, napıcaz biz şimdi?"

 

"Yapacak bir şey yok oğlum, bekleyecez."

 

****

 

"Kızlar ben nasıl yapayım saçımı?"

 

"Valla bu gelinliğe anca düz maşa gider Asuman."

 

"Olur mu ki öyle? Ramazan beğenir mi?"

 

"Olur, olur, çok da güzel olur."

 

"Öyle mi dersiniz?"

 

"Hee, Elif haklı gülüm."

 

"Hem o Ramazan seni bir beğenmesin ,ona yapacaklarımızı hayal bile edemez. Öyle değil mi kızlar?"

 

"Hay yaşa Dilek. Mecbur beğenecek."

 

"İyi ki varsınız kızlar."

 

"Sen de gülüm sen de."

****

"Hadi Mustafa abi, gızlar öldürecek bizi.

 

"Nöreyim Ramazan? Yapıyorum işte,az bekle."

 

"Beklerim de gızlar bekleniyor."

****

"Nerede kaldı bunlar ya?"

 

"Ah Ramazan, sen bir gel, sana yapacağımı biliyorum ben."

 

"Kızlar bir sakin olun Allah aşkına."

 

"Ama Cemileee..."

 

"Dur gülüm, ben bir Veysel'imi arayayım."

 

****

"Aha Cemile arıyor."

 

"Cankuşum, neredesiniz?"

 

"Iıı... Şey, Cemile'm...

 

"Ney Cemile'm?"

 

"Biz berberde sıra bekliyoz."

 

"Nee? Cankuşum, Asuman kafayı yiyecek burada. Zor zaptediyorum."

 

"Valla Cemile'm, Elif ve Dilek'le de konuş, biz biraz gecikicez."

 

"Tamam cankuşum,tamam."

 

****

"Eltim, nerede galdı bunlar?"

 

"Valla bilmiyom eltim, bir arayayım Ramazan'ı."

 

"Ramazan, nerdesiniz oğlum?"

 

"Berberde sıra bekliyoz ana."

 

"Ne?"

 

"Valla hiç sorma ana ya, Halime ve Döndü yengemle de konuş, bizi birazcık idare edin, gurban olduğum."

 

"Tamam, tamam gapat hadi."

 

****

Günışıl, Halime ve Döndü'ye olanları anlattı.

 

"Eltim, biz nörecez imdi?"

 

"Valla bilmiyom Halime aba."

 

"Neyi nörecek mişsiniz?"

 

"Muammer, Hüseyin abi, hoşgeldiniz."

 

"Neyi nöreceniz diyorum Döndü?"

 

Durumu Muammer ve Hüseyin'e de anlatmak zorunda kaldılar.

 

"Mesmursuzlar!"

"Zoborlar!"

 

****

"Kızlar, yok ben dayanamıyorum artık. Saat kaç oldu, daha gelin alması yapılmadı."

 

"Aaa, bakın, bakın geliyorlar."

 

"Hele şükür Veysel'im."

 

"Ramazan, neredeydin sen? Düğün Günü Unutulan Gelin'e çıkacak adım senin yüzünden."

 

"Asuman, ben seni hiç unutabilir miyim? Be

rberde sıra vardı."

 

"Hadi, hadi bütün kasaba bizi bekliyor."

Dilek'in uyarısı üzerine arabalara bindiler ve gelin almasına doğru yola çıktılar...

 

Nasııl, nasııl? Düğünü ikinci bölüme aktaracağım. Çok uzun oldu gibi. Her türlü eleştiriye açığım. Sizi seviyorum. 🤍😍

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%